Hukuk Bölümü         2013/1342 E.  ,  2013/1395 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                Adli Yargıda Davacı                : A.Ç.

                İdari Yargıda Davacı               : O.Y.

                Vekili                                      : Z.S.D

                Davalı                                     : Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı

O L A Y  : Davacı A.Ç. ‘nın dava dilekçesinde özetle  Güvenpark Yanı, Milli Müdafaa Caddesi üzerinde, 28.08.2012 günü meydana gelen trafik kazası neticesinde, 42....... plakalı aracın hasar gördüğünü, kazanın davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı tarafından yapılması gereken güvenlik işaretlemelerinin yapılmaması nedeni ile  meydana geldiğini belirterek;  olayda kusuru bulunan davalıdan 5000,00 TL bedelin alınarak kendisine  verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

 Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi   : 11.09.2012 gün ve 2012/474 Esas, 2012/344 Karar sayılı kararı ile; davanın davalı belediyenin hizmet kusurundan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin olduğunu ve bu nedenle 2577 sayılı İYUK’nun 2/1-b maddesi gereğince davada idari yargı yerinin görevli olduğunu belirterek; davanın görev yönünden reddine karar vermiş olup, dosya kapsamında kararın kesinleştiğine dair bir kayıt ya da şerhe rastlanmamıştır.

42......... plakalı aracın ruhsat sahibi Davacı O.Y.vekilinin Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde özetle; aracının 28.08.2012 günü  Güvenpark Arkası Milli Müdafaa Caddesi’nde meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde hasar gördüğünü,  davacının konuya ilişkin olarak Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı davada görevsizlik kararı verilerek, davada idari yargının görevli olduğuna hükmedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin 18.10.2012 günü davalı idareye müracaat ettiğini; ancak, davacının müracaatına 60 gün içerisinde cevap verilmeyerek zımnen reddedildiğini; davaya konu kazada davalı idarece gerekli güvenlik işaretlemelerinin yapılmaması nedeni ile aracın aniden kaldırılan bariyere çarptığını ve bu şekilde zarar gördüğünü; bu nedenle olayda kusuru bulunan davalıdan 8015,00 TL tazminatın  dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemi ile  idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 9. İdare Mahkemesi: 21.02.2013 gün ve 2013/238 Esas, 2013/212 Karar sayılı kararı ile 6099 sayılı Kanun ile 2918 sayılı yasanın 110. Maddesi’nde yapılan değişiklik sonrasında, idarelerin 2918 sayılı Kanunda kendilerine verilen görevleri yerine getirmeyerek zarara sebebiyet verdikleri iddiası ile  açılan tazminat davalarında  adli yargının görevli olduğunu  belirterek; yargı yolu uyuşmazlığı nedeni ile görev yönünden davanın reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı O.Y.vekili adli ve idari yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan  AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 30.9.2013 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı M. Ali GÜMÜŞ’ün başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Anayasa’nın 158. maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye Yetkili olduğu belirtilmiş;

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, “Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye Yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”,

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir.” denilmiştir.

Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan davanın davacısının, 28.08.2012 günü meydana gelen kaza sırasında 42......... plakalı aracı kullanan  A.Ç., davalısının Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı olduğu;  dava konusunun 28.08.2012 günü meydana gelen kaza neticesinde araçta oluşan zararın tazmini istemi olduğu, son olarak davanın sebebinin ise davalı idarenin ihmalinden kaynaklanan hizmet kusurunun oluşturduğu ,anlaşılmaktadır. 

Ankara 9. İdare Mahkemesi’ne açılan davanın davacısının, 42......... plakalı aracın ruhsat sahibi Onur Yılmaz, davalısının Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı olduğu; dava konusunun 28.08.2012 günü meydana gelen kaza neticesinde araçta oluşan zararın tazmini istemi olduğu, son olarak davanın sebebinin ise davalı idarenin ihmalinden kaynaklanan hizmet kusurunun oluşturduğu anlaşılmaktadır.

Her iki dava dosyasının dava konusu ve dava sebebi aynı olmakla birlikte davacıları aynı kişi olmadığından 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu’nun 14. Maddesi gereğince öngörülen dava taraflarının aynı olma şartının gerçekleşmediği görülmektedir.

Diğer taraftan;  dosyada aslı bulunan Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.09.2012 gün ve 2012/474 Esas, 2012/344 Karar sayılı dosyasında yapılan inceleme neticesinde; uyuşmazlık istemine konu kararının taraflara tebliğ edildiğine dair evrak bulunmadığı ve kararın kesinleştiğine ilişkin kayıt ya da şerhin de dosyaya konulmadığı tespit edildiğinden, kararın kesinleşmediği sonucuna varılmıştır.

Görüldüğü üzere, Ankara 16 Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın davacısı ile Ankara 9. İdare Mahkemesi’nde açılan davanın davacısı aynı kişiler olmadığı gibi, Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.09.2012 gün ve 2012/474 Esas, 2012/344 Karar sayılı görevsizlik kararı taraflara tebliğ edilmemiş ve kesinleşmemiştir.

Bu durumda, olayda, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 14.maddesinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN, anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 30.9.2013 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.