Hukuk Bölümü         2010/340 E.  ,  2011/80 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : M.A.

Vekilleri         : Av. İ.B. – Av. B.Y.

Davalı             : Altındağ Belediye Başkanlığı            

Vekili              : Av. N.I.K. 

O  L  A  Y       : Davacı vekili, davacının Ankara İli, Altındağ İlçesi Doğantepe Mahallesinde bulunan 3452 ada, 108 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki gecekondusu için 2805 ve 2981 sayılı Kanunlar uyarınca yaptığı başvurusu üzerine186 m2 yer tahsis edilerek tapu tahsis belgesi düzenlendiğini, 558.000.-TL arsa bedelinin 1988-1991 tarihleri arasında 12 eşit taksitte ödediğini, davacıya ait gecekondunun şahıslara ait 3452 ada, 28 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaldığının tespit edilmesi üzerine 2981 sayılı Yasanın 10'uncu maddesinin (b) bendi uyarınca tapu tahsis belgesinin iptal edildiğini öne sürerek, müvekkilinin 2981 sayılı Yasadan yaralandırılması aşamasından arsa bedeli olarak davalı idare tarafından tahsil edilen arsa bedeline karşılık gelmek üzere bahse konu arsanın dava tarihindeki değerinin tespiti ile şimdilik bu bedelden 10.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı belediye vekilince, birinci savunma dilekçesinde davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur.

ANKARA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 16.6.2010 gün ve E:2010/137 sayı ile, davalı vekilinin yargı yolu itirazını davanın idarenin tapu tahsis belgesinin iptali kararına karşı açılmadığı, alacak davası olarak açıldığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

Davalı vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki 29.6.2010 günlü dilekçesi üzerine dava dosyası Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Davacının Ankara İli, Altındağ İlçesi Doğantepe Mahallesinde bulunan 3452 ada, 108 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki gecekondu için 2805 ve 2981 sayılı Kanunlar uyarınca yaptığı başvurusu üzerine186 m2yer tahsis edilerek tapu tahsis belgesi düzenlendiği; 558.000.-TL arsa bedelini 1988-1991 tarihleri arasında 12 eşit taksitte ödediği; davacıya ait gecekondunun şahıslara ait 3452 ada, 28 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaldığının tespit edilmesi üzerine 2981 sayılı Yasanın 10'uncu maddesinin (b) bendi uyarınca tapu tahsis belgesinin iptal edildiği; davacı tarafından, yıllar önce tamamlanan ödemelerin dava tarihindeki değerinin tespiti suretiyle güncel değer üzerinden iadesi isteminin reddi üzerine de bu uyuşmazlığın doğduğunun anlaşıldığı; davalı idarece, kamu gücüne dayalı, re'sen ve tek yanlı olarak tesis edilen idari işlem niteliğindeki 2981 sayılı Yasanın 10'uncu maddesinin (b) bendi uyarınca iptal edilmesi sonucunda uğranılan zararların tazminine ilişkin bulunduğundan; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından idari yargı yerinde açılacağı; belirtilen tam yargı davalarına konu edilebilecek nitelikte olduğu; 2981 sayılı Yasa'ya göre 1986 yılında hak sahipliği belirlenerek tahsis edilen arsanın bedelini ödeyen davacının tapu tahsis belgesinin iptal edilmesi sonucunda, 1988-1991 tarihleri arasında ödemiş olduğu bedelin anılan süre boyunca davalı İdarede kalmış olması nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan ve davacının haklarını ihlal eden idari işlem dolayısıyla, 2577 sayılı Yasa'nın 12'inci maddesi uyarınca doğrudan doğruya açtığı tam yargı davasının, İdare Hukuku ilkelerine göre görüm ve çözümünün, İdari Yargı'nın görev alanına girdiği; açıklanan nedenlerle 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

            Başkanlıkça 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Dava dosyasının incelenmesi sonucunda; davacının gecekondusu için 2805 ve 2981 sayılı Yasalar uyarınca yaptığı başvuru sonucunda186 m2'lik yer tahsis edilerek tapu tahsis belgesi düzenlendiği; 558.000.- TL arsa bedelinin 12 taksit halinde 20.2.1988 - 20.10.1991 tarihleri arasında ödendiği; daha sonra davacıya ait anılan taşınmazın şahıslara ait 3452 ada 28 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaldığının tespit edilmesi üzerine 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesi gereğince tapu tahsis belgesinin iptal edilmesi sonucunda arsa bedeli olarak ödediği meblağın dava tarihindeki değeri üzerinden kendisine iadesi talebinin reddedilmesi karşısında arsa bedeli olarak ödediği meblağın dava tarihindeki değerinin tazmini istemiyle söz konusu davanın açıldığı, Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'un 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, dava konusu uyuşmazlığın, davacıya ait tapu tahsis belgesinin 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesi gereğince davalı idare tarafından iptal edilmesine ilişkin kamu gücüne dayalı, res'en ve tek yanlı işleminden kaynaklandığından davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği; bu nedenle Danıştay Başsavcılığı'nın 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/137 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce verilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, Sıddık YILDIZ, Muhittin KARATOPRAK ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 2.5.2011 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Danıştay Başsavcısı’nca 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev  uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, Ankara İli, Altındağ İlçesi Doğantepe Mahallesi 3452 ada-108 parsel sayılı arsanın 2981 sayılı Yasa uyarınca imar affı başvurusunda bulunulması üzerine kendilerine tapu tahsis belgesi verilmesinden sonra, arsa bedelinin de davacı tarafından ödendiği, ancak gecekondunun 3452 ada 28 numaralı parsel üzerinde kaldığından bahisle tapu tahsis belgesinin tapuya dönüştürülemeyeceğinin bildirilmesi üzerine, arsa bedeli olarak davalı idare tarafından tahsil edilen arsa bedeline karşılık gelmek üzere bahse konu arsanın dava tarihindeki değerinin tespiti ile şimdilik bu bedelden 10.000.00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili istemiyle açılmıştır.           

2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek amacını taşımakta olup, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve muhafazası mümkün görülen gecekonduların Yasa’da öngörülen usul ve esaslara göre hak sahipliği belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlamıştır.

Nitekim, anılan Yasa’nın 8.maddesinde, imar mevzuatına aykırı yapılarla gecekondular için tespit işlemleri yapılacağı, bu tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile Hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa ve arazilerdeki inşaatına Kanunun 14 üncü maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu; 9.maddesinin (b) fıkrasında, arsa bedelinin ilgili kuruluşa peşin veya engeç 4 yıl içinde oniki eşit taksitle, bu Kanun hükümlerince çıkarılacak Yönetmelikte belirtilen esaslara göre ödeneceği; 10. maddesinin (a) fıkrasında, Tapu tahsis belgesinin,ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği; 15. maddesinin 2.fıkrasında, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş gecekonduların kendi katı içinde tamamlanması için "ruhsat" ve bitimini tevsikan da "kullanma izin belgesi" düzenleneceği, hükümlerine yer verilmiş; 2981 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 19/H maddesinde de, 2981 sayılı Kanunun yukarıda sözü edilen 15/2 maddesine paralel  biçimde; “Temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları atılmış durumdaki gecekondular ile imar mevzuatına aykırı yapıların, kendi katı içinde tamamlanması için, harçların ödenmesinden sonra, inşaat ruhsatı düzenlenir. Ruhsata uygun olarak bina tamamlandığında yapı kullanma izni verilir. / Kat kolonlarının yarısından fazlası dökülmüş olan imar mevzuatına aykırı yapıların bu katının tamamlanması için de bu hüküm uygulanır.” denilmiştir.

Anılan Mevzuat uyarınca yapılan tespit ve değerlendirme sonucunda, öngörülen koşullara uygunluğu saptanan ilgililere arsa veya hisse tahsis etmek ve bunlar adına tapuya tescil ettirmek, koşulları taşımayanların istemlerini ise reddetmek yetkisine sahip olan idarenin söz konusu uygulama işlemleri, kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı nitelik taşımaktadır.

  Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b. maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

  Olayda, davacının evinin bulunduğu alanın 81530 nolu revizyon imar planına göre 23862 ada 8 sayılı parsel ile imar yolunda kaldığı, yeminli özel teknik büroca düzenlenen Tapu Tahsis Belgesi kadastro 3452 ada mülkiyeti Altındağ Belediyesine ait 108 parselden tanzim edildiği, ancak evinin bulunduğu kadastro ada parseli 3452 ada 28 parsel olup tamamının muhtelif şahıslara ait olduğu 2981 sayılı yasa gereği evinin bulunduğu alanda imar tapusu alabilmesi için kadastro zemini itibariyle Maliye Hazinesi veya Altındağ Belediyesi adına kayıtlı olması gerektiği nedeniyle tapusu verilmeyen taşınmazın rayiç değerinin ödenmesi gerektiği iddiasına dayandığı ve bu işlemler nedeniyle uğranılan zararın idarece giderilmesinin amaçlandığı anlaşılmıştır. 

Belirtilen durum karşısında, 2981 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen işlemler sonucunda tapusu verilmeyen taşınmazın rayiç değerinin ödenmemesi nedeniyle, idarenin tazmin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının idare hukuku ilkelerine göre saptanması gerekeceğinden; 2981 sayılı Yasa’da öngörülen düzenlemeler ile buna dayalı imar uygulamasından doğan zararın giderilmesi istemine ilişkin bulunan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığınca yapılan başvurunun kabulü ile Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davalı idarenin görev itirazının reddi yolunda verilen kararın kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davalı idarenin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN KARARININ KALDIRILMASINA, 2.5.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.