Hukuk Bölümü         2009/38 E.  ,  2010/97 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : A. N.

Vekili              : Av. A.C.

Davalı            : Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. F.C.K.

 

O L A Y : Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin 18.9.2007 gün ve 1191 sayılı Encümen kararı ile, davacının işlettiği işyerinin 1608 sayılı Kanun’un 1. maddesine dayanılarak yedi gün sanat ve ticaretten men edilmesine karar verilmiştir.

Davacı vekili, bu karara karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

GAZİANTEP 3. SULH CEZA MAHKEMESİ; 12.2.2008 gün ve 2007/100 D İş. sayı ile, başvuran vekilinin Mahkemelerine vermiş olduğu 24.9.2007 havale tarihli dilekçesi ile, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevlilerinin müvekkiline 18.9.2007 tarih ve 1191 sayılı karar ile, 7 gün ticaretten men edilme cezası verdiğini, bu idari yaptırım kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, başvuru tarihinden sonra Mahkemelerine 1608 sayılı Yasa ile verilen göreve ilişkin 5. maddesinin, 5728 sayılı Yasa’nın 578/g maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, başvuruya konu idari yaptırımın konusunun sanat ve ticaretten men edilme cezası olduğu, Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinde, “İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulabilir” denildiği, Mahkemelerine başvuru yapılabilecek idari yaptırım türlerinin açıkça belli olduğu, bunlar arasında sanat ve ticaretten men edilme cezası bulunmadığı, başvuruya konu idari yaptırım kararına karşı başvuru makamı, başvuru konusu yaptırım türü itibariyle idare mahkemeleri olarak değiştiğinden ve görev hususu kamu düzeninden olduğundan, Mahkemelerince başvurunun görev yönünden reddine karar vermenin icap ettiği, bu nedenle, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı Belediye Encümenince başvurana 18.9.2007 tarih ve 1191 sayılı karar ile sanat ve ticaretten men edilme cezası verilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı Mahkemelerine yapılan başvurunun, başvuru konusu idari yaptırım kararının sulh ceza mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığının anlaşılması nedeniyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, söz konusu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

GAZİANTEP 2. İDARE MAHKEMESİ; 23.10.2008 gün ve E:2008/267 sayı ile, davacı Ali Nacakgediği vekili Av. A.C. tarafından, müvekkilinin kiracı olarak işlettiği çok katlı otoparkın 1608 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca 7 gün sanat ve ticaretten men edilmesine yönelik 18.9.2007 tarih ve 1191 sayılı Encümen kararının iptali istemiyle Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na karşı dava açıldığı, 1608 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde; “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere veya yapmayanlara belediye encümenince Kabahatler Kanununun 32 nci maddesi hükmüne göre idari para cezası ve yasaklanan faaliyetin menine karar verilir. Bu kararda ilgili kişiye bir süre de verilebilir. Belediye encümeni kararında belli bir fiilin muayyen bir süre zarfında yapılmasını da emredebilir. Emredilen fiilin ilgili kişi tarafından yapılmaması halinde, masrafları yüzde yirmi zammı ile birlikte tahsil edilmek üzere belediye tarafından yerine getirilir. Bu madde hükümleri ilgili kanunda ayrıca hüküm bulunmayan hallerde uygulanır” ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinde; “İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir” hükmüne, 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle değişik 3. maddesinde de; “Bu Kanunun; a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanır” hükmüne yer verildiği, Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesini yeniden düzenleyen 5560 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 19.12.2006 tarihinden itibaren idari yaptırım kararlarına karşı açılan davaların hangi mahkemede çözümleneceğine ilişkin olarak özel kanunlarda hüküm bulunması halinde özel kanunlarla belirtilen mahkemelerde, aksi halde Kabahatler Kanunu’ndaki hüküm uyarınca sulh ceza mahkemelerinde çözümleneceği sonucunun ortaya çıktığı, Gaziantep 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 12.2.2008 tarih ve 2007/100 D.İş sayılı görevsizlik kararı üzerine Mahkemelerinde açılan davada, davacının kiracı olarak işlettiği çok katlı otoparkın, tespit edilen eksiklikler nedeniyle 1608 sayılı Yasa’nın 1. maddesi uyarınca 7 gün sanat ve ticaretten men edilmesine karar verildiği görülmüş olup; yukarıda anılan mevzuat hükümleri ve açıklamaların birlikte irdelenmesinden; dava konusu işlemin görüm ve çözümünün 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle değişik 3. maddesi uyarınca Mahkemelerinin görev alanına girmeyip, adli yargı yerinin görev alanına girdiği sonucuna ulaşıldığı, bu nedenlerle, dava dosyasının, görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 3.5.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olup, idari yargı dosyasının; 19. maddede belirtilen hükmün aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden gönderildiği görülmekte ise de; Başkanlıkça, adli yargı dosyasının da ilgili Mahkemesinden getirtildiği ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, davacının işlettiği işyerinin 1608 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre yedi gün sanat ve ticaretten men edilmesine ilişkin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Encümen kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 (1924) Tarih ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil 15.5.1930 tarih ve 1608 sayılı Kanun’un, 3.1.1940 tarih ve 3764 sayılı Kanun’la değişik 1. maddesi, “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere veya yapmayanlara elli  liraya kadar hafif para cezası tertibine ve üç günden onbeş güne kadar ticaret ve sanat icrasından men’e ve Türk Ceza Kanununun 536,538,557,559 ve 577. maddeleriyle 553. maddesinin birinci fıkrasında yazılı cezaları tayine belediye encümenleri salahiyettardır. Şubelere ayrılan belediyelerde bu cezaları encümen namına ve yerine şube müdürleri tayin ederler”; 5.7.1934 tarih ve 2575 sayılı Yasa ile değişik 5. maddesinin birinci fıkrasında, “Ceza kararlarına tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde mahsus hakimlere ve bulunmayan yerlerde sulh hakimliğine müracaatla şifahi veya yazılı itiraz olunabilir. İtiraz şifahi ise bir zabıt tutularak muterize imza ettirilir” denilmekte; 6. maddesinde de, itiraz üzerine tetkikatın evrak üstünde yapılacağı, itirazlar varit ise hakimin ceza kararını iptal ve para cezası alınmış ise belediyenin geri vermesine hükmedeceği, itiraz varit görülmezse kararın tasdik olunacağı, itirazın otuz gün içinde neticelendirilmesinin mecburi olduğu, Hakimin izahat almak üzere lüzum görürse muterizi veya vekilini celbederek dinleyebileceği belirtilmekte ve 7. madde ile, yazılı emir ile bozma yolu saklı kalmak kaydıyla, itiraz sonucunda hakim tarafından verilecek kararların kesin olduğuna ve temyiz edilemeyeceğine işaret edilmekte iken Uyuşmazlık Mahkemesi, Yasada sözü edilen “mahsus hakim” ibaresinden, sadece belediye işleriyle ilgili cezalara yapılan itirazları çözümlemekle görevli olacak özel hakimlerin amaçlandığı; ancak, mahsus hakimin bulunmadığı yerlerde sulh hakimliğine başvurulacağının açıkça belirtilmiş olması karşısında,  bu tür cezalara karşı yapılan itirazın  görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varmıştır.

1608 sayılı Yasa’nın, 8.2.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 23.1.2008 gün ve 5728 sayılı Kanun’un 66. maddesi ile değişik 1. maddesinde, “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere veya yapmayanlara belediye encümenince Kabahatler Kanununun 32 nci maddesi hükmüne göre idarî para cezası ve yasaklanan faaliyetin menine karar verilir. Bu kararda ilgili kişiye bir süre de verilebilir.

Belediye encümeni kararında belli bir fiilin muayyen bir süre zarfında yapılmasını da emredebilir. Emredilen fiilin ilgili kişi tarafından yapılmaması hâlinde, masrafları yüzde yirmi zammı ile birlikte tahsil edilmek üzere belediye tarafından yerine getirilir.

 Bu madde hükümleri ilgili kanunda ayrıca hüküm bulunmayan hâllerde uygulanır” denilmiş, 5728 sayılı Kanun’un 578. maddesinin (g) bendi ile, 15.5.1930 tarihli ve 1608 sayılı Kanun’un 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, ek 1 ve ek 2. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. 5728 sayılı Kanun hükümleri 8.2.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu haliyle, 1608 sayılı Yasa’da, işyerinin yedi gün sanat ve ticaretten men edilmesine ilişkin karara karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır.

Öte yandan; 30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, “ (1) Bu Kanunun;

a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır”; 16. maddesinde, “(1) Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir.

(2) İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir”; 19. maddesinde, “(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;

a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,

b) İşyerinin kapatılması,

c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,

d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması,

Gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır”; Kanunun “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise, “İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir” düzenlemeleri yer almıştır.

Bu düzenlemelere göre;  Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta, davacının işlettiği işyerinin, 1608 sayılı Kanun’un 1. maddesine dayanılarak ve bu maddede öngörülen sürelere uygun olarak süresiz değil, belirli bir süre (yedi gün) sanat ve ticaretten men edilmesine karar verildiği, bu haliyle 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden olduğu, 1608 sayılı Kanun’da bu idari yaptırımlara karşı itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, işyerinin yedi gün sanat ve ticaretten men kararına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Gaziantep 2. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Gaziantep 3. Sulh Ceza  Mahkemesi’nin 12.2.2008 gün ve 2007/100 D.İş sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 3.5.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.