T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO      : 2020 / 587

            KARAR NO  : 2020 / 689

            KARAR TR   : 23.11.2020

ÖZET : 15.04.2009-09.09.2016 tarihleri arasında davalı Kurumun Samsun İl Koordinatörlüğü'nde birer yıllık hizmet sözleşmeleriyle Destek Personeli olarak çalışan davacının, evlilik nedeniyle sözleşmesini feshettiğinden bahisle; fiilen çalışılan günler karşılığında  kendisine iş sonu tazminatı (kıdem tazminatı)ödenmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : Z. H.

Vekilleri        : Av. Z. E.&Av. E.D.

Davalı           : Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu

Vekilleri        : Av. C. P.S., Av.A.A.B., Av.Z.K.

 

O L A Y        : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin 15.04.2009 - 09.09.2016 tarihleri arasında davalı Kurumun Samsun  İl Koordinatörlüğüne ait iş yerinde sürekli ve kesintisiz olarak işçi sıfatı ile çalıştırıldığını; 12.09.2015 tarihinde evlendiğini, bu tarihten itibaren 1 yıl içinde iş akdini 09.09.2016 tarihi itibari ile fesih ettiğini; 1475 Sayılı Kanunun 14 / 4 - 2  maddesinin “……veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya ………hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir……….” şeklinde düzenlenmiş olduğunu;  müvekkilinin,  iş akdini kıdem tazminatına hak kazanacak bir neden ile feshettiğine ve kıdem tazminatının ödeneceği söylenmesine rağmen halen ödenmediğini ifade ederek; müvekkilinin 15.04.2009 - 09.09.2016  tarihleri arası çalışmalarından dolayı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL kıdem tazminatının,  fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz ile davalıdan tahsiline  karar verilmesi istemiyle  adli yargı yerinde dava açmıştır.

SAMSUN 1.İŞ MAHKEMESİ: 4.10.2018 gün ve E:2017/131, K:2018/679 sayı ile, “(…)İncelenen tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde, davacının kıdem tazminatının davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir. Ancak dosya kapsamından, davacının davalı kurum nezdinde memur ya da işçi sayılmaksızın 5648 Sayılı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu kuruluş ve görevleri hakkında kanun ve bu kanuna dayalı hazırlanan personel yönetmenliği kapsamında, sözleşmeli personel statüsünde çalıştığı ve 4857 sayılı yasa kapsamında işçi sıfatı taşımadığı anlaşılmıştır. Buna göre, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2012/27328 esas ve 2013/5522 karar sayılı ilamına göre, HMK 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1.Yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile davanın usulden REDDİNE(…)” karar vermiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunması üzerine; Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesince, 9.3.2020 gün ve Dosya No:2018/4134, K:2020/405 sayı ile, “(…)İlk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE(…)” kesin olmak üzere karar  verilmiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, yapılacak bilirkişi incelemeleri sonucunda belirlenebilir hale gelmesinden sonra artırılmak üzere şimdilik toplam 100 TL tutarındaki iş sonu tazminatının(kıdem tazminatı) fesih tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsili  istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

SAMSUN 1.İDARE MAHKEMESİ: 22.9.2020 gün ve E:2020/361 sayı ile, “(…)Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve dava tarihlerinde yürürlükte bulunan 5648 sayılı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Hizmetleri Hakkında Kanunun 5818 sayılı Yasanın 5. maddesi ile değişik "Kurum personelinin statüsü, hakları ve atanmaları" başlıklı 14. maddesinde; "(1) Kurumda hizmetler 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın istihdam edilen sözleşmeli personel eliyle yürütülür. Kurum personeli, sosyal güvenlik yönünden 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükümlerine tabidir." hükmü yer almaktadır.

Söz konusu düzenleme 09/07/2018 tarih ve 30473 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 93. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 489-505 maddeleri arasında davalı Kuruma ilişkin yeni mevzuat hükümleri getirilmiştir. Bu kararnamenin "Kurum personelinin statüsü, hakları ve atanmaları" başlıklı 502. maddesinde; "Kurumda hizmetler 27/06/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 27 nci maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personel eliyle yürütülür." şeklinde bir düzenleme yapılmıştır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 27. maddesinde ise; "14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi kapsamında personel istihdam edilmeyen kamu kurum ve kuruluşlarından teşkilatlanmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülenlere ait hizmetler 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlere bağlı olmaksızın idari hizmet sözleşmesiyle istihdam edilen personel eliyle yürütülür." hükmünü içermektedir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Sigortalı sayılanlar başlıklı" 4/1-a maddesinde; "Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;

a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar…..Sigortalı sayılırlar." düzenlemesi ile 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun; "Görev" başlıklı 5. maddesinde ise: "(1) İş mahkemeleri; a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına…..ilişkin dava ve işlere bakar." düzenlemesi yer almaktadır.

(…)

Olayda, davacının işbu davadaki istemiyle, işe başladığı ve görev yaptığı süre ile dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve yukarıda yer verilen 5510, 5648 ve 7036 sayılı Yasalardaki açık düzenlemeler uyarınca, haksız fesih nedeniyle kıdem tazminatının tazmini talebine ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim, benzer konularda Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 25/02/2019 tarih ve E:2019/36, K-.2019/105 sayılı kararı ile 22/06/2020 tarih ve E:2020/78, K:2020/390 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca, davada adli yargı mercii görevli olduğu ve Mahkememizin görevsizliği kanaatine varıldığından, görevli merciin belirlenmesi için, Mahkememizce temini sağlanan Samsun 1. İş Mahkemesi'nin E:2017/131 sayılı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Burhan ÜSTÜN’ün Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 23.11.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 15.04.2009-09.09.2016 tarihleri arasında davalı Kurumun Samsun İl Koordinatörlüğü'nde birer yıllık hizmet sözleşmeleriyle Destek Personeli olarak çalışan davacının, evlilik nedeniyle sözleşmesini feshettiğinden bahisle; fiilen çalışılan günler karşılığında kendisine iş sonu tazminatı (kıdem tazminatı) ödenmesi istemiyle açılmıştır.

Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve dava tarihlerinde yürürlükte bulunan 5648 sayılı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Hizmetleri Hakkında Kanunun; (5818 sayılı Yasanın 5. maddesi ile değişik) "Kurum personelinin statüsü, hakları ve atanmaları" başlıklı 14. Maddesinde;  "(1)  Kurumda hizmetler 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın istihdam edilen sözleşmeli personel eliyle yürütülür.  Kurum personeli, sosyal güvenlik yönünden 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükümlerine tabidir.(…)"hükmüne yer vermiştir.

Söz konusu düzenleme 09/07/2018 tarih ve 30473 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 93. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış; davalı Kuruma ilişkin yeni mevzuat hükümleri ise 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 489-505 maddeleri ile düzenlenmiştir. Belirtilen kararnamenin "Kurum personelinin statüsü, hakları ve atanmaları" başlıklı 502. maddesinin 1 nolu paragrafında; "Kurumda hizmetler 27/06/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 27 nci maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personel eliyle yürütülür." denilmiştir.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin “Sözleşmeli personel istihdamı” başlıklı  ek 27. maddesinde ise; " (Ek: 2/7/2018 - KHK-703/178 md.) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi kapsamında personel istihdam edilmeyen kamu kurum ve kuruluşlarından teşkilatlanmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülenlere ait hizmetler 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlere bağlı olmaksızın idari hizmet sözleşmesiyle istihdam edilen personel eliyle yürütülür.

Bunlara, mali ve sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin bir aylık toplam net tutarı; 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 11 inci maddesi uyarınca belirlenen emsali personele mali ve sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçememek üzere Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makamca belirlenir.

Bu madde kapsamında sözleşmeli olarak istihdam edilen personel, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Ancak teşkilatlanmalara ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülmesi halinde personel 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile ilgilendirilir ve bu şekilde ilgilendirilenler emeklilik hakları bakımından da emsali olarak belirlenen personel ile denk kabul edilir.

Bu kapsamda istihdam edilecek personelde kurumsal hizmetlerin gerektirmesi halinde aranacak öğrenim ve yabancı dil bilgisi şartı ile diğer şartlar, bunların işe alınmaları, sınav ve istisnaları, sözleşme süre, usul ve esasları, görev, yetki ve yükümlülükleri, sözl eşmelerinin feshi ile istihdamlarına dair diğer hususlar Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınarak kurumlarca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almıştır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun, "Sigortalı sayılanlar başlıklı" 4/1-a maddesinde: "Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;

a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar... ... Sigortalı sayılırlar.” düzenlemesi;

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun "Görev" başlıklı 5. maddesinde: "(1) İş mahkemeleri;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ...

... ilişkin dava ve işlere bakar.” düzenlemesi yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Samsun İl Koordinatörlüğü'nde 15.04.2009 - 09.09.2016 tarihleri arasında birer yıllık hizmet  sözleşmeleriyle Destek Personeli olarak çalıştığı; anılan birime hitaben  yazdığı 6.9.2016 tarihli dilekçe ile; 12.9.2015 tarihinde evlendiğinden bahisle 9.9.2016 tarihi  itibariyle iş akdinin feshini ve 1475 sayılı İş Kanununun  14.maddesi gereğince doğmuş olan kıdem tazminatı alacağının tarafına ödenmesini talep ettiği; 9.9.2016 tarihli başkanlık oluruyla davacının istifasının kabul edilerek sözleşmesinin feshedildiği; davacı vekili tarafından, müvekkilinin,  iş akdini kıdem tazminatına hak kazanacak bir neden ile feshettiğini buna karşılık,  kıdem tazminatının halen ödenmediğini ifade ederek, müvekkilinin  çalıştığı dönemlere ilişkin iş sonu tazminatının(kıdem tazminatı) tarafına ödenmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır.

Olayda, 5648 sayılı Yasa ile kurulup, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabi olan, hizmetleri sözleşmeli personel tarafından yürütülmesi öngörülen ve personeli de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmadığı düzenlenen davalı idare ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinin özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, davacının isteminin de sözleşmeden ve iş hukukundan kaynaklanan iş sonu-kıdem tazminatı  istemine ilişkin bulunduğu tartışmasızdır.

 Bu durumda, davacının talepleri, işe başladığı tarih, görev yaptığı süre ile ayrıca davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve yukarıda yer verilen 5510, 5648 ve 7036 sayılı Yasalardaki açık düzenlemeler gözetildiğinde uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan, Samsun 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Samsun 1.İş Mahkemesinin 4.10.2018 gün ve E:2017/131, K:2018/679 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Samsun 1. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Samsun 1.İş Mahkemesinin 4.10.2018 gün ve E:2017/131, K:2018/679 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 23.11.2020 gününde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

      Burhan                         Şükrü                             Mehmet                             Birol         

     ÜSTÜN                       BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                           Üye                                   Üye                                 Üye                     

                                        Aydemir                           Nurdane                            Ahmet

                           TUNÇ                             TOPUZ                          ARSLAN