Hukuk Bölümü         2011/109 E.  ,  2011/263 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı            : N.Ö.

            Vekilleri          : Av. B.C. - Av. B. Ö.C.

              Davalı             : Altındağ Belediye Başkanlığı

             Vekili              : Av. İ.G.

            O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara İli, Altındağ İlçesi, 1.Bölge Alemdağ Mahallesi, 21849 ada, 1 parselin 187/10783 hissesi oranında hissedarı olan müvekkilinin, kamulaştırmasız el atma nedeni ile hissesini kullanma ve değerlendirme imkânının ortadan kaldırıldığını, davalı Belediye tarafından yapılan Park ve Pazarın kamuya açıldığını ve insanların kullanımına sunulduğunu,  taşınmaza fiilen ve kalıcı nitelikte el atıldığını; taşınmazın son derece kıymetli olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesinde durumun ortaya çıkacağını ifade ederek, sonuç itibariyle;  müvekkilinin hissesine vaki kamulaştırmasız el atma nedeni ile fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL.nın (daha sonra 04.01.2011 tarihinde verilen dilekçeyle davadaki talebinin 55.450,00 TL sının ıslah yoluyla artırılması ve toplam 65.450,00 TL.nın)  dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek taraflarına ödenmesine,  gayrimenkul hisselerinin davalı kurum adına tescil ve terkinine karar verilmesi istemiyle  22.04.2010 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Belediye Başkanlığı vekili, süresinde verdiği cevap dilekçesinde; davaya konu edilen arsa üzerine Altındağ Belediyesinin, spor tesisleri ve pazar alanı inşa etmiş olduğunu,  Belediyenin bu işinin idari işlem olduğunu,  İdarenin işlem ve eylemlerinden dolayı hakları zarara uğrayanların İdari Yargı Yerinde dava açmaları gerektiğini ileri sürerek görev itirazında bulunmuş; davanın esasına ilişkin olarak da;  davaya konu edilen 21849 ada 1 parsel KOP paylarından oluşan bir alan iken; Altındağ Belediye Meclisi tarafından 05.04.2006 tarih ve 195 sayılı kararı ile revizyon imar planı yapılmış olduğunu ve bu alanın ada parsel numarasının 24451 ada 1 parsel olarak değiştirildiğini;  kesinleşen revizyon imar planına göre 24451 ada 1 parselin,8953 m2den oluştuğunu, Davacı N.Ö.'in de187 m2hissesinin mevcut bulunduğunu; Belediyelerinin, ihtiyaçların aciliyetinden dolayı tesislerin inşaasına hemen başlamış olduğunu,  daha sonra Altındağ Belediye Encümeni tarafından, 10.02.2010 tarih ve 153 sayı ile,  davaya konu edilen 24451 ada 1 ve 2 parseller için kamulaştırma kararı alınmış olduğunu,   Belediyelerinin davaya konu edilen bu ada- parsellerdeki KOP paylarından oluşan şahıs hisselerini m2 si 250,00 TL den aldığını,  Davacının da isterse Belediyelerine hissesini satabileceğini;  özel satışların emsal teşkil etmeyeceğini ifade etmiştir.    

            ANKARA 21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 08.02.2011 tarihli celsede, E:2010/179 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

            Davalı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolundaki süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulamaları işlemlerinin, kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve re'sen tesis edilen idari işlemler olduğu; dosyanın incelenmesinden, imar uygulaması sonucu alınan kamu ortaklık paylarından oluşturulan Ankara İli, Altındağ İlçesi, Alemdağ Mahallesi 21849 ada, 1 sayılı parselin, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından onaylanan Altındağ Belediye Meclisinin 02.11.2007 gün ve 1453 sayılı kararı ile yapılan planın değişikliği sonucu "spor tesis" alanı olarak belirlendiği ve bu uygulama üzerine davacıya ait hissenin 24451 ada 1 parselde şuyulandırıldığı; davacının söz konusu taşınmazdaki hissesine davalı belediye tarafından kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, alacağın 65.400 TL.sının yasal faizi ile birlikte tazminine hükmedilmesi istemiyle dava açıldığı; imar uygulaması sonucu kamu ortaklık paylarından oluşturulan 24451 ada 1 sayılı parselin, imar planında "spor tesis" alanı olarak ayrılmış olması nedeniyle, bu parseldeki hissenin bedelinin ödenmesi gerektiği iddiasına dayalı olarak açılan dava, kamulaştırılmasız el atma hukuki temeline oturtulması istenilmiş ise de; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18'inci maddesi uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan uygulama işlemleri sonucu kamu ortaklık paylarından oluşturulan ve daha sonra plan değişikliği yapılarak "spor tesis" olarak ayrılmış bulunan taşınmazda yer alan davacıya ait hissenin bedelinin tazminen tahsiline ilişkin bulunduğundan; uyuşmazlığın, 2577 İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında olduğunda kuşku bulunmadığı;   bu bakımdan, imar uygulaması sonucu uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği nedenleriyle; 2247 sayılı Yasanın 10 uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; dava konusu uyuşmazlıkta, idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında, davanın anılan Kanun'un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı,  uyuşmazlık konusu işlemin, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun arazi ve arsa düzenlenmesine ilişkin 18. maddesinin uygulamasından kaynaklanmakta olduğu, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiğinin düşünüldüğü; bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/179 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 19.12.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının, Ankara İli, Altındağ İlçesi, 1.Bölge Alemdağ Mahallesi, 21849 ada, 1 parselde bulunan hissesine davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığı ileri sürülerek şimdilik 10.000.- TL’nin(daha sonra verilen dilekçeyle davadaki talebinin 55.450,00 TL sının ıslah yoluyla artırılması ve toplam 65.450,00 TL.’nin) dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek taraflarına ödenmesine,  gayrimenkul hisselerinin davalı kurum adına tescil ve terkinine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un, 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (c) bendinde “ İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir. Belediye veya valiliklerin talebi halinde bu yetkiler kadastro müdürlüklerince de kullanılır.

Bu gibi arazilerde hisse sahiplerinin malik olduğu hisse üzerindeki temliki tasarruflar ve bunlarla ilgili takyitler 11/6/1945 tarih ve 4753, 19/7/1943 tarih ve 4486 sayılı Kanunlar, 775 sayılı Gecekondu Kanunundaki hükümler dahil, uygulamayı durdurmaz. Bu gibi işlemlerde takyitler hisse sahibine isabet edecek müstakil parsele aynen nakledilir ve yapılan işlem Medeni Kanunun 927 nci maddesine göre hak sahibine bildirilir. Islah imar planı ile düzenlemeye tabi tutulan arsa ve arazilerin yeni sahiplerine verilmesinde valilik veya belediyelerce arsa ve arazilerin durumuna göre düzenleme ortaklık payı alınabilir.

Bu gibi yerlere ait yapılmış olan özel parselasyon planı, ıslah imar planı olabilecek nitelikte olduğu belediye veya valiliklerce uygun görüldüğü takdirde aynen kabul edilerek tescil edilir.

           Üzerinde yapılanma bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler valiliğin talebi üzerine, belediye veya özel idareler adına resen tapuya tescil edilir. Islah imar planlarında genel bütçeye dahil dairelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrılan veya ayrılacak olan veya bir kamu hizmeti için lüzumlu görülen arsa veya araziler eski sahibi kamu idarelerine veya o işe tahsil edilmek üzere hazineye aynı şartlarla geri verilir.

            Islah imar planı yapılmış ve yapılacak bölgelerde bu Kanun kapsamına giren ve tapu tahsis belgesi verilen hazine arsa ve arazileri, iktisap tarihine bakılmaksızın aynı amaçta kullanılmak üzere ilgili belediyelere devredilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; Ankara İli, Altındağ İlçesi, 1.Bölge Alemdağ Mahallesi, 21849 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz kamu ortaklık paylarından (KOP) oluşan bir alan iken; Altındağ Belediye Meclisinin 05.04.2006 tarih ve 195 sayılı kararı ile revizyon imar planı yapıldığı ve bu alanın ada-parsel numarasının 24451 ada, 1 parsel olarak değiştirildiği;  kesinleşen revizyon imar planına göre,8953 m2den oluşmakta olan 24451 ada, 1 parselde, Davacı N.Ö.'in de187 m2hissesinin bulunduğu; İmar Planında 24451 ada, 1 parselin Spor Alanı, 2 parselin de İdari Tesis Alanı olarak ayrıldığı; davaya konu edilen arsa üzerine, Belediye ihtiyaçlarının aciliyeti gerekçe gösterilerek ve mülkiyet sorunu çözülmeden  davalı Altındağ Belediyesi tarafından, spor  tesisi inşaatına başlanıldığı; daha sonra Altındağ Belediye Encümeni tarafından 10.02.2010 tarih ve 153 sayılı karar ile dava konusu 24451 ada 1 ve 2 parseller için kamulaştırma kararı alındığı; davanın ise, davacının hissesine davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığı ileri sürülerek şimdilik 10.000.- TL’nin(daha sonra verilen dilekçeyle davadaki talebinin 55.450,00 TL sının ıslah yoluyla artırılması ve toplam 65.450,00 TL.’nin) dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek taraflarına ödenmesine,  gayrimenkul hisselerinin davalı kurum adına tescil ve terkinine karar verilmesi istemiyle açıldığı  anlaşılmaktadır.

Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmaza fiilen el atılarak spor tesisi inşaatına başlanılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü,  adli yargı yerinin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun reddi gerekmiştir.

 S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 19.12.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.