Hukuk Bölümü Hüküm Uyuşmazlığı Olmadığına Dair         2005/17 E.  ,  2006/105 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

 Hüküm Uyuşmazlığının Giderilmesini İsteyen         : Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi  Genel Müdürlüğü 

Vekili                                     : Av.A. K. 

Karşı Taraf                            : Dicle Üniversitesi Rektörlüğü 

Vekilleri                                 : Av.M.T.Y. - Av.M.S. F. 

O L A Y:Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nce 1.1.1996-30.11.1996 tarihleri arasındaki 11 aylık dönem için Dicle Üniversitesi Rektörlüğü adına 32.400.000.000.-TL atık su bedeli tahakkuk ettirilmiştir.

Adı geçen Rektörlük tarafından atık su bedeline karşı açılan davanın Vergi Mahkemesince süre aşımı nedeniyle reddi üzerine,

Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü 32.400.000.000.-TL'nın faizi ile birlikte toplam 179.172.000.000.-TL'nın tahsili amacıyla Diyarbakır 1.İcra Müdürlüğü'nün E:1999/1216 sayılı dosyasında icra takibinde bulunmuş; ancak Rektörlüğün itirazı üzerine takip durmuştur.

Bunun üzerine, Genel Müdürlük vekilince, Rektörlüğün itirazının kaldırılmasına, 179.172.000.000.-TL'nın takip tarihinden itibaren işleyecek kanuni temerrüt faizi ile ve asgari %40 icra inkar tazminatı ile birlikte ödemeye mahkum edilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açılmıştır.

DİYARBAKIR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(HAKEM SIFATI İLE); 28.3.2002 gün ve E:2002/8; K:2002/157 sayı ile, taraflar arasında takibe konu Diyarbakır 1. İcra Müdürlüğü'nün 1999/1216 sayılı dosyasının incelenmesinden, DİSKİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından borçlu Dicle Üniversitesi Rektörlüğü aleyhine 32.400.000.000.-TL asıl alacak, işlemiş faiz olarak toplam 179.172.000.000.-TL alacağın masraf ve faizleri ile birlikte tahsili için 31.8.1999 tarihinde ilamsız takibe başlandığı, borçluya ödeme emri tebliğ edildiği ve borçlu tarafından 21.9.1999 tarihinde borca itiraz üzerine takibin durduğunun anlaşıldığı, tarafların ibraz ettikleri belgeler, mahallinde yapılan keşif, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ile tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucu, bilirkişiler tarafından düzenlenen 10.5.2000 günlü rapordaki tespitlere yer vererek, hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen 25.6.2001 günlü raporda, 2560 sayılı Yasa hükümlerine göre kurulan DİSKİ'nin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek amacıyla su satışı ile birlikte atık suları kanalizasyon veya foseptik çukurları vasıtasıyla zararsız hale getirmek ve bu konuda atık su bedeli tayin etme görev ve yetkisinin olduğu, idarenin hizmeti yerine getirmemiş olmasının atık su bedelini ödemekten kaçınması gerekçesi olamayacağına dair Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları karsısında 2560 sayılı Yasa ve bu yasaya istinaden çıkarılan Tarifeler Yönetmeliği hükümlerine göre DİSKİ tarafından tahakkuk ettirilen ve icra takibi konusu olan atık su bedelinin davalı Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'nce ödenmesi gerektiği hususu belirtilmiş olup, bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora göre davanın kabulü ile borçlu idarenin itirazının kaldırılmasına karar verilmesinin icap ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile borçlu idarenin Diyarbakır 1.İcra Müdürlüğü'nün 1999/1216 takip sayılı dosyasındaki itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermiş; bu karar, karara yapılan itirazın, DİYARBAKIR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin(HAKEM SIFATI İLE); 20.6.2002 gün ve E:2002/8; K:2002/157 sayılı ek kararıyla reddi üzerine kesinleşmiştir.

Daha sonra, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nce 2003 yılı Mart dönemine ilişkin 2.856.480.000.-TL tutarındaki su ve atıksu ihbarnamesinin Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'ne tebliği üzerine Rektörlük tarafından ihbarnamenin atık suya ilişkin kısmının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır.

DİYARBAKIR VERGİ MAHKEMESİ TEK HAKİMİ; 24.9.2003 gün ve E:2003/227; K:2003/779 sayı ile, davalı idarenin görev itirazına ilişkin olarak; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'na 3914 sayılı Kanun'un 1 inci maddesiyle eklenen mükerrer 44 üncü maddede; belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin katı atık toplama ile kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar çevre temizlik vergisine tabi tutulmuş olup, aynı Kanun maddesinin 12 nci fıkrasında "Belediyeler, atık su ile ilgili olarak da, katı atıklarla ilgili tarifede yer alan bina gruplarını topluca veya ayrı ayrı dikkate almak suretiyle ve su tüketim bedelini aşmamak üzere meclislerince belirlenecek miktarda çevre temizlik vergisi alırlar. Atık su ile ilgili çevre temizlik vergisi tüketim bedeli ile birlikte tarh ve tahakkuk etmiş sayılır. Ve bu bedel ile birlikte tahsil edilir. Su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş bulunan belediyelerde ise, atık su bedellerinin tahsiline ilişkin uygulama kendi kanunlarındaki hükümlere tabidir." hükmüne yer verildiği, dava konusu olayda, davacı kurumdan ödenmesi istenilen atık su ücreti (bedeli) yukarıda belirtilen 2464 sayılı Kanun'a 3914 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle eklenen mükerrer 44.madde uyarınca 01.01.1994 tarihinden itibaren çevre temizlik vergisi kapsamına alındığından ve atık su bedelinin tahsiline ilişkin uygulamanın davalı idarenin kendi Kanunundaki hükümlere göre yapılması bu bedelin hukuki varlığını değiştirmediğinden belediyeye ait bir vergiye karşı açılan iş bu davanın vergi mahkemesinde görüleceğinin açık olduğu, bu itibarla, davalı idarenin görev itirazının yerinde görülmediği, uyuşmazlığın esasına gelince; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'na 27.7.1993 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 3914 sayılı Kanun'la eklenen "Çevre Temizlik Vergisi" başlıklı mükerrer 44.maddesinin 1.fıkrasında belediye sınırları ve mücavir alan içinde bulunan ve belediyelerin katı atık toplama ile kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların çevre temizlik vergisine tabi olduğu açıklandıktan sonra, aynı maddenin devamında belediyelerin, atık su ile ilgili olarak katı atıklarla ilgili tarifede yer alan bina gruplarını topluca veya ayrı ayrı dikkate almak suretiyle ve su tüketim bedelini aşmamak üzere meclislerince belirlenecek miktarda çevre temizlik vergisi alacakları, atık su ile ilgili temizlik vergisinin su tüketim bedeli ile birlikte tarh ve tahakkuk etmiş sayılacağı ve bu bedel ile birlikte tahsil edileceği, su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş bulunan belediyelerce ise atık su bedelinin tahsiline ilişkin uygulamanın kendi kanunlarındaki hükümlere tabi olacağı belirtilmiş; maddenin 7.fıkrasında zikredilen çevre temizlik vergisi tarifesinde yer alan bina gruplarının tespitine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı 31.12.1993 günü Resmi Gazete'de yayımlanmış ve bu kararın 8.maddesinde 1.1.1994 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği açıklanarak 1.1.1994 tarihinden itibaren çevre temizlik vergisi uygulamasına başlanmış, böylece 1994 yılı başından itibaren gerek katı atık gerekse atık su için belediyelerce istenen meblağları kanun koyucunun çevre temizlik vergisi adı altında vergi olarak nitelendirdiği, yine aynı Yasa maddesinin 2. fıkrasında Genel ve Katma Bütçeli İdarelere ait münhasıran bunların hizmetlerinde kullanılan binaların ve bunların müştemilatının bu verginin kapsamında olmadığının açıklandığı, dava dosyasının incelenmesinden, davacı kurumun 99124 sayılı su aboneliğine ilişkin 2003 yılı Mart dönemi için 2.856.480.000.lira atık su bedeli tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Katma Bütçeye tabi davacı Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'nün atık su bedelinden muaf olduğu tartışmasız olup, bu durumda davacı kurumdan atık su bedeli istenmesine ilişkin davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı idarece davalı kurum adına tahakkuk ettirilen 2003/Mart dönemi atık su bedelinin iptaline karar vermiş; bu karar, karara yapılan itirazın, DİYARBAKIR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ'nin 3.6.2004 gün ve E:2004/2;K:2004/118 sayılı kararıyla reddi üzerine kesinleşmiştir.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ'NDEN İSTEK:

Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü vekili, 1.1.1996-30.11.1996 tarihleri için Dicle Üniversitesi Rektörlüğü adına hesaplanan atık su ile ilgili olarak Asliye Hukuk Mahkemesince verilen karar ile, 2003 yılı Mart dönemine ilişkin atık su nedeniyle Rektörlük adına düzenlenip tebliğ edilen ihbarnameye karşı açılan davada verilen Vergi Mahkemesi kararı arasında 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde öngörüldüğü şekilde hüküm uyuşmazlığı doğduğunu ileri sürerek giderilmesi istemiyle, 19.10.2004 günlü dilekçe ile, Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuruda bulunmuştur.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 24. ve 16. maddelerine göre ilgili Başsavcıların yazılı düşünceleri istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Diyarbakır Dicle Üniversitesi Rektörlüğü aleyhine, 01.01.1996-30.11.1996 tarihleri arasındaki dönem için davalı DİSKİ tarafından tüm kampüs sahasının atık su bedeline ilişkin olarak tahakkuk ettirilen 32.400.000 TL. asıl alacak ve işlenen faiz ile birlikte toplam 179.172.000.000 TLnın tahsili için Diyarbakır 1.İcra Müdürlüğü'nün 1996/1216 esas sayılı takip dosyası ile icra takibinde bulunulduğu, Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'nün ödeme emrine itirazı nedeniyle takibin durdurulması üzerine davalı DİSKİ Genel Müdürlüğü'nce, Diyarbakır 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'ne itirazın iptali için dava açıldığı, yargılama sonunda 28.03.2002 tarih 2002/8 esas ve 2002/157 sayılı kararıyla davanın kabulü ile borçlu idarenin Diyarbakır 1.İcra Müdürlüğü'nün 1999/1216 esas sayılı takip dosyasındaki itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına karar verildiği, hakem kararı sıfatıyla verilen bu karara yapılan itirazın reddi üzerine kararın kesinleştiği, Dicle Üniversitesi Rektörlüğü tarafından, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (DİSKİ) aleyhine Diyarbakır Vergi Mahkemesi'ne, 2003 yılı Mart dönemi için DİSKİ tarafından düzenlenen 2.856.480.000 TL. tutarındaki atık su bedeli tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açıldığı, yargılama sonunda 24.09.2003 gün 2003/227 esas ve 2003/779 sayılı kararı ile; katma bütçeye tabi davacı Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'nün, atık su bedelinden muaf olduğunun tartışmasız olduğu, bu durumda, davacı kurumdan atık su bedeli istenmesine ilişkin davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmadığından davanın kabulüne ve atık su ücretine ilişkin ödeme emrinin iptaline hükmedildiği, itiraz üzerine de Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi'nce itirazın reddedilmesi sonucu kararın kesinleştiği, 2247 sayılı Yasa'nın 24.maddesine göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflardan en az biri aynı olan iki ayrı kararın bulunması ve bu kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız olması gerektiği, hüküm uyuşmazlığına konu edilen Diyarbakır 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılıp karara bağlanan davanın konusunun, 01.01.1996-30.11.1996 dönemine ilişkin atık su bedelinin tahsili amacıyla Diyarbakır İcra Müdürlüğü'nün 1999/1216 esas sayılı dosyada takibe konulan alacağa yapılan itirazın kaldırılmasına ilişkin olmasına karşın, Diyarbakır Vergi Mahkemesinin 2003/227 esas ve 2003/779 sayılı kararın konusunun ise, Mart/2003 dönemine ait atık su bedeline dair ödeme emrinin iptaline ilişkin olduğunun anlaşıldığı, adli ve idari yargıda açılan davaların taraflarının aynı olmasına karşın, aynı konu ve sebebe dayalı olmadığı ve bu kararlar arasında dayanaklarının ve