T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2018/428

            KARAR NO : 2018/478

            KARAR TR: 24.09.2018

ÖZET: Davalı idarenin sorumluluk sahasında kalan yolda meydana gelen kaza nedeniyle oluştuğu öne sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk

 

 

 

 

 

 

K  ARAR

 

                               

Davacı         : F.F.

Vekili          : Av. İ.D.              

Davalı         : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili          :  Av. H.D.S.

 

O L A Y:  Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait 34 FY 9164 plakalı ticari servis minibüsü H.F. yönetiminde iken 21.02.2015 günü İstanbul İli, Tem-Sütlüce Kavşağı inişi sırasında öndeki aracın kayarak direksiyon hakimiyetini kaybedip trafik ışıklarına 78 m kala yola yan şekilde durabildiğini; müvekkilinin aracının da duramayarak bu araca çarptığını ve daha sonra 6 tane aracın zincirleme birbirine çarparak kaza yaptığını; davalının gerekli önlem ve tedbiri alarak yolu tuzlamadığını ve buzlanmayı önlemediği için asli ve %100 kusurlu olduğunu; müvekkilinin aracının pert olduğunu ve sigortanın müvekkiline 72.000,00 TL ödediğini, müvekkilinin aracının bu kaza sebebi ile en az 8.000,00 TL değer kaybına uğradığını, aracı pert olduğu için 21.02.2015 olay tarihi ile 20.04.2015 tarihi arasında servisine bir araç kiraladığını ve kazanç kaybının yaklaşık 9.700,00 TL olduğunu, bu olay sebebi ile sıkıntı çektiğini ve borçlanarak yeni araç almak zorunda kaldığını ve ayrıca işini kaybetme ile karşı karşıya kalarak manevi sıkıntı çektiğini ileri sürerek, 9.700,00-TL kazanç kaybı, 8.000.00-TL araç değer kaybı ve 10.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 27.700,00-TL’nin olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 26.5.2016 gün ve E:2015/285, K:2016/188 sayı ile, hizmet kusuru nedeniyle tazminata ilişkin olduğu, kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı belediye, kamu hizmeti sırasında verdiği zarardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmayıp, idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunan zararın ödetilmesi talebi tam yargı davasının konusunu oluşturduğundan İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.maddesi uyarınca idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, yargı yolunun dava şartı olduğu anlaşıldığından, davanın yargı yolu yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İstanbul 8. İdare Mahkemesi: 28.9.2017 gün ve E:2017/1744, K:2017/1833 sayı ile, dava konusu uyuşmazlığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin bir tazminat davası olduğu, anılan Kanunun 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dokuzuncu İdare Dava Dairesi: 11.1.2018 gün ve E:2018/90, K:2018/85 sayı ile, İdare Mahkemesince davanın idari yargının görevine girmediği sonucuna ulaşılmakta ise de, adli yargı yerince verilmiş kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunduğundan, gerekçeli bir karar ile görevli yargı merciinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurması ve davanın incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar erteleyerek, Uyuşmazlık Mahkemesi kararından sonra görevsizlik kararı vermesi gerektiğinden, istinaf talebine konu kararda hukuki isabet bulunmadığı; açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemece verilen davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar vermiştir.

İSTANBUL 8. İDARE MAHKEMESİ : 6.2.2018 gün ve E:2018/204 sayı ile, dava konusu uyuşmazlığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin bir tazminat davası olduğu, anılan Kanunun 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Turgay Tuncay VARLI'nın katılımlarıyla yapılan 24.09.2018 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı idarenin sorumluluk sahasında kalan yolda meydana gelen kaza nedeniyle oluştuğu öne sürülen zararın tazmin edilmesi istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 3. Maddesinde, Karayolunun Trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır şeklinde tamamlandığı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen manevi zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, İstanbul 8. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 26.5.2016 gün ve E:2015/285, K:2016/188 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle   İstanbul 8. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 26.5.2016 gün ve E:2015/285, K:2016/188 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.09.2018 gününde Üye Turgay Tuncay VARLI’nın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

    Başkan                         Üye                                Üye                              Üye                   

    Hicabi                         Şükrü                           Mehmet                          Birol

  DURSUN                  BOZERAKSU                           SONER

 

 

 

 

 

                                            Üye                               Üye                               Üye

                                  Süleyman Hilmi                Aydemir                    Turgay Tuncay

                                        AYDIN                          TUNÇ                           VARLI

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

3.11.2015 tarih ve 29521 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 28.9.2015 gün ve E:2015/670, K:2015/671, E:2015/580 K:2015/592 sayılı kararlarında belirtilmiş olan düşüncedoğrultusunda sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. 24.09.2018

 

 

                                           ÜYE

                                 Turgay Tuncay Varlı