T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2020/378

            KARAR NO : 2020/464

            KARAR TR: 13.07.2020

ÖZET: Dava; tedavi gördüğü hastanede, hastane personelinin dikkatsizlik ve tedbirsizliği neticesinde davacının üzerine çay dökülmesi neticesinde zarar görüldüğünden bahisle, belirtilen zararın, olayın oluşumunda kusuru olduğu ileri sürülen davalı kurumdan tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

KARAR   

 

Davacı : E.G.

Vekilleri : Av. G.A. - Av. N.A. - Av. Y.A.

Davalı  : Gazi Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili    : Av. G.K.

 

O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezinde tedavi gördüğünü, 21.12.2018 tarihinde, hastane personelinin dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu elindeki kaynar çay dolu bardağı üzerine döktüğünü, kolunda ikinci derece yanık oluştuğunu, 84 yaşında olduğunu, bağırsak kanseri tedavisi gördüğünü, içinde bulunduğu sağlık problemleri üzerine bir de kollarında oluşan ikinci derece yanıkla uğraşmak zorunda kaldığını, kazaya sebebiyet veren personelin tespiti hususunda hastane yönetimi nezdinde yapmış olduğu girişimlerden sonuç alamadığını, bu süreçte derin bir üzüntü ve endişe duyduğunu, bu nedenle 20.000 TL manevi tazminatın, 21.12.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesi istemini belirterek adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: E:2019/292 sayılı dosyasında verdiği, "... Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 10.05.2019 havale tarihli dava dilekçesinde, müvekkilin, Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezinde tedavi gördüğünü, 21.12.2018 tarihinde, hastane personelinin dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu elindeki kaynar dolu çay bardağını müvekkilin üzerine döktüğünü, müvekkilin kolunda ikinci derece yanık oluştuğunu, müvekkilin 84 yaşında olduğunu, bağırsak kanseri tedavisi gördüğünü, müvekkilin içinde bulunduğu sağlık problemleri üzerine bir de kollarında oluşan ikinci derece yanıkla uğraşmak zorunda kaldığını, müvekkilin kazaya sebebiyet veren personelin tespiti hususunda hastane yönetimi nezdinde yapmış olduğu girişimlerden sonuç alamadığını, müvekkilin bu süreçte derin bir üzüntü ve endişe duyduğunu, bu nedenle 20.000 TL manevi tazminatın, 21.12.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 13.06.2019 havale tarihli esasa cevap dilekçesinde, öncelikle usule ilişkin olarak,kazanın meydana geldiği yerin üniversite tarafından kiraya verilen kafeterya olduğunu, belirtilen kafeteryanın Bilge Spor ve Gıda Tesisleri Ticaret Limited Şirketi tarafından işletildiğini, davacı tarafta meydana geldiği belirtilen yaralanmaya müvekkil üniversite personelinin sebebiyet vermediğini, müvekkile husumet yöneltilemeyeceğini, bunun dışında, davacı tarafın müvekkile bağlı hastanede meydana gelen kaza sonucu yaralandığı ve bu suretle manevi olarak zarara uğradığı iddiasında bulunduğunu,2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi gereğince "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının" idare mahkemelerindeaçılması gerektiğini, yargı yolu itirazında bulunduklarını, davanın 60 günlük süre içinde açılmadığını, davanın, dava süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini,esasa ilişkin olarak ise kazanın meydana gelmesinde müvekkile atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını ve açılan reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Mahkememizce,davacı ve davalı tarafça sunulan kayıt ve belgeler dosya içine alınmıştır.

Davacı asilin ekonomik ve sosyal durumunu tespiti hususunda gerekli müzekkere yazılmış ve gelen cevabi yazı dosya içine konulmuştur.

Tüm bu hususların birlikte değerlendirilmesinden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi gereğince "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının" idare mahkemelerindeaçılması gerektiği, somut olayda ise, davacı tarafın eldeki davada, davacı asilin Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezinde tedavi gördüğü,21.12.2018 tarihinde, hastane personelinin dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu elindeki kaynar dolu çay bardağını davacınınüzerine döktüğü,davacının kolunda ikinci derece yanık oluştuğu, davacının 84 yaşında olduğu, bağırsak kanseri tedavisi gördüğü, davacının gerek içinde bulunduğu sağlık problemleri ve gerekse bununüzerine bir de kollarında oluşan ikinci derece yanıkla uğraşmak zorunda kaldığı, davacının, kazaya sebebiyet veren personelin tespiti hususunda hastane yönetimi nezdinde yapmış olduğu girişimlerden sonuç alamadığı,davacınınbu süreçte derin bir üzüntü ve endişe duyduğundan bahisle,20.000 TL manevi tazminatın, 21.12.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, davacı tarafın açıkça davalı tarafın hizmet kusuruna daha doğrusu davalı nezdinde çalıştığı belirtilen personelin hizmet kusuruna dayandığı,buna karşın, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılacak tam yargı davalarının, idari yargı mercilerine açılması gerektiği,HMK.nun 114/b- 115/2 maddesi gereğince, yargı yolunun caiz olmasının dava şartı olduğu ve yargılamanın her aşamasında ve kendiliğinden mahkemece göz önünde tutulması gerektiği dikkate alınarak, aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

Açılan davanın yargı yolu bakımından REDDİNE ..." dair 1.8.2019 gün ve K:2019/444 sayılı kararı, tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaması üzerine 10.9.2019 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü'ne karşı aynı taleple bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 8. İDARE MAHKEMESİ: E: 2019/2485 sayılı dosyasında "... Davacı E.G. vekili Av. G.A. tarafından, Rektum Ca rahatsızlığına ilişkin olarak tedavi görmekte iken hastane personelinin dikkatsizliği nedeniyle üzerine çay dökülmesi neticesinde kolunda ikinci dereceden yanıkların oluştuğundan bahisle duyduğu derin üzüntü nedeniyle kendisine 20.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Gazi Hastanesi Başhekimliği'ne karşı açılan davada işin gereği düşünüldü.

2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunu'nun Yargı Merciilerinin Uyuşmazlık Mahkemesine Başvurmaları başlıklı 19.maddesinde;'Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.'hükmü yer almıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari dava türleri; 'idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar' olarak tanımlanarak hükme bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, tedavi görmekte iken hastane personelinin dikkatsizliği nedeniyle üzerine çay dökülmesi neticesinde kolunda ikinci dereceden yanıkların oluştuğundan bahisle duyduğu derin üzüntü nedeniyle kendisine 20.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle Ankara 17.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2019/292 esasında açılan dava sonucunda, Mahkemenin 01/08/2019 tarih ve E:2019/292 K:2019/444 sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddi üzerine bakılmakta olandavanın Mahkememizde açıldığı anlaşılmıştır.

Bakılan davada, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelere göre, davacının yaralandığı kafeteryanın Bige Spor ve Gıda Tesisleri Tic. Ltd. Şti. tarafından işletildiği ve özel hukuk hükümlerine tabi olması, davacının talebinin de tamamen kafeterya personelinin dikkatsizliği nedeniyle yaralanmasına dayanması karşısında, davanın görüm ve çözüme bağlanmasının adli yargı mahkemelerinin görev alanına girdiği, Mahkememizin görevli olmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, görüm ve çözümü idari yargının dolayısıyla Mahkememizin görevinde bulunmayan davada 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının, Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve olumsuz görev uyuşmazlığı hakkında bir karar verilinceye kadar dava dosyasının incelenmesinin ertelenmesine ..." 1.6.2020 tarihinde karar vererek 12.6.2020 gün ve E:2019/2485 sayılı yazı ile Mahkememize müracaat etmiş, başvuru 22.6.2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan13.7.2020 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Burak Cenk İLHAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava; tedavi gördüğü hastanede, hastane personelinin dikkatsizlik ve tedbirsizliği neticesinde davacının üzerine kaynar çay dökülmesi neticesinde zarar görüldüğünden bahisle, belirtilen zararın, olayın oluşumunda kusuru olduğu ileri sürülen davalı kurumdan tazmini istemiyle açılmıştır.

Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.

Öte yandan, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde "idari dava türleri" arasında sayılan "idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası" kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı vekilinin, gerek adli yargı yerine gerekse idari yargı yerine sunduğu dava dilekçelerinde müvekkilinin Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Gazi Hastanesi Onkoloji Servisinde tedavi görmekteyken hastane personelinin tedbirsizlik ve dikkatsizliği nedeniyle müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini belirterek Gazi Üniversitesi'ni hasım gösterdiği açıkça anlaşıldığından meydana geldiği belirtilen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Ankara 8. İdare Mahkemesi'nin başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 8. İdare Mahkemesi'nin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 13.7.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                         Ahmet

                                                TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN