Ceza Bölümü 2006/35 E., 2006/35 K.

  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 9 ]
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 13 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 304 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y: Değişik Komutanlıklar emrinde görevli sanıkların çeşitli suçlar nedeniyle tutuklu ya da hükümlü olarak Erzurum 1. Sınıf Askeri Cezaevinde bulundukları 11.3.2004 günü, saat 12.00'da yemek dağıtımına başlandığı sırada, başta Fırat Çelik, Cemil Variş, Muhammet Kardaş ve Durmuş Düzenli olmak üzere tüm sanıkların birkaç gündür yemeğin en son kendilerine getirildiği, kendilerine doğru dürüst yemek kalmadığı bahanesiyle cezaevi personeliyle tartışmaya ve bağırıp çağırmaya başladıkları, müteakiben son günlerdeki telefon görüşmelerine kelepçeli olarak götürülmeleri uygulamasından şikayet ettikleri, ortamın bir anda gerginleştiği, sanıkların ağız birliği ederek bu şartlarda yemeği kabul etmediklerini ve yemek almayacaklarını beyan ettikleri, sanık Fırat Çelik'in Bçvş. Mehmet Tuncel'e hitaben "bu bir isyandır" şeklinde konuştuğu, bu arada Cemil Variş'in Fırat Çelik'e "isyanın cezası nedir, bunu yaparsak ne kadar ceza yeriz ki" dediği, tüm sanıkların gürültü patırtı çıkarmaya başladıkları, ortamın gerginleştiğini fark eden Mehmet Tuncel'in yanındaki görevliler ile birlikte dışarı çıktığı, gardiyanın da dışarı çıkarak cezaevi kapısını sürgüleyerek kapattığı, bu sırada 2 nolu tutuklu koğuşunda bulunan Barış isimli tutuklunun bağırması üzerine Barış'ın gardiyanlar tarafından dövüldüğü düşüncesine kapılarak sanıkların bağırıp çağırmaya ve kapıyı tekmelemeye başladıkları, kapının açılmasını istedikleri, tüm ısrarlara rağmen kapının açılmaması üzerine, başta Cemil Variş olmak üzere tüm sanıkların kapının arkasına gazinoda bulunan yemek masası ve sandalyelerini yığmaya başlayarak barikat yaptıkları, sanıklardan Pehlivan Ali Karaoğlu'nun duvarda asılı bulunan aynayı yere çarparak kırdığı, bu şekilde başlayan eylemler üzerine tüm sanıkların galeyana geldikleri ve bağırıp çağırmaya devam ettikleri, sanıklardan Durmuş Düzenli'nin orada bulunan süpürgenin tahta sapıyla floresan lambaları kırmaya başladığı, Muhammet Kardaş ile birlikte yemek masasının metal ayaklarını kırdığı, Durmuş Düzenli, Muhammet Kardaş ve Fırat Çelik'in pencere camlarını ve pencerenin pimapen direği ile hemen dışındaki demirden yapılmış parmaklığı kırdıkları ve yerinden söktükleri, Durmuş Düzenli'nin televizyonun kablosunu kopartarak kablonun açıkta kalan telini demir kapıya bağladığı ve diğer ucundaki fişi prizin yakınında bulunan televizyonun ayağına hazır vaziyette takıp bıraktığı, bir müddet sonra olay yerine gelen Muhafız Takım Komutanı Mu.Ütğm.Fuat Ödemiş'in müteaaddit defalar yapılanın suç olduğu ve eyleme son verilmesi yönündeki ikazlarına karşılık, sanıkların sinkaflı küfürlerle karşılık vererek savcı ile görüşmek istediklerini ve savcı gelene kadar eylemlerini sürdüreceklerini beyan ettikleri, Fırat Çelik'in diğer koğuşlara da bağırarak eyleme katılmaları için kışkırtarak tahrik ettiği, Fuat Ödemiş'in yaralanan varsa kapıyı açıp dışarı vermeleri yönündeki ikazına karşılık "buradan onun da, bizim de ölümüz çıkar" şeklinde karşı koydukları, bu sırada Muhafız Takımı personelinin gerek emniyeti sağlamak ve gerekse emir verilmesi halinde gazinoya zor kullanarak girmek maksadıyla olay mahallinde yerlerini aldıkları, eylemin ikindi saatlerine kadar bu şekilde devam ettiği, eylem süresince sanıkların dışarıda bekleyen ve ikazlarda bulunan personele küfürlerle karşılık verip mukavemet ederek içeri girilmesine cebir ve şiddet kullanmak ve tehdit etmek suretiyle engel oldukları, böylece, cezaevi idaresine karşı ayaklanma suçunu işledikleri ileri sürülerek, sanıklardan Fırat Çelik, Cemil Variş, Durmuş Düzenli, Muhammet Kardaş ile Pehlivan Ali Karaoğlu'nun Türk Ceza Kanunu'nun 304. maddesinin 1. bendinin 1, 2, 4. fıkraları ile 2. bendi, diğer sanıkların ise aynı Kanunun 304. maddesinin 1. bendinin 1, 2 ve 4. fıkraları uyarınca cezalandırılmaları istemiyle 9. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 30.3.2004 gün ve E:2004/481, K:2004/324 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

    9. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 10.5.2005 gün ve E:2005/110, K:2005/135 sayıyla; sanıklar Durmuş Düzenli ile Melih Erat'ın haklarında düzenlenen sağlık kurulu raporuna göre suç tarihinden önce askerliğe elverişli olmadıkları, sanık Muhammet Kardaş'ın suç tarihinden önce terhis edildiği, sanıklar Pehlivan Ali Karaoğlu, Sattam Kılıç, Kadir Beşirik, Abdülkadir Yılman ve Kadir Beşirik'in yargılama aşamasında terhis edildikleri, yüklenen suçun askeri suç olmaması, askeri suça bağlı bulunmaması nedeniyle 353 sayılı Yasa'nın 12. maddesi hükmü uyarınca yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın sanıklardan Abdülkadir Yılman tarafından temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 4. Dairesi, unsurları ve cezası tümüyle Türk Ceza Kanununda gösterilen, askeri bir suç olmayıp, askeri bir suça da bağlı bulunmayan, yargılama sürdürülürken bir kısım sanıkların terhis edilmeleri veya askerliğe elverişsiz hale gelmeleri nedeniyle asker kişi statüsünde olmayan kişilerle, asker kişiler tarafından iştirak halinde işlendiği iddia ve dava konusu edilen suçtan dolayı görevsizlik kararı verilmesinde Yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle hükmün onanmasına karar vermiş, kesinleşen dava dosyası, Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

    ERZURUM 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 24.1.2006 gün ve E:2006/2, K:2006/11 sayıyla; sanıklara yüklenen eylemin Askeri Ceza Kanunu'nun 100. maddesinde düzenlenen askeri isyan suçunu oluşturduğu, yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Mahkememize gönderilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Tamer KORKMAZ, Hasan DENGİZ, M.Sadık LİMAN'ın, katılımlarıyla yapılan 11.12.2006 günlü toplantısında;

    I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ'nin adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Tezer Türkay GÜVEN'in, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

    "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

    a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

    b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

    c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

    Aynı Yasa'nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4191 sayılı Yasa'yla değişik 17. maddesinde;

    "askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer" denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

    Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

    Dosyanın incelenmesinden, dosya içinde bulunan 600 Yataklı Mareşal Çakmak Asker Hastanesi Sağlık Kurulu'nun 3.5.2004 ve 24.5.2004 günlü 957 ve 1089 sayılı raporlarıyla sanıklardan Durmuş Düzenli'nin 4.1.2003, sanık Melih Erat'ın 18.2.2004 tarihinden itibaren askerliğe elverişli olmadıklarına dair karar alındığı anlaşılmaktadır. Sağlık Kurulu Raporlarının kapsam ve hukuki sonuçlarına göre, sanıkların suç tarihinde "asker kişi" olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

    Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince, sanıklara yüklenen eylemin, askeri isyan suçunu oluşturduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, iddianame içeriğine göre ve askeri yargı yerince belirlendiği üzere, sanıklara yüklenen eylem, asker ve sivil kişi sanıkların iştirak halinde unsurları ve cezaları ile Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmiş bulunan cezaevi idaresine karşı ayaklanma suçundan ibarettir.

    Bu durumda, 353 sayılı Yasa'nın "Müşterek Suçlar" başlığı altında düzenlenen 12. maddesi uyarınca değerlendirme yapılmalıdır.

    Maddede, "askeri mahkemelere ve adliye mahkemelerine tabi kişiler tarafından bir suçun müştereken işlenmesi halinde eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı bir suç ise sanıkların yargılanmaları askeri mahkemelere; eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı olmayan bir suç ise adliye mahkemelerine aittir" denmek suretiyle askeri olan suçlar ile askeri olmayan suçlara göre görevli yargı yeri belirlenmektedir.

    Açıklanan nedenlerle, sanıklara yüklenen eylem "askeri suç" kapsamında bulunmadığından 353 sayılı Yasa'nın 12. maddesi hükmü uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

    SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 24.1.2006 gün ve E:2006/2, K:2006/11 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 11.12.2006 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.