Hukuk Bölümü         1994/9 E.  ,  1994/10 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı              : P.B.E. A.Ş.

Davalı               : T.C. Merkez Bankası A.Ş.

 OLAY: Öğütülmüş barit cevheri ihraç eden P.B.E. A.Ş., 1983 yılında İş Bankası aracılığı ile “belgesiz ihracat kredisi” kullan­mış ihracat gerçekleştirilerek taahhüt hesabı kapatılmıştır.

1986 yılında Merkez Bankası, Teftiş raporuna dayanarak bu ihracattan dolayı aracı İş Bankasını borçlandırmak suretiyle 24.781.688.48. TL. yaptı­rım uygulamış ve aracı İş Bankası buna bağlı olarak davacı A.Ş. den 5.545.940 TL. faiz ve gider vergisi tahsil etmiştir.

Daha sonra davalı bankanın, aracı bankayı borçlandırmak suretiyle uygula­dığı yaptırımın yasal olmadığı sonucuna varması üzerine davalı banka söz konusu yaptırımı iptal etmiştir.

Davacı, önce uygulanan ve sonradan kaldırılan yaptırım nedeniyle uğ­radık­ları 5.545.940 TL. faiz ve gider vergisinden dolayı uğradıkları zararın faiziyle bir­likte tazmin edilmesi istemiyle Merkez Bankasına karşı 14.8.1987 tarihinde adlî yargı yerinde dava açmıştır. Davalı banka ise görev itirazında bulunmuştur.

Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi; 8.2.1988 gün ve E.87/462, K.88/53 sayıyla: İhracatı teşvik uygulamasından kaynaklanan davada, Mer­kez Bankası, 1211 sayılı Yasa'nın 41. maddesinde açıklandığı üzere, idare­nin mali ajanlık göre­vini ifa ettiği, bu nedenle yapılan işlemin idari nitelik taşıdığı, dolayısıyla davanın çözümünün idare mahkemesine ait olduğu ge­rekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; temyiz edilen karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 1.5.1989 gün ve 88/4798, 89/2702 sayılı kararıyla ve: uyuşmazlı­ğın davacının taahhüt yoluyla iştirak ettiği İş Bankasıyla Merkez Bankası arasındaki sözleşmeden kaynaklandığı belirtilerek da­vanın adliye mahkeme­sinin görevine girdiği gerekçesiyle bozulmuş, karar düzeltme istemi de red­dedilmiştir. Mahkemece 25.12.1989 tarihli duruşmada bozma kararına uyulmasına karar verilmesi üzerine, davalı idare 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesine göre olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasını istemiştir. Mah­keme işin esasına gire­rek 25.1.1991 gün ve E.89/85/, K.91/8 sayıyla, dava­nın kısmen kabulüne kısmen de reddine karar vermiştir. Karar, Merkez Ban­kasınca temyiz edilmiş olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15.10.1992 gün ve E.91/2560, K.92/9962 sayılı kararıyla, 2247 sayılı Yasa'nın 10/3. maddesi uyarınca davalının olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemine ilişkin başvurusu mahkemece nazara alınmadan davanın esas yönünden karara bağlanmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle bozulmuş; karar düzeltme istemi de reddedilmiştir. Mahkeme 27.1.1994 tarihli oturumunda bozma kararına uyulmasına, Uyuşmazlık Mahkemesi'nden karar çıkıncaya kadar davanın durdurulmasına karar vermiştir.

Danıştay Başsavcılığı 8.4.1994 gün ve 5-4 sayıyla; olumlu görev uyuşmaz­lığı çıkarmış; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının davanın çözümünün idare mahkemesinin görevine girdiği yolundaki 8.6.1994 gün ve 49299 sayılı dü­şünce yazıları da alına­rak dosyaya konulmuştur.

İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü Sel­çuk Tüzün'ün Başkanlığında, Şükrü Kaya Erol, Dr. Ekrem Serim, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, İrfan Erdinç ve Osman Şimşek'in katılma­ları ile yaptığı 7.7.1994 günlü toplantıda Raportör-Hâkim Ayten Anıl'ın ra­poru ile Yargıtay ve Da­nıştay Başsavcılarının anlaşmazlığın idari yargı ye­rinde çözümlenmesi gerektiği yönünde düşünce yazıları ve dosyadaki bel­geler okunduktan; toplantıya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet Gökalp ile Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç'in yazılı düşünceler doğrultusundaki sözlü açık­lamaları da alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

Davanın konusu, davacı şirketin kullandığı belgesiz ihracat kredisinin “ser­best döviz” mevzuatı kapsamında kullanılmadığı gerekçesiyle, T.C. Merkez Ban­kası tarafından yanlışlıkla uygulandığı anlaşılan yaptırımın geri alınmasından sonra davacının, aracı bankaya (İş Bankası) ödediği faiz ve gider vergisi karşılığının Mer­kez Bankasından tazminat olarak istenilmesine ilişkindir.

Davada sözü edilen ihracat, 30.5.1980 gün ve 17002 sayılı Resmi Ga­zetede yayımlanan Bakanlar Kurulunun, ihracatı teşvik kararına ek 8./887 sayılı kararı ile, 13.12.1982 gün ve 17897 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan DPT Teşvik ve Uy­gulama Başkanlığının 83/2 sayılı ihracatı teşvik tebliğinin 8. maddesiyle düzenlen­miş bulunan “serbest döviz” uygulaması çerçeve­sinde gerçekleştirilmiştir.

Bu karar ve tebliğin kapsamından 8/887 sayılı kararın uygulama ve yürütül­mesinde Devlet planlama Teşkilatı Başkanlığı Teşvik ve Uygulama Dairesinin (TUD) yetkili olduğu; 83/2 sayılı tebliğin yürütme ve organize­sinde yetkinin DPT Başkanlığı Teşvik ve Uygulama Başkanlığına ait bulun­duğu anlaşılmaktadır.

DPT ve ona bağlı birimler olan TUD ve TUB Başbakanlığa bağlı kamu ku­rumlarıdır.

8/887 sayılı kararın 19. maddesinde; “T.C. Merkez Bankasının ihra­catçı fir­manın adı, unvanı, ihracat taahhüt miktarı, kredi miktarı ve vadesi (tarihi)ni ihtiva eden bilgi cetvellerini aylık olarak TUD'a göndereceği; 20. maddesinde ise: “Bu kararın uygulanmasında ortaya çıkacak tereddütle­rin giderilmesi için TUD’dan görüş alınacağı, farklı ve yanlış uygulamaların giderilmesinin TUD’un yayınlaya­cağı tebliğlerle sağlanacağı; 21. madde­sinde de: İhracat taahhüdünün esaslarının Merkez Bankasınca tespit edile­ceği belirtilmiştir. Bu hükümlerden Merkez Banka­sı'nın, karar ve tebliğ doğ­rultusunda gerçekleştirilen belgesiz ihracat işlemlerinde DPT, TUD ve TUB dan sonra bazı yürütme görevlerinin bulunduğu anlaşılmakta­dır.

Diğer taraftan Merkez Bankası, 14.1.1970 gün ve 1211 sayılı Tür­kiye Cum­huriyeti Merkez Bankası Yasası ile Türkiye'de banknot ihracı im­tiyazına münhasıra sahip ve bu yasada yazılı görev ve yetkileri haiz olmak üzere kurulmuş, kendine özgü bir kamu tüzel kişisidir. Yasa'nın 4.maddesinde bankanın temel görev ve yet­kileri tek tek sayılmış ve banka­nın bu hükümlere göre: Hükümetin mali ve ekono­mik müşavirlik, mali ajanlık ve haznedarlık görevlerini ifa edeceği belirtilmiş; Ban­kanın Hükü­metle Olan Münasebet ve Görevleri Başlıklı 41. maddenin son bendinde de: “... dış ticaret rejimi ve tatbikatını veya benzeri işleri yapmakla görevlendi­rile­bileceği...” hükmü yer almıştır.

Nitekim Merkez Bankası da ihracat rejimine ve bu bağlamda döviz ka­zandı­rıcı işlemlerin teşvikine ilişkin olup kaynağını, 1615, 933, 474, 261 sa­yılı yasalar­dan alan Bakanlar Kurulu Kararları ve bu kararlara dayanılarak çıkarılan bir kısım ihracat ve teşvik tebliğleri gibi objektif düzenleyici tasar­ruflarla bu yasalarda gö­revli kılınmış ve çeşitli yetkilerle donatılmış bir kamu kurumudur.

T.C. Merkez Bankası, DPT, TUD ve TUB gibi kamu kurumlarıyla birlikte ihracat ve ihracatı teşvik tedbirlerinin uygulanmasını sağlamaktadır. Bu alandaki düzenlemeler ve Merkez Bankasınca yapılan işlemler idari ni­teliktedir.

Davada sözü edilen aracı bankaya dolayısıyla davacıya uygulanan faiz ve gi­der vergisi normal bankacılık işlemlerinden kaynaklanmayıp, kamu hizmetinin görülmesi sırasında, idari eylem ve işlemlerin uygulanmasından doğmuş bulun­maktadır. Bu itibarla özel hukuku değil, kamu hukukunu do­layısıyla idari yargıyı ilgilendirmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2. maddesinde idari ey­lem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılacak davala­rın idare mah­kemelerinin görevine girdiği belirtilmektedir. Kamu hizmeti yürütmekle görevli kılınmış bir kamu kurumunun, kendisinin görevli kılan kamu yasalarında gösterilen hizmetlerden birinin yürütülmesi sırasında ki­şilere verdiği zararın tazminin isteğine ilişkin davada kamu hizmetinin yön­temine uygun olarak yürütülüp yürütülmediği­nin, kamu yasasına göre işleti­lip işletilmediğinin ve hizmet kusuru ile zarara sebep olup olmadığının sap­tanması idare mahkemesinin görevine girmektedir.

 Bu itibarla Danıştay Başsavcılığı'nın olumlu görev uyuşmazlığı çıka­rılmasına ilişkin başvurunun kabulüyle, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkeme­si'nin görevlilik kararı niteliğinde bulunan 25.12.1989 gün ve 89/850 esas sayılı kararı ile Yargıtay tarafından usulden bozulan karar üzerine verilen 27.1.1994 gün ve 93/595 sayılı görev itirazının reddine ilişkin kararının kal­dırılmasına karar verilmesi gerekmekte­dir.

SONUÇ: Anlaşmazlığın, niteliğine göre davanın çözümü idari yargı­nın gö­rev alanına girdiğinden Danıştay Başsavcılığı'nın başvurursunun ka­bulüyle An­kara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 25.12.1989 gün ve E. 89/850 görevlilik kararı ve bu karardan sonra esastan verilen ve tekrar Yar­gıtay tarafından usulden bozulan karar üzerine bozmaya uyulmak suretiyle verilen 27.1.1994 gün ve 93/595 görev itirazının reddine ilişkin kararın kal­dırılmasına, 7.7.1994 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.