T.C.

    UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

     

ESAS NO         : 2019/148

KARAR NO    : 2019/376

KARAR TR     : 20.05.2019              

 

 

ÖZET: Konya Büyükşehir Belediyesi Altyapı Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca, belediye malına zarar verildiğine ilişkin olarak tutulan zabıt varakası ile tespit edilen tahrip bedeli nedeniyle verildiği anlaşılan para cezasının iptal edilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı            : E.K. Gaz Dağıtım A.Ş.

Vekili              : Av. S.A.

Davalı             : Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. M.E.T.

 

O L A Y         : Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığının, 15.12.2017 gün ve .…-304.04.02.01-339- 1141 sayılı yazısı ile, Akıncılar caddesi üzerinde Kardeşler Market önü yeşil alanda,  Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı elemanlarınca yapılan denetimde, davacı şirket tarafından izinsiz kazı yapılarak, 350 m² çim alan, 15 adet bordör taşı, 20 metre sulama borusu, 10 m² kilit taşı, bir adet 50’lik PVC vana, bir adet 12 inç plastik vana kutusu, altı adet rotor spring ve bir adet ağacın kısmen tahrip edildiğinden bahisle, Konya Büyükşehir Belediyesi İdari- Fenni Zabıta Yönetmeliğinin 14. maddesinde belirtilen şekilde belediye malına zarar verildiğine ilişkin 10777 sayılı zabıt varakası ile bildirilen tahribatların incelenmesinde, suç unsurları göz önüne alınarak düzenlenen hasar tespit tutanağı ile  belirlenen 6.705 TL’nin tahsilinin istenmesi üzerine, Konya Büyükşehir Belediyesi Mali Hizmetler Daire Başkanlığının 2.3.2018 gün ve 115859 sayılı ihbarnamesiyle, 10777 sayılı zabıt varakası ile tespit edilen tahrip bedeli nedeniyle kesilen cezanın ödenmesi hususu davacıya bildirilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, “10777 sayılı karar ile bu karar nedeni ile düzenlenen 2.3.2018 gün ve 115859 sayılı ödeme emrinin iptaline” demek suretiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, süresi içinde görev itirazında bulun-muştur.

KONYA 1. İDARE MAHKEMESİ: 3.12.2018 gün ve E:2018/389 sayı ile, olayda kazı çalışması sırasında hasar verildiğinden bahisle düzenlenen zabıt varakası işlemi ve bu işlem nedeniyle düzenlenen ihbarnameye ilişkin davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görev itirazının reddine karar vermiştir.           

Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin, adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 7.2.2019 gün ve YY-2019/8122 sayı ile; davaya konu idari  para cezasının, 5216 sayılı Büyükşehir  Belediyesi Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre hazırlanan, Konya Büyükşehir Belediyesi Altyapı Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca verildiği, anılan Kanunlarda ve Yönetmelikte bu Yönetmelik uyarınca verilen para cezalarına karşı yapılacak itiraz konusunda görevli yargı yeri gösterilmediğinden, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda  aksine hüküm  bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu, nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 26.9.2016 gün ve E:2016/356,K:2016/397 sayılı emsal kararında da bu hususların vurgulandığını belirterek, 2247 sayılı Kanun’un 10 ve 13. maddeleri gereğince  olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcısının yazılı düşüncesi alınmamıştır. 

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesinin Hicabi DURSUN’un başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ’un katılımlarıyla yapılan 20.05.2019 tarihli toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin, anılan Yasa’nın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı  görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddesinde belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddesinde öngörülen biçimde davada olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir  noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, belediye malına zarar verildiğine ilişkin olarak tutulan zabıt varakası ile tespit edilen tahrip bedeli nedeniyle kesilen para cezasının iptal edilmesi istemiyle açılmıştır.

Konya Büyükşehir Belediyesi İdari-Fenni Zabıta Yönetmeliğinin “Umumi Hükümler” başlıklı ilk üç maddesinde, Yönetmeliğin, Belediye Kanunu ile diğer kanunların belediyeye yüklediği görev-leri yapmak ve halkın rahatlığını ve sağlığını korumak için yapıldığı,  Konya Belediye sınırları içerisinde bulunan herkesin bu yönetmelikte yazılı emir ve yasaklara uymaya mecbur olduğu, bu yönetmelikteki emir ve yasaklara uymayanlar hakkında 1608 sayılı Kanun’da yazılı cezaların uygulanacağı belirtilmiş, “Umumi Yerlerde ve Taşıt Araçlarında Herkesin Uyacağı Belediye Emir ve Yasakları” üst başlığı altında düzenlenen  “Umumi Bahçeler, Eski ve Yeni Abideler, Havuzlar ve Çeşmeler” başlıklı 14. maddesinde,  “1) Çimenlere ve çiçek tarhlarına basmak,

2) Ağaçları, fidanları, çiçekleri koparmak,

3) Girmesine müsaade edilen hayvanlara zarar yaptırmak yasaktır.

4) Bu yerlerde bulunan şeyleri bozmak, kirletmek, yerinden oynatmak, üzerine çizgi vesaire yapmak,

5) Bahçe ve parklara kağıt parçası, yemek artığı, şu veya bu atarak kirletmek,

6) Havuzlara girmek veya hayvan sokmak, bir şey atmak ve buradaki balıkları tutmak,

7) Her ne şekilde olursa olsun avlanmak,

8) Belediyece konulmuş olan kanepelerden başka yerlere oturmak,

9) İçki içmek,

10) Çalgı veya gramofon çalmak, şarkı söylemek, teyp, radyo, pikap çalmak,

11) İçki içmek,

12) Beyanname ve ilan yapıştırmak,

13) Yaş veya kuru odun veya çalı toplamak,

14) Sergi kurmak veya her ne suretle olursa olsun yiyecek ve içecek satmak,

15) Motorlu, motorsuz her türlü taşıt araçlar ile ve hayvanla yollarda gezmek ve buralardan hayvan geçirmek.

16) Çocuk arabalarının Belediyece bunlarına ayrılmış olan yerlerin dışında dolaştırmak,

17) Seyyar fotoğrafçı ve kundura boyacılarının bu gibi yerlerde faaliyette bulunması,

18) Bu gibi yerlere halka açık bulundurulmadıkları zaman girmek,

19) Fuar alanı içerisinde faaliyette bulunan büfe, kafeterya, çay bahçesi, lunapark ve bölüm-lerinde, gazino ve lokanta, baloncu, fotoğrafçı, simitçi ve her türlü satış ve teşhir reyonlarında;

a) Yüksek sesle anons yapmak, müzik yayınlamak,

b) Yeşil alanları tahrip ve işgal etmek,

c) Yolları, kaldırımları işgal ve tahrip etmek,

d) Kendilerine tahsis olunan yerin dışına çıkmak yasaktır.

e) Ücret tarifesi bulundurmak zorundadır.

20) Fuar dahilinde içkili dolaşmak, bağırıp çağırmak, kavga ve münakaşa yapmak gibi her türlü adabı muaşeret kaidelerine aykırı hareket ederek halkın huzur ve sükununu bozacak hareketler yapmak yasaktır.” denilmiş; “Son Hükümler” başlıklı 159. maddesinde, bu yönetmeliğin emir, yasak ve lüzumlarını yerine getirmeyenlerin, özel kanunlarda ayrıca bir ceza mevcut değilse 1608 sayılı Kanun uyarınca cezalandırılacakları düzenlemesi yer almıştır.

Öte yandan, 15.02.2013 tarihinde 43 sayılı Belediye Meclis Kararı ile kabul edilen Konya Büyükşehir Belediyesi Altyapı Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Amaç” başlığı altında düzenlenen 1. maddesinde, “Bu Yönetmelik, Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığınca Büyükşehir sınırları içerisinde yer alan yol, meydan ve parklarda verilecek altyapı kazı ruhsatları ile açılacak ortak veya münferit tranşe, baca, menhol ve galeri gibi her türlü altyapı tesislerinin  yapımında alınması gereken önlemleri, çalışma şartlarını,  usullerini ve cezai  işlemleri tanzim eder.”,  “Hukuki Dayanak” başlıklı 4. maddesinde,  “Bu Yönetmelik  5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun “Alt Yapı Hizmet-leri” başlıklı 8. maddesi ile 15.06.2006 gün ve 26199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Büyükşehir Belediyeleri   Koordinasyon  Merkezleri  Yönetmeliğine  dayanılarak  hazırlanmıştır.”,  5. maddesinde,

“(1) Altyapı hizmet tesislerine ilişkin tüm kazı çalışmaları ruhsata tabidir. Büyükşehir ve ilçe belediyelerine ait tüm yollardaki kazı ruhsatları Büyükşehir Belediye Başkanlığınca verilir. Kamu ve kamu hizmeti gören kişi veya kuruluşlar ile özel ve tüzel kişilerce yapılan tüm kazı talepleri sonucu kazı ruhsatı verilerek yapılan kazıların (arıza kazıları dahil) kazı sonrası kaplama tamirleri, Büyükşehir Belediyesince bedeli karşılığında  yapılır veya yaptırılır. Kazılar için Ruhsat Belge ücreti, yol yıpranma bedelleri ile kaplama bedelleri talep sahiplerince  Büyükşehir Belediyesine ödenir. Bu bedellerin tümü Büyükşehir Belediyesi bütçesine irat kaydedilir. Yalnız İlçe Belediyelerinin sorumluğundaki yollar için yol yıpranma  bedelleri aylık olarak toplanarak ilgili belediyeye aktarılır. Ruhsat işlemleri ve takibi Altyapı Koordinasyon Şube Müdürlüğü’nce yapılır. Yol ve tretuvarlardaki kaplama ve yol yıpranma bedelleri ile ruhsat belge ücreti Büyükşehir Belediyesince her yıl için kabul edilen fiyat tarifeleri üzerinden yeniden belirlenir.

(……)”  denilmiş;

“Cezalar” başlıklı  20. maddesinde, “ (1) Ruhsatsız kazı yapılması Türk Ceza Kanunu'nun 151 ve 152. maddelerine göre kamu mülküne zarar olarak nitelendirildiğinden cezai müeyyideye tabidir. Ruhsatsız  kazı yapanlarla ilgili olarak öncelikle 16. maddeye göre işlem yapılır. Ayrıca tranşenin arıza hali dışında ruhsatsız olarak açıldığı veya ruhsatla belirtilen kazı uzunluğu boyu dışında yapıldığının tespiti halinde ilgili Belediyece 3194 sayılı İmar Kanununun 34. maddesindeki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle aynı Kanunun 42/2. maddesinde yazılı para cezası verilir. Bu cezalar her yıl Belediye Encümeni’nce belirlenecektir.

(2) Bu amaçla Büyükşehir Belediyesi tüm yollarda, Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü, Yol Yapım ve Bakım Müdürlüğü ile Zabıta Müdürlüklerince, İlçe Belediyelerine ait yollarda ise Fen İşleri ve Zabıta Müdürlüklerince kazı mahallinde kaçak kazı tespit belgesi tanzim edilmesi ve çalışmanın durdurulması sağlanır. Bununla ilgili tutanak (5) nüsha olarak düzenlenir ve ruhsatsız kazı muhatabına tebliğ edilerek bir nüshası verilir. İmzadan ve bir nüshayı almaktan imtina edilmesi durumunda bu husus tutanağa ayrıca işlenir. Tüm cadde ve sokaklarda tespit edilen ruhsatsız veya ruhsat hilafına yapılan çalışmalar için tanzim edilen tutanaklar gereği yapılmak üzere Altyapı Koordinasyon Şube Müdürlüğüne intikal ettirilir.

(3) Ruhsatsız yapılan kazılar için tahakkuk ettirilecek para cezası ilgilisinden tahsil edilir. Kazı nedeniyle oluşan yoldaki hasarın da ayrıca tahsili gerekmekte ise de tutanak tanzim tarihinden itibaren en geç 3 iş günü içinde tranşe kaplaması 13. maddede yazılı esaslar çerçevesinde yapıldığı takdirde ayrıca hasar bedeli tahsiline gerek kalmaz.” hükümleri yer almıştır.

Yönetmeliğin dayanağını oluşturan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Alt Yapı Hizmetleri” başlıklı 8. maddesinde, “Büyükşehir içindeki alt yapı hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin başkanlığında, yönetmelikle belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşların temsilcilerinin katılacağı alt yapı koordinasyon merkezi kurulur. Büyükşehir ilçe belediye başkanları kendi belediyesini ilgilendiren konuların görüşülmesinde koordinasyon merkezlerine üye olarak katılırlar. Alt yapı koordinasyon merkezi toplantılarına ayrıca gündemdeki konularla ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının (oda üst kuruluşu bulunan yerlerde üst kuruluşun) temsilcileri de davet edilerek görüşleri alınır.

Alt yapı koordinasyon merkezi, kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlar tarafından büyükşehir içinde yapılacak alt yapı yatırımları için kalkınma plânı ve yıllık programlara uygun olarak yapılacak taslak programları birleştirerek kesin program hâline getirir. Bu amaçla, kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlar alt yapı koordinasyon merkezinin isteyeceği coğrafî bilgi sistemleri dâhil her türlü bilgi ve belgeyi vermek zorundadırlar. Kesin programlarda birden fazla kamu kurum ve kuruluşu tarafından aynı anda yapılması gerekenler ortak programa alınır. Ortak programa alınan alt yapı hizmetleri için belediye ve diğer bütün kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerine konulan ödenekler, alt yapı koordinasyon merkezi bünyesinde oluşturulacak alt yapı yatırım hesabına aktarılır. 

Ortak programa alınan hizmetler için kamu kurum ve kuruluş bütçelerinde yeterli ödeneğin bulunmadığının bildirilmesi durumunda, büyükşehir belediyesi veya ilgisine göre bağlı kuruluş bütçelerinden bu hizmetler için kaynak ayrılabilir. Kamu kurum ve kuruluşları alt yapı ortak yatırım hizmetleri için harcanan miktarda ödeneği, yeniden değerleme oranını da dikkate alarak ertesi yıl bütçesinde ayırır. Ayrılan bu ödenek belediye veya ilgili bağlı kuruluşunun hesabına aktarılır. Bu bedel ödenmeden ilgili kamu kurum veya kuruluşu, büyükşehir belediyesi sınırlarında yeni bir yatırım yapamaz.

Ortak programa alınmayan yatırımlar için bakanlıklar, ilgili belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşları alt yapı koordinasyon merkezi tarafından belirlenen programa göre harcamalarını kendi bütçelerinden yaparlar.

Koordinasyon merkezleri tarafından alınan ortak yatırım ve toplu taşımayla ilgili kararlar, belediye ve bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcıdır.

Alt yapı koordinasyon merkezinin çalışma esas ve usulleri ile bu kurullara katılacak kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. İçişleri Bakanlığı, çıkarılacak bu yönetmeliğin, alt yapı yatırım hesabının kullanılması ve ödenek tahsisi ve aktarmasına ilişkin kısımları hakkında, Maliye Bakanlığı ve Devlet Plânlama Teşkilâtı Müsteşarlığının görüşünü alır.” hükmüne yer verilmiş, bu hükme dayalı olarak çıkartılan Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin 8. maddesinin (f) bendinde; Alt yapı koordinasyon merkezinin kazı ruhsatı vereceği ve buna ilişkin bedeli belirleyeceği, 12. maddesinin (ç) bendinde ruhsatsız kazı yapılmasını önleyeceği ve ruhsatsız kazı yapıldığının tespiti halinde kazı yapanlar hakkında gerekli işlemin yapılmasını sağlayacağı  düzenlemeleri bulunmaktadır.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun, “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinin (a) bendinde; belediyenin mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla; imar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı, çevre ve çevre sağlığı, şehir içi trafik hizmetlerini yapacağı veya yaptırabileceği, 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; kanunların belediyeye verdiği yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarmak, belediye yasakları koymak ve uygulamak, kanunlarda belirtilen cezalar vermek yetkisi ve imtiyazının olduğu, 34. maddesinin (ı) bendinde; encümenin diğer kanunlarda  kendine  verilen görevleri yerine getirmek görev ve yetkisinin olduğu hükme bağlanmıştır.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğine dayanılarak hazırlanan, Konya Büyükşehir Belediyesi Altyapı Hizmetleri Yönetmeliği ve Konya Büyükşehir Belediyesi İdari- Fenni Zabıta Yönetmeliği uyarınca verilecek para cezalarına karşı yapılacak itiraz konusunda görevli yargı yerini belirleyen bir hükme, gerek Yönetmelikte gerekse anılan Kanunlarda yer verilmemiştir. 

Kaldı ki, Belediye  encümenlerinin Kabahatler Kanunu hükümlerine göre idari para cezası ve idari tedbir kararları verebileceğine dair 1608 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 tarih ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil Kanunun 1. maddesinde de; “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere  veya yapmayanlara belediye encümenince Kabahatler Kanununun 32nci maddesi hükmüne göre idarî para cezası ve yasaklanan faaliyetin menine karar verilir. Bu kararda ilgili kişiye bir süre de verilebilir.” hükmü yer almıştır.

1.6.2005 tarihinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun yürürlüğe girmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nce, sözü edilen Kanun’un diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımlar ile bunlara karşı yapılacak itirazlara ilişkin görev hükümleri üzerindeki etkisinin incelenmesi sonucunda: diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımın, dayanağı olan yasanın amacı dikkate alınarak; Kabahatler Kanunu’nun 1., 2., 16. ve 19. maddelerinde belirtilen koşulları taşıması,  27. maddenin (1) numaralı bendinde belirtilen idari yaptırımlardan olması halinde, idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin olanlarına karşı 1.6.2005 tarihinden sonra yapılacak itirazlarda sulh ceza mahkemelerinin genel görevli kılındığına ve bu nedenle doğan görev uyuşmazlıklarında adli yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.

Daha sonra,  30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3 üncü maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesinde,           “(1) Bu Kanunun;

a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır.” denilmiş; Kanunun “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise, “idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir ” düzenlemeleri yer almıştır.

Bu düzenlemelere göre;  Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer Kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin  yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

          

İncelenen uyuşmazlıkta, idari para cezasına ilişkin görevli mahkemeyi belirleyen yasa kuralı 5326 sayılı Kanun ile değiştirilmiş ve yeni düzenleme 19.12.2006 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olduğuna göre, görev kuralının geçmişe etkili olacağı yolundaki genel hukuk ilkesi karşısında, verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğine dayanılarak hazırlanan, Konya Büyükşehir Belediyesi Altyapı Hizmetleri Yönetmeliği ve Konya Büyükşehir Belediyesi İdari- Fenni Zabıta Yönetmeliği ve anılan Kanunlarda görevli yargı yeri hususunda hüküm bulunmadığından, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin  belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin, Konya 1. İdare Mahkemesince verilen 3.12.2018 gün ve E:2018/389 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı vekilinin görev itirazının reddine  ilişkin, Konya 1. İdare Mahkemesince verilen 3.12.2018 gün ve E:2018/389 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.05.2019 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Hicabi

DURSUN

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