T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2018 / 813

            KARAR NO : 2018 / 862

            KARAR TR: 24.12.2018

ÖZET : Davacının işyeri hekimi olarak davalı idare nezdinde fiilen çalıştığı günler karşılığı ödenmediğini ileri sürdüğü kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin alacaklarının tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davanın, İDARİYARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K A R A R

 

 

 

          Davacı                              : M.O.K.

          Vekili                              : Av. Ç. S.

          Davalı                           : Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürlüğü

          Vekili                           : Av. M.D.

 

          O L A Y                        : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin MESKİ Genel Müdürlüğü emrinde işyeri hekimi olarak görev yaptığı 01.01.2006-31.12.2014 arası dönemden kaynaklanan, 30.690,00 TL kıdem tazminatı, 10.850,00 TL ihbar tazminatı, 24.000,00 TL yıllık izin ücreti olmak üzere toplam 65.540,00 TL alacağın yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle 11/02/2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

MERSİN 4. İŞ MAHKEMESİ : 04/06/2015 gün, E:2015/123, K:2015/425 sayılı dosyasında “Dosya içerisindeki tüm belge, bilgi ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının işçi alacak ve tazminatlarının talep ettiği, SGK kayıtlarına göre davacının 01/01/2006-11/02/2015 tarihleri arasında 4/C emekli sandığı sigortalısı olarak Mersin Büyükşehir Belediyesinde çalıştığı, 15/02/2015 tarihinde emekli olduğu, taraflar arasında İş Kanunu anlamında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığı ve davacının çalışmasını statü hukukuna tabii olduğu, yargı yerinin de İdare Mahkemeleri olduğu” gerekçesi ile Davanın yargı yolunda yanılma nedeniyle reddine dair verdiği karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 04/07/2018 tarih, E:2017/8487, K:2018/14707 sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle 04/10/2018 günü idari yargı yerinde dava açmıştır.

MERSİN 2. İDARE MAHKEMESİ : 05.09.2018 gün ve E:2018/976 sayılı kararı ile “506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar...” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı Kanunun 3.maddesinde; kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanunun amacının, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında, kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 12.10.2017 gün ve 30221 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun; "Görev" başlıklı 5. maddesinde;

" (1) İş mahkemeleri;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,

b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,

c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar." denilmiştir...

İncelenen uyuşmazlıkta, Mersin 4. İş Mahkemesinin 04.06.2015 tarih ve E:2015/123-K:2015/425 sayılı kararında davacının SGK kayıtlarına göre 01.01.2006-11.02.2015 tarihleri arasında 4/c emekli sandığı sigortalısı olarak Mersin Büyükşehir Belediyesinde çalıştığından bahisle davada idari yargının görevli olduğu belirtilmiş ise de, davacının Mersin Büyükşehir Belediyesinden ayrı tüzel kişiliği bulunan MEŞKİ ile arasında "işyeri hekimliği sözleşmesi" imzalanmak suretiyle ayrı bir hizmet ilişkisi kurulduğu, davacı tarafından talep edilen tazminatların da İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Mersin 4. İş Mahkemesinin 04.06.2015 tarih ve E:2015/123-K:2015/425 sayılı kararı ile verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine Mahkememizde açılan iş bu davada görevsiz olduğumuz sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanununun 19. maddesi uyarıncaUyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenmesine" karar vererek her iki dava dosyasını 2018/1257 esas sayılı üst yazısı ile Mahkememize göndermiş, başvuru 19/11/2018 tarihi itibarıyla Mahkememiz kayıtlarına girmiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 24.12.2018 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının davalı idarede 05/01/2006 - 15/01/2015 tarihleri arasında her sene sözleşme yenilemek suretiyle işyeri hekimi olarak davalı idare nezdinde fiilen çalıştığı günler karşılığı ödenmediğini ileri sürdüğü kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin alacaklarının tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

20.11.1981 gün ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1.maddesinde, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulduğu, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu, İSKİ personelinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi bulunduğu belirtilmiş;ek 5. maddesinde de bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı belirtilmiştir.

2560 Sayılı Kanunun Ek 5 nci maddesinin açık hükmü karşısında davalı Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün (MESKİ) bir kamu tüzel kişisi olduğu ve personelinin 657 sayılı Yasaya tabi olduğu kuşkusuzdur.

5393 sayılı Belediye Kanununun 49/3 maddesinde: "...Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, plânlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plâncısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık sözleşme ile çalıştırılabilir...

...Bu fıkra uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edileceklere ödenecek net ücret, söz konusu kadro unvanı için birinci derecenin birinci kademesi esas alınmak suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre tespit edilecek her türlü ödemeler toplamının net tutarının yüzde 25 fazlasını geçmemek üzere belediye meclisi kararıyla belirlenir...

Hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyalarının incelenmesinde; davacının 63-661/277 emekli sicil numarası ile Emekli Sandığına tabi olarak 02/11/1988 tarihinde Domaniç Ilıcasu sağlık ocağında doktor olarak göreve, 14/09/1998 tarihinde naklen geldiği Mersin Büyükşehir Belediyesinde şube müdürü unvanıyla çalışmaya başladığı, 2006-2014 yılları arasında her sene davalı kurumla davacı arasında işyeri hekimi sözleşmesi imzalandığı, ayrıca davacının 01/01/2006- 31/12/2014 tarihleri arasında aynı Belediyede Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü olarak görev yaptığı, Mersin Valiliği İl İdare Kurulu' nun 28/10/2010 tarih ve 14 sayılı kararıyla davacı hakkında Mersin Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkan Vekili sıfatıyla yaptığı işlemlere ilişkin soruşturma izni verildiği, davalı MESKİ'nin 13/01/2015 tarih ve 113 sayılı işlemiyle davacının görevine son verilmesi üzerine, 20/01/2015 tarihinde kendi isteğiyle Emekli Sandığına tabi olarak emekliye ayrıldığı belirlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasa hükümleri ve dosya kapsamından; davalı MESKİ'nin kamu tüzel kişisi olması, davacının davalı kurumda 657 sayılı Yasa hükümlerine tabi personel olarak görev yaptıktan sonra Emekli Sandığı'na tabi olarak emekliye ayrılması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı kurum arasında 506 ve 4857 sayılı Yasa hükümleri uyarınca tesis edilmiş bir işveren işçi ilişkisi bulunmadığı,davacının davalı idare emrinde 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49/3 maddesi uyarınca, tam zamanlı olarak çalıştırılacak sözleşmeli personele ilişkin hizmet sözleşmesi uyarınca “sözleşmeli doktor” olarak istihdam edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, her ne kadar davacı ile idare arasında işyeri hekimliğine ilişkin bir sözleşme bulunmakta ise de, İdare Mahkemesi gönderme kararındaki gerekçenin aksine davacının davalı Belediyede 657 sayılı Yasa'ya tabi doktor olarak görev yaptığı; dava konusu işlemin ise 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında akdedildiği belirtilen "işyeri hekimliği sözleşmesi" hükümlerinin uygulanmasından doğmadığı; uyuşmazlığın, kamu gücüne dayalı, tek yanlı ve yürütülmesi zorunlu nitelikteki Kurum işleminden kaynaklandığı gözetildiğinde; idare ile kamu görevlisi olan personeli arasında, idare hukuku ilkelerine dayanan hukuki ilişkinin yargısal denetimi görevinin idari yargı yerine ait olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Mersin 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

          S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle,Mersin 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 24.12.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