T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           CEZA BÖLÜMÜ

           ESAS     NO : 2017/18

           KARAR NO : 2017/18

           KARAR TR  : 20.03.2017

 

ÖZET: Jandarma personeli olan sanık hakkında mülki görevleri sırasında işlediği ileri sürülen suç nedeniyle açılan kamu davasının ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk.

                                              

 

 

K A R A R

 

 

 

            Davacı            : K.H.

            Mağdur           : B.Y.

            Sanık               : H.T.

 

            OLAY            : Van İlinde meydana gelen deprem sonrası, İl Jandarma Komutanlığı Harekat Merkezinde personel açı­ğının ortaya çıkması nedeniyle nöbetçi personel görevlendirmesinin yapılması gereğinin ortaya çıktığı, bu kapsamda 11.11.2011 tarihinde nöbeti tutması gereken Van Merkez İlçe Jan­darma Komutanlığı 1. Sınıf Cezaevi J. Krk. Komutanlığı emrinde görevli sanık Uzm.J.VI.Kad.Çvş. H.T.’nın bu nöbete gelmediği, nöbeti devredecek olan Uzm. J. VII Kad. Çvş. S.S.’ın sanığı iki kez telefonla arayarak nöbete gelmesi gerektiğini belirttiği, sanığın ise ısrarla gelmeyeceğini söylediği, yerine başka birisinin ayarlanmasını istediği ancak bunun mümkün olmadığı ve nöbeti devredecek olan Uzm. J. VII Kad. Çvş. S.S. tarafından, nöbete gelmezse durumun Merkez İlçe Jandarma Komutanı J. Bnb. B.Y.’e bildirileceğinin sanığa söylenmesi üzerine, sanığın İlçe Merkez J. Komutanı J. Bnb. B.Y.’i kastederek, “Bölük Komutanı ararsa siktiri çekerim” şeklinde karşılık verdiği ve telefonu kapattığı, daha sonra olaydan haberdar olan Merkez İlçe J. Komutanı B.Y.’in yanında J. Kd. Bçvş Fuat Satık olduğu halde sanığı aradığı ve nöbete gelmesini emrettiği, sanığın ise nöbete gelme­yeceğini söylediği ve 11.11.2011 günü nöbet yerine gelmediğine dair tutanak tutulduğu, böylece sanığın  “amire hakaret” ve önceden haberdar olmasa dahi amirinin kendi­sini aramasıyla, deprem nedeni ile ihdas edilmiş olan, söz konusu nöbete gitmesi gerektiğini öğrendiği halde nöbetine gitmemek ve nöbetini tutmamak suretiyle Askeri Ceza Kanunu’nun 12. maddesinde tarifini bulan “ma­lum ve muayyen” olan bir hizmeti hiç yapmayarak “emre itaatsizlikte ısrar” suçunu işlediği ileri sürülerek, sanığın eylemlerine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun  85/1. maddesinin ilk cümlesi  ve 87/1. madde­sinin “hizmete ilişkin emri hiç yapmayanlar” cümlesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığının 14.3.2012 gün ve E:2012/430, K:2012/63 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

 

Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce 7.5.2012 gün ve E:2012/489, K:2012/138 sayı ile,  Van İlinde meydana gelen deprem sonrasında İl Jandarma Komutanlığı ile Valilik arasındaki irtibatı sağlayabilmek ve hızlandırmak için İl Jandarma Komutanlığı Harekât Merkezinde fazladan yirmi dört saat esasına göre nöbet tutacak üç personel görevlendirildiği, bu personellerin deprem ve personel eksikliği nedeniyle sürekli değiştiği ve bu sebepten dolayı sürekli devam eden bir nöbet çizelgesi yapılamadığı, ancak sözlü emirlerle nöbet tarihlerinin günün nöbetçilerine nöbet tarihinden önce tebliğ edildiği, bu kapsamda Van Merkez İlçe J. K.lığı 1. Sınıf Cezaevi J. Krk. K.lığı emrinde görevli Uzm. J.VI. Kad. Çvş. H.T.’nın 11.11.2011 tarihinde kendisine önceden tebliğ edilen nöbeti olduğu, kendisine tebliğ edilen nöbet hizmetini nöbeti devir edecek olan arkadaşlarının hatırlatmasına rağmen devir almadığı, yine nöbete gelmeyeceğini sözlü olarak “nöbet beni ilgilendirmiyor, beni bir daha bu konuda rahatsız etmeyin” şeklinde beyan ettiği, yine amiri tarafından nöbete gelmesi için tekrar sözlü olarak emir verildiği ancak sanığın yine hizmete ilişkin sözlü olarak verilen emri reddedip emri yerine getirmediğinin tüm dosya kapsamından anlaşıldığı belirtilerek, sanığın yüklenen eylemler nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmiş, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine,   Askeri Yargıtay 2. Dairesi, 18.9.2013 gün ve E:2013/1159, K:2013/1201 sayılı kararı ile, mahkumiyet hükümlerinin usul yönünden ayrı ayrı bozulmasına karar vermiştir.

 

Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce 7.2.2014 gün ve E:2013/1318, K:2014/14 sayı ile, sanığın kendisine 11.11.2011 tarihinde nöbetçi olduğu hususunda öncesinden sözlü olarak emir verildiği, gelmemesi üzerine arkadaşları ve amiri tarafından hatırlatıldığı ve tekrar emir verilmesine rağmen sanığın sözlü olarak emri reddedip görev yerine gelmemek ve nöbetini tutmamak suretiyle “emre itaatsizlikte ısrar” suçunu işlediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, sanığın yüklenen eylemler nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmiş, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine,  Askeri Yargıtay 2. Dairesi, 11.2.2015 gün ve E:2015/83, K:2015/118 sayılı kararı ile, olay tarihi itibariyle Van İl Jandarma Komutanlığı Harekat Merkezinin görevlerinin neler olduğunu, Harekat Merkezinde görev yapan personel sayısı ile her birinin görevlerinin neler olduğunu gösteren emir ve talimatların temin edilmesi, özellikle şifahi emirlerle İl Merkez Jandarma Komutanlığınca Harekat Merkezinde geçici olarak görevlendirilen personelin hangi görevleri yerine getirmekle görevlendirildiği hususlarının İl Jandarma Komutanlığından ve sanıktan önce bu görevi yürüten personelden sorularak belirlenmesinden sonra, görev konusunun da değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinden, “emre itaatsizlikte ısrar” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına,  hukuka uygun bulunan “üste hakaret” suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına karar vermiştir.

 

JANDARMA ASAYİŞ KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 4.3.2016 gün ve E:2015/695, K:2016/171 sayı ile, her ne kadar sanık H.T. hakkında emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği öne sürülerek kamu davası açılmış ise de, sanığın jandarma personelinin adli ve mülki görevlerini yerine getiremeyeceğini beyan ettiği anlaşıldığından sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Van 3. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.

 

VAN  3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 31.1.2017 gün ve E:2016/329, K:2017/23 sayı ile, jandarma personeli olan sanığın Van İl Jandarma Komutanlığı Hareket Merkezine geçici görev ile görevlendirildiği, amiri konumunda bulunan mağdurun sanığın nöbetçi olduğu tarihte nöbete gitmesi gerektiğini defalarca söylemesine rağmen sanığın nöbet yerine gitmediği, sanığın amiri konumunda bulunan mağdurun nöbete gitmesi gerektiği şeklindeki emrini yerine getirmediği, Ast Birlik Hareket Merkezlerinin Teşkilatı Görev ve Sorumlulukları ile Yönetim ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönergede  askeri görevlerinin de bulunduğunun anlaşıldığı, bu nedenle verilen emrin askeri hizmete ilişkin olduğu ve sanığın geçici görevle görevlendirildiği yerde de askeri görevleri bulunduğundan sanığı yargılama yetkisinin askeri mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler; Kenan YUMUŞAK, Osman ATALAY, Gökhan KARABURUN, Mehmet AVCIOĞLU, Sevilay TEMİZYÜREK BATIR, İlker UÇDU’nun katılımlarıyla yapılan 20.03.2017 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME:Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi  Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa’nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde, sanık hakkında “emre itaatsizlikte ısrar” suçunu işlediği ileri sürülerek açılan kamu davası yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından esasın incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümün-de adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Mehmet Ali KOCABAY’ın, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Anayasanın  “askeri yargı” yı düzenleyen 145 nci maddesinde asker kişilerin “askeri mahallerde” işledikleri suçlara bakmanın askeri mahkemelerin görevinde olduğu belirtilmişken; 12.9.2010 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilip, 23.9.2010 gün ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5982 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile yapılan değişiklik ile maddenin birinci fıkrasında, “Askeri yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu   mahkemeler;  asker   kişiler   tarafından   işlenen  askerî  suçlar  ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.

            Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz” denilmek suretiyle  “askeri mahallerde” unsuru madde metninden çıkarılmıştır.

 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu’nun “Askeri Mahkemelerin Görevleri” başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan “Genel Görev” başlıklı 9. maddesinde; “Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler” denilmekte iken, maddenin “….askeri mahallerde….” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 26.6.2012 tarih ve 28335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15.3.2012 gün ve E:2011/30, K:2012/36 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

“Askeri suç” ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu’nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu’nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

 

            1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun “İtaatsizlikte ısrar edenlerin cezası” başlığı altında düzenlenen 87. maddesinde, “1. (Değişik : 22/3/2000 - 4551/22 md.) Hizmete ilişkin emri hiç yapmayan asker kişiler bir aydan bir seneye kadar, emrin yerine getirilmesini söz veya fiili ile açıkça reddeden veya emir tekrar edildiği halde emri yerine getirmeyenler, üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.

            2.  Yukarıki fıkrada yazılı suçlar seferberlikte yapılırsa beş ve düşman karşısında yapılırsa on seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur.” denilmektedir.  

 

            Ancak,  sanık Jandarma Personeli olduğuna göre, Jandarmanın hangi nitelikteki görevler ile görevlendirildiğine ilişkin yasal düzenlemenin göz önünde tutulması, suça konu olayın meydana geldiği sırada yerine getirilmekte olan görevin, Yasa’da belirtilen görevlerden hangisine uygun olduğunun incelenmesi, görevli yargı yerinin buna göre belirlenmesi gerekmektedir.

 

2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev Ve Yetkileri Kanunu’nun, “Tanım” başlığı altında düzenlenen 3. maddesinde, “(Değişik: 25/7/2016-KHK-668/5 md.; Aynen kabul: 8/11/2016-6755/5 md.)

Türkiye Cumhuriyeti Jandarması, emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan ve diğer kanunların verdiği görevleri yerine getiren silahlı genel kolluk kuvvetidir”;

 

“Bağlılık” başlığı altında düzenlenen 4. maddesinde “(Değişik: 25/7/2016-KHK-668/6 md.; Aynen kabul: 8/11/2016-6755/6 md.)

Jandarma Genel Komutanlığı İçişleri Bakanlığına bağlıdır.” denilmiş;

 

“Jandarmanın genel olarak görevleri” başlığı altında düzenlenen 7. maddesinde “ (Değişik: 25/7/2016-KHK-668/9 md.; Aynen kabul: 8/11/2016-6755/9 md.)

Jandarmanın sorumluluk alanlarında genel olarak görevleri şunlardır.

a) Mülki görevleri;

Emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak, kaçakçılığı men, takip ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ve  tutukevlerinin dış korunmalarını yapmak, (b) ve (c) bentlerinde belirtilen görevler dışında kalan ve diğer kanun ve nizam hükümlerinin icrası ile bunlara dayalı emir ve kararlarla Jandarmaya verilen görevleri yapmak.

b) Adli görevleri;

İşlenmiş suçlarla ilgili olarak kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin adli hizmetleri yerine getirmek.

c) Askeri görevleri;

Kanunlarla verilen askeri hizmetleri yerine getirmek” hükmü yer almış;

 

“Disiplin ve soruşturma usulleri” başlığı altında düzenlenen 15. maddesinde “ (Değişik: 25/7/2016-KHK-668/15 md.; Aynen kabul: 8/11/2016-6755/15 md.)

Jandarma personeli hakkında disiplin ve soruşturma işlemleri aşağıdaki usullere göre yapılır.       a) Disiplin işleri özel kanun hükümlerine göre yürütülür.

b) Jandarma personelinin mülki görevlerinden doğan suçlarında; özel kanunların hükümleri saklı kalmak şartıyla 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.

c) Adli görevlerinden doğan suçlarda; 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 161 inci maddesinin beşinci fıkrası hükmü uygulanır.

d) Jandarma personeline askeri görev verildiği takdirde bu görevlerden doğan suçlarda 25/10/1963 tarihli ve 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uygulanır. Bu suçların muhakemesi, Jandarma personelinin emrine verildiği askeri birlik personelini muhakeme etmekle görevli ve yetkili olan askeri mahkemede görülür.

e) Jandarma personelinin kişisel suçlarında genel hükümlere göre işlem yapılır” denilmek suretiyle, 2803 sayılı Kanun’da 25.7.2016 tarihli ve 668 sayılı KHK’nin sırasıyla 5,6,9 ve 15. maddeleriyle  metne işlendiği şekilde değişiklik yapılmış, daha sonra bu hükümler  8.11.2016 tarihli ve 6755 sayılı Kanun’un sırasıyla 5,6,9 ve 15. maddeleriyle kanunlaşmıştır.

 

Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlığı altında düzenlenen 3. maddesinde, “(…)

(3) Genel kolluk: Emniyet asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan, diğer kanun ve nizamların verdiği görevleri yerine getiren ve Silahlı bir kuvvet olan Jandarma ve Polisi ifade eder” denilmiş,

 

“Mülki Görevlerin Esasları” başlığı altında düzenlenen 45. maddesinde “Jandarma:

a. Halkın can, ırz ve malını korur.

b. Suç işlenmesini önlemek ve kamu düzenini sağlamak için gerekli önlemleri alır.

c. Asayişi ve gerek kamunun, gerekse kişilerin güvenliğini ve konut dokunulmazlığını korur.

d. Anayasada ve kanunlarda düzenlenen hak ve hürriyetlerin güvenli şekilde kullanılması için gerekli önlemleri alır.

e. Kamunun huzur ve sükununu bozan; kanunlara, nizamlara ve kamu düzenine aykırı bütün eylemlerin işlenmesine: yasa ve nizamlar gereğince engel olur.

f. Yardım isteyenlere, korunmaya muhtaç çocuklarla yardım gereken küçüklere; sakat, hasta, yaşlı kimselerle, düşkün ya da kimsesizlere ve yabancılara yardım eder.

g. Kendi sorumluluğuna verilmiş Devlet sınırlarının güvenliğini koruyucu önlemler alır ve her türlü kaçakçılığa engel olur.

h. Ceza infaz kurumlarının ve tutukevlerinin dış korumalarını sağlayıcı önlemleri alır. Tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakilleriyle muhafazalarını sağlar”;

 

“Mülki Görevlerin Yürütülüş Esasları” başlığı altında düzenlenen 46. maddesinde “Jandarma mülki görevlerini esas olarak;

a. 45 nci Maddede açıklanan mülki görevlere ilişkin; herhangi bir ihlal saldırı veya sarkıntılık durumunda, bu gibi tutum ve davranışlara engel olmak, kanunen gerekliyse eylemcileri yakalamak ve haklarında gerekli işlemlere girişmek, karşılaşılacak direnişleri kırmak ve bastırmak,

b. Önleyici kolluk görevini, kendi görev bölgesinde düzenli devriyeler gezdirerek aksaksız yürütmek,

c. Hizmet sırasında dikkatli ve uyanık bulunarak herhangi bir suçun işlenip, işlenmediğini araştırmak, Devlete, kamu veya kişilere, mal ve eşyalara yönelik tehlike, sabotaj, kaza vb. durumlarda gecikmeksizin yardım etmek; kanuni gereğini yerine getirmek,

d. Gerekli istihbarat faaliyetlerini yürütmek; elde edilen bilgileri değerlendirmek, yetkili mercilere ulaştırmak ve diğer istihbarat ve güvenlik kuruluşlarıyla yakın işbirliği yapmak, şeklinde yürütür.

Devriye ile ilgili özellik ve ayrıntılar bir yönergeyle saptanır” hükümleri yer almıştır.

 

Dosyanın incelenmesinde, İl Jandarma Komutanlığının 13.5.2015 gün ve ASYŞ.:0410-2261515/Hrk.Mrk. sayılı yazısı ile, mevcut kayıtlarda olay tarihinde İl Jandarma Komutanlığı Harekat Merkezinde geçici olarak görevlendirilen personele ilişkin,  Harekat Merkezinin görevlerini düzenleyen JGY:208-1(A) yönergesinin dışında herhangi bir kaydın ve görev talimatının tespit edilemediğinin bildirildiği, askeri yargı yerince, sanığın görevinin kaynağının ve mahiyetinin tam olarak belirlenebilmesi için, şifahi emirlerle İl Merkez Jandarma Komutanlığınca Harekat Merkezinde geçici olarak görevlendirilen personelin görevine ilişkin sanık ile birlikte görev yapan tanık Doğan Zengin’in ifadesine başvurulduğu, tanığın, o tarihlerde yaşanan deprem nedeniyle iş yüklerinin önemli derecede arttığını bu nedenle personel sayısının artırıldığını sanığın da bu kapsamda harekat merkezinde görevlendirildiğini, sanığın görevlerinin 156 numaralı telefona gelen asayiş ve adli olaylara ilişkin  ihbarlara yanıt vermek olduğunu, bu hattın herkesin bildiği anlamda, acil durumlarda vatandaşın aradığı ihbar hattı olduğu, deprem nedeniyle bu hat vatandaşın yiyecek, barınacak yer, göçük altında kalanların kurtarılması vs. ihtiyaçlarına ilişkin ihbarlara da cevap verdiğini,  gereği için AFAD veya İl Özel İdaresi ve diğer ilgili kurumlarla irtibata geçtiklerini, harekât merkezinin askeri bir görevinin bulunmadığını beyan ettiği, yine ifadesi alınan tanık Mehmet Turgut’un,  olay tarihinde hareket merkezinin ihbar almak, deprem nedeniyle talep edilen yardımlara cevap vermek ve şubeler arasındaki koordinasyonu sağlamak ve askeri operasyonları takip etmekle görevli olduğunu, geçici olarak görevlendirilen personelin de söylenen şeyleri not almakla görevli olduğunu beyan ettiği,  bahsi geçen yönerge incelendiğinde bir takım askeri görevlerin yanı sıra jandarmanın adli ve idari görevlerine ilişkin talimatların da bulunduğu, ancak olay tarihinde görev yapan tanıkların beyanlarından da anlaşıldığı üzere yaşanan depremin de etkisi ile ifa edilen görevin askeri faaliyetleri kapsamadığı  sanığın  gelen  ihbarları not etmek üzere görevlendirildiği, bu görevin de jandarmanın adli ve idari görevleri kapsamında olduğu anlaşılmıştır.

668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, Jandarma teşkilatının Türk Silâhlı Kuvvetleri bünyesi dışında, genel kolluk statüsünde yapılandırıldığı  ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun, “Disiplin ve soruşturma usulleri” başlıklı 15. maddesinin (d) bendinde değişiklik yapılarak, Jandarma personeline askerî görev verildiği takdirde bu görevlerden doğan suçların muhakemesinin, Jandarma personelinin emrine verildiği askerî birlik personelini muhakeme etmekle görevli ve yetkili olan askerî mahkemede görüleceğinin öngörüldüğü, jandarma personelinin askerî görev verilmesi hali dışında işlediği tüm suçlar yönünden, askerî mahkemelerde yargılanmalarına son verildiği, sanığa yüklenen “emre itaatsizlikte ısrar” suçunun  askerî suçlardan olmakla birlikte,  kanuna uygun olarak verilmiş bir askerî görevin  ifası sırasında ve bu görevden dolayı işlenmesinin söz konusu olmadığı, bu durumda  sanığın 2803 sayılı Kanun’un  “Disiplin ve soruşturma usulleri” başlığı altında 15. ve benzer düzenlemenin  yer aldığı, Yönetmeliğin 186. maddeleri uyarınca,  ancak askeri hizmete ilişkin eylemlerinden dolayı askeri yargıya tabi bulunduğu kuşkusuzdur.

 

 Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, asker kişi olan sanığa yüklenen “emre itaatsizlikte ısrar” suçu nedeniyle,  sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, sanığın işlediği  ileri sürülen bu suçun, yukarıda izah edilen nedenlerle jandarma personelinin mülki görevleri sırasında işlendiği sonucuna varılmıştır.

 

 Açıklanan nedenlerle, jandarma personelinin mülki görevleri sırasında işlendiği ileri sürülen,   askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlenmediği anlaşılan suç nedeniyle,  asker kişi sanık  hakkında  açılan kamu davasının adli yargı yerinde görülmesi ve Van 3. Asliye  Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Van 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31.1.2017 gün ve E:2016/329, K:2017/23 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.03.2017 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

           Başkan

Nuri NECİPOĞLU

 

 

 

 

 

Üye

Kenan YUMUŞAK

 

                         

 

 

  

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU      

 

Üye

Osman ATALAY

 

 

 

 

 

 

Üye

Sevilay TEMİZYÜREK BATIR

Üye

Gökhan KARABURUN

 

 

 

 

 

 

Üye

İlker UÇDU