Hukuk Bölümü         1998/25 E.  ,  1998/28 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı                :  Hacıköy Beldesi Belediye Başkanlığına izafeten Be­le­diye Başkanı H.İ.E.

Vekili                 : Av. İ.K.

Davalılar            : 1- Hacıköy Grubu Köyleri İçme ve Kullanma Suyu  Bir­liği

2- Birlik Başkanı ve Beyendik Belediye Başkanı C.G. ile belediye görevlileri E.K. ve H.G. 

OLAY: A) Edirne ili, Keşan ilçesinin bağlısı 9 ve İpsala ilçesinin bağlısı 3; Tekirdağ ili, Malkara ilçesinin bağlısı 2 olmak üzere toplam 14 belde ve köyün katılımıyla 18.4.1990 tarihinde yapılan toplantıda organları oluşturulan Hacıköy Grubu İçme ve Kullanma Suyu Birliği Tüzüğünün 17.5.1990 tarihinde Edirne Vali­since onaylanması üzerine, Birliğe dahil belde ve köyler halkına içme ve kullanma suyu temin etmek amacıyla, Edirne ili, Keşan ilçesi, Beyendik kasabası merkez olmak üzere faaliyete geçmiş ve Köy Hizmetlerince kurulan tesisi devralarak işlet­meye başlamış­tır.

İlk olarak 1996 yılında İçişleri Bakanlığınca denetime tabi tutulan Birlik hakkında Bakanlık Kontrolörü tarafından düzenlenen 18.12.1996 tarih ve 132/51 sayılı teftiş raporunda, diğer hususların yanı sıra teşkilatlanma yönünden Birlik Tüzüğünün Bakanlık Genelgesinde yer alan tip tüzüğe uy­gun olmadığı yolunda eleştiri yapılmıştır.

Birliğe üye Hacıköy Beldesinin Belediye Başkanı tarafından 30.1.1997 günlü dilekçe ile İçişleri Bakanlığına yapılan ihbar ve şikayet üzerine, katılan üyeler ba­kımından Birliğin birden fazla ili kapsamasına rağmen Tüzüğün İçişleri Bakanlığına onaylattırılmamış olması nedeniyle hukuken geçersiz olduğu yolunda inceleme raporu düzenlenmiştir.

Edirne Valiliğince, Keşan ve İpsala Kaymakamlıklarına gönderilen 3.3.1997 günlü yazıda; Anayasanın 127. ve 1580 sayılı Belediye Kanununun 134. maddeleri hükümleri dikkate alınarak adı geçen Birliğin Tüzüğünün yasal hale getirilmesi hususunun Birlik Başkanlığına duyurularak gereğinin yapılması talimatı verilmiştir.

Bu kez, Edirne ilinin, Keşan ilçesi bağlısı 9 ve İpsala ilçesi bağlısı 3 olmak üzere toplam 12 belde ve köyün katılımından oluşan “Hacıköy Grubu Köyleri İçme ve Kullanma Suyu Birliği”nin Birlik Meclisi tarafından 21.3.1997 günü hazırlanan Birlik Tüzüğü, 26.8.1997 tarihinde Edirne Vali­since onaylanmış, Bakanlar Kurulu­nun 23.9.1997 tarih ve 97/9992 sayılı kararıyla, adı geçen Birliğin kurulmasına izin verilmiştir.

Birlik üyesi Hacıköy Beldesinin Kasım 96 tarihinden beri biriken su borcunu ödememesi üzerine Birlik Yönetim Kurulunca, 9.6.1997 tarih ve 44 sayı ile, su borcunu ödeyene kadar adı geçen Beldeye su verilmemesi ve vananın kapatılarak mühürlenmesi kararlaştırılmış; bu durumun 9.6.1997 tarih ve 1997/26 sayılı yazı ile bildirilmesi üzerine Edirne Valiliği, 11.6.1997 günlü yazı ile, Keşan ve İpsala Kay­makamlıklarından ödeme so­rununun çözümlenmesi, aksi takdirde Birlik Yönetim Kurulu kararının uy­gulanmasının sağlanmasını istemiş; İpsala Kaymakamlığınca kendisine bil­dirimde bulunulan Hacıköy Beldesi Belediye Başkanınca, 23.6.1997 günlü yazı ile, belediyelerinin yasal olmayan Birliğe ödeme yapamayacağının be­lirtilmesi üzerine de, 23.6.1997 günü Beyendik Belediyesi görevlilerince düzenle­nen tutanakla Hacıköy Beldesine ait su vanası kapatılarak mühür­lenmiştir.

B) Hacıköy Beldesi Belediye Başkanlığına izafeten Belediye Başkanı tara­fından, Birlik Yönetim Kurulunun 9.6.1997 tarih ve 44 sayılı kararının iptaline ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istemiyle Birliğe karşı, 25.6.1997 gü­nünde idari yargı yerine dava açılmıştır.

Edirne İdare Mahkemesi: (25.6.1997 gün ve E.1997/452 sayı ile, davalı idarenin birinci savunması alınıncaya kadar 2577 sayılı Yasanın 27/2. maddesi uyarınca yürütmenin durdurulmasına karar verdikten sonra) 10.7.1997 gün ve 1997/452-459 sayı ile, Anayasanın 127. maddesine göre, mahalli idarelerin kendi aralarında birlik kurmalarının Bakanlar Kurulunun iznine bağlı olduğu; 1580 sayılı Belediye Kanununun 134. maddesinde de “... Birlik esas nizamnamesi valinin ve birliğe dahil olanlar başka vilayetlere mensup iseler Dahiliye Vekilinin tasdiki ile katileşir...” hükmüne yer veril­diği; mahkemelerinin ara kararına verilen cevaptan, Birliğin Edirne ve Te­kirdağ illerine bağlı köylerden teşekkül ettiğinin, Tüzüğün Edirne Valili­ğince onaylandığının ve Bakanlar Kurulundan izin alınmadığının anla­şıldığı; bu durumda, hukuki yapılanmasını tamamlamış bir birlik varlığından söz edilemeyeceği gibi, Birliğin idare hukukunda tanımı yapılan nitelikte idari işlem tesis etme ve uygulama kabiliyetinin de bulunmadığı;dolayısıyla, dava konusu edi­len eylem suya müdahale niteliği taşıdığından, Birliğin kamu tüzel kişisi olmaması da göz önünde tutularak davanın adli yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı Belde Belediye Başkanlığı, bu kez, suya vaki müdahalenin men’i ile muarazanın giderilmesi ve mahallen delil tespiti yapılarak ihtiyati tedbir kararı ve­rilmesi istemiyle Birlik Başkanı C.G. ile Beyendik Belediyesi görevlileri E.K. ve H.G.’na karşı, 13.8.1997 gününde adli yargı yerine dava açmıştır.

İpsala Asliye Hukuk Mahkemesi: (18.8.1997 gün ve E.1997/185 sayı ile, Birliğe ait Hacıköy Beldesindeki su deposunun üzerine tedbir ko­nulmasına karar verdikten sonra) 15.12.1997 gün ve 1997/185-422 sayı ile, dosyaya celp edilen tüm belgeler ile Birlik Başkanının beyanlarından, Birli­ğin hükmi şahsiyet kazandığının ve bu nedenle davanın idari mahiyet taşıdı­ğının anlaşıldığı gerekçesiyle Mahkeme­lerinin görevsizliğine ve uyuşmazlık konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.

Anılan Hakimlikçe, dava dosyası Yargıtaya gönderilmiş ise de, Yargı­tay 3. Hukuk Dairesince; 13.5.1998 gün ve 1998/4589-5273 sayı ile, hük­mün taraflarca temyiz edilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle dosyanın ince­lenmeden mahkemesine iadesine karar verilmiş olup, böylece anılan karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş­tir.

Her ne kadar, adli ve idari yargı dosyaları, İpsala Asliye Hukuk Mah­kemesi Hakimliğinin 16.6.1998 günlü, 1997/185-422 sayılı yazısı ekinde resen Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiş ise de; davacı Hacıköy Beldesi Belediye Başkanlığı vekilinin, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına fax yoluyla gönderdiği 30.6.1998 günlü, olumsuz görev uyuş­mazlığının giderilmesi yolundaki dilekçesi dosyada mevcut olup, böylece adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa­nın 14. maddesinde ön­görülen şekilde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş bulun­maktadır.

İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün, Mustafa Bumin’in Başkanlığında, Üyeler: O. Hulusi Mustafaoğlu, M. Salim Özer, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, Dr. Erol Alpar ve Ertuğrul Taka’nın katılımlarıyla yapılan 9.11.1998 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim İsa Yeğenoğlu’nun davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki bel­geler okunduktan; ilgili Başsavcı­larca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa Ekinci ile Da­nıştay Savcısı Tülin Özdemir’in davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra ge­reği görüşülüp düşünüldü:

Dava, su borcunu ödeyene kadar Hacıköy Beldesine su verilmemesi ve va­nanın kapatılarak mühürlenmesi yolundaki Hacıköy Grubu Köyleri İçme ve Kul­lanma Suyu Birliği Yönetim Kurulunun 9.6.1997 tarih ve 44 sayılı kararının iptali isteminden ibarettir.

Anayasanın “Mahalli İdareler” başlıklı 127. maddesinin son fıkrası, “Mahalli idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile, kendi aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurmaları, görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezi idare ve karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir...” hükmüne yer veril­mekte; 1580 sayılı Belediye Kanununun “YEDİNCİ FASIL”ı Birlik tesisi hakkında olup, bu fasılda yer alan 133. maddesi “belde ve köyler, vilayet idarei hususiyeleri kendilerine kanunlarla verilen mecburi veya ihtiyari vazifelerin bir veya bir kaçını müşterek tesisat ve idare ile ifa için birlik tesis edebilirler.” 134. madde “Birlik tesisi için belde, köy, idarei hususiye meclislerinin (Belediye meclisi, köy meclisi, meclisi umumi) müttefikan kabul ettikleri birlik esas nizamnamesi valinin ve birliğe dahil olanlar başka vilayetlere mensup iseler Dahiliye Vekilinin tas­diki ile katileşir. Birliğe diğer belde ve köylerin ve idarei hususiyelerin ilti­hakı birlik meclisinin tasvibi, valinin tasdiki ve başka vilayetlere mensup iseler Dahiliye Vekilinin tasdiki ile olur.” 138. madde “Birlikler hükmi şah­siyeti haiz amme müesseseleridir. Vazi­felerini ifa ettikleri mahalli idarelerin bu vezaifi ifa hususunda haiz oldukları hukuk ve salahiyeti haizdirler. İş bu hukuk ve salahiyeti istimal hususunda alakadar ma­halli idarelerle aralarında zuhur eden ihtilafat, vilayet idare heyetince ve birlik muhtelif vilayetlere mensup mahalli idarelerden müteşekkil ise Şurayı Devlet tara­fından tetkik ve hallolunur.” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan hükümlerden, yerel yönetimlerin, müşterek menfaatlerini te­min ama­cıyla, kendilerine kanunlarla verilmiş olan görevlerin bir kısmını aralarında “birlik” kurmak suretiyle yerine getirebilecekleri; bu birliğin, kendisini oluşturan yerel yö­netimlerin aynı ilin mensubu olmaları halinde vali, birden fazla ilin mensubu olma­ları halinde ise İçişleri Bakanı tarafından tüzüğünün onaylanması ve herhalde Ba­kanlar Kurulundan izin alınması üze­rine kamu tüzel kişiliğini kazanacağı ve görev­lerini devraldığı yerel yöne­timlerin sahip oldukları hak ve yetkilere sahip olacağı; bu hak ve yetkilerin kullanılması konusunda birlik ile ilgili yerel yönetimler ara­sında çıkacak uyuşmazlıkların, idare mahkemelerinde (1580 sayılı Yasanın 138. madde­sinde işaret edilen il idare kurulunun yargı yetkisi, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 15. maddesi ile kaldırılmış ve bu görev idare mahkemelerine verilmiştir) ve birlik birden fazla ilin mensubu olan yerel yönetimlerden oluşuyorsa Danıştay’da görüşülüp çözümleneceği anlaşıl­maktadır.

Olayda, 1990 yılında Edirne ve Tekirdağ illerine mensup yerel yöne­timler, müşterek içme ve kullanma suyu hizmetini sağlamak üzere bir araya gelerek birlik kurmuşlar; ancak, kuruluşla ilgili izin müessesesi ile onay merciine ilişkin Anayasa ve yasa hükümleri gözardı edilerek, birden fazla ilin mensubu olmalarına rağmen Birlik Tüzüğü vali tarafından onaylanmış ve Bakanlar Kurulu izni alınmamıştır. Birliğin kurucularından Hacıköy Bel­desinin Belediye Başkanınca bu doğrultuda ihbar ve şikayette bulunulması üzerine, İçişleri Bakanlığınca yapılan inceleme so­nunda bu durum saptan­mıştır. Bu kez, sadece Edirne iline mensup yerel yönetimle­rin oluşturduğu Birlik Meclisince 21.3.1997 günü yapılan toplantıda kabul edilen Birlik Tü­züğü, 26.8.1997 tarihinde Edirne Valisince onaylanmış ve 23.9.1997 tari­hinde Bakanlar Kurulu izni alınmak suretiyle de davalı birlik yasal kurulu­şunu ta­mamlamıştır. Ne var ki; dava konusu yönetim kurulu kararı, yasal birliğin tüzüğü onaylanmadan ve Bakanlar Kurulu izni alınmadan önce, 9.6.1997 tarihini taşımak­tadır.

Buna göre, dava konusu işlem tarihi itibariyle, hukuken kurulmamış olma­sına karşılık, 1990 yılından beri fiilen hizmet gören bir birliğin varlığı söz konusu­dur.

Esasen, Belediye Kanunu ile, Devletin kuruluşu içinde yer alan yerel yöne­timlerin, kendilerine kanunlarla verilen görevlerin bir kısmını bir araya gelerek kurdukları müşterek yönetime devretmeleri, sahip oldukları Devlet yetkisinin de devrini içermektedir. Çünkü kamu görevi, Devlet yetkisi ile üst üste örtüşmekte ve dolayısıyla onun kapsamını ve sınırlarını da belirlemek­tedir. Her ne kadar Anayasa­nın ve kanunun emrettiği şekle uyulmadığı için hukuken kurulmamış bir birlikten ve işlemi tesis eden organ yönünden açık bir yetkisizlikten söz edilmekte ise de; bu birlik ile yönetim kurulunun, ona görev ve yetkilerini devretme iradesini taşıyan yerel yönetimlerin yetkili temsilcilerinden oluştuğu, işlemin konusunun idarenin görevine girdiği, ay­rıca bu işlemin icra edilmiş ve bu icranın da vesayet makamınca desteklen­miş olduğu dikkate alındığında, ortada tüm unsurları yönünden idari nite­lik taşıyan bir işlem bulunmaktadır.

Bu işlemdeki sakatlığın hangi unsurlarda veya derecede olduğunun takdiri ise idari yargı yerlerine aittir.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunduğundan Edirne İdare Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması ge­rekmektedir.

SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın idari yargı yerinde görül­mesi gerektiğine, bu nedenle Edirne İdare Mahkemesinin 10.7.1997 günlü, E.1997/452, K.1997/459 sayılı görevsizlik kararının kaldırılma­sına, 9.11.1998 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.