istemlerinin farklı olması nedeniyle aykırılık bulunmadığı gibi, hakkın yerine getirilmesini imkansız kılan bir çelişkinin varlığından söz edilemeyeceği, bu nedenle, 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde belirtilen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerekeceği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI;Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından, Dicle Üniversitesi'nin tüm kampüs sahası için 1.1.1996-30.11.1996 dönemine ilişkin atık su bedeli borcu olarak tahakkuk ettirdiği 32.400.000.-TL asıl alacak ve 146.772.000.000.-TL işlemiş faiziyle birlikte toplam 179.172.000.000.-TL'nın tahsili için Diyarbakır 1.İcra Müdürlüğü'nün 1996/1216 esas sayılı takip dosyası ile yapılan icra takibinin, Dicle Üniversitesi'nin ödeme emrine itirazı nedeniyle durdurulması üzerine, DİSKİ Genel Müdürlüğü'nün Diyarbakır 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde itirazın iptali için açtığı davanın kabulü ile borçlu idarenin Diyarbakır 1.İcra Müdürlüğü'nün 1999/1216 sayılı takip dosyasındaki itirazının kaldırılması ve takibin devamı yönünde verilen ve Diyarbakır 1.Hukuk Mahkemesi'nin itirazın reddi yolundaki 20.6.2002 günlü, E:2002/8; K:2002/157 sayılı kararı üzerine kesinleşen Diyarbakır 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28.3.2002 günlü, E:2002/8; K:2002/17 sayılı kararı ile Dicle Üniversitesi tarafından, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin, anılan Üniversitenin Eğitim Fakültesi adına Mart 2003 dönemine ilişkin olarak düzenlendiği 2.856.480.000.-TL tutarındaki su ve atık su ihbarnamesinin, atık su bedeline ilişkin kısmının kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulü ile 2003 Mart dönemi atık su bedelinin iptali yolunda verilen ve Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi'nin 3.6.2004 günlü, E:2004/2; K:2004/118 sayılı kararıyla onanarak kesinleşen Diyarbakır Vergi Mahkemesi'nin 24.9.2003 günlü, E:2003/227; K:2003/779 sayılı kararı arasında oluştuğu ileri sürülen hüküm uyuşmazlığının giderilmesinin istenildiği, yukarıda açıklandığı üzere, hüküm uyuşmazlığına konu edilen Diyarbakır 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen karar, 1.1.1996-30.11.1996 dönemine ilişkin atık su bedelinin tahsili için Diyarbakır İcra Müdürlüğü'nün E:1999/1216 sayısında takibe konulan alacağa yapılan itirazın kaldırılmasına ilişkin olmasına karşın, Diyarbakır Vergi Mahkemesi kararı, Mart/2003 dönemi için tahakkuk ettirilen atık su bedeline ilişkin ihbarnamenin iptaline ilişkin olduğu, bu durumda, sözü edilen adli ve idari yargı mercileri tarafından verilip kesinleşen kararların tarafları aynı olmasına karşın, aynı konu ve sebebe dayalı olmadığı ve bu kararlar arasında dayanaklarının ve istemlerinin farklı olması nedeniyle çelişki bulunmadığı gibi, hakkın yerine getirilmesi de olanaksızlık görülmediğinden, hüküm uyuşmazlığının varlığından söz etmenin mümkün olmadığı, bu nedenle, 2247 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinde öngörülen anlamda hüküm uyuşmazlığı doğmadığından, istemin reddi gerekeceği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Z. Nurhan YÜCEL, Esen EROL, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK'in katılımlarıyla yapılan 10.7.2006 günlü toplantısında; Raportör Hakim Nurdane TOPUZ'un 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile Danıştay Başsavcısı'nın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 24. maddesinin 2592 sayılı Kanun'la değişik birinci fıkrasında, "1 nci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir." hükmü yer almaktadır.

Anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için:

a) Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından verilmesi,

b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

e) Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

Aralarında hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen kararların incelenmesinden:

Hükümlerin, adli ve idari yargı yerlerince verildiği ve kesinleşmiş bulunduğu; kararlarda davaların esasının hükme bağlandığı tespit edilmiştir.

Olayda, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nce 1.1.1996-30.11.1996 tarihleri arasındaki 11 aylık dönem için Dicle Üniversitesi Rektörlüğü adına 32.400.000.000.-TL atık su bedeli tahakkuk ettirildiği, Rektörlük tarafından atık su bedeline karşı açılan davanın Vergi Mahkemesince süre aşımı nedeniyle reddi üzerine, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nce 32.400.000.000.-TL'nın faizi ile birlikte toplam 179.172.000.000.-TL'nın tahsili amacıyla Diyarbakır 1.İcra Müdürlüğü'nün E:1999/1216 sayılı dosyasında icra takibinde bulunulduğu; ancak, Rektörlüğün itirazı üzerine takibin durduğu, bunun üzerine, Genel Müdürlük vekilince, Rektörlüğün itirazının kaldırılması ve 179.172.000.000.-TL'nın takip tarihinden itibaren işleyecek kanuni temerrüt faizi ile ve asgari %40 icra inkar tazminatı ile birlikte ödemeye mahkum edilmesi istemiyle adli yargı yerinde açılan davanın, Asliye Hukuk Mahkemesince(Hakem Sıfatı ile) kabul edildiği, daha sonra, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nce, 2003 yılı Mart dönemine ilişkin su ve atıksu ihbarnamesinin tebliği üzerine Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'nce ihbarnamenin atık suya ilişkin kısmının iptali istemiyle idari yargı yerinde açılan davanın Vergi Mahkemesince kabul edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından 1.1.1996-30.11.1996 tarihleri için hesaplanan atık su bedelinin tahsili amacıyla Dicle Üniversitesi Rektörlüğü aleyhine yürütülen icra takibine yapılan itiraz nedeniyle takibin durması üzerine itirazın kaldırılması istemiyle adli yargıda açılan davada verilen kararın konusu ile 2003 yılı Mart dönemi için hesaplanan atık su bedeli nedeniyle Rektörlüğe tebliğ edilen ihbarnameye karşı idari yargıda açılan davada verilen kararın konusu aynı olmadığı gibi, adli ve idari yargı yerlerinde açılan davaların sebepleri de farklıdır.

Belirtilen duruma göre, olayda, "konu ve dava sebebinin aynı olması" koşullarının gerçekleşmemesi karşısında, uyuşmazlığa konu edilen adli ve idari yargı kararları arasında hakkın yerine getirilmesini imkânsız kılan bir çelişkinin varlığından söz etmek olanaksızdır.

Açıklanan nedenlerle, hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden, başvurunun reddi gerekmiştir.

SONUÇ: Hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde öngörülen koşullar birlikte

gerçekleşmediğinden, BAŞVURUNUN REDDİNE, 10.7.2006 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.