Hukuk Bölümü 2000/14 E., 2000/20 K.

  • DEVLET MEMURUNUN KURUMU ZARARA UĞRATMASI
  • KİŞİSEL SORUMLULUK
  • KURUM ZARARI
  • 657 S. DEVLET MEMURLARI KANUNU [ Madde 12 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • 2828 S. SOSYAL HİZMETLER KANUNU [ Madde 16 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : 1- Davacı Kuruma bağlı Bartın Kavşak Memba Suyu Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün sigortalı işlere ilişkin prim borçları tutarı 96,583,500.- liranın gününde yatırılmadığı nedeniyle SSK Zonguldak Sigorta Müdürlüğünce tahakkuk ettirilen 43,462,575.- lira gecikme faiziyle birlikte toplamı 140,046,075.- TL. tutarındaki borç, Genel Müdürlük tarafından ödenmiştir.

    Kurum Döner Sermaye Merkez Müdürlüğünün 19.12.1996 günlü yazısı ile, adıgeçen İşletmenin Müdürlüğünü yaptığı sürede görev gereklerini yerine getirmede kusurlu davranarak İşletmeyi 43,462,575.- TL. faiz ödeme durumunda bıraktığı nedeniyle 1050 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri gereğince, belirtilen meblağın o tarihlerde İşletmenin saymanlığını yapan (İ.H.) ile birlikte ödemesi gerektiğinden bahisle, sözkonusu meblağın yarısı olan 21,731,888.- lirayı on gün içinde Döner Sermaye Merkez Müdürlüğü hesabına yatırması hususu, Süleyman Demirel Huzurevi Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Ahmet Polat'a bildirilmiştir.

    2- Ahmet Polat tarafından 10,000,000.- TL. ve İ.H. tarafından da 5,000,000.- TL. dışında bir ödeme yapılmadığının saptandığı nedeniyle Kurum Hukuk Müşavirliğince, Genel Müdürlüğün 28.4.1997 günlü oluru alınarak, kalan miktarların adıgeçenlerden tahsili amacıyla ilamsız icra takibine geçilmiştir.

    Davalı tarafından, sözkonusu meblağın tamamının Kurum hesabına yatırıldığından bahisle kendilerine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 1997/3428 sayılı dosyasında açılan icra takibi durmuştur.

    Davacı Kurum vekilince, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle, 10.3.1998 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    ANKARA 17. SULH HUKUK MAHKEMESİ; 28.5.1998 gün ve E: 1998/356, K: 1998/633 sayı ile, itirazın iptali davalarında alacaklının, umumi hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği (İİK. 67/1. md.); olayda, davalı Ahmet Polat'ın Bartın Döner Sermaye İşletme Müdürü iken, SSK vergi ve prim borçlarının geç yatırılmasından doğan borcunu ödemediği için hakkında yapılan takibe vaki itirazı üzerine işbu davanın açıldığının anlaşıldığı; diğer bir ifadeyle, davacı tarafından istenen alacakların, 506 sayılı Kanundan doğduğunun görüldüğü; davalının vergi ve sigorta primlerinin geç ödenmesinden doğan borcunun mevcut olup olmadığının 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümleri çerçevesinde tespit edilmesi gerektiğinden davaya bakmanın iş mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle, HUMK.'nun 27. maddesi gereğince dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve talep halinde dosyanın görevli iş mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

    Davacı Kurum vekilince, anılan karar gereğince dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmesi üzerine, dava dosyası yetkili İş Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

    ANKARA 11. İŞ MAHKEMESİ; 8.4.1999 gün ve E: 1998/803, K: 1999/228 sayı ile, davada Sosyal Sigortalar Kurumunun taraf olma durumu olmadığı gibi, ihtilafın hizmet kusurundan kaynaklandığı; davalının, davacı Kurumda memur olarak çalıştığı anlaşıldığından taraflar arasında 1479 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasını gerektiren işçi-işveren ilişkisinin de bulunmadığı; bu nedenle davaya özel yetkili İş Mahkemesinde bakılmasının mümkün olmadığı; davada yargılama yapmaya İdare Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ'nce 26.4.1999 gün ve E: 1999/7115, K: 1999/7695 sayı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

    3- Davacı Kurum vekilince, bu kez, Kurum alacağı 22,022,499.- liranın, davalının temerrüde düştüğü 19.12.1996 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmesi istemiyle Ahmet Polat aleyhine, 29.9.1999 gününde idari yargı yerinde dava açılmıştır.

    ANKARA 5. İDARE MAHKEMESİ; 28.10.1999 gün ve E: 1999/879, K: 1999/967 sayı ile, İşletme Müdürü olan davacının şahsi kusurundan kaynaklanan idare zararının tahsiline yönelik bulunan ve tamamiyle özel hukuk hükümleri çerçevesinde açılmış olan işbu alacak davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar ise, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Sabriye KÖPRÜLÜ, Ertuğrul TAKA ve Turgut ARIBAL'ın katılımlarıyla yapılan 12.6.2000 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet ÖZDEVECİ ile Danıştay Savcısı O. Cem ERBÜK'ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, alacak davası hakkında verilen görevsizlik kararları nedeniyle adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının doğduğu ve davacı tarafından 15. maddedeki yönteme uygun olarak başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır.

    Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmemiş, esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME: Dava, Kurum zararının sorumlu memurdan tahsiline hükmedilmesi isteminden ibarettir.

    Olayda, davacı Kuruma bağlı döner sermaye işletmesinin sigorta işlemleri nedeniyle 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine, asıl borcun yanısıra Kurum adına gecikme faizi tahakkuk ettirildiği ve bu borcun gecikme faiziyle birlikte Genel Müdürlük tarafından ödendiği; yükümlülüklerin zamanında yerine getirilmemesinden dolayı sayman ile birlikte işletme müdürünün kusur ve sorumluluğunun bulunduğu nedeniyle, gecikme faizi kadar Kurum zararının adı geçenlerden tahsilinin sağlanması amacıyla yasal takibata geçildiği; Sosyal Sigortalar Kurumu'na olan borcun davacı Kurum tarafından tamamen ödenmiş olması karşısında, uyuşmazlığın 506 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasıyla herhangi bir ilgisinin kalmadığı; inceleme konusu davanın, Kurum zararının kişisel kusuruna dayanılarak idare personelinden hükmen tahsiline yönelik bulunduğu, dosyada yer alan belge ve bilgilerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.

    2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu'nun 16. maddesinde, Kurum personeli hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerinin uygulanacağına işaret edilmiş; 19. maddesinde, Kuruma, bu Kanun'da öngörülen temel ve sürekli görevlere bağlı olarak ortaya çıkan üretim ve hizmet faaliyetlerini sürdürebilmek için gerekli yerde ve sayıda döner sermaye işletmesi kurmak amacıyla ikimilyar lira tahsis edildiği; döner sermaye işlemlerinin 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu ile 2490 sayılı Artırma ve Eksiltme ve İhale Kanununa tabi olmadığı, süresinde saymanlığa yatırılmayan karların döner sermayenin ita amiri ile sorumlu saymanından veya bu görevleri yürütenlerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tahsil olunacağı belirtilmiş ise de, bu görevlilerin Kurum zararına sebebiyet vermeleri halinde bunun nasıl tahsil olunacağı yolunda özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

    657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Kişisel sorumluluk ve zarar" başlıklı 12. maddesinde, "Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.

    Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır.

    Zararların ödettirilmesinde bu konudaki genel hükümler uygulanır. (...)" hükmüne yer verilmiştir.

    Bu duruma göre, Devlet memurunun sebebiyet verdiği Kurum zararının ödettirilmesi amacını taşıyan davanın, özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

    Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1/b. bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmış olup; olayda hakları ihlal edilen kişi tarafından idare aleyhine açılmış bir tam yargı davası bulunmadığı gibi, idari yargı yerinde gerçek kişiler aleyhine dava açılamayacağından, ortada idari yargı yerince çözümü gereken bir dava bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.

    Açıklanan nedenlerle, idare zararının ödettirilmesi davasının görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Ankara 11. İş Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 11. İş Mahkemesi'nin 8.4.1999 günlü, E: 1998/803, K: 1999/228 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 12.6.2000 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.