T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

        ESAS NO     : 2018 / 659

        KARAR NO : 2018 / 719

        KARAR TR  : 26.11.2018

ÖZET : Karayolunda meydana gelen trafik kazasında uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

  

K  A  R  A  R

 

Davacı          : O. K.

Vekili          : Av. A. K.

Davalılar     : 1- Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili          : Av. K. S.

2-G. S.A.Ş.

Vekilleri      : Av. A. Ç., Av. E. G., Av. M. Ş. G., Av. D. A.

 

O L A Y        : Davacı vekili dilekçesinde; Y.Y.’un sevk ve idaresindeki 31 … 5442 plakalı aracın,  28.01.2013 tarihinde Payas kavşağında kırmızı ışıkta geçerek müvekkilinin sevk ve idaresindeki 31 … 37 plakalı motosiklete çarptığını ve müvekkilinin ağır şekilde yaralanmasına sebep olduğunu; kaza günü müvekkilinin geliş istikametinde sinyalizasyonun arızalı olduğunu, yeşil ve sarı lambanın yandığı, kırmızın lambanın hiç yanmadığını; dosya kapsamında 31 … 5442 plakalı araç sürücüsünün ve sinyalizasyondan sorumlu davalı kurumun birlikte asli ve tam kusurlu olduklarını; kazaya karışan sürücünün kullandığı aracın sigortalı olması sebebi ile davalı sigorta şirketinin de KTK’nın ilgili hükümleri gereğince tazmin sorumluluğu bulunduğunu; diğer davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün,  kazanın meydana geldiği kavşakta sinyalizasyon lambasının tam ve gereği gibi çalışmamasından dolayı kusur ve sorumluluğunun bulunduğunu; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararları gereğince davanın adli yargıda görülmesi gerektiğini ifade ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, şimdilik 1.000,00 TL geçici ve sürekli maluliyetten kaynaklı maddi Tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüd tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile,  diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle 1- Karayolları Genel Müdürlüğü ile 2-G.Sig. A.Ş. karşı 30/10/2014 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ: 22.3.2018 gün ve E:2016/32, K:2018/156 sayı ile, “(…)Tüm dosya ve evrakların birlikte değerlendirilmesi sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.

Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, zarar veren taraf, kusuru oranında, gerçek zarardan sorumlu olur. Zarar verenin aracını zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalayan sigorta şirketi de zarar veren ile birlikte zarar görenin gerçek zararından sorumludur.

28.1.2013 tarihinde sürücülüğünü davacı Osman Kurt'un yaptığı 31 … 37 plakalı araç ile sürücülüğünü dava dışı Y. K.'un yaptığı 31 … 5442 plakalı araçların kaza yapması sonucu davacının yaralandığı, davalı G. Sig.'nın 31 .. 5442 plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen olduğu, hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 02/03/2018 tarih 79479511-101.02/2017/55170/8417 sayılı raporu ile; Sürücü Y. Y.’un Kusursuz olduğu Sürücü O.K.’un %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu, Sorumlu kurum ya da kuruluşun %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, dava dışı sürücüye atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığından ve sürücünün kusurundan sorumlu olan davalı Trafik Sigortacısı olan Güneş Sigorta'nın kusuru olmadığı anlaşıldığından davacının davalı Güneş Sigorta A.Ş aleyhine açtığı maddi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.

Diğer davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan dava trafik kazasından kaynaklanan ve hizmet kusuruna dayanılarak, davalı aleyhine yöneltilen tazminat istemine ilişkin olduğundan İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 2. maddesi hükmü uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple; dava Karayolları Genel Müdürlüğünün hizmet kusura iddiasına dayalı olarak açıldığından HMK 114/b ve 115. maddeleri gereği idari yargı görevli olduğundan yargı yolu nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Yukarda Açıklanan Nedenlerle;

1-Davacının davalı G. Sig. A.Ş aleyhine açtığı maddi tazminat davasının REDDİNE,

2-Davacının davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açtığı maddi tazminat davasının HMK 114/b ve 115. maddeleri gereği idari yargı görevli olduğundan yargı yolu nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE …” karar vermiş;  bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez,  fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, şimdilik 1.000,00 TL geçici ve sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminatın ve 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili istemiyle yalnızca Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

HATAY 2.İDARE MAHKEMESİ: 3.8.2018 gün ve E:2018/264 sayı ile, “(…)2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 1. maddesinde; Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu, “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde; bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu Kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın belediye trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu, 13. maddesinin l/c bendinde; kurum ve kuruluşların karayolu yapısında yapacakları çalışmalarda zorunlu nedenlerle meydana gelen arıza, engel ve benzerlerini en kısa zamanda ortadan kaldırarak karayolunu kullananlara ve araçlara zarar vermeyecek duruma getirmekle yükümlü olduğu belirtilmiş; "Görevli ve Yetkili Mahkeme" başlıklı 110. maddesinde, "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. ..." hükmüne yer verilmiştir.

2918 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; anılan Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, 10. maddesinde belediyelere, yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurma yükümlülüğünün getirildiği, bu yükümlülüğün davalı idare tarafından yerine getirilmediği ileri sürülerek meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın 2918 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğan bir tazminat davası olduğu ve bu Kanunun 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, yukarıda yer verilen Kanun hükmü uyarınca dava konusu uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görevine girdiği ve davanın görev yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 17.11.2014 tarihli E:2014/993, K:2014/1037 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle, adli yargının görev alanına giren davada Mahkememizin görevli olmadığına, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 26.11.2018 günlü toplantısında:

 

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli ve idari yargı yerleri arasında davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan dava yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, kavşaktaki sinyalizasyon lambasının tam ve gereği gibi çalışmadığından bahisle,  davacının kullandığı motosiklete bir aracın çarpması sonucu oluşan trafik  kazasında uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi  zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun,  “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:

a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,

b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,

c) (Mülga: 17/10/1996 - 4199/47 md.)

d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,

e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,

f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,

g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,

h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,

i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)

j) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,

k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.

(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.)”  hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyalarının incelenmesinden, davacının, sevk ve idaresindeki 31 … 37 plakalı motorsiklet ile 28.01.2013 tarihinde karayolunda  seyir halindeyken, Payas kavşağında 31 … 5442 plakalı aracın kırmızı ışıkta geçerek çarpması sonucu ağır şekilde yaralandığı; kazanın meydana gelmesinde,  davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün,  kavşakta sinyalizasyon lambasının tam ve gereği gibi çalışmamasından dolayı kusur ve sorumluluğunun bulunduğu iddia edilerek; uğranılan maddi ve manevi zararın davalı İdarece tazmin edilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

 

Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Hatay 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin, 22.3.2018 gün ve E:2016/32, K:2018/156 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Hatay 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin, 22.3.2018 gün ve E:2016/32, K:2018/156 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.11.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                 Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                            Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                 Üye                                 Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                 Aydemir                           Nurdane           

                            AYDIN                          TUNÇ                             TOPUZ