Hukuk Bölümü         2011/3 E.  ,  2011/81 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı            : S.Ç.

Vekili               : Av. M.A.Ö. – Av. O.E.

                          Av. S.Ö.– Av. F.K. 

Davalı             : Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı                                   

Vekili              : Av. İ.K., Av. R.O.

 O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde;  müvekkilinin taşınmazı ile ilgili imar planı değişikliği için davalı Belediyeye  yaptığı başvuru için toplam 4.025,00YTL tutarında harç yatırdığını; ancak Davalının talep hakkında  olumlu veya olumsuz bir işlem yapmaması nedeniyle müvekkilinin 24.04.2006 tarihli dilekçe ile talebinden vazgeçtiğini; bunun  üzerine Büyükşehir Belediye Meclisinin 12.05.2006 tarih ve 406 sayılı kararı  ile “karar verilmesine gerek olmadığına” karar verildiğini fakat müvekkilinin yatırdığı harcın iade edilmediğini;  

Harcın iade edilmemesi nedeniyle davalı Belediye aleyhine Antalya 3. İcra Müdürlüğünün E:2008/2665 sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, Davalı Belediyenin takibe kısmi itirazda bulunduğunu, itiraz nedeni olarak 2006 yılı gelir tarifesinin imar planı ve plan tadilatı ücret tarifesi bölümünde belirtilen "Plan değişikliği teklifinin meclisten reddedilmesi durumunda yatırılan plan tadilat ücretinin %50’si iade edilir" maddesini gösterdiğini;  

Ancak vaki itirazın  hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, çünkü tadilat talebinin reddi halinde harcın %50 sinin iadesinin söz konusu olabileceğini, oysa tadilat talebi hakkında karar verilmesine gerek olmadığına kararı verildiğini, bu nedenle harcın tamamının iadesinin zorunlu olduğunu; Davalı Belediyenin alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla takibe itiraz ettiğini ifade ederek sonuç itibariyle; Antalya 3.İcra Müdürlüğünün E:2008/2665 sayılı  icra takip dosyasına yaptığı kısmi itiraz ile faize itirazının iptali ile takibin devamına, Davalının itirazı haksız, kötü niyetle, takibi engelleme ve alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğundan, asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesi istemiyle  adli yargı yerinde dava açmıştır.

            ANTALYA 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ: 12.09.2008 gün ve E:2008/608, K:2008/1574 sayı ile, Davacı vekilinin, davacının taşınmazı ile ilgili imar planı değişikliği için davalı belediyeye 07/11/2005 tarihli dilekçesi ile müracaat ettiğini, başvuru için belediye veznesine 4.025,00.YTL. harç yatırdığını, davalı belediyenin davacının talebinin olumlu ya da olumsuz yapılması gereken işlemleri uzun süre geçmesine rağmen yapmadığını, bu nedenle davacının 24/0412006 tarihli dilekçesi ile imar değişikliği talebinden vazgeçtiğini bildirdiğini, vazgeçme talebi üzerine davalı belediyece 12/05/2006 tarih ve 406 sayılı kararı ile karar verilmesine gerek olmadığına karar verdiğini, ancak davacının yatırdığı harcı iade etmediğini, harcın iadesi için davalı belediye hakkında Antalya 3.İcra Müdürlüğünün 2008/2665 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş olduğu; Davalı vekilinin, davaya konu alacağın idari bir işlem olduğunu, davanın Adli Yargı'da değil İdari Yargı'da görülmesi gerektiğini, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini istemiş bulunduğu; Antalya 3.İcra Müdürlüğünün 2008/2665 Esas sayılı dosyasındaki kanıtların incelenmesinden; davacı Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2008/2665 esas sayılı dosyası ile davalı belediyece imar değişikliği nedeniyle alınan paranın % 50'sinin iade edilmemesi üzerine icra takibine geçtiği, ödeme emrinin tebliğ üzerine davalının itiraz ederek takibi durdurduğunun anlaşıldığı;  dava konusu edilen alacağın, davacı tarafından Uncalı mahallesi 20272 ada 7 parsele ilişkin imar değişikliği nedeniyle davalı belediyeye ödenen harç niteliğindeki bir para olduğu,   Davacının idareye başvurarak paranın iadesini istediği, Davalı İdarece 2006 yılı gelir tarifesinin imar plan ve tadilat ücret tarifesi gereğince yatırılan paranın % 50'sinin geri ödendiği,  diğer % 50'sinin geriye ödenmemesinin idari nitelikte bir işlem olduğu, yatırılan paranın harç niteliğinde olduğu da gözetildiğinde, idarenin tek taraflı işlemi nedeniyle Mahkemelerine itirazın iptali davası ya da alacak davası açılmasının mümkün olmadığı, bu davanın idari nitelikte olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; Davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 23.6.2009 gün ve E:2009/9443, K:2009/10856 sayılı kararıyla  temyiz istemi reddedilerek karar onanmış ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili  bu kez, müvekkilinin sahibi olduğu taşınmaz ile ilgili imar planı değişikliği için yatırmış olduğu imar planı değişiklik harcının iadesi için Antalya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/2665 esas sayılı dosyasında başlatılan takibe davalı idarece yapılan itirazın iptali ile 2.012.50 TL harcın 07.11.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            ANTALYA 2. VERGİ MAHKEMESİ: 16.03.2010 gün ve   E:2010/265, K: 2010/401 sayı ile, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67. maddesinde, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir hükmüne yer verilmiş olduğu; dava konusu olayda, davacı tarafından, adına kayıtlı taşınmaz ile ilgili imar planı değişikliği için davalı idareye yatırılan harcın tahsili amacıyla Antalya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/2665 esas sayılı dosyasında başlatılan takibe davalı idarece yapılan kısmi itirazın iptali istemiyle bakılan dava açılmış ise de; itirazın iptali davasının, konusu, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davası olup, takip alacaklısı tarafından ödeme emrine karşı genel mahkemede açılabileceği, Davacı tarafından iadesi istenilen harcın idari yargıda dava konusu edilebilmesi için ise, söz konusu harcın iadesi istemiyle davalı idareye yapılmış bir başvuru olması ve yapılan bu başvurunun reddi üzerine dava açılmasının gerektiği; bu itibarla, imar planı değişiklik harcının tahsili amacıyla yapılan takibe davalı idarece yapılan itirazın iptali istemiyle açılan davanın yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca adli yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği nedenleriyle;  görüm ve çözümü adli yargının görevinde olan davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1/a bendi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş,  Davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine Antalya Bölge İdare Mahkemesi’nin 22.9.2010 gün ve E:2010/1142, K:2010/1078 sayılı kararıyla  itiraz reddedilerek karar onanmış ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, Sıddık YILDIZ, Muhittin KARATOPRAK ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 02.05.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; “icra takibine yapılan itirazın iptali” istemi yönünden adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılmıştır.

            2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.09.2008 gün ve E:2008/608, K:2008/1574 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 02.05.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.