Hukuk Bölümü         2011/70 E.  ,  2011/167 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

             Davacı            : G. O. v.d.

            Vekili              : Av. V.E.G.

            Davalı             : 1- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

            Vekili              : Av. Ö.A.

                                     2- Bağcılar Belediye Başkanlığı

            Vekili              : Av. M.E.

           O L A Y          : Davacıların murisi H.Ö. Bağcılar İlçe Tapu Sicil Müdürlüğünde Mahmutbey Köyü 10 pafta 553 parsel numaralı 10543 metrekare yüzölçümlü taşınmazda 1202/10543 hissenin tapu kaydıyla malikidir. H.Ö.'ın paydaşı bulunduğu bu taşınmazdaki payı, davalılar tarafından, kamulaştırma işlemine tabi tutulmadan fiilen yol haline getirilmiş, şuyulandırma çalışmaları sırasında, muris H.Ö.'ın tapu kaydındaki payı ana taşınmazın bulunduğu fiilen yola dönüştürülen bölümü sebebiyle, bedel ödenmeksizin yola terk edilip kaydı kapatılmış, taşınmazın bulunduğu yerdeki "Matbaacılar Cad."sinin halen davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından "Ana Arter" olarak kullanıldığı davacı mirasçılar tarafından tespit edilmiştir. Muris H.Ö. adına tapuda kayıtlı, Bağcılar İlçesi, Mahmutbey Köyü, 10 Pafta, 553 Parsel sayılı taşınmazdaki 1202/10543 payına vaki kamulaştırmasız el atma sebebiyle, fazlaya ait dava ve talep hakları saklı tutularak, şimdilik 10.000,00 TL bedelin kanuni faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açılmıştır.

Davalı idare vekilleri cevap dilekçelerinde görev itirazında bulunmuştur.

BAKIRKÖY 4. ASLİYE  HUKUK MAHKEMESİ; 22.12.2010 gün ve E:2010/148 sayı ile, davalı idarelerin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Bağcılar Belediye Başkanlığı vekilince süresinde verilen dilekçe ile, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe ve dava dosyası Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI;  2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun, 3290 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi ile değişik 10'uncu maddesinin (b) bendinde, "...özel parselasyon planında görülen veya hisseli satışlar sonucu fiilen oluşan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha vs. hizmetlere ayrılan yerler ile bunlara ilişkin hisseler bedelsiz olarak re'sen tapudan terkin..... edilir." hükmüne, (c) bendinde de, "İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapıları yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir." hükmüne yer verildiği, dosyanın incelenmesinden; davacıların murisinin kadastral 10 pafta, 553 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetini 1.9.1971 tarihinde iktisap ettiği, değişik tarihlerde bir kısım hisselerini değişik kişilere sattığı, 1985 yılında 1202/10543 hissenin uhdesinde kaldığı, daha sonra Bakırköy Belediyesince 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca yapılan şuyulandırma ve ifraz çalışmaları sonucunda, anılan hissenin tamamının bedelsiz olarak yola terk edildiği, davacıların murisinin 1202/10543 hissesine isabet eden 1202 m2 alanın davalılar tarafından kamulaştırma işlemine tabi tutulmadan fiilen yol haline getirildiği, şuyulandırma çalışmaları sırasında bedel ödenmeksizin yola terk edilip kapatıldığı, taşınmazdaki payına kamulaştırmasız el atılması nedeniyle fazlaya ait talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 lira bedelin, davalı idarelerden müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesi istemiyle dava açıldığı, uyuşmazlığın 10 pafta, 553 kadastral parselde 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasaya göre kamu gücü kullanılarak tek yanlı biçimde yapılan uygulama sonucu yola terk edilen taşınmaz bedelinin ödenmemesinden kaynaklandığı ve davada da, bu uygulamadan doğan zararın tazmini istenilmekte olduğundan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" içinde çözülebilecek nitelikte olduğu, bu bakımdan; davanın, imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği; bu nedenle, 2247 sayılı Yasanın 10 uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlığımızca, 2247 sayılı Yasanının 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun'un 10. maddesin (b) bendinde özel parselasyon planında görülen veya hisseli satışlar sonucu fiilen oluşan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha vs hizmetlere ayrılan yerler ile bunlara ilişkin hisseler bedelsiz olarak resen tapudan terkin edileceği hükmünün yer aldığı, anılan maddenin (c) bendinde de imar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valiliklerin res'en yetkili olacağı hükmünün yer aldığı, dolayısıyla, uyuşmazlığın davalı idarenin yukarıda anılan mevzuat hükümleri gereğince kamu gücünü kullanarak ve tek taraflı olarak yaptığı uygulama nedeniyle yola terk edilen taşınmaz bedelinin ödenmesi talebinden kaynaklandığından; davalı idarelerin uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bakırköy 4. Asliye Hukuk: Mahkemesinin 2010/148 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, düşünüldüğü yönünde düşünce vermiştir.

             İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Sıddık YILDIZ, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 4.7.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, belediyece anılan Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun şekilde ve 12. maddede belirlenen süre içinde başvurulması üzerine Danıştay Başsavcısı tarafından uyuşmazlık çıkarıldığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra

               GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

              Dava, davacıların murisinin 1202/10543 hissesine isabet eden 1202 m2 alanlı taşınmazın davalılar tarafından kamulaştırma işlemine tabi tutulmadan fiilen yol haline getirilen ve şuyulandırma çalışmaları sırasında tapu kaydının bedel ödenmeksizin yola terk edilip kapatılan taşınmazdaki payına kamulaştırmasız el atılması nedeniyle fazlaya ait talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL bedelin, davalı idarelerden müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un, 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (c) bendinde “ İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları  yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir. Belediye veya valiliklerin talebi halinde bu yetkiler kadastro müdürlüklerince de kullanılır.

Bu gibi arazilerde hisse sahiplerinin malik olduğu hisse üzerindeki temliki tasarruflar ve bunlarla ilgili takyitler 11/6/1945 tarih ve 4753, 19/7/1943 tarih ve 4486 sayılı Kanunlar, 775 sayılı Gecekondu Kanunundaki hükümler dahil, uygulamayı durdurmaz. Bu gibİ işlemlerde takyitler hisse sahibine isabet edecek müstakil parsele aynen nakledilir ve yapılan işlem Medeni Kanunun 927 nci maddesine göre hak sahibine bildirilir. Islah imar planı ile düzenlemeye tabi tutulan arsa ve arazilerin yeni sahiplerine verilmesinde valilik veya belediyelerce arsa ve arazilerin durumuna göre düzenleme ortaklık payı alınabilir.

Bu gibi yerlere ait yapılmış olan özel parselasyon planı, ıslah imar planı olabilecek nitelikte olduğu belediye veya valiliklerce uygun görüldüğü takdirde aynen kabul edilerek tescil edilir.

           Üzerinde yapılanma bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler valiliğin talebi üzerine, belediye veya özel idareler adına resen tapuya tescil edilir. Islah imar planlarında genel bütçeye dahil dairelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrılan veya ayrılacak olan veya bir kamu hizmeti için lüzumlu görülen arsa veya araziler eski sahibi kamu idarelerine veya o işe tahsil edilmek üzere hazineye aynı şartlarla geri verilir.

Islah imar planı yapılmış ve yapılacak bölgelerde bu Kanun kapsamına giren ve tapu tahsis belgesi verilen hazine arsa ve arazileri, iktisap tarihine bakılmaksızın aynı amaçta kullanılmak üzere ilgili belediyelere devredilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacıların murisinin kadastral 10 pafta, 553 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetini 1.9.1971 tarihinde iktisap ettiği, değişik tarihlerde bir kısım hisselerini değişik kişilere sattığı, 1985 yılında 1202/10543 hissenin uhdesinde kaldığı, daha sonra Bakırköy Belediyesince 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca yapılan şuyulandırma ve ifraz çalışmaları sonucunda, anılan hissenin tamamının bedelsiz olarak yola terk edildiği, davacıların murisinin 1202/10543 hissesine isabet eden 1202 m2 alanın davalılar tarafından kamulaştırma işlemine tabi tutulmadan fiilen yol haline getirildiği, şuyulandırma çalışmaları sırasında bedel ödenmeksizin yola terk edilip kapatıldığı, taşınmazdaki payına kamulaştırmasız el atılması nedeniyle fazlaya ait talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL bedelin, davalı idarelerden müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Belirtilen duruma göre,   davacıların Revizyon Uygulama Planında yolda kalan ve 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca bedele dönüştürülen taşınmazının bedelinin tahsili isteminden kaynaklanmakta olan uyuşmazlığın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde yer alan " İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

              S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Belediye Başkanlığı vekilinin  GÖREV İTİRAZININ REDDİNE ilişkin Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.12.2010 gün ve E:2010/148 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 4.7.2011 gününde Üyeler Mahmut BİLGEN ve Ramazan TUNÇ’un KARŞIOYLARI ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

                                                                KARŞI OY

 3194 sayılı İmar Kanunun 18/10. maddesi uyarınca "Bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar, belediye veya valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamaz."

16.5.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca istimlak işlemlerine girişilmeksizin idare tarafından taşınmazına el atılan kişinin ilgili kamu tüzel kişiliği aleyhine el atmanın önlenmesi veya el atılan taşınmazın mülkiyetinin kamu tüzel kişiliğine devri karşılığında tazminat davası açabilir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin istikrarlı kararlarında da, bu tür davaların kamulaştırmasız el atma davası olarak adli yargı yerinde görülmesi gerektiği kabul edilmiştir(Y5HD. 1.5.2006, E.2006/2677,K.2006/5324) Bu bakımdan; uyuşmalığın adli yargı yerinde çözülmesi gerektiği, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumuzdan değerli çoğunluğun aksi yönde oluşan görüşüne katılamıyoruz. 4.7.2011

                                 Üye                                                                                       Üye

                       Mahmut BİLGEN                                                                  Ramazan TUNÇ