Hukuk Bölümü         2010/341 E.  ,  2011/111 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar      :  A.K. (kendi adına asaleten)

                          S.K.

                         C.K.

                          A.K.

                          M.K. (adına velayeten)

                         S.K. (Kendi adına asaleten S.K., C.K., A.K., M.K. adına velayeten)

Vekili             : Av. A.R.A.                 

Davalılar        : 1- A.K.

                          2- Generali Sigorta A.Ş.

                          3- Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. Murat Engin  

O L A Y          : Davacılar vekili tarafından, S.K. ile kızı (rahmetli) Gözde Nur Kart, 2.9.2009 günü saat 23:50 sıralarında Bursa İli, Gürsu Köprülü Kavşağı, Geçici Servis Yolu yanında bulunan Belediye Çocuk Parkı önünde yaya yolunda yürürlerken, A.K.'in sürücüsü ve maliki bulunduğu 01 PA 270 plakalı kamyon, Bursa istikametinden gelip, Kestel istikametine giderken, aşırı hız yüzünden virajı alamayarak S.K. ve Gözde Nur Kartın üzerine (çocuk parkı üzerine) devrildiği, bu kaza neticesinde S.K. ve Gözde Nur Kart’ın ağır yaralandığı; Gözde Nur Kartın Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde 5.9.2009 tarihinde vefat ettiği; S.K.'ın ise tedavisinin hala devam ettiği; kazadan mütevellit bünyesel hasarlardan dolayı uzun yıllar tedavisinin devam edeceğinin ve kalıcı sakatlıkların oluşabileceğinin doktorlar tarafından ifade edilmekte olduğu; trafik kazası tespit tutanağına göre A.K.in, bu kazanın oluşumunda % 100 kusurlu olduğu, S.K. ile Gözde Nur Kart'ın kazada kusurlarının bulunmadığı; sürücü A.K.in, meskun mahalde aşırı suratlı ve kontrolsüz araç kullanarak tamamen kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği;  kaza tarihinde 01 PA 270 plakalı aracın 25.7.2010 bitiş tarihli 1650-X-1004179-000 poliçe numarasıyla Generali Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu karayolları motorlu araçlar sorumluluk, sigorta poliçesi ile sigortası yapılmış bulunduğundan, sigorta poliçesindeki limitler dahilinde Generali Sigorta A.Ş.’nin davaya dahil edildiği; diğer davalı Bursa Büyükşehir Belediyesinin ise Gürsu Köprülü Kavşağı inşaatı sırasında kazanın meydana geldiği yolu Bursa-Ankara transit (servis) yolu olarak transit ve diğer araçlara tahsis ettiği; idarenin, bu yolu düzenlerken, kazanın olduğu yerde çocuk parkı olmasına ve keskin viraj olmasına rağmen aydınlatıcı uyarıcı trafik işaretleri ile asfalt üzerine hız kesiciler koymadığı; bu durumun kaza görgü tanıkları ile internet ve gazetelerdeki kaza haberlerinden de anlaşıldığı; keza kaldırım dahi bulunmadığı; çocuk parkının bulunduğu yerde, idarenin gerekli tedbirleri almamasından dolayı iş bu davaya konu kaza gibi bir çok kaza meydana geldiği; idarenin, kontrolsüz süratli giderek kazaya sebebiyet veren sürücü A.K. ile birlikte kazanın oluşumunda sorumlu olduğu ileri sürülerek, kazaya sebebiyet veren Sürücü A.K. ile gerekli tedbirleri almayan idarenin birlikte kusuru sonucu oluşan bu kaza sonucunda vefat eden Gözde Nur Kart'ın tedavi masrafları ve destekten yoksun kalma tazminatı; yaralanan ve kalıcı sakatlık ve iş göremezlik durumu bulunan S.K.'ın şimdiye kadar yapılmış bulunan ve tedavisinin sonuna kadar yapacağı (-ki doktorların söylemesi yılların alabileceğidir) masrafların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilebilmesi için işbu davanın açılması zorunlu hale geldiği nedeniyle, davalılardan müvekkilleri A.K. ve S.K. için ayrı ayrı olmak üzere 20.000,00.-TL; S.K., C.K., A.K. ve Muhammer Kart için ayrı ayrı olmak üzere 10.000,00.-TL (Toplam 80.000,00.-TL) manevi tazminat ile, şimdilik fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00.-TL maddi tazminatın (davalı Generali Sigorta A.Ş.'den sigorta limitleri ile sınırlı ve fer'ileri yönünden orantılı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini dileyerek, öncelikle davalı A.K.'in mal kaçırma ihtimaline binaen Adana / Yüreğir İlçe Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazılarak varsa gayrimenkulleri üzerine ayrıca üzerine kayıtlı 01 PA 270 plakalı BMC FATİH Marka 1997 Model Kamyonun kaydı üzerine - duruşma günü beklenmeksizin - 3. şahıslara devrinin önlenmesi için dava değeri kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, manevi tazminatın kaza tarihi olan 2.9.2009 tarihinden itibaren işlemiş (ve işleyecek) yasal faiziyle birlikte kazada birlikte kusuru bulunan davalılardan A.K. ile Bursa Büyükşehir Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla destekten yoksun kalma tazminatı ile şimdiye kadar yapılmış ve bundan sonra yapılacak tedavi masrafları için şimdilik 2.000,00­TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 2.9.2009 tarihinden itibaren işlemiş (ve işleyecek) yasal faiziyle birlikte davalılardan (davalı Generali Sigorta A.Ş.'den sigorta limitleri ile sınırlı ve fer 'ileri yönünden orantılı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

Davalı Belediye vekili, savunma dilekçesinde hizmet kusuruna dayanılarak açılan davada idari yargının görevli olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

BURSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 10.6.2010 gün ve E:2009/573 sayı ile, görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Bursa Belediye Başkanlığı vekilinin, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yönündeki dilekçesi üzerine dava dosyası Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

            DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Davacılardan S.K. ile kızı G.N.K.'nin, 2.9.2009 günü, saat 23.50 sıralarında, Bursa İli, Gürsu Köprülü Kavşağı Geçici Servis Yolu yakınındaki Belediye Çocuk Parkı önünde bulunan yaya yolunda yürümekte iken virajı alamayarak devrilen Kamyonun altında kalan kızının ölmesi ve kendisinin de yaralanması nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemiyle kamyon sürücüsü A.K., Generali Sigorta A.Ş. ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine Bursa Birinci Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/573 esas sayısında kayıtlı dosyada açılan davada, davalılardan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilince, idareleri aleyhine açılan davanın görüm ve çözümünün İdari Yargı'nın görevine girdiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istenildiğinin anlaşıldığı; 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un 6'ncı maddesinde, "Büyükşehir dahilindeki meydan, bulvar, cadde ve anayolları yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımını sağlamak ve kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek," büyükşehir belediyelerinin görevleri arasında gösterildiği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3176 sayılı Kanunla değişik 10'uncu maddesinde, belediyelerin, yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla görevli olduğuna işaret edildiği; aynı Kanun'un 15'inci maddesinin 6001 sayılı Kanunla değişik birinci fıkrasında, "Trafiği düzenlemede kullanılan işaret levhaları, ışıklı ve sesli işaretler, yer işaretlemeleri ile benzeri trafik işaretleri, karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli kuruluşlarca temin ve tesis edilerek sürekliliği ve işlerliği sağlanır." hükmüne yer verildiği; anılan İdarenin görev ve yetkisine verilen söz konusu hizmetlerden her birinin, genelin yararı için yürütülen birer kamu hizmeti olduğu; bu hizmetlerin hukuka uygun olarak yürütülmemesinin de, bu İdarenin Kamu Hukuku kurallarına göre sorumluluğunu gerektiren hizmet kusuru niteliğinde olduğu; Anayasanın 125'inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı bu anayasal ve yasal durumlara göre, kamu idarelerinin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koydukları plan ve projeye uygun olarak yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verilen zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerlerinin görevli bulunduğu; dava dosyasında; davacıların zararının, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığının kanunla kendisine görev olarak verilen hizmetleri gereği gibi yürütmemiş olmasından kaynaklandığı; bu nedenle, anılan İdarenin doğan zarardan sorumluluğunun bulunduğunun ileri sürüldüğü; dolayısıyla; davadaki uyuşmazlığın çözümünün, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasına göre davalı idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının saptanmasının gerektiği; bu saptamaların ise, idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden; 2577 sayılı Kanun'un 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunan davanın görüm ve çözümünün, İdari Yargı'nın görevine girdiği, bu durumda 2247 sayılı Yasanın 10. uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.

            Başkanlıkça 2247 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 2.9.2009 tarihinde Bursa İli, Gürsu Köprülü Kavşağı Geçici Servis Yolu yakınındaki Belediye Çocuk Parkı önünde bulunan yaya yolunda davacılardan S.K. ile kızı olan Gözde Nur Kart'ın yürümekte iken virajı alamayarak devrilen kamyonun altında kalan Gözde'nin hayatını kaybetmesi ve Sevda'nın da yaralanması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada davalı idare tarafından görev itirazında bulunulması üzerine olumlu görev uyuşmazlığının çıkarıldığının anlaşıldığı; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'un 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı; uyuşmazlık davalı idarenin ilgili mevzuat hükümleri gereğince kendisine verilen hizmetleri gereği gibi yerine getirmediği ileri sürülerek bu nedenle meydana gelen zararın tazmin edilmesi talebinden kaynaklandığından, kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında meydana gelen zararlardan dolayı, idarenin hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olup olmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği; bu nedenle Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/573 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Sıddık YILDIZ, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 6.6.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:

Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Belediye vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacılardan S.K. ile kızı G.N.K.'nin, 2.9.2009 günü, saat 23.50 sıralarında, Bursa İli, Gürsu Köprülü Kavşağı Geçici Servis Yolu yakınındaki Belediye Çocuk Parkı önünde bulunan yaya yolunda yürümekte iken, virajı alamayarak devrilen Kamyonun altında kalan kızının ölmesi ve kendisinin de yaralanması nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları kaynak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın kazanın meydana geldiği yolu Bursa-Ankara transit (servis) yolu olarak tahsis ettiği, idarenin düzenleme yaparken, kazanın olduğu yerde çocuk parkı olmasına ve keskin viraj olmasına karşın aydınlatıcı uyarıcı trafik işaretleri ile asfalt üzerine hız kesiciler ve kaldırım koymayarak  gerekli önlemleri almamasından dolayı kazanın meydana geldiği ileri sürülerek adli yargı yerinde maddi manevi tazminat davası açıldığı anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenler ve 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Danıştay Başsavcısının başvurusunun reddi gerekmiştir. 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 6.6.2011 gününde Üyelerden Nüket YOKLAMACIOĞLU’nun KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞU  İLE KESİN OLARAK karar verildi. 

KARŞI OY

Dava, davacılardan S.K. ile Kızı G.N.K'nin, 2.9.2009 günü, saat 23:50 sıralarında, Bursa İli, Gürsu Köprülü Kavşağı Geçici Servis Yolu yakınındaki Belediye Çocuk Parkı önünde bulunan yaya yolunda yürümekte iken virajı alamayarak devrilen kamyonunun altında kalan kızının ölmesi ve kendisinin de yaralanması nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemiyle açılmıştır.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun, büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediyesinin görev ve sorumluluklarını düzenleyen 7. maddesinde, ......kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek, ..." büyükşehir belediyelerinin görevleri arasında sayılmış, yine 5393 sayılı Belediye Kanununun 14. maddesinde, şehir içi trafik hizmetlerini yapmak veya yaptırmak belediyelere görevi olarak verilmiştir. Aynı Yasanın 84. maddesinde de, bu kanunla belediyelerin sorumlu ve yetkili bulunduğu görev ve hizmetlerle sınırlı olarak .... 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu....'nda bu Kanun hükümlerine aykırılık bulunması durumunda bu kanun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı yasanın 14. maddesi ile değişik 110. maddesinin "1. fıkrasında," İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır." hükmü getirilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın kazanın meydana geldiği yolu, Bursa-Ankara transit (servis) yolu olarak tahsis ettiği, idarenin düzenleme yaparken, kazanın olduğu yerde çocuk parkı ve keskin viraj olmasına karşın aydınlatıcı uyarıcı trafik işaretleri ile asfalt üzerine hız kesiciler ve kaldırım koymayarak gerekli önlemleri almamasından dolayı kazanın meydana geldiği ileri sürülerek adli yargı yerinde maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle davası açıldığı, Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda, Bursa Büyükşehir Belediyesinin yapım, bakım ve trafik güvenliği için trafik işaretlemelerinden sorumlu olduğu kazanın meydana geldiği bu yolda, öncelikle keskin virajı belirtmek amacıyla işaretleme yapması gerekirken, bu konuda herhangi bir işaretleme yapmadığı, yolunda rapor düzenlenmiştir.

Bu durumda, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığının, yukarıda açıklanan yasa hükümlerinden doğan görevini belirlenen şekilde yerine getirip getirmediğinin, kamu hizmetini yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütüp yürütmediğinin, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının yargısal denetmenin idari yargı yerince yapılması gerekmektedir.

Belediye Başkanlığının olaydaki trafik düzenlemesinden kaynaklanan sorumluluğu salt 2918 sayılı Yasadan doğmadığından, olayda 2918 sayılı Yasanın değişik 110. maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır.

Belirtilen durum karşısında, davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Danıştay Başsavcısı'nın başvurusunun kabulü ile davalı Belediye vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği düşünülmektedir. 6.6.2011 

Üye

Nüket YOKLAMACIOĞLU