T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

    ESAS   NO : 2020/208

    KARAR NO : 2020/394

    KARAR TR: 22.06.2020

         

ÖZET : Davacıların alacaklısı oldukları Ankara 23. İcra Müdürlüğünün takip dosyasında dosya borçlusu L.A.'ın Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) Malvarlığı Raporunda mevcut taşınmazlar ile bulunması halinde borçlu adına kayıtlı başka taşınmazların da haczi için 02.11.2015 tarihli haciz ihbarnamesi gönderilmesine karşın, TAKBİS malvarlığı sorgu sisteminin tapudaki bilgileri tam bir şekilde yansıtmaması nedeniyle, icra takibinin semeresiz kaldığından bahisle oluştuğu önesürülen zararın işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                        KARAR                                                  

Davacılar : 1- E.K.U.

                  2- U.A.Ö.

Vekili       : Av. Ö.D.

Davalılar: 1-Adalet Bakanlığı

                  2- Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı

Vekili       : Av. D.Y.D.

                                         

O L A Y : Davacılarvekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri tarafından, alacaklısı oldukları Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2015/12423 esas sayılı takip dosyasında dosya borçlusu L.A.'ın Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) Malvarlığı Raporunda mevcut taşınmazlar ile bulunması halinde borçlu adına kayıtlı başka taşınmazların da haczi için 02.11.2015 tarihli haciz ihbarnamesi gönderilmesine karşın, TAKBİS malvarlığı sorgu sisteminin tapudaki bilgileri tam bir şekilde yansıtmaması nedeniyle, hizmet kusuru neticesi icra takibinin semeresiz kaldığından bahisle oluştuğu önesürülen 56.578,00.-TL zararın 29.04.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

ANKARA 7. İDARE MAHKEMESİ: 19.3.2018 gün ve E:2016/3115, K:2018/517 sayı ile, İdare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler ile aynı amaçlarla gerçekleşen idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün idari yargının görev alanına girdiği, haciz ihbarnamesinin işleme konulmaması ve bildirilmemesinden kaynaklanan yükümlülük, icra ve iflas Kanunundan doğan bir sorumluluk olup, uyuşmazlık, idari yargının görev alanı içinde sayılan idari dava türlerinden herhangi biri kapsamında bulunmayıp, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uygulamasından kaynaklandığı gerekçesiyle adli yargının görevinde bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi: 26.9.2018 gün ve E:2018/1029, K:2018/996 sayı ile, mahkeme kararı usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, davacılar istinaf isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacılar vekili aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi: 22.10.2019 gün ve E:2019/33, K:2019/517 sayı ile, mahkemelerinin 22.10.2019 tarihli celsesinden diğer davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yönünden dava tefrik edilerek, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın borçlu L.A. adına kayıtlı taşınmazların sorgularının yapılması sonucunda alınan TAKBİS raporundaki kayıtların gerçeği yansıtmaması nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu; 2004 sayılı İİK'nın 5. maddesi gereğince icra memurlarının işlemlerine yönelik tazminat davasının idare aleyhine açılacağı, somut durumda icra memurlarının söz konusu işlemlerle ilgili bir kusuru bulunmadığı; esasen davacının da icra memurlarının kusurlu olduklarına ilişkin herhangi bir iddiası olmadığı, icra memurunun hukuka aykırı bir işlem veya eylemi bulunmadığından, davacının iddia ettiği zararın muhatabının davalı Adalet Bakanlığı olamayacağı anlaşıldığından davanın Adalet Bakanlığı yönünden reddine karar vermiştir.

ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 4.11.2019 gün ve E:2019/835 sayı ile, mahkemelerince yapılan değerlendirmede, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla tesis edilen işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yerinin idare mahkemelerinde olduğu, somut durumda da uyuşmazlığın hizmet kusurundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu ve uyuşmazlığın idare mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiğine ve mahkemelerinin görevsiz olduğuna,Ankara 7. İdare Mahkemesi tarafından daha önce somut uyuşmazlık yönünden görevsizlik kararı verildiğinden mahkemeleri tarafından görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla UMK 19/1. maddesi gereğince dosyanın Uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine ve uyuşmazlık mahkemesi kararının HMK 165. Maddesi gereğince bekletici mesele yapılmasına karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan22.06.2020 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Asliye Hukuk Mahkemesince, idari yargı dosya fotokopisi, kararı ve kesinleşme şerhi ile birlikte adli yargı dosya fotokopisinin 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, idari ve adli yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların alacaklısı oldukları Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2015/12423 esas sayılı takip dosyasında dosya borçlusu L.A.'ın Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) Malvarlığı Raporunda mevcut taşınmazlar ile bulunması halinde borçlu adına kayıtlı başka taşınmazların da haczi için 02.11.2015 tarihli haciz ihbarnamesi gönderilmesine karşın, TAKBİS malvarlığı sorgu sisteminin tapudaki bilgileri tam bir şekilde yansıtmaması nedeniyle, icra takibinin semeresiz kaldığından bahisle oluştuğu önesürülen 56.578,00.-TL zararın 29.04.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun "Tapu sicilinin açıklığı" başlıklı 1020. Maddesinde;

" Tapu sicili herkese açıktır.

İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir.

Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez."hükmüne;

4. Sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 479. Maddesinde, Genel Müdürlük, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü olarak tanımlanmış, Genel Müdürlüğün görev ve yetkileri başlıklı 480 inci maddesinin 1. Fıkrasının (ğ) bendinde "Genel Müdürlüğün görev, hizmet ve faaliyetleri ile ilgili olarak diğer kamu kurum ve kuruluşları ile meslek kuruluşlarınca uyulacak esasları belirlemek, koordinasyonu sağlamak.";

"Döner sermaye işletmesi" başlıklı 487. Maddesinin 6. Fıkrasında; " Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri, köy tüzel kişileri ve kalkınma ajanslarının kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle sayılan görevleriyle ilgili yapılacak tapu işlemlerinden ve veri paylaşımından döner sermaye hizmet bedeli tahsil edilmez. Ayrıca tapu müdürlüklerince gerçekleştirilen her türlü terkin ve bedelsiz yol ve yeşil alan gibi yerlere terk işlemlerinden, Genel Müdürlük birimlerince sebebiyet verilmiş hataların düzeltilmesi işlemlerinden, tapu müdürlüklerince resen yapılan işlemlerden, aile konutu şerhi işlemlerinden ve kat irtifakından resen kat mülkiyetine geçiş işlemlerinden döner sermaye hizmet bedeli tahsil edilmez. Veri paylaşımına ilişkin protokol veya sözleşmelerde, döner sermaye hizmet bedellerinin ödenmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenebilir.";

"Düzenleme görev ve yetkisi, yetki alınarak tapu işlemi yapılması" başlıklı 488. Maddesinin 1. Fıkrasında; "Genel Müdürlük, görev, yetki ve sorumluluk alanına giren konularda idarî düzenlemeler yapabilir.";

5. Fıkrasında; Fıkrasında; "Yargı mercileri ile yetkili kurum ve kuruluşların taleplerine istinaden tapu müdürlüklerince tescili sağlanan işlemler, ilgili mercilerce doğrudan elektronik ortamda tescil, terkin veya tadil edilerek gerçekleştirilebilir. Genel Müdürlük bu fıkra kapsamındaki işlemleri belirlemeye yetkilidir." hükümlerine;

Tapu Sicili Tüzüğünün "Elektronik ortamda verilere erişim hakkı" başlıklı 14. Maddesinde;

"(1) Mahkemeler, Cumhuriyet başsavcılıkları, icra ve iflas müdürlükleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının görevleriyle ilgili taşınmaz verilerine erişimi protokol düzenlenerek sağlanabilir. Erişim hakkına sahip kuruluşlar, taşınmaz ile ilgili verileri TAKBİS üzerinden alırlar.

 

(2) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile taşınmaza ilişkin konularda faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişiler, kendi işleriyle sınırlı olmak üzere, düzenlenecek protokol kapsamında gerekli verilere erişebilirler.

(3) TAKBİS üzerinden sorgulama yapılabilmesi için, Genel Müdürlük tarafından belirlenecek sözleşme imzalanır. Bu sözleşmede, erişimin türü ve şekli, erişim kontrolü, verilerin kullanım amacı, üçüncü kişilere kullandırılmasına ilişkin sınırlamalar ve amacı dışında kullanımın sonuçları yer alır.

(4) Taşınmaz malikleri ile taşınmaz üzerinde hak sahibi olanlar, düzenlenecek sözleşme şartları dahilinde verilere erişebilirler.

(5) Tapu sicilinde kayıtlı taşınmazın tanımlayıcı bilgileri herkes tarafından sözleşme şartları kapsamında sorgulanabilir.

(6) Verilere erişim hakkının kötüye kullanılması hâlinde, özel kanun hükümleri saklı kalmak üzere, TAKBİS’e erişim derhâl durdurulur.

(7) TAKBİS verilerine erişime ilişkin döner sermaye katılma payını ve bunun istisnalarını belirlemeye Genel Müdürlük yetkilidir.";

"Erişim ve bilgi güvenliği" başlıklı 15. Maddesinde;

" (1) TAKBİS üzerinden yapılacak her türlü sorgulama ve sorgulayan bilgisi kayıt altına alınır. Bu kayıtlar iki yıl süreyle saklanır.

(2) TAKBİS üzerindeki verilere erişimi durdurmaya veya kısıtlama yapmaya Genel Müdürlük yetkilidir.

(3) TAKBİS üzerinde, tapu görevlileri hariç olmak üzere, verilerin ardı ardına sorgulanmasına ilişkin her türlü güvenlik önlemi alınır." hükümlerine yer verilmiştir.

Bu mevzuat hükümleri dayanak alınarak 7.3.2015 gün ve 29288 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tapu ve Kadastro Verilerinin Paylaşımı Hakkında Yönetmeliğin "Amaç" başlıklı 1. Maddesinde; " (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce üretilen veya arşivlenen verilerin paylaşılmasına (Ek:RG-1/11/2018-30582) ve elektronik ortamda yapılacak tapu işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirlemektir."

Kapsambaşlıklı 2. Maddesinde; "(1) Bu Yönetmelik, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce üretilen veya arşivlenen verilerin elektronik ortamda veya doküman olarak kişi ve kurumların paylaşımına açılmasına (Ek:RG-1/11/2018-30582) ve elektronik ortamda yapılacak tapu işlemlerine ilişkin usul ve esasları kapsar." denilmiş.

Devamı maddelerinde, TAKBİS, Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi olarak tamamlanmış; TAKBİS üzerindeki kayıtların her bir birim için, sicillerin elektronik ortamda tutulmaya başlandığı tarihte aktif olan ve bu tarihten sonra oluşan bilgileri içereceği; TAKBİS öncesi pasif kayıtlara yönelik taleplerin, kişi ve kurumlar tarafından taşınmazın kayıtlarına ulaşılmasını sağlayacak tanımlayıcı bilgileri belirtilerek tapu sicilinin tutulduğu ve dayanak belgelerin arşivlendiği ilgili birimlere yapılacağı; 30.4.2011 tarihli ve 27920 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tapu Müdürlüklerince Yetki Alanı Dışında Kayıtlı Bulunan Taşınmazlarla ilgili Tapu İşlemlerinin Yapılmasına ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerinin saklı olduğu;protokol yapılan kişi ve kurumlarla ve paylaşımın salt elektronik ortam üzerinden gerçekleştirileceği; bu kapsamdaki kişi ve kurumların elektronik ortam dışındaki veri taleplerinin karşılanmayacağı; TAKBİS öncesi pasif kayıtlara ilişkin bilgilerin ve belge örneklerinin ilgili kamu kurumlarının yazılı talebi üzerine verileceği; Kamu Kurumu tarafından elektronik ortamda yapılan işlemlerde, gerekli kontrollerin internet servisleri tarafından yapılacak işlemin yevmiye numarasının TAKBİS tarafındanüretileceği; işlemin türüne göre elektronik ortamda tescil veya terkin işleminin TAKBİS tarafından yapılacağı; işlemin hatalı olarak yapıldığının farkedilmesi durumunda tapu müdürlüğünce resen tesis ve terkine yönelik gerekli düzeltme işlemi yapılarak kuruma, Kamu kurumuna bilgi verileceği; TAKBİS'teki verilen kişi ya da taşınmaz bilgileri esas alınarak sorgulanabileceği belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2015/12423 Esas sayılı dosyası ile davacı Erhan Kemal Usanmaz'ın kira alacağı için Borçlular L.A. ve Aytaç Petrol Nak. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçluların takbis malvarlığı sorgulamasının İcra Müdürlüğünce yapıldığını, tespit edilen taşınmazlara ve borçlu adına başkaca taşınmaz bulunması halinde bu taşınmazlara da haciz konulması için Çankaya Tapu Müdürlüğüne müzekkere gönderildiğini, Çankaya Tapu Müdürlüğünün 09/11/2015 tarihli ve 70128 yevmiye nolu cevabı ile ilgi yazıda bildirilen İcrai Haciz tesisi işlemi talebinin borçlu L.A. hususunda İcra Müdürlüğüne bildirildiğini, talep üzerine İcra Müdürlüğü tarafından L.A. adına kayıtlı taşınmazların pasif kayıtlarının Çankaya Tapu Müdürlüğünden istendiğini, Çankaya Tapu Müdürlüğünün cevap yazısında L.A. adına tespit edilen pasif kayıtları bildirildiğini, TAKBİS mal varlığı sorgu raporunda yer alamayan ve haciz talebinin Çankaya Tapu Müdürlüğüne teslim edildiği 09/11/2015 tarihinden bir gün sonra borçlu L.A. tarafından Ankara ili Çankaya ilçesi Emek Mah. 6135 ada 6 parsel 93 cilt no 9087 sayfa nolu taşınmazın satışının yapıldığının tespit edildiğini, İcra Müdürlüğü haciz müzekkeresinde TAKBİS mal varlığı raporunda mevcut taşınmazlar ile bulunması halinde borçlu adına kayıtlı başka taşınmazlara da haciz konulmasının istendiğini, dosyasında borçlu L.A. adına kayıtlı taşınmazların sorgularının yapılması sonucunda alınan TAKBİS raporuna göre borçlu adına böyle bir taşınmazın görünmemesi, görünen diğer taşınmazlarınise tapudaki gerçek kayıtları yansıtmaması karşısında, yaşanılan hak kaybının yeterli hukuki ve teknik altyapı sağlanmadan TAKBİS sistemine geçilmesinin en önemli göstergesi olduğunu, İcra Müdürlüğünün diğer borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde Ziraat Bankası A.Ş’nin 575000-TL ipotek alacağı bulunduğundan İcra dosyasındaki 56.578-TL alacağın semeresiz kaldığını, TAKBİS sisteminde yeterli hukuki ve teknik altyapı sağlanmadan T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 12/05/2015 tarihli 1763 (2005/1) sayılı Genelgenin çıkarılması ve icra müdürlükleri ile bu hususa ilişkin protokol yapılması sonucunda davalı idarelerin yerine getirmekle yükümlü olduğu kamu hizmetinin kuruluşunda, düzenlenmesinde, yapısında, işleyişinde eksiklikler bulunması ve hizmete tahsis olunan araçların yetersiz, elverişsiz, kötü olması TAKBİS sistemindeki verilerle tapudaki verilerin paralelliğinin sağlanması için gereken tedbirlerin alınmaması sonucunda takip dosyasının semeresiz kaldığını ve davalı idarelerce hizmet kusuru nedeniyle müvekkilinin zarara uğratıldığını, davacıların uğramış oldukları zararların tazmini amacıyla 29/04/2016 tarihinde T.C. Adalet Bakanlığı ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne idari başvuruda bulunduklarını, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce başvurunun reddedildiğini, T.C. Adalet Bakanlığı tarafından 60 günlük süre içerisinde hareketsiz kalınarak idari başvurunun zımnen reddedildiğini ileri sürerek davaların açıldığı anlaşılmıştır.

İdare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler ile aynı amaçlarla gerçekleşen idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir.

Görüldüğü üzere haciz ihbarnamesinin işleme konulmaması ve bildirilmemesinden kaynaklanan yükümlülük, İdari yargının görev alanı içinde yukarıda sayılan idari dava türlerinden herhangi biri kapsamında bulunmamaktadır.

Yukarıda sözüedilen Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemindeki aksaklıklardan doğan zarar nedeniyle devletin özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluğunu düzenleyen mevzuatın açık hükümleri karşısında davanın çözümü adli yargının görevine görmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yönünden Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 4.11.2019 gün ve E:2019/835 sayılı başvurusunun reddi gerektiği gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yönünden Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 4.11.2019 gün ve E:2019/835 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 22.06.2020 gününde Üye Aydemir TUNÇ ve Üye Ahmet ARSLAN’ın KARŞI OYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                           Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                       SONER          

 

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                         Ahmet

                                                TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

Dava, davacıların alacaklısı oldukları Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2015/12423 esas sayılı takip dosyasında dosya borçlusu ……’ın Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) Malvarlığı Raporunda mevcut taşınmazlar ile bulunması halinde borçlu adına kayıtlı başka taşınmazların da haczi için 02.11.2015 tarihli haciz ihbarnamesi gönderilmesine karşın, TAKBİS malvarlığı sorgu sisteminin tapudaki bilgileri tam bir şekilde yansıtmaması nedeniyle, icra takibinin semeresiz kaldığından bahisle oluştuğu öne sürülen 56.578,00.-TL zararın 29.04.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Tapu Sicil Tüzüğünün “Elektronik Ortamda Verilere Erişim Hakkı” 14. maddesinde, “Erişim ve Bilgi Güvenliği” 15. maddesinde düzenlenmiş, Tapu ve Kadastro Verilerinin Paylaşımı Hakkında Yönetmelikte de TAKBİS, Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi olarak tanımlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2015/12423 Esas sayılı dosyası ile davacı…..’ın kira alacağı için Borçlular ……ve…….. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçluların TAKBİS malvarlığı sorgulamasının İcra Müdürlüğünce yapıldığını, tespit edilen taşınmazlara ve borçlu adına başkaca taşınmaz bulunması halinde bu taşınmazlara da haciz konulması için Çankaya Tapu Müdürlüğüne müzekkere gönderildiğini, Çankaya Tapu Müdürlüğünün 09/11/2015 tarihli ve 70128 yevmiye nolu cevabı ile ilgi yazıda bildirilen İcrai Haciz tesisi işlemi talebinin borçlu ….. hususunda İcra Müdürlüğüne bildirdiğini, talep üzerine İcra Müdürlüğü tarafından……. adına kayıtlı taşınmazların pasif kayıtlarının Çankaya Tapu Müdürlüğünden istendiğini, Çankaya Tapu Müdürlüğünün cevap yazısında …… adına tespit edilen pasif kayıtların bildirildiğini, TAKBİS malvarlığı sorgu raporunda yer alamayan ve haciz talebinin Çankaya Tapu Müdürlüğüne teslim edildiği 09/11/2015 tarihinden bir gün sonra borçlu ……. tarafından Ankara İli Çankaya İlçesi Emek Mah. 6135 ada 6 parsel 93 cilt no 9087 sayfa nolu taşınmazın satışının yapıldığının tespit edildiğini, İcra Müdürlüğü haciz müzekkeresinde TAKBİS mal varlığı raporunda mevcut taşınmazlar ile bulunması halinde borçlu adına kayıtlı başka taşınmazlarada haciz konulmasının istendiğini, dosyasında borçlu …… adına kayıtlı taşınmazların sorgularının yapılması sonucunda alınan TAKBİS raporuna göre borçlu adına böyle bir taşınmazın görünmemesi, görünen diğer taşınmazların ise tapudaki gerçek kayıtları yansıtmaması karşısında, yaşanılan hak kaybının yeterli hukuki ve teknik altyapı sağlanmadan TAKBİS sistemine geçilmesinin en önemli göstergesi olduğunu, İcra Müdürlüğünün diğer borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde Ziraat Bankası A.Ş.’nin 575000- TL ipotek alacağı bulunduğundan İcra dosyasındaki 56.578-TL alacağın semeresiz kaldığını, TAKBİS sisteminde yeterli hukuki ve teknik altyapı sağlanmadan T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 12/05/2015 tarihli 1763 (2005/1) sayılı Genelgenin çıkarılması ve icra müdürlükleri ile bu hususa ilişkin protokol yapılması sonucunda davalı idarelerin yerine getirmekle yükümlü olduğu kamu hizmetinin kuruluşunda, düzenlenmesinde, yapısında, işleyişinde eksiklikler bulunması ve hizmete tahsis olunan araçların yetersiz, elverişsiz, kötü olması TAKBİS sistemindeki verilerle tapudaki verilerin parelelliğinin sağlanması için gereken tedbirlerin alınmaması sonucunda takip doyasının semeresiz kaldığını ve davalı iderelerce hizmet kusuru nedeniyle müvekkilinin zarara uğratıldığını, davacıların uğramış oldukları zararların tazmini amacıyla 29/04/2016 tarihinde TC. Adalet Bakanlığı ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne idari başvuruda bulunduklarını, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce başvurunun reddedildiğini, T.C. Adalet Bakanlığı tarafından 60 günlük süre içerisinde cevap verilmeyerek başvurunun zımnen reddedildiğini ileri sürerek dava açıldığı anlaşılmıştır.

İdare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler ile aynı amaçlarla gerçekleşen idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir.

Olayda, davanın borçlu ……. adına kayıtlı taşınmazların, Tapu ve Kadastro Müdürlüğünce sorgulamasının yapılması sonucunda alınan TAKBİS raporundaki kayıtların gerçeği yansıtmaması sebebiyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, yukarıda da açıklandığı üzere TAKBİS sisteminin Tapu ve Kadastro sistemi olarak tanımlandığı da dikkate alındığında kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla tesis edilen işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın hizmet kusurundan kaynaklanan tazminat istemi olduğu görülmektedir.

Bu itibarla, davanın idarenin hizmet kusuru esasına dayalı olarak açılmış tam yargı davası olduğu dikkate alındığında, bu haliyle davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görev alanına girdiği oyuyla, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyoruz.

 

 

              Üye                                     Üye

    Aydemir TUNÇ     Ahmet ARSLAN