T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          CEZA BÖLÜMÜ

          ESAS    NO  : 2014 / 25

          KARAR NO  : 2014 / 26

          KARAR TR   :13.10.2014

ÖZET: Sivil kişi sanık hakkında “zimmet suçuna iştirak etmek” suçu nedeniyle açılan kamu davasının, Anayasa, 353 ve 5271 sayılı Yasa’da yapılan değişiklikler  ile 353 sayılı Yasa’nın 10. maddesinin (C) ve (D) bentleri ile12. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nce iptali nedeniyle ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

            Davacı           : K.H.

            Sanık             : E.A.

                         

OLAY             : Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığınca, Samsun Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı TCSG-121 Komutanlığı emrinde motor astsubayı olarak görevli sanık SG Mot.Kd.Bçvş. O.G.'nin, Nisan 2010-Mart 2011 tarihleri arasında, gemi motorinini müteaddit defalar sivil sanık E.A.'a verdiği, ancak TCSG-121 Komutanlığına ait olan "makine jurnali", "makineye verilen komuta jurnali", "aylık devri çark cetvelleri" ve "gemi jurnali" kayıtlarının sanık SG Mot.Kd.Bçvş. O.G. tarafından tutulması nedeniyle gemi kayıtlarında herhangi bir fazla yakıt tüketiminin, dolayısıyla hazine zararının tespit edilemediği belirtilerek, SG Mot.Kd.Bçvş. O.G.'nin hizmet ve görevi gereği muhafaza, denetim sorumluluğu altında bulunan gemi motorinini mal edinmek kastıyla sivil sanık E.A.'a verdiği, sivil sanık E.A.'ın da SG Mot.Kd.Bçvş. O.G.'nin eylemine iştirak ettiği, bu suretle sanıkların iştirak halinde Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde düzenlenen zimmet suçunu zincirleme olarak işledikleri sonucuna varıldığı;

353 sayılı Kanun’un 12. maddesinde, "Askeri mahkemelere ve adliye mahkemelerine tabi kişiler tarafından bir suçun müştereken işlenmesi halinde eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı bir suç ise sanıkların yargılanmaları askeri mahkemelere; eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı olmayan bir suç ise adliye mahkemelerine aittir." düzenlemesi mevcut ise de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen kararlardan, sivil şahıs-ların askeri mahkemelerde yargılanmaları sonucu verilecek kararların adil yargılama hakkının ihlali olarak kabul edileceği anlaşıldığından,  sivil şahısların askeri mahkemelerde yargılanmalarına olanak tanıyan düzenlemelerin uygulanmaması, adil yargılama hakkının ihlal edilmemesi bakımından, Anayasa'nın 90. maddesinin son fıkrası kapsamında uluslararası antlaşma esas alınarak sivil şahısların yargılanmasının adliye mahkemelerinde yapılması gerektiği, mevcut yasal düzenlemeler ve içtihatlar dikkate alınarak asker kişi ile sivil kişi tarafından iştirak halinde işlenen soruşturma konusu zincirleme zimmet suçu yönünden her iki sanığın adli yargı makamları önünde yargılanmasının gerektiği, dolayısıyla şüpheliler hakkındaki soruşturmanın da adli yargı makamları tarafından yapılması gerektiği açıklanarak verilen görevsizlik kararı üzerine;

 

 

Bafra Cumhuriyet Başsavcılığının 14.1.2014 gün ve E:2014/90, K: 2014/7 sayılı iddianamesiyle,  TCSG-121 Komutanlığı emrinde görevli sanık S.G.Mot.Kd.Bçvş O.G.'nin,  2010 yılı Nisan ayı ile 2011 yılı Mart ayı tarihleri arasında, görev yaptığı geminin motorinini müteaddit defalar, Sinop İlinde gemi motor tamir işleri ile  uğraşan Onaran Ticaret isimli firmanın sahibi sivil sanık E.A.'a verdiği, sanık E.A.'ın kendisine ait araç ile gemiye geldiği ve sanık S.G.Mot.Kd.Bçvş O.G.'nin talimatları doğrultusunda motorinin sanık E.A.'ın aracında bulunan bidon veya tanka nakledildiği, TCSG-121 Komutanlığına ait  makine  jurnali, makineye verilen komuta jurnali gibi kayıtların sanık O.G. tarafından tutulduğu, bu kayıtlarda fazla bir yakıt tüketiminin bulunmadığı, sanığın durumun anlaşılmaması için kayıtlarda düzenleme yaptığının bilirkişi raporu ve tanık beyanlarından anlaşıldığı, böylece sanıkların “resmi belgede sahtecilik, zimmet ve zimmet  suçuna iştirak etmek” suçlarını   işledikleri ileri sürülerek, sanık O.G.'nin eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 212. maddesinin yollaması ile 204/2, 43/1,53/1,1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 131/1, 43/1,53/1., sanık E.A.'ın eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun  131/1, 43/1,53/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.

