Hukuk Bölümü 2003/38 E., 2003/43 K.

  • ELEKTRİK TÜKETİM FATURASI
  • KAÇAK ELEKTRİK TÜKETİM FATURASI
  • TEDAŞ ABONESİ
  • 233 S. KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜ... [ Madde 15 ]
  • 233 S. KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜ... [ Madde 16 ]
  • 233 S. KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜ... [ Madde 1 ]
  • 233 S. KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜ... [ Madde 2 ]
  • 233 S. KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜ... [ Madde 4 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 15 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Malatya E.D. Müessese Müdürlüğü ekiplerince, Kemer Köprü Köyünde yapılan denetim sırasında davacının abonesi olduğu 515196 no'lu elektrik sayacının mühürlerinin kırık olduğunun ve kaçak elektrik kullanıldığının 28.8.2002 günlü tutanakla saptanması nedeniyle sayaç mühürlenmiş; kaçak sürenin 78 gün olarak tespit edilmesi üzerine, cezalı olarak tahakkuk ettirilen 254,460,000.- TL. kaçak elektrik bedeline ilişkin fatura bildirimi tebliğ edilmiş ve ayrıca, Müessese Müdürlüğünün 1.11.2002 günlü yazısı ile, kaçak elektrik tüketim faturasının ödenmesi hususu davacıya duyurulmuştur.

    Davacı, adına tahakkuk ettirilen 254,460,000.- TL. kaçak elektrik bedelinin kaldırılması istemiyle, 30.10.2002 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

    MALATYA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 1.11.2002 gün ve 2002/357 Müt. sayı ile, elektrik kullanımı ile ilgili yapılacak itirazların idari işlerle ilgili olup, bu kabil itirazların sulh ceza mahkemesinde yapılması olanağının bulunmadığı; muterizin idare mahkemesine başvurmasının gerektiği gerekçesiyle, vaki itirazın görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı, bu kez, kaçak elektrik tüketim faturasının ödenmesi husundaki 1.11.2002 günlü Müessese Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle, 21.11.2002 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

    MALATYA İDARE MAHKEMESİ; 28.11.2002 gün ve E: 2002/1595, K: 2002/1434 sayı ile, 233 sayılı KHK.'ye tabi olan ve iktisadi alanda, ticari esaslara göre faaliyette bulunan TEDAŞ'ın, bir kamu kurumu olmakla birlikte, günün ekonomik koşullarına göre fiyatını tespit ettiği mal ve hizmetleri, abonman sözleşmesi yoluyla abonelerine sattığı; bunun ise, idare ile kişi arasında özel hukuk alanında alacak-borç ilişkisinin varlığını gösterdiği; bu hizmetin karşılığını teşkil eden ücretin ödenmesi halinde tahsilatın 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre değil, özel hukuk kurallarına göre takip edilecek olmasının da bu ilişkinin özel hukuku ilgilendirdiğini gösterdiği; abonman sözleşmesinden kaynaklandığı kuşkusuz olan bu uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Yılmaz DERME, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ayla ALKIVILCIM, Ahmet BAŞPINAR, Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR ve Hıfzı ÇUBUKLU'nun katılımlarıyla yapılan 16.6.2003 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ'in davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    Dava, kaçak elektrik kullandığının saptandığı nedeniyle, abone adına cezalı olarak tahakkuk ettirilen kaçak elektrik tüketim faturasının iptali isteminden ibarettir.

    233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile bir kamu iktisadi kuruluşu olarak kurulan TEK- Türkiye Elektrik Kurumu, 12.8.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, "Türkiye Elektrik Üretim, İletim Anonim Şirketi ( TEAŞ )" ve "Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi ( TEDAŞ )" ünvanlı iki ayrı iktisadi devlet teşekkülü şeklinde teşkilatlandırılmış olup, 233 sayılı KHK.'ye ekli listede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ilgilendirilen "Teşekküller" olarak gösterilmiştir.

    233 sayılı KHK.'nin 1. maddesinde, bu KHK.'nin: iktisadi devlet teşekkülleri ile kamu iktisadi kuruluşlarının ve bunların müesseselerinin, bağlı ortaklıklarının kurulmasını, iştiraklerinin teşkilini, özerk bir tarzda ve ekonominin kurallarına uygun olarak yönetilmelerini ve amaçlarına ulaşabilmelerini sağlamak için denetlenmelerini düzenlemek amacı taşıdığına işaret edilmiş; 2. maddesinde, iktisadi devlet teşekkülü "Teşekkül", sermayesinin tamamı Devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsüdür." şeklinde tanımlanmış; değişik 15. maddesinde, sermayesinin tamamı Devlete ait teşebbüslerin, işletmelerini müessese halinde teşkilatlandırabilecekleri ve müesseselerin, teşebbüs genel müdürünün teklifi, yönetim kurulunun kararı ile kurulacağı belirtilmiş, 4. maddesinde teşebbüslerin, 16. maddesinde de müesseselerin, tüzel kişiliğe sahip oldukları ve bu KHK.'de saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi bulundukları ifade edilmiştir.

    Buna göre, TEDAŞ'nin, 233 sayılı KHK.'de işaret edildiği üzere, özerk bir tarzda ve ekonominin kurallarına uygun olarak faaliyette bulunmak üzere kurulup işletmelerini müessese olarak teşkilatlandıran, sermayesinin tamamı Devlete ait, tüzelkişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu kuşkusuzdur. Ancak, 233 sayılı KHK.'de saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır.

    233 sayılı KHK.'nin 35. maddesinde, "Teşebbüs, müessese ve bağlı ortaklıklar, işletmelerinde üretilen mal ve hizmet fiyatlarını tespitte serbesttirler." denilmiş; 26.1.1994 tarih ve 21830 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Ana Statü'nün 4. maddesinin 1. bendinde "... sözleşmeler çerçevesinde elektriğin alış, satış ve ticaretini yapmak ve yaptırmak" TEDAŞ'ın görevleri arasında sayılmıştır.

    Elektrik bedeli, ekonominin kurallarına uygun olarak serbestçe tespit edilen bir tarifeye ve abonman sözleşmesine göre alınmaktadır. Başka bir deyişle, idare ile kişi arasında sözleşmeyle alacak - borç ilişkisi doğmakta, ödenecek miktar TEDAŞ ile kişi arasında abonman sözleşmesiyle özel hukuk ilişkisi kurulmasından sonra verilen hizmet karşılığında maliyet-kar esasına göre belirlenmektedir. Ödemenin hukuksal dayanağı, kamu gücüne değil, tarifeye ve iki taraf arasında yapılan abonman sözleşmesine dayanmaktadır. Nitekim, ödemelerin yapılmaması durumunda TEDAŞ alacağını, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre değil, sözleşme ilişkisine dayalı olarak özel hukuk hükümlerine göre tahsil etmektedir. Abone ile TEDAŞ arasında yapılan abonman sözleşmesi, daha çok "tip" sözleşme görünümündedir. Hizmetten yararlanan kişinin, sözleşmeyi idare ile birlikte düzenlenmesi yerine katılımı ( iltihakı ) sözkonusudur. Ancak, bu durum, idare ile kişi arasında kurulan özel hukuk ilişkisini, idare hukuku ilişkisine dönüştürmez. Çünkü, birçok durumda hizmetin tekel niteliği ve çok kişiye götürülme zorunluluğu, işin çoğunlukla tip sözleşmelerle ve hizmetten yararlanacakların katılımı yoluyla gerçekleşebilmesini olanaklı kılmaktadır.

    Belirtilen durum karşısında, Müessesenin abonesi adına cezalı olarak tahakkuk ettirdiği kaçak elektrik tüketim faturasının ödenmesine ilişkin davanın, taraflar arasındaki abonman sözleşmesine dayanan özel hukuk hükümlerine tabi bir alacak-borç ilişkisinden doğması nedeniyle, görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, Malatya 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Malatya 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 1.11.2002 gün ve 2002/357 Müt. sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 16.6.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.