Hukuk Bölümü         2012/40 E.  ,  2012/142 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : M.K.

Vekili             : Av. H.B.A.

Davalı           : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı 

Vekili             : Av. G.Y. 

O L A Y       :  Davacı vekili, müvekkili hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce 5510 sayılı Kanun uyarınca, 12.2.2010 ve 2010/14676 takip nolu ödeme emriyle düzenlenen, sigorta prim bildirgelerinden alınması gereken damga vergisinden doğan asıl alacak ve gecikme zamlarının, iptaline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            Antalya 3. İdare Mahkemesi: 2.4.2010 gün ve E:2010/289, K:2010/378 sayı ile, dava konusu ödeme emrinin, çeşitli dönemlerdeki damga vergisi nedeniyle tahakkuk ettirilen vergi borçlarından kaynaklandığı; uyuşmazlığın vergiye ve vergi alacağının tahsili amacıyla 6183 sayılı Yasanın uygulanmasına dayalı olması nedeniyle bu davanın görüm ve çözümünde 2576 sayılı Kanunun 6. maddesi hükmü gereğince vergi mahkemeleri görevli olduğundan Mahkemelerinin görevsiz bulunduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, dava dosyasının davaya bakmakla görevli ve yetkili Antalya Vergi Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Davalı vekilince, birinci savunma dilekçesinde, davada adli yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

ANTALYA 2. VERGİ MAHKEMESİ: 2.11.2010 gün ve E:2010/750 sayı ile, dava dosyasında, davalı idare tarafından kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu yönünde görev itirazında bulunulmuş ise de dava konusu ödeme emri içeriğinin damga vergisi olması ve alacağın vergi mahkemesinin görev alanı içerisinde yer alan vergi alacağından kaynaklanması sebebiyle Vergi Mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilinin, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI; Davanın, 5510 sayılı yasa uyarınca SGK Antalya İl Müdürlüğü tarafından davacıya tahakkuk ettirilen harca itiraz davası değil, damga vergisinin 6183 sayılı yasalar uyarınca takip ve tahsiline ilişkin ödeme emrinin iptaline ilişkin olduğu,  konuya ilişkin hukuki mevzuat incelendiğinde; 31.05.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 102'nci maddesinin dördüncü fıkrasında, "idari para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir itiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir." denildikten sonra altıncı fıkrasında, "Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir." hükmüne; 89. maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde ise, "Dava ve icra takibi açılmış olsa bile, prim ve diğer Kurum alacaklarının ödenmemiş kısmı için gecikme cezası ve gecikme zammı tahsil edilir." kuralına yer verilmiş olduğu; yine sözü edilen Kanunun 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 88'inci maddesinin onbeşinci fıkrasında, "Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır." hükmü yer almış olup; aynı maddenin onsekizinci fıkrasında da, "Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz." denilmek suretiyle, Kurumun süresi içinde ödenmeyerek kesinleşmiş prim ve diğer alacaklarının takibinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması; bu uygulama sonucunda doğacak uyuşmazlıkların çözümünde de, Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olması esasının kabul edildiği, SGK Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından tahakkuk ettirilen prim bildirgelerinden alınacak damga vergisi tahakkukuna ilişkin harcın, ödenmemesi nedeniyle Kurum alacağına dönüşmesi üzerine gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsili için düzenlenen ödeme emrine karşı dava açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, ödenmeyen damga vergisinden doğan Kurum alacağının tahsili için düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın görümü ve çözümünde 5510 sayılı 88. maddesinde yer alan özel hüküm gereği yetkili kılınan iş mahkemesinin görevli bulunduğu nedeniyle 2247 sayılı Kanunun 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 13. Maddesinin 3.fıkrasına göre Danıştay Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCILIĞI; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1., 5510 sayılı Yasanın 88.maddelerinden söz ederek, 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması sonucunda doğacak uyuşmazlıkların çözümünde, iş mahkemelerini görevli kılan yasal düzenlemenin, Kurumun kendi bütçesine dahil alacakların tahsiliyle ilgili olduğu, oysa; sigorta prim bildirgeleri üzerinden hesaplanıp ödenmesi gereken damga vergisinin, Sosyal Güvenlik Kurumunun değil; Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairesinin alacağı olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumunun damga vergisinin tarh ve tahsili konusunda yetkisiz bir kamu kurumu olduğu dolayısıyla; Kanunun kendi bütçesine dahil alacakların tahsili için vermiş olduğu ödeme emri düzenleme yetkisini, kendisine ait olmayan ve alacaklı olan vergi dairesine ödenmesi gereken damga vergisinin mükellefinden tahsili için kullanmasının, İdare Hukukundaki tanımıyla, bir yetki saptırması; başka anlatımla da, Kanunla Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilen yetkinin gaspı olduğu, bu bakımdan; konusu vergi dairelerine ait bir kamu alacağının tahsili olan ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6'ncı maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi uyarınca, bu iş için özel olarak görevlendirilmiş, idari yargı yeri olan vergi mahkemelerine ait olduğu bu nedenle, 2247 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Mehmet Aydan AL’ın katılımlarıyla yapılan 2.7.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın davada adli yargının, Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıya ait işyerinde sigorta prim bildirgelerinden alınması gereken damga vergisi ile gecikme zammının tahsili amacıyla 5510 sayılı Yasaya dayanılarak düzenlenen 12.2.2010 gün ve 2010/14676 sayılı ödeme emrinin iptali isteminden ibarettir.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 80. maddesinin yedinci fıkrasında, "Kurum alacaklarının tahsilinde 21.7.1953 tarih ve 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir" hükmüne yer verilmiş; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, kurum alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Yasa hükümleri uygulanmak suretiyle düzenlenecek ödeme emrine karşı açılacak davalara bakma görevinin, 80. maddenin yedinci fıkrasında açıkça belirtildiği gibi Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesine ait olduğu sonucuna varmış; ancak, 506 sayılı Kanun’un sözü edilen maddesi 31.5.2006 gün ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinde, “…Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.

Kurum, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacakları hariç olmak üzere her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere Yeni Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden ticari işletme, taşınır ve/veya taşınmaz rehni dahil olmak üzere her türlü teminat almaya yetkilidir.

Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz.

Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz…” hükmü yer almıştır.

Öte yandan, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 37. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, idarî para cezaları, gecikme zamları, katılım payları Kurum alacağına dönüşür ve bu alacakların tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır” denilmiştir.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

            Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

            Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

Olayda, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında düzenlenen damga vergisinden kaynaklanan, ödeme emrinin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, söz konusu ödeme emrine karşı açılan davada, 5510 sayılı Yasa’nın 88. maddesi gözetildiğinde İş Mahkemesinin görevli olduğu kuşkusuzdur.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı vekilinin görev itirazının Antalya Vergi Mahkemesi’nce reddine ilişkin kararının  kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç            : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı vekilinin GÖREV İTİRAZININ Antalya 2. Vergi Mahkemesi’nce REDDİNE ilişkin KARARININ KALDIRILMASINA, 2.7.2012  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.