 

BAFRA AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 20.1.2014 gün ve E:2014/21, K:2014/2 sayıyla; sanıklardan birinin asker kişi olup, yüklenen suçun da Askeri Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş olduğu anlaşıldığından 353 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca sanıkları yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 

DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 20.5.2014 gün ve E:2014/185, K:2014/150 sayıyla; öncelikle, sanıklardan E.A.'ın sivil kişi olması nedeniyle, dava dosyasının bu sanık hakkında açılan kamu davası yönünden ayrılmasına, Mahkemenin 2014/185 esasına kaydedilmesine karar vermiş;

Sanık E.A.'ın sivil kişi olması nedeniyle 353 sayılı Kanun’un 9 ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan düzenlemeler nedeniyle sivil kişi sanığın askeri yargı yerinde yargılanmasının mümkün bulunmadığı ve yargılamanın adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN, Haluk ZEYBEL, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 13.10.2014 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında, sanıklardan E.A. hakkında açılan dava yönünden Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Mehmet TEZCAN’ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

 

 

 

 

Anayasanın  “askeri yargı” yı düzenleyen 145 nci maddesinde asker kişilerin “askeri mahallerde” işledikleri suçlara bakmanın askeri mahkemelerin görevinde olduğu belirtilmişken; 12.9.2010 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilip, 23.9.2010 gün ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5982 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile yapılan değişiklik ile maddenin birinci fıkrasında, “Askeri yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür.  Bu   mahkemeler;  asker   kişiler   tarafından   işlenen  askerî  suçlar  ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.

Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz” denilmek suretiyle  “askeri mahallerde” unsuru madde metninden çıkarılmıştır.

 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmekte iken, maddenin “….askeri mahallerde….” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 26.6.2012 tarih ve 28335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15.3.2012 gün ve E:2011/30, K:2012/36 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

 

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

 

Aynı Yasa’nın “Müşterek Suçlar” başlığı altında düzenlenen 12. maddesinde  "Askeri mahkemelere ve adliye mahkemelerine tabi kişiler tarafından bir suçun müştereken işlenmesi halinde eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı bir suç ise sanıkların yargılanmaları askeri  mahkemelere; eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı olmayan bir suç ise adliye mahkemelerine aittir" denilerek, Askeri Ceza Kanununda yazılı olan bir suçun müştereken işlenmesi halinde sanıkların yargılamalarının askeri mahkemelerde yapılacağı hükme bağlanmış iken, madde Anayasa Mahkemesi’nin 20.9.2012 gün ve E:2011/80, K:2012/122 sayılı kararı ile iptal edilmiş,1.6.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

Bu durumda, sanığın sivil kişi olması nedeniyle 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

 

5530  sayılı Yasa’nın 4. maddesi ile değiştirilen 353  sayılı  Yasa’nın  13.  maddesinde, “Askeri Ceza Kanunu’nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçlar, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır”;

 

 

 

 

 

5918 sayılı Yasa’yla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesine eklenen ikinci fıkrasında, “Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır”;

 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 145. maddesinin ikinci fıkrasında da, “Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz”

denilmiştir.

 

Öte yandan, 353 sayılı Kanunun “Asker kişiler” başlıklı 10’uncu maddesinin “Milli Savunma Bakanlığı veya Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşlarında çalışan sivil personel” i asker kişi kabul eden (C) bendi, Anayasa Mahkemesinin 20.9.2012 tarih ve E:2012/45, K:2012/125 sayılı kararı ile iptal edilmiş; aynı şekilde “Askeri işyerlerinde çalışan ve İş Kanununa tabi bulunan işçiler” i asker kişi kabul eden (D) bendi de Anayasa Mahkemesinin 27.12.2012 tarih ve E:2012/117, K:2012/204 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

 

Bu düzenlemeler gözetildiğinde, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi suçları tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemeleri durumunda adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur.

 

Açıklanan nedenlerle, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Bafra Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının sanık sivil şahıs E.A. yönünden kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Bafra Ağır Ceza Mahkemesi’nin 20.1.2014 gün ve E:2014/21, K:2014/2 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ sivil kişi sanık E.A. yönünden KALDIRILMASINA, 13.10.2014 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

           Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Ahmet KARADAVUT

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

 Haluk ZEYBEL

Üye

Davut TELLİ

 

 

 

 

 

 

 

 

              Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU