T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/789

KARAR NO  : 2022/68      

KARAR TR  : 28/02/2022

ÖZET: Davalı İdare tarafından gerçekleştirilen Deriner Barajı HES kapsamında baraj gölünün dolması ve çevre yolları inşaatları nedeniyle, davacıların taşınmazına ulaşmasının zorlaşması, üretim maliyetinin artması sonucu oluştuğu iddia edilen maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

 

Davacılar  : 1-A... Y....

2-A.... Y....

3-A.... C....

4-S... Ş....

5-Ü.... Ş....

6-A.... B.... Ş....

Vekili         : Av. İ. V

Davalı        : Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

Vekilleri    : Av. F. Y, Av.D. S

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacılar vekili, Artvin İli, Merkez İlçesi, ......   Köyünde bulunan ..... ada...parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin murisine ait olduğunu, Deriner Barajı ve HES çevre yolları inşaatı kapsamında kamulaştırılan Zeytinlik Köyünün sular altında kalmasından sonra, bu köyde ikamet eden müvekkillerinin anılantaşınmaza makul ulaşımının zorlaştığını, yapılan yeni yol güzergahının taşınmazda üretilen ürünlerin pazara olan uzaklığını 82,00 km, ürün maliyetlerini de 8-10 kat arttığını, Deriner Baraj gölünün su tutumundan sonra taşınmazlardan il merkezine ulaşılabilmesi için Artvin-Ardanuç karayolundan araç ile 82 km yol gidilmesinin gerektiğini ve bu trafik seyri ile pazara ulaşmanın 2,5 saat zaman aldığını, tüm bu gerekçelerle taşınmazdan fiilen yararlanılamadığını, anılan konumu nedeniyle taşınmazın piyasada alıcı bulamadığını; taşınmazın kamulaştırılması veya zararlarınıntazmini talebiyle yapılan başvurulara davalı idarece olumlu yanıt verilmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı idarenin eylem ve işlemleri neticesindetaşınmazda meydana gelen zararlara karşılık olarak 5.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. İdari Yargıda

 

2. Rize İdare Mahkemesi 29/07/2019 tarih ve E.2018/405, K.2019/465 sayılı kararıile,  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine kesin olarak karar vermiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir. Kararınilgili kısmı şu şekildedir:

 

"...mevzuat ve yargı içtihatları çerçevesinde uyuşmazlık değerlendirildiğinde;davacı vekilince taşınmazların kamulaştırılması ve zararlarının tazmin edilmesi talebiyle miktar içermeyen dilekçe ile davalı idareye müracaat edildiği, davalı idarece kamulaştırma sürecinin tamamlanmadığı, incelemenin sürdüğünün belirtilmesi üzerine iş bu davanın açıldığı, dolayısıyla kamulaştırma mevzuatı çerçevesinde bir sürecin yürüdüğü, öte yandan, zararın, baraj inşası sırasındaki taşınmazlara kamulaştırmasız el atılmasından ya da bir plan ve projeye dayalı olan baraj inşasında idarenin hizmet kusuru teşkil eden bir eyleminden doğduğunun iddia edilmediği, yolun su altında kalması ve zemindeki su hareketleri nedeniyle heyelan oluşması gibi barajın bizatihi varlığına bağlı sebeplerle söz konusu zararın oluştuğunun iddia olunduğu, davalı idareye yapılan başvurunun da taşınmazların kamulaştırılması istemi olduğu ve taşınmazların sürekli olarak kullanılamaz hale geldiği iddialarıyla taşınmazların tamamının değerinin karşılanmasına ilişkin taleplere dava dilekçesinde yer verildiği birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesinde düzenleme altına alınan kısmi kamulaştırma (mücavir alan kamulaştırması) müessesesi çerçevesinde çözümleneceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Bu durumda, Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesi kapsamında taşınmazların kısmi kamulaştırmasının yapılıp yapılmayacağı noktasında düğümlenen uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden, idari yargının görevine girmeyen uyuşmazlığın esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır."

 

3. Davacılar vekili bu kez aynıistemle adli yargı yerindedava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi 03/03/2021 tarih ve E.2020/16, K.2021/153 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli, mahkemelerinin ise görevsiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş; istinaf başvurusu üzerine Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 03/11/2021 tarih ve E.2021/1945,K.2021/1226 sayılı karar ile istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir. Kararınilgili kısmı şu şekildedir:

 

"...mahkememizin 2016/49, 50, 51,52 değişik sayılı dosyaları ile yapılan tespitlerde, dava konusu taşınmazlarda ve çevre parsellerini kapsayacak şekilde toprak düzeyinde derin çatlakların olduğu, baraj istikametine doğru genel bir hareketliliğin başladığı, özellikle baraj suyunun yükseldiği, alçaldığı dönemlerde bu hareketliliğin kademeli olarak devam edeceği belirtilmiştir.

Tüm hususlar birlikte değerlendirildiği, idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan hizmet kusuru bulunduğu değerlendirilmekle, İdari yargının görevli olduğu kanaatine varılmıştır.

Somut olay bakımından davanın konusu davacıya ait taşınmazda meydana gelen zararın tanzimine ilişkin olduğu, zararın İdarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü eyleminden veya eylemsizliğinden kaynaklandığı değerlendirilmiştir. Bu yöndeki emsal kararlarda davacının taşınmazına aynı bölgede olup iş bu dosya bakımından da emsal teşkil etmektedir.

Hukuk sistemimizde adli ve idari yargı merciileri arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlıklarında hangi merciin görevli olduğuna Uyuşmazlık Mahkemesi karar vermektedir.

Somut olayda dava konusuna ilişkin öncelikle İdare Mahkemesinde dava açılmış yargılama süreci neticesinde İdare Mahkemesince Adli Yargı'nın görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı kesinleşmiştir. Ardından taraflarca bu konuda Mahkememizde dava açılmıştır. Gerek dava dilekçesinde gerekse duruşmalarda davacı taraf söz konusu uyuşmazlığın İdari Yargıda görülmesi gerektiğini açıkça beyan etmiştir. Ayrıca davacı tarafça çok benzer nitelikteki başka davalarla ilgili Uyuşmazlık Mahkemesi'nin kesin olarak idari yargının görevli olduğuna yönelik vermiş olduğu emsal kararları sunmuştur. (Uyuşmazlık Mahkemesi'nin; 28/09/2020 tarihli 2020/446 E. 2020/568 K. Numaralı kararı, 28/09/2020 tarihli 2020/449 E. 2020/490 K. Numaralı kararı, 21/10/2019 tarihli 2019/656 E. 2019/691 K. Numaralı kararı, 28/09/2020 tarihli 2020/442 E. 2020/549 K. Numaralı kararı)

(...)

Yukarıda izah edilen nedenlerle Mahkememizin görevsiz olduğuna ve ilgili uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

5. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, tam yargı davaları, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

 

6. İdari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca, idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan Kanun hükümlerinin gereğidir.

 

B. Yargı Kararları

 

7. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/02/1959 tarihli, E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının, III. bölümü şöyledir:

 

“İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

8. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 28/02/2022 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Kanun'un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen hüküm doğrultusunda davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece, ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

9. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

10. Dava, davalı İdare tarafından gerçekleştirilen Deriner Barajı HES kapsamında baraj gölünün dolması ve çevre yolları inşaatları nedeniyle, davacıların taşınmazına ulaşmasının zorlaşması, üretim maliyetlerinin artması sonucu oluştuğu iddia edilen maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

 

11. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yukarıda bir örneğine yer verilen yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

 

12. İdari ve adli yargı yerinde görülen davalarda, taşınmazlarafiilen el atıldığına yönelik bir iddia ve tespit bulunmamaktadır.

 

13. Bu durumda, davacı vekilinin iddiaları ve dosyada bulunan bilgiler kapsamında, görev uyuşmazlığına konu davanın,idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden veya eylemsizliğinden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açıldığının kabulü gerekir.

 

14. Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde idari dava türleri arasında sayılan idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

 

15. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Rize İdare Mahkemesinin 29/07/2019 tarihli ve E.2018/405, K.2019/465 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Rize İdare Mahkemesinin 29/07/2019 tarihli ve E.2018/405, K.2019/465 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

28/02/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİİLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

          Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

        Muammer                    Birol                             Nilgün                          Doğan      

          TOPAL                    SONER                           TAŞ                         AĞIRMAN        

 

 

 

                                             Üye                                Üye                              Üye

                                          Aydemir                         Nurdane                        Ahmet

                                            TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN