Ceza Bölümü         2004/39 E.  ,  2004/42 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı           : K.H.

            Yakınanlar    : 1-C.Y.

                                   : 2-V.A.

            Sanık             : M.A.

             OLAY             : Sivil kişi sanık M.A.’in, 5.6.2002 günü, Tatvan Küçüksu Jandarma Karakol girişinde kendisine kimlik soran yakınan jandarma personeline “s……tir lan, komutanlarının geçmişini sinkaf edeyim” diyerek küfür ettiği, ayrıca yakınanlar V.A. ve C.Y.’ı söz ve hareketleri ile tehdit ettiği, böylece, görevli memura hakaret suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 266/1, 269. maddeleri uyarınca altı kere cezalandırılması istemiyle Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10.6.2002 gün ve E:2002/197, K:2002/135 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

            TATVAN ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 16.1.2003 gün ve E:2002/177, K:2003/7 sayıyla; 353 sayılı Yasa’nın 11. maddesi uyarınca yakınanlara karşı işlediği ileri sürülen suçlar nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderilmiştir.           

            JANDARMA ASAYİŞ KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 9.6.2004 gün ve E:2004/355, K:2004/456 sayıyla; yakınanlar J. Kd. Üçvş. C.Y. ile J. Er V.A.’ın olay günü Küçüksu Jandarma Karakolunun nizamiyesinin 150 metre kadar ilerisinde bulunan Van-Tatvan Devlet Karayolu üzerinde bulunan yol kontrol noktasında, yoldan geçen sivil şahısların kimlik kontrolünün yapılması görevini icra eden timin personeli olarak görevli bulundukları sırada, sanığın hakaret içeren sözlerine maruz kaldıkları, olayın bu şekilde gerçekleştiğinin yakınan ve tanık beyanları ile şüpheye yer bırakmayacak şekilde saptandığı, dosyada mevcut Tatvan/Bitlis İlçe Jandarma Komutanlığı yazısından görev yazılarının olay tarihinden üç ay sonra yakılarak imha edildiğinin bildirilmesi üzerine, yakınanların yapmakta oldukları görev konusunda kendi ve tanık beyanlarından başka dosyada herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, bu durumda sanığa yüklenen eylemin, Jandarmanın mülki görevleri sırasında işlendiği anlaşılmakla, 353 sayılı Yasa’nın 11. maddesi hükmü uyarınca yargılamanın adli yargı yerine ait olduğu, sanığın  karakol  girişinde nizamiye kapısında küfür ettiği kişilerin yakınanlar dışında nöbetçi erler olduğu ancak bu konuda adli yargı yerince verilmiş görevsizlik kararı bulunmadığı gibi, iddianame içeriğinden de dava açılıp açılmadığının anlaşılamadığı, biran için davanın  açıldığı ve görevsizlik kararı verildiği düşünülse dahi sanığın eylemlerinin bir kısmının adli yargı, bir kısmının askeri yargıda yargılamasının yapılmasının mümkün olmaması gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Tülay TUĞCU’nun Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Tamer KORKMAZ, M. Sadık LİMAN’ın  katılımlarıyla yapılan 1.11.2004 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik bulunmadığı, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın  incelenmesine  oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Askeri Yargıtay  Başsavcı  Yardımcısı Sevilay BATIR’ın, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

Olayda, sanığın sivil kişi olması nedeniyle 353 sayılı Yasa'nın, asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen 11. maddesi ile 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun benzer düzenlemeyi içeren Ek. 6. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

            353 sayılı Yasa'nın 11. maddesinin (B) bendinde; "Birinci askeri yasak bölgeler içinde veya nöbet yerlerinde, karakollarda, kışla ve karargahlarda, askeri kurumlarda, yerleşme ve konaklama amacıyla kullanılan bina ve mahaller içinde askerlere fiilen taarruzda bulunan, söven veya hakaret eden veyahut askerlik görevine ilişkin işleri yapmaya veya yapmamaya zorlamak için şiddet ve tehdide başvuranların Türk Ceza Kanunu'nun bu fiillere ilişkin 188, 190, 191, 254, 255, 256, 257, 258, 260, 266, 267, 268, 269, 271, 271 ve 273 üncü maddelerinde gösterilen suçları", (C) bendinde "Nöbetçi, devriye, karakol, inzibat, askeri trafik, kolluk veya kurtarma ve yardım görevi yapan askerlere (Umumi emniyet ve asayişi korumaya ilişkin önleyici ve adli zabıta görevlerini ifa ettikleri sırada jandarma, subay, astsubay, erbaş ve erleri hariç) karşı bu görevleri yaptıkları sırada işlenen yukarıdaki (B) fıkrasında yazılı suçlar" a ilişkin davalara askeri mahkemelerde bakılacağı öngörülmektedir. 1632 sayılı Yasa'ya Ek madde 6 ile getirilen hükümde de 353 sayılı Yasa'nın 11/B-C madde hükmü aynen yer almaktadır. 

Yakınanlar, Jandarma Personeli olduğuna göre, Jandarmanın hangi nitelikteki görevler ile görevlendirildiğine ilişkin yasal düzenlemenin göz önünde tutulması, suça konu olayın meydana geldiği sırada yerine getirilmekte olan görevin ise, Yasa'da belirtilen görevlerden hangisine uygun olduğunun incelenmesi gerekmektedir. 

2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev Ve Yetkileri Kanunu’nun 7. maddesinde, Jandarmanın sorumluluk alanlarında genel olarak görevleri:

a)     Mülki görevleri;

Emniyet  ve  asayiş   ile  kamu  düzenini  sağlamak, korumak  ve  kollamak, kaçakçılığı

men, takip ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korunmalarını yapmak,

b)     Adli görevleri;

İşlenmiş  suçlarla   ilgili olarak   kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin

adli hizmetleri yerine getirmek,

c)      Askeri görevleri;

Askeri  kanun  ve  nizamların  gereği  görevlerle  Genelkurmay  Başkanlığı'nca  verilen

görevleri yapmak,

d)     Diğer görevleri;

Yukarıda belirtilen görevler dışında kalan ve diğer kanun ve nizam hükümlerinin  icrası

ile bunlara dayalı emir ve kararlarla Jandarmaya verilen görevleri yapmak, şeklinde sayılmıştır.           

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, yakınan J. Kd. Üçvş. C.Y. ile J. Er V.A.’ın, olay günü, Devlet Karayolu üzerinde yol kontrol noktasında sivil şahısların kimlik kontrollerinin yapılması ile ilgili görevlerinin, yol emniyet ve irtibatını sağlamak olup, bu görevin Jandarmanın mülki(idari) görevleri arasında yer aldığı açıktır. 

Gerek Askeri Ceza Kanunu’nun Ek-6 ve gerek 353 sayılı Yasa’nın 11/B madde ve fıkrasında Türk Ceza Kanunu’nun 266 ve 269. maddeleri yer almaktadır. 

Ancak, yakınanlar umumi emniyet ve asayişi korumaya ilişkin önleyici ve adli zabıta görevlerini ifa ettikleri sırada sanığın hakaretine maruz kaldıklarından, askeri yargı yerinin görevli olduğunu kabul etmek mümkün değildir. 

Açıklanan nedenlerle, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Tatvan Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

SONUÇ         : Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Tatvan Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.1.2003 günlü ve E:2002/177, K:2003/7 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.11.2004 günü OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.