Hukuk Bölümü Hüküm Uyuşmazlığı Olmadığına Dair         2005/21 E.  ,  2005/39 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar  : K.H.

Sanık         : M. T.

OLAY          :Sanık hakkında, Doğubayazıt Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliğinin 15.1.2002 tarih ve 022706 no’lu suç tutanağı ile, sürücü belgesiz araç kullanırken yakalandığından 2918 sayılı Yasa’nın 118/7. maddesine aykırı hareketinden dolayı cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

DOĞUBAYAZIT SULH CEZA MAHKEMESİ; 20.3.2002 gün ve E: 2002/10, K:2002/93 sayı ile, sürücü belgesi geri alındığı halde sürücü belgesi olmadan araç kullanmak suçundan sabit olan eylemine uyan 2918 sayılı Yasanın 118/7. maddesi delaletiyle aynı Yasanın 36/3. maddesi uyarınca (hafif hapis ve hafif para cezası; TCK. 119. md., 647 sayılı Yasa’nın 4. md. ve TCK. 72. md. uygulanmak suretiyle neticeten) 288.000.000.-TL. hafif para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.

Bu karar, Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz başvurusu üzerine, YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ’nce 24.2.2004 gün ve E:2003/8608, K:2004/2342 sayı ile, “1- Sanık hakkında sürücü belgesinin geri alınma süresi içinde araç kullandığı iddiasıyla 2918 sayılı yasanın 118/son maddesi uyarınca dava açıldığı cihetle, suç tarihinde sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin idari işlem veya mahkemece verilip kesinleşen kararın olup olmadığı, mevcut ise infaza başlanıp başlanmadığı ilgili trafik bürosundan sorulup tespit edilerek olay tarihi itibariyle sürücü belgesinin geri alınması ile ilgili kararın infazına başlanmamış veya infazın sona ermiş olması halinde sanığın eyleminin anılan yasanın 44/b maddesine göre idari nitelikteki suçu oluşturacağı hususu da gözetilerek hukuki durumunun hasıl olacak sonuca göre tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,

2- Hükümden sonra 10.2.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4806 sayılı kanunun 1. maddesi ile değişik TCK’nun 30/2 maddesindeki düzenlemenin sanık lehine uygulanmasının gerekmesi, bozmayı icabettirmiş…” olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Anılan bozma kararına uyan DOĞUBAYAZIT SULH CEZA MAHKEMESİ’nce, 11.2.2005 gün ve E:2004/128,K:2005/11 sayı ile, trafik idaresinden sorulması üzerine, sanığın Samsun Trafik Tescil Şube Müdürlüğünce alıkoyulmuş ehliyetinin 5.2.2001 tarihinde düzenlenen tutanakla iade edildiğinin, suç tarihi itibariyle ehliyetinin bulunduğunun anlaşıldığı, bu haliyle sanığın durdurulup ehliyetini ibrazının istenildiği anda yanında bulunmadığı nedeniyle eyleminin idari cezayı gerektirdiği gerekçesiyle, idarece bu hususta gereği yapılmak üzere Mahkemenin görevsizliğine; dosyanın Doğubayazıt Bölge trafik Denetleme Büro Amirliğine gönderilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar vermiştir.

DOĞUBAYAZIT BÖLGE TRAFİK DENETLEME İSTASYON AMİRLİĞİ; 24.3.2005 gün ve 281 sayı ile, Ankara İli Trafik Tescil Şube Müdürlüğünce gönderilen bilgisayar çıktısına göre, 27.6.2001 tarihi itibariyle Kayseri İli’nde adı geçen sürücünün belgesinin KTK.nun 51/2A. maddesini 5 kez ihlalden 365 gün süreyle geri alınarak 26.6.2002 tarihine kadar sürücü belgesine el konulduğu anlaşıldığından, 15.1.2002 gününde geri alma süresi içinde araç kullanırken yakalandığından hakkında KTK.nun 118/7. maddesine istinaden düzenlenen suç tutanağıyla ilgili işlemde herhangi bir eksiklik bulunmadığı, yukarıda belirtilen nedenlerle sanığın eyleminin adli cezayı gerektirdiği gerekçesiyle idarenin görevsizliğine karar vermiş ve dosyayı gereğinin takdir ve ifası için Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.

Bunun üzerine, Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığınca, 25.3.2005 gün ve 2005/253 B.sayılı yazı ile, Sulh Ceza Mahkemesi ile İdarenin görevsizlik kararları arasında oluştuğu ileri sürülen görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyası Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Tülay TUĞCU ’nun Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve H. Hasan MUTLU’nun katılımlarıyla yapılan 16.5.2005 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun 2247 sayılı Yasa’ya uygun bulunmayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 13.10.1988 tarih ve 19958 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararının sonuç kısmında, “ 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un bütünü ile incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanun’un uygulanması yönünden, 2. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebiyle başlayan yargılanması sonucunda sanığın mahkûmiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda ASKERİ ve ADLİ CEZA MAHKEMELERİ arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması; bunun dışında kalan tüm görev ve hüküm uyuşmazlıklarının ‘ hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.” denilmekte olup, adli ceza mahkemesi ile idari mercii arasında görev uyuşmazlığı doğduğu öne sürüldüğüne göre, başvurunun 2247 sayılı Yasa’nın uygulanması yönünden “hukuk uyuşmazlığı” kapsamında bulunduğu açıktır.

Anayasa’nın 158. maddesinin birinci fıkrasında “Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir”. denilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.” hükümleri yer almış; aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Anılan hükümlere göre, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir görev ya da hüküm uyuşmazlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen karar veya kararların, adli, idari veya askeri yargı mercilerince ya da hakemliğin hakim tarafından yerine getirilmesinde olduğu gibi yargı merci sayılanlarca verilmiş bulunması gerekmektedir.

Olayda, Doğubayazıt Sulh Ceza Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderilmesi üzerine Doğubayazıt Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği tarafından yetkisizlik kararı verilmiş olup, Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığınca sözüedilen kararların görev uyuşmazlığına konu edildiği anlaşılmaktadır.

Adıgeçen Doğubayazıt Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği, Anayasa’nın 158. ve 2247 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde belirtilen yargı mercilerinden olmadığından, ortada Uyuşmazlık Mahkemesi’nce çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.

Bu durum karşısında, 2247 sayılı Yasa’ nın 1. maddesinde sayılan yargı mercileri arasında yer almayan Trafik Amirliği’nce yapılan başvurunun, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmektedir.

SONUÇ: 2247 sayılı Yasa’nın 1. maddesine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 16.5.2005 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.