T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 392

            KARAR NO : 2014 / 629

            KARAR TR   : 02.06.2014

 

ÖZET: Davalı Büyükşehir Belediyesince davacı şirket adına tahakkuk ettirilen ve su faturalarına yansıtılan kirlilik önlem payı ücretinin hukuka aykırı olduğu iddiası ile açılan davanın, ortada bir abonman sözleşmesi olması ve bunun da özel hukuk ilişkisi teşkil etmesi nedeniyle ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı           : T.Otomotiv Sanayi Ticaret A.Ş.

            Vekili            : Av. H.C.A.

            Davalı                        :Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Gaziantep Su ve Kanalizasyon

                                  İdaresi Genel Müdürlüğü (GASKİ)

            Vekili              : Av. N.T. (Adli Yargıda)

 

            O  L  A  Y       : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Opel arabalarının Gaziantep’teki yetkili acentesi olduğunu, davalı idare tarafından ilgili mevzuat gereği 26.08.2011 tarihinde Deşarj Kalite Kontrol Ruhsatı verildiğini, 16.06.2011 tarihinde düzenlenen tutanak ile kanalizasyon hattına bağlantı öncesinde bulunan Basit Önlem Tesisinden (yağ tutucusundan) analiz amacıyla atık su numunesi alındığını, 14.07.2011 tarihli yazı ile de davacı şirkete 20.06.2011 tarihinde “Kirlilik Önlem Payı (KÖP)” ücreti alınmaya başlatıldığını, anılan numunenin analiz sonuçları standart değerlerin üzerinde çıktığından bahisle 00214849 ve 80003085 abone numaralarına ait 14.07.2011 tarihli KÖP bedeli içeren 2 adet fatura gönderildiğini, fatura bedellerinin ihtirazı kayıt ile 26.07.2011 tarihinde ödendiğini, davalı idarenin davacı şirket adına düzenlediği faturada KÖP bedeli olarak, istenen bedelin tamamen mevzuata aykırı olduğunu belirterek; KÖP bedeli alınmasına yönelik cezasına itirazlarının kabulü ile, davacı şirketin ihtirazı kayıtla yatırılan fatura bedelleri toplamı olan 10.959 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle idari yargıda dava açmıştır.

            GAZİANTEP 1. İDARE MAHKEMESİ: 20.09.2011 gün ve E:2011/1465 K:2011/1305 sayılı kararında “…Su faturası bedeli, ekonominin kurallarına uygun olarak serbestçe tespit edilen bir tarifeye ve abonman sözleşmesine göre alınmaktadır. Başka bir deyişle, idare ile kişi arasında sözleşmeyle alacak-borç ilişkisi doğmakta, ödenecek miktar GASKİ ile kişi arasında abonman sözleşmesiyle özel hukuk ilişkisi kurulmasından sonra verilen hizmet karşılığında maliyet-kar esasına göre belirlenmektedir. Ödemenin hukuksal dayanağı, kamu gücüne değil, tarifeye ve iki taraf arasında yapılan abonman sözleşmesine dayanmaktadır. Nitekim, ödemelerin yapılmaması durumunda GASKİ alacağını, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre değil, sözleşme ilişkisine dayalı olarak özel hukuk hükümlerine göre tahsil etmektedir. Abone ile GASKİ arasında yapılan abonman sözleşmesi, daha çok ‘tip’ sözleşme görünümündedir. Hizmetten yararlanan kişinin, sözleşmeyi idare ile kişi arasında kurulan özel hukuk ilişkisini, idare hukuku ilişkisine dönüştürmez. Çünkü birçok durumda hizmetin tekel niteliği ve çok kişiye götürülme zorunluluğu, işin çoğunlukla tip sözleşmelerle ve hizmetten yararlanacakların katılımı yoluyla gerçekleşebilmesini olanaklı kılmaktadır…” şeklindeki gerekçe ile davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, verilen görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.         

            Davacı vekili bu kez aynı istemle adli yargıda dava açmıştır.

            GAZİANTEP 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:  24.04.2012 gün ve E:2011/955 K:2012/264 sayılı kararında “…dosyada mevcut belgeler birlikte değerlendirildiğinde davanın esası davalı idarenin yapmış olduğu cezai müeyyideye ilişkin olup, bu kabil davaların idari yargıda görülmesi gerektiğinden…” şeklindeki gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş ve verilen bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Ertuğrul ARSLANOĞLU, Ayhan Akarsu ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 02.06.2014 günlü toplantısında:

 

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, dava dosyalarının 15.maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirket adına tahakkuk ettirilen kirlilik önlem payına ilişkin ve toplam 10.959,00 TL tutarındaki iki adet su faturasının hukuka aykırı olduğu iddiası ile iptali ve ödenen fatura bedellerinin iadesi istemiyle açılmıştır.

03/07/2005 gün ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun ‘’Belediyenin Yetkileri ve İmtiyazları’’ başlıklı 15. maddesinin (d) bendinde, özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak veya yaptırmak belediyenin yetki ve imtiyazları arasında sayılmış iken, 20.11.1981 tarih ve 2560 sayılı İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesi ile, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olarak İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

            Anılan Yasa’nın 13. maddesinin (a). bendinde, su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılmasına karşılık, tarifesine göre abonelerden alınacak ücretler İSKİ’nin gelirleri arasında sayılmış; aynı Yasa’nın değişik 23. maddesinde, “Su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukurların boşaltılması giderleri için ayrı tarifeler yapılır. Bu tarifelerin tespitinde yönetim ve işletme giderleri ile, amortismanları doğrudan gider yazılan (aktifleştirilmeyen) yenileme, ıslah ve tevsi masrafları ve %10’dan aşağı olmayacak nispetinde bir kâr oranı esas alınır.

            Tarifelerin tespiti ile tahsilatla ilgili usul ve esaslar bir yönetmelik ile belirlenir.” hükümlerine yer verilmiştir.

             2560 sayılı Yasa’ya 5.6.1986 tarih ve 3305 sayılı Yasa ile eklenen “Bu Kanun diğer Büyükşehir belediyelerinde de uygulanır.” şeklindeki Ek 5. madde hükmüne dayanılarak, 20.06.1987 tarih 3398 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek üzere Gaziantep Büyükşehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluş olan Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi (GASKİ) Genel Müdürlüğü kurulmuş,           2560 sayılı Yasa’nın 23. maddesine göre düzenlenen “GASKİ Tarifeler Yönetmeliği” ile “Atık suların Kanalizasyon Şebekelerine Bağlantı Yönetmeliği ”  çıkarılmıştır.

          GASKİ Tarifeler Yönetmeliği’nin 6. Maddesinde, abone çeşitleri, yer altı sularının kullanımı, 7. Maddesinde tarifelerin yapılışı ve uygulama esasları, “ Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması Tarifesi” başlıklı 13. Maddesinde; işyeri, sanayi ve şantiye grubu abonelerinden alınacak kullanılmış suları uzaklaştırma bedelinin daha fazla alınmasının yanı sıra ayrıca bu abonelerden, atık suların kanalizasyon şebekesine Deşarj Yönetmeliğinde belirtilen esaslara göre, Kirlilik Önlem Payı (KÖP) alınacağı belirtilmiştir.

            GASKİ Atık suların Kanalizasyon Şebekesine Bağlantı Yönetmeliği’nin “ Amaç, Kapsam ve Yasal Dayanak” başlıklı 1. maddesinde; “ Bu Yönetmelik atık suların kanalizasyon şebekesine bağlanmalarına, vidanjör veya benzeri bir araç ile taşınarak kanalizasyon şebekelerine boşaltılmalarına, kanalizasyon şebekesi bulunmayan yerlerde çevre kirlenmesine yol açmayacak bir düzeyde arıtılarak uzaklaştırılma ve uygun alıcı ortama verilmeleri ile kanalizasyon şebekesinin kullanım ve korunmasına ilişkin esas, yöntem ve kısıtlamaları belirler. 2560/3009 sayılı Kanunla tanımlı ve sınırlı Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün görev alanı içinde kalan halen mevcut ve yeni kurulacak olan tüm atık su kaynakları bu Yönetmelik kapsamındadır.”

            “Tanımlar” başlıklı 2. Maddesinde; “Kirlilik Önlem Payı (KÖP): Atık sulardaki kirletici parametre değerleri deşarj kısıtlamalarının üzerinde olan endüstri kuruluşlarının ödemek zorunda oldukları meblağdır.”

             “Kirlilik Önlem Payı”  başlıklı 23. Maddesinde; “ a)Endüstriyel nitelikte atık su kaynağı olan her kuruluş, bulundukları mahalde kanalizasyon şebekesi olsun olmasın, atık sularındaki kirletici parametre değerleri deşarj kısıtlamalarının üzerindeki değerlerde olduğu sürece GASKİ Genel Müdürlüğü tarafından saptanan oranlar dahilinde Kirlilik Önlem Payı öderler. Bu bedel “Atık suların Kanalizasyon Şebekesine Bağlantı Yönetmeliği”nde belirtilen esaslar dahilinde aşağıda belirtildiği şekilde tahakkuk ettirilir.

Bağlantı Kalite Kontrol Ruhsatı verilmesi safhasında, GASKİ Yönetim Kurulu Kararı ile belirlenmiş olan “Bağlantı Kalite Kontrol Ruhsat Bedeli” alınır. 

c)Endüstriyel atık sularını arıtmadan direkt veya endirekt yollarla kanalizasyon şebekesine deşarj ettiği saptanan kuruluşlara, numune almaya gerek kalmaksızın tespit tarihi başlangıcı itibarıyla gerekli düzenlemeleri yapıncaya, limit değerleri sağlayıncaya ve GASKİ Genel Müdürlüğüne yazılı bilgi verilinceye kadar GASKİ Genel Müdürlüğü tarafından saptanan oranlar dahilinde “Kirlilik Önlem Payı” (KÖP) tahakkuk ettirilir.” şeklindeki düzenlemeler ile Kirlilik önleme payına ilişkin ayrıntılara yer verilmiştir.

          Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacı T.Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. ‘nin Opel arabalarının Gaziantep’teki yetkili acentesi olarak Aydınlar mahallesi 18 nolu sokak No.9 da faaliyetlerini sürdürdüğü, söz konusu adreste T.Otomotiv adına 80003085 nolu, Opel Servis adına 00214849 nolu su abonelikleri olduğu, davalı idare tarafından 26.08.2011 tarihinde Deşarj Kalite Kontrol Ruhsatı verildiği, 16.06.2011 tarihinde alınan analiz sonuçlarının standart değerlerden yüksek olması nedeniyle davacı şirkete ait iki adet aboneliğe 14.07.2011 tarihli KÖP bedeli içeren 2 adet fatura gönderildiği, bu faturaların 26.07.2011 tarihinde davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt ile ödendiği ve davacı şirketin alınan kirlilik önleme payının hukuka aykırı olduğu iddiası ile ödenen fatura bedelinin tahsili istemiyle önce idari yargıda sonrasında adli yargıda dava açıldığı anlaşılmıştır

GASKİ, Anayasada belirtilen mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak amacı doğrultusunda belediyelerce yerine getirilen kamu hizmetleri arasında yer alan su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek üzere; Büyükşehir beledi­yesine bağlı, müs­takil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kanunla kurulmuş bir kamu kurulu­şudur.

Böyle olmakla birlikte, bu kuruluşun kişilere sağladığı hizmete ilişkin iş­lemlerinin yargısal denetimini yapacak yargı düzenini belirleyebilmek için, işlemin özel hukuk ilişkilerinden veya kamusal yetkilerin kullanılmasından doğup doğma­dığına bakmak gerekir.

Atık suların uzaklaştırılması işlemi, bir kamu hizmeti niteliğini taşımakta ise de; GASKİ bu hizmeti, yasal düzenlemeler ve sözleşme hükümlerine çerçevesinde özel hukuk kurallarına göre yürütmek durumunda­dır. Abone ile GASKİ ara­sında yapılan abone sözleşmesi, daha çok tip söz­leşme görünümündedir. Hizmetten yararlanan kişinin, sözleşmeyi idareyle birlikte düzenlemesi yerine katılımı söz konusudur. Ancak bu durum, idare ile kişi arasında kurulan özel hukuk ilişkisini kamu hukuku ilişkisine dö­nüştürmez. Çünkü, birçok durumda hizmetin tekel nite­liği ve çok kişiye götürülme zorunluluğu, işin, çoğunlukla tip sözleşmeler yoluyla ve kişilerin katılımı ile gerçekleşebilmesini olanaklı kılmaktadır.

Atık su bedeli ile ilgili Uyuşmazlık Mahkemesi önüne gelen Konya 4.Asliye Hukuk Mahkemesi ile Konya Vergi Mahkemesi arasında çıkmış olan hüküm uyuşmazlığına ilişkin dosyada; Mahkememizce16.6.2003 gün, E:2002/57,K: 2003/34 sayılı kararı ve İzmir 3.Vergi Mahkemesi ile İzmir 11.Asliye Hukuk Mahkemesi arasında çıkmış olan bir hüküm uyuşmazlığı ile ilgili olarak 02.04.2007 gün, E:2004/127,K:2007/31 sayılı kararı ile vermiş olduğu kararında, su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş bulunan Büyükşehir belediyeleri bakımından, atık su bedelinin tahsiline ilişkin davaların görüm ve çözümünde adli yargı yerinin, Tarifeler Yönetmeliği ile buna dayanan tarife kararlarının yargısal denetiminde idare mahkemelerinin görevli bulunduğuna karar vermiştir. Uyuşmazlık Mahkemesinin 13.05.2013 tarih ve E:2012/249, K:2013/630 sayılı kararı da bu doğrultudadır.

Öte yandan, Anayasa Mahkemesi 18.2.1985 günlü, E:1984/9, K:1985/4 sa­yılı kararında, karayollarından, köprülerden alınan geçiş parası, su, elektrik, hava­gazı, demiryolları, hava yolları, kimi hastane ücretleri gibi, ekonomik koşullara göre oluşturulan ve tesislerin bakımını, idamesini ve yeni yatırımlar yapılmasını sağlamak için yapılan ödemeleri, belirli kamu hiz­metleri karşılığında kişilerden alınan, resim, harç ve benzeri mali yükümlü­lüklerden ayrı kabul etmiştir.

Yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi ile Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarındaki “atık su bedelinin, vergi benzeri mali yükümlülük olmayıp, idareyle kişi arasında abonman sözleşmesiyle kurulan özel hukuk ilişkisi çerçevesinde ve hizmet karşılığında maliyet-kâr esasına göre idarece belirlenen tarifeye dayanılarak alınan bir ücret olduğu” yolundaki kabulün sonuçları itibarıyla: idarenin faaliyet alanıyla ilgili olarak yürürlüğe koyduğu yönetmelik ile buna dayanan tarife kararlarının yargısal denetiminin idari yargı yerinde -idare mahkemeleri-; abonman sözleşmesine dayanan bir alacak- borç ilişkisi kapsamındaki kirlilik önlem payının tahsiline ilişkin davaların ise adli yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerekmekte olup, uygulama bu doğrultuda istikrar kazanmıştır.

Tüm bu açıklamalara göre, ortada davacı ile davalı idare arasında yapılmış bir abone sözleşmesine dayalı olarak ortaya çıkan uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre çözümlenesi gerekeceğinden, davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.04.2012 gün ve E:2011/955, K:2012/264 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.04.2012 gün ve E:2011/955, K:2012/264 sayılı KARARIN KALDIRILMASINA, 02.06.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri BAYDAR 

 

 

 

Üye

Ertuğrul

ARSLANOĞLU

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT