T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO      : 2021/436

KARAR NO : 2021/604

KARAR TR:29/11/2021

 

ÖZET: Kendisinden önce dünyaya gelip vefat eden ablasının nüfus kaydını kullandığını iddia eden davacının ablasının ölüm kaydının nüfusa işlenerek kendisinin gerçek doğum tarihi ile kaydına karar verilmesi istemiyle açtığı davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

Davacı       : H. B.

Vekili         : Av. A.D.

Davalı       : Elazığ Valiliği/Elazığ Nüfus Müdürlüğü

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

1. Davacı vekili, Tunceli ili, Pertek ilçesi, Çukurca Köyü nüfusuna kayıtlı müvekkilinin 05/02/1984 yılında doğmuş olarak gözüktüğünü ancak doğum tarihinin 05/02/1989 yılı olarak yazılmasının gerektiğini; düzeltme taleplerine ilişkin olarak Mahkemelerinin E.2016/380 sayılı davalarını, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun ilgili maddesi gereğince, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğunu gözeterek reddine karar verdiğini; istinaf başvurularının Gaziantep BAM 1.Hukuk Dairesinin 26/12/2017 tarihli ve E.2017/1091, K.2017/1296 sayılı kararıyla reddedildiğini; belirtilen Mahkeme kararları gereğince Elazığ Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'ne, müvekkilin nüfus siciline gerçek yaşının tescili için müracaat edildiğini; idarenin cevap dilekçesinde, (bu işlem 12/09/2018 tarih ve 4074643-12858 sayılıdır) 5590 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin ilgili maddesi gereğince müvekkilinin belirtilen tahdidi belgeler ile müracaatını ve bu belgelere istinaden Bakanlığın talimatı doğrultusunda işlem yapacağını beyan ettiğini; belirtilen maddenin şöyle olduğunu;

"Ölen kardeşin nüfus kaydının kullanıldığı iddiası

MADDE 73 - (1) Bir kişinin aile kütüklerine tescil edilmediği ve kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullandığı yolundaki iddia ve bildirimi, doğum ve ölüm olaylarının meydana geldiğini gösteren yetkili makamlarca verilmiş resmî bir belge olmadıkça nüfus müdürlüğünce kabul edilmez ve verilen ölüm tutanakları işleme konulmaz.

(2)Resmî belge olarak;

a)Sağlık kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak verilen doğum veya ölüme ilişkin belgeler,

b)Defin İzni ve bunlarla İlgili kayıt örnekleri,

c)Diğer resmi dairelerde kişi ile ilgili olarak yapılan kayıt ve işlem örnekleri,

ç)İlköğretim ve varsa diğer okullara alt kayıt ve ayrılma tarihlerini gösterir belgeler, kabul edilir.

(3)Kolluk kuvvetlerince beyanların doğru olup olmadığı hakkında araştırma yaptırıldıktan sonra düzenlenecek dosya Bakanlığa gönderilir ve verilecek talimata göre gerekli işlem yapılır.", müvekkilinin doğumla ilgi herhangi bir hastane kaydı ve sayılı diğer resmi belgelerin bulunmaması sebebiyle, Elazığ Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğüne yaptıkları başvurunun işleme tabi tutulmadığını; doğum tarihi nüfus kayıtlarında yanlış yazıldığından resmi ve özel işlerde çeşitli sorunlar yarattığını bu nedenle aynı konuya ilişkin davayı tekrar açma zorunluluğu doğduğunu ifade ederek; müvekkilinin ilgili kuruma başvurusu için gereken resmi belgenin sağlanmasına binaen, nüfus kaydında 05/02/1984 olarak yazılı doğum tarihinin 05/02/1989 olarak düzeltilmesi istemiyle 24/09/2018 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. Elazığ 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 05/02/2019 tarihli ve E.2018/353, K.2019/36 sayılı kararı ile, davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermiştir. Bu kararın ilgili kısımları şöyledir:

   "Davacı tarafından doğum tarihinin 05/02/1989 olarak düzeltilmesi istemiyle Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/380 esas sayılı davası açılmış olup mahkemece 15/06/2017 tarihli kararda ''davacının ölen kardeşinin kimliğini kullanması ve nüfusa kaydedilmemesi halinde saklı nüfus olduğu, saklı nüfusun tescili için müracaat makamlarının idari birimler olduğu, bir an için davacının nüfusa hiç tescil edilmeyip, doğup ölen ablasının nüfus kaydını kullandığını iddia etmediği kabul edilse idi dahi, her ne kadar davacı 05/02/1984 olan doğum tarihinin 05/02/1989 olarak değiştirilmesini talep etmiş ise de, mahkememizce 25 yaşından sonra tıbben yaş tespitinin mümkün olmadığının dinlenilen davacı tanığının dinlenildikleri tarih ile ilgilinin doğum tarihi arasında uzunca bir zaman dilimi de geçtiğinden beyanların yanılgı olasılığı olabileceğini, davacının dayandığı diğer deliller de iş bu davanın kamu düzenini ilgilendiren yönü de gözetildiğinde ispatlanamadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Verilen karara karşı yapılan istinaf istemi Gaziantep BAM 1. HD'nin 2017/1091 E. 2017/1296 K. sayılı ilamı ile reddedilerek karar kesinleşmiştir.

Mahkememizde açılan eldeki davada da Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/380 esas sayılı dosyasında olduğu gibi davacının doğum tarihinin 05/02/1989 olarak düzeltilmesi talep edilmiş olup bunun dışında bir talepte bulunulmamıştır. Mahkememizde dava konusu yapılan uyuşmazlık hakkında daha önce Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/380 Esas - 2017/134 Karar sayılı dosyasında kesin hükme bağlanmış bir karar verildiğinden davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.                               

Ayrıca dosyaya celbedilen Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/380 Esas sayılı dosyası içerisinde bulunan Milli Eğitim kayıtlarına göre davacı H.B. 12/09/1988 tarihinde ilkokula kaydedilmiş olup 1988 ila 1993 yılları arasında eğitim görerek 25/06/1993 tarihinde mezun olmuştur. 1988 yılında ilkokul eğitime başlayan davacının 1989 yılında doğması söz konusu değildir. Bu yönüyle de yaş tashihi istemi yerinde görülmemiştir.

Davacı tarafça ileri sürülen kendisinden önce doğmuş olan kardeşinin kimliğini kullandığı iddiası yönünden ise, bu iddialar hakkında Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/380 esas sayılı dosyasında değerlendirme yapılmakla birlikte, böyle bir durumda davacının nüfus kayıtlarına tescili yapılmamış olacağından ve nüfusa tescil edilmemiş (saklı) bir kimse hakkında mahkemece kayıtların düzeltilmesi kararı verilemeyeceğinden bu talep yerinde görülmemiştir. Davacı H.B.'ün ölmüş olması halinde de ölü bir kimse adına dava açılması ve nüfus kayıtlarında düzeltme yapılması mümkün değildir."

 

3. İstinaf yoluna başvurulması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 02/11/2020 tarihli ve E.2019/450, K.2020/870 sayılı kararı ile, Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/07/2017 tarih ve 2016/380-2017/134 sayılı ilamının maddi anlamda kesin hüküm gücünden yoksun olduğu ve saklı nüfus iddiasında bulunan davacı tarafın nüfus idaresine başvurması gerektiği nazara alınarak dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi yerine, kesin hüküm bulunduğundan bahisle davanın reddine hükmolunmasının doğru olmadığı gerekçesiyle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a. maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir.

4. Elazığ 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 12/11/2020 tarihli ve E.2020/350, K.2020/233 sayılı kararı ile, "davanın 6100 sayılı HMK'nın 114 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine" karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 04/03/2021 tarihli ve E.2020/1247, K.2021/241 sayılı kararı ile istinaf isteminin reddine kesin olarak karar vermiş ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir.Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Tüm dosya kapsamı birlikte nazara alındığında; Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/380 esas sayılı dosyasında aynı sebeple açılan davada davacının nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişi olduğu olgusunun tespit edildiği, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesi gereğince saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamının illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar olduğu hükme bağlandığından; doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu, mahkemece kamu düzenine ilişkin görev hususunun her aşamada re’sen nazara alınması gerektiği, Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/380-2017/134 sayılı ilamının maddi anlamda kesin hüküm gücünden yoksun olduğu, saklı nüfus iddiasında bulunan davacı tarafın nüfus idaresine başvurması gerektiği ve bu haliyle istinaf ilamında belirtildiği üzere dava şartların mevcut olmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir."

5. Davacı vekili bu kez, Elazığ Valiliği Merkez İlçe Nüfus Müdürlüğünün 12/09/2018 tarih ve 4074643-12858 sayılı işleminin iptali ile müvekkili H.B.'ün doğum tarihinin 05/02/1989 olarak nüfusa tesciline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

6. Elazığ 1. İdare Mahkemesi, 29/04/2021 tarihli ve E.2021/862 sayılı kararı ile 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısımları şu şekildedir:

"5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un "Hukuk Mahkemelerinin Görevleri" başlıklı 6.maddesinde; " Sulh hukuk mahkemeleri, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile diğer kanunlarda belirtilen görevleri yerine getirir. Asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Özel kanunlarla kurulan hukuk mahkemelerinin görevleri saklıdır." hükmüne yer verilmiştir.

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun "Amaç" başlıklı l. maddesinde; "(1) Bu Kanunun amacı; kişinin doğumundan ölümüne kadar kişisel ve medenî durumuna, uyrukluğuna ve bunlarda meydana gelebilecek değişikliklere ait doğal ve hukukî olayların belirlenip saptanması, bu amaçla düzenlenmiş kütüklere yazılması, elektronik ortamda ulusal adres veri tabanının oluşturulması, nüfus kayıtları ile adres bilgilerinin ilişkilendirilmesini sağlamaktır." hükmüne, "Kapsam" başlıklı 2.maddesinde; "(1) Bu Kanun, Türk vatandaşları, doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve bunların altsoyları ile Türkiye'de bulunan yabancıların nüfus hizmetlerinin düzenlenmesine, yürütülmesine ve geliştirilmesine ilişkin esas ve usûl hükümlerini kapsar." hükmüne, "Tanımlar" başlıklı 3.maddesinde; "(1) Bu Kanunda geçen; l) Kurum; Genel Müdürlük dışındaki diğer kamu kurum ve kuruluşlarını, s) Nüfus hizmetleri: Nüfus olaylarına ve kişinin nüfusa ve yerleşim yeri adresine ilişkin bilgilerinin toplanmasına, nüfus kütüklerine geçirilmesine, korunmasına ve gerektiğinde tasnif edilerek değerlendirilmesine dair iş ve işlemleri, çç) (Değişik: 19/10/2017-7039/1 md.) Yabancılar kütüğü: Kimlik numarası verilen yabancıların kayıtlarının elektronik ortamda tutulduğu kütüğü, ifade eder." hükmüne, Nüfus Kaydının Düzeltilmesine İlişkin Esaslar Bölümünün "Kayıt Düzeltilmesi" başlıklı 35.maddesinde; "1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. (2) Aile kütüklerindeki din bilgisine ilişkin talepler, kişinin yazılı beyanına uygun olarak tescil edilir, değiştirilir, boş bırakılır veya silinir." hükmüne, "Nüfus Davaları" başlıklı 36.maddesinde; " (1) Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usûllere uyulur: a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerim Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları (..) nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır, b) (Değişik: 19/10/2017-7039/9 md.) Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir, c) Tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder. (2) Kişilerin başkasına ait kaydı kullandıklarına ilişkin başvurular Bakanlıkça incelenip sonuçlandırılır." hükmüne yer verilmiştir.

...

Yukarda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesi ile nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının asliye hukuk mahkemesinde açılacağı düzenlenmiştir.

Uyuşmazlıkta, davacının yaşının 05/02/1989 olarak nüfusa tescili ve bu kapsamda Elazığ Valiliğine yapılan başvurunun reddine ilişkin Elazığ Valiliği Merkez İlçe Nüfus Müdürlüğünün 12/09/2018 sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı görülmüştür.

Bu durumda; yaş düzeltilmesi/ tespiti esasına dayanan bu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde 5490 sayılı Kanun'un 36.maddesi uyarınca adli yargı yerinin (asliye hukuk mahkemesi) görevli olduğu, idareye yapılan başvurunun da görevli yargı yerini değiştirmeyeceği sonucuna varılmıştır."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

7. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 15. maddesinde “Sağ olarak dünyaya gelen her çocuğun, doğumdan itibaren Türkiye’de otuz gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilmesi zorunlu…” olduğu belirtilmiş, aynı maddede bildirimle yükümlü olanlar ile bildirimin şekli ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 31.maddesinde ise ölüm olayının "meydana geldiği tarihten itibaren, dış temsilcilikler ise olaydan haberdar oldukları tarihten itibaren on gün içerisinde Genel Müdürlüğe ya da nüfus müdürlüğüne bildirmekle" yükümlü kişi ve kurumlar sayılmıştır.

 

8. Anılan Kanun'un "nüfus davaları" başlıklı 36. maddesinin son fıkrasında "kişilerin başkasına ait kaydı kullandıklarına ilişkin başvuruların Bakanlıkça incelenip sonuçlandırılacağı" hükmüne yer verilmiştir.

 

9. Aynı Kanun'un "ölü olduğu halde aile kütüklerinde sağ görünenler" başlıklı 33. maddesi ise şöyledir:

 

"Ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanakları, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde nüfus müdürlüklerince düzenlenir ve gerekli işlem yapılır. Herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğu nüfus müdürlüklerince tahkik ettirildikten sonra düzenlenecek ölüm tutanağı, mülkî idare amirinin emri ile işleme konulur."

 

10. Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği'nin "Ölü olduğu halde aile kütüğünde sağ görünenler" başlıklı 37. maddesinde şu düzenlemeye yer verilmiştir:

 

“(1) Ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görünenlerin ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde nüfus müdürlüklerince gerekli işlem yapılır.

(2) Ölüm olayını gösterir herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ya da aile kütükleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; nüfus cüzdanı/kimlik kartı aldığına ilişkin bir bilgi olmayan, adres kaydı bulunmayan, uzun süredir işlem görmediği anlaşılan ve yaşı itibarıyla ölü olması muhtemel kişilerin ölü olup olmadıkları araştırılır. Araştırma sonucu ölü oldukları tespit edilenlerin ölüm olayı mülkî idare amirinin onayı ile tescil edilir.

(3) Ölü olduğu değerlendirilen fakat aile kütüğünde sağ görünenler hakkında yapılan araştırma sonucu ölüm tarihi ve yeri tespit edilemeyenlerin ve fiilen idarece araştırma imkânı kalmadığı tespit edilen kayıtların, işlem yapılamaz hale getirilmesinde Genel Müdürlük yetkilidir.”

 

11. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin "Ölen kardeşin nüfus kaydının kullanıldığı iddiası" başlıklı 73. maddesi şöyledir:

 

  "(1) Bir kişinin aile kütüklerine tescil edilmediği ve kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullandığı yolundaki iddia ve bildirimi, doğum ve ölüm olaylarının meydana geldiğini gösteren yetkili makamlarca verilmiş resmî bir belge olmadıkça nüfus müdürlüğünce kabul edilmez ve verilen ölüm tutanakları işleme konulmaz.

(2) Resmî belge olarak;

  a) Sağlık kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak verilen doğum veya ölüme ilişkin belgeler,

b) Defin izni ve bunlarla ilgili kayıt örnekleri,

c) Diğer resmî dairelerde kişi ile ilgili olarak yapılan kayıt ve işlem örnekleri,

ç) İlköğretim ve varsa diğer okullara ait kayıt ve ayrılma tarihlerini gösterir belgeler,

kabul edilir.

(3) Kolluk kuvvetlerince beyanların doğru olup olmadığı hakkında araştırma yaptırıldıktan sonra düzenlenecek dosya Bakanlığa gönderilir ve verilecek talimata göre gerekli işlem yapılır. "

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, ÜyelerBirol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 29/11/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesinde öngörülen durumun aksine, adli yargı kararı olmadan ve kararın kesinleşme durumu açıklığa kavuşturulmadan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görülmekte ise de; Mahkememizce, adli yargı kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin Mahkemesinden istenildiği ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

13. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

14. Dava, kendisinden önce dünyaya gelip vefat eden ablasının nüfus kaydını kullandığını iddia eden davacının ablasının ölüm kaydının nüfusa işlenerek kendisinin gerçek doğum tarihi ile kaydına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

15. Dosya kapsamına ve yukarıda değinilen mevzuat hükümlerine göre doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari bir işlem niteliğindedir. Davanın 5490 sayılı Kanun'un 35. ve 36. maddelerinde işaret edilen nüfus kütüğündeki yanlış bir kaydın düzeltilmesiyle ilgili olmadığı, 36. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen, başkasına ait kaydın kullanılmasına ilişkin olduğu, bu başvuruların da Kanun uyarınca Bakanlıkça incelenip sonuçlandırılacağı, dolayısıyla bu nitelikteki değişikliklerin idari bir işlemle yapılacağı açıktır.

16. Belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Elazığ 1. İdare Mahkemesinin 29/04/2021 tarihli ve E.2021/862 sayılı başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Elazığ 1. İdare Mahkemesinin 29/04/2021 tarihli ve E.2021/862 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

29/11/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

     Başkan Vekili                  Üye                               Üye                              Üye

        Muammer                    Birol                             Nilgün                          Doğan     

         TOPAL                     SONER                           TAŞ                          AĞIRMAN       

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN