T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/218

KARAR NO  : 2021/252     

KARAR TR  : 03/05/2021

 

ÖZET: 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 14. maddesine aykırılık nedeniyle aynı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrası (e) bendi uyarınca Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk.

 

 

KARAR

 

 

 

Davacı  : M.R. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Vekili    : Av. M.K.

Davalı   : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili    : Av. E.Y.

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Silivri Sosyal Güvenlik Merkezinin 27/02/2018 tarih ve …/206.09-E.1206727 sayılı işlemi ile, davacıya ait işyerinde 24/12/2015 tarihinde meydana gelen ve N.E. isimli kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan iş kazasının, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 14. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen süre içinde Kuruma bildirilmediğinden bahisle, söz konusu Kanun’a aykırılık nedeniyle, davacı adına aynı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrası (e) bendi uyarınca 3.699 TL idari para cezası verilmiş, yapılan itiraz, aynı Kurumun 09/04/2018 tarihli ve 2018/25 sayılı komisyon kararı ile reddedilmiştir.

2. Davacı vekili, idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. İdari Yargıda

3. İstanbul 13. İdare Mahkemesi 16/05/2018 tarihli ve E.2018/808, K.2018/872 sayılı kararı ile, 6331 sayılı Kanun uyarınca İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından verilen idari para cezasının 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 6331 sayılı Kanun’da idari para cezası verilecek hususların düzenlendiği, buna karşın idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesine yapılan yollamanın idari para cezasının tebliğ, itiraz ve tahsiline ait kuralları kapsadığı, dava yolunu içermediği, bu nedenle dava konusu idari para cezasının görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine kesin olarak karar vermiştir.

4. Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargı yerine başvuruda bulunmuştur.

B. Adli Yargıda

5. Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 24/10/2018 tarihli ve E.2018/161, K.2018/414 sayılı kararı ile, konu ile ilgili Uyuşmazlık Mahkemesinin emsal kararları gösterilerek, öngörülen idari para cezasının 6331 sayılı Kanun uyarınca İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından verildiği, 5326 sayılı Kanun'un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 6331 sayılı Kanun uyarınca Sosyal Güvelik Kurumunca verilen idari para cezalarının tebliğ, itiraz ve tahsilinde 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi hükümlerinin uygulanacağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 102. maddesinde ise, idari para cezalarına karşı idari yargı yerine itiraz edileceği düzenlenmiş olup itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterildiğinin anlaşıldığı belirtilerek, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun'la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiştir.

6. Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi, 11/11/2020 tarihli ve E.2019/166, K.2020/1413 sayılı kararı ile, idari yargının görevli olduğu nazara alınarak 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi gereğince dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle her iki dosyanın kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi, Uyuşmazlık Mahkemesinin kararı beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilerek dosya esasının kapatılması doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp açıklandığı şekilde karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

7. Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 07/07/2021 tarihli ve E.2020/443 sayılı kararı ile, davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına ve davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

8. 6331 sayılı Kanun’un “İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi” başlığı altında düzenlenen 14. maddesi şöyledir:

“(1) İşveren;

a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler.

b) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler.

(2) İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:

a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde.

b) Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde.

(3) İşyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucuları; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder.

(4) Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.

(5) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir.”

9. “İdari para cezaları ve uygulanması” başlığı altında düzenlenen 26. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Bu Kanunun;

……

e) 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı bin beş yüz Türk Lirası, ikinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene iki bin Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen sağlık hizmeti sunucuları veya yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına iki bin Türk Lirası,

……

idari para cezası verilir.”

  10. Aynı maddenin ikinci fıkrası şöyledir:

(Değişik: 4/4/2015-6645/4 md.) Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları, 14 üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere uygulanacak idari para cezaları hariç gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. 14 üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için uygulanan idari para cezaları hariç tahsil edilen idari para cezaları genel bütçeye gelir kaydedilir. 14 üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere uygulanacak idari para cezaları ise doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumunca verilir. Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen idari para cezalarının tebliğ, itiraz ve tahsilinde 5510 sayılı Kanunun 102nci maddesi hükümleri uygulanır. Verilen diğer idari para cezaları tebliğinden itibaren otuz gün içinde ödenir. İdari para cezaları tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşları adına da düzenlenebilir.”

11. 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesi şöyledir:

“.......

İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.

İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez.

            .......”

 

12. Öte yandan, 30/03/2005 tarih ve 25772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 30/03/2005 tarih ve 5326 sayılı Kanun’un 06/12/2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle değişik 3. maddesi şöyledir:

“ (1) Bu Kanunun;

a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır”;

13. Kanun'un “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin birinci fıkrası ise şöyledir:

“İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

14. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 03/05/2021 tarihli toplantısında, 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli yargı yerince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece adli yargı dosyasının, ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

15. Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:

16. Dava, 6331 sayılı Kanun’un 14. maddesine aykırılık nedeniyle aynı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrası (e) bendi uyarınca verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.

17.6331 sayılı Kanun’da idari para cezası verilecek hususların düzenlendiği, buna karşın idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, ancak bu Kanun uyarınca, daha açık bir ifadeyle, Kanun'un 14. maddesinde belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere uygulanacak idari para cezalarının doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumunca verileceği ve Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen idari para cezalarının tebliğ, itiraz ve tahsilinde 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi hükümlerinin uygulanacağı anlaşılmıştır.

18. Yukarıda izah edilen düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı açıktır.

19. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

20. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir kanun ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni kanuna göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni kanundaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

21. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkemenin davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

22. İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının 6331 sayılı Kanun uyarınca, İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından verildiği,5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 6331 sayılı Kanun’da bu Kanun uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen idari para cezalarının tebliğ, itiraz ve tahsilinde 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi hükümlerinin uygulanacağı, 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinde ise, idari para cezalarına karşı idari yargı yerine itiraz edileceği düzenlenmiş olup, itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterildiği anlaşılmıştır.

23. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde bu Kanun'un idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı belirtildiğinden, Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

24. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) yapılan başvurunun kabulü ile İstanbul 13. İdare Mahkemesince verilen 16/05/2018 tarihli ve E.2018/808, K.2018/872 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) yapılan BAŞVURUNUNKABULÜ ile İstanbul 13. İdare Mahkemesince verilen 16/05/2018 tarihli ve E.2018/808, K.2018/872 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

03/05/2021 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN