Hukuk Bölümü         2009/142 E.  ,  2009/221 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar       : S.K.-M.K.

Vekili              : Av. M. S.A.

 Davalı            Adalet Bakanlığı

Vekili              : Av. S.K.

           O L A Y : Davacı vekili, dava dilekçesinde, 28 Ocak 2008 tarihinde Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’ne ait olan ve Bitlis İli E Tipi Kapalı Cezaevi emrinde bulunan 06 AU 3290 plakalı cezaevi aracının Bitlis İli istikametinden Van-Erciş istikametine doğru seyir halinde iken aracın devrilmesi neticesinde davacıların oğlu ve kardeşi olan ve Bitlis Cezaevi Jandarma Karakol Komutanı olan Jandarma Başçavuş Tahsin Kurt’un ağır yaralandığı ve kısa süre komada kaldıktan sonra 21 Mart 2008'de yaşamını yitirdiği, olay sebebiyle müteveffanın desteğinden yoksun kalan ve vefatı nedeniyle derin üzüntü yaşayan davacıların tazminat davası açma zorunluluğunun doğduğunu, müteveffanın olay anında vasıtada yolcu olarak bulunuyor olması sebebiyle kazada herhangi bir müterafik kusurunun bulunmadığı, davalının tam kusuruna dayanılmamış olup taleplerinde her türlü denkleştirme sebeplerinin dikkate alındığı, davada kusur dereceleri ve sorumluluk sebepleri ne olursa olsun mevcut ve muhtemel tüm zincirleme sorumlular yönünden müteselsil sorumluluk hükümlerine dayandıklarını, bu nedenlerle, müteveffanın desteğinden yoksun kalan ve ölümüyle derin üzüntü yaşayan davacılar için maddi ve manevi tazminat talep etme zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep, takip ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile, S.K. için 500.-YTL maddi tazminat ve 15.000.-YTL manevi tazminat, M.K. için 5.000.-YTL manevi tazminat olmak üzere toplam 20.500.-YTL maddi ve manevi tazminatın, Tahsin Kurt’un yaşamını yitirdiği 21 Mart 2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı İdare vekili, birinci savunma dilekçesinde, davada idari yargının görevli olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

            ANKARA 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 11.11.2008 gün ve E:2008/267 sayı ile, davalı tarafın görev itirazının reddine karar vermiştir.

            Davalı İdare vekilinin, 26.11.2008 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine, dava dosyası örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

            DANIŞTAY BAŞSAVCISI; İçinde bulunduğu askeri aracın seyir halinde iken devrilmesi ile meydana gelen trafik kazası sonucu Cezaevi Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Tahsin Kurt'un ölmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/265 Esas sayısında açılan davada, davalı idarece davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenildiği, Anayasa’nın 125. maddesinde, idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 nci maddesinde idari dava türleri sayıldığı, bu maddenin (1-b) bendinde de, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının, görüm ve çözümü idari yargının görev alanına giren idari dava türleri arasında gösterildiği, dava konusu uyuşmazlığın, kamu kurumuna ait motorlu aracın kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla işletilmesi sırasında bir kamu görevlisinin ölümü nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini istemine ilişkin bulunduğu, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kılınan idarenin, kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında kamu görevlisinin ölmesi nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluk esasları çerçevesinde sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tayin ve tesbitinin, idare hukuku ilke ve kurallarına göre idari yargı yerlerine ait bulunduğu, buna göre, uyuşmazlığın görüm ve çözümü, idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davalarına bakmakla görevli olan idari yargıya ait bulunduğundan, Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevlilik kararının kaldırılması gerektiği, bu nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 10 uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

            Başkanlıkça, Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden E:2008/267 sayılı dosyanın istenilmesi üzerine adı geçen Mahkemece gönderilen dosyanın incelenmesinden, ANKARA 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’nce; 5.5.2009 gün ve E:2008/267, K:2009/162 sayı ile, davanın son duruşmasında davacıların ve vekilinin duruşmaya gelmediği, mazerette bildirmemesi ve davalı vekilinin davayı takip etmeyeceğini bildirmesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığı, taraflarca da 3 ay içerisinde de yenilenmediği anlaşılmakla, 1711 sayılı Kanun’la değişik HUMK’nun 409/1 ve 5. madde ve fıkraları uyarınca iş bu davanın açılmamış sayılmasına, esasın bu yolda kapatılmasına karar verildiği görülmüştür.

                İNCELEME VE GEREKÇE :

                Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Turan KARAKAYA, Ayper GÖKTUNA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 5.10.2009 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

            2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10. maddesinde, “Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanunsözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir.

Yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.

Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.

Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başkanunsözcüsü, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askeri Yargıtay Başsavcısı, Askeri İdari Yargı yararına ileri sürülmüş ise bu mahkemenin Başkanunsözcüsüdür.

Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez” denilmiştir.

Öte yandan; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409. maddesinde(Değişik: 26/2/1985 - 3156/18 md.), “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.

Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.

Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağırı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.

Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.

İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.

Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır” hükmü yer almıştır.

            Olayda, davacılar vekili tarafından açılan tazminat davasında, görev itirazı reddedilen davalı İdare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine Danıştay Başsavcısı’nca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmış ise de; Başkanlıkça istenilmesi üzerine Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce gönderilen E:2008/267 sayılı dosyanın incelenmesinden, Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce; 5.5.2009 gün ve E:2008/267, K:2009/162 sayı ile, davanın son duruşmasında davacıların ve vekilinin duruşmaya gelmediği, mazerette bildirmemesi ve davalı vekilinin davayı takip etmeyeceğini bildirmesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığı, taraflarca da 3 ay içerisinde de yenilenmediği anlaşılmakla, 1711 sayılı Kanun’la değişik HUMK’nun 409/1 ve 5. madde ve fıkraları uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, esasın bu yolda kapatılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

            Bu durumda, davalı İdare vekilinin görev itirazını reddeden Mahkemece, daha sonra davanın açılmamış sayılmasına, esasın bu yolda kapatılmasına karar verilmiş olması nedeniyle görülmekte olan bir dava bulunmadığından, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun bu nedenle reddi gerekmiştir.

 SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 5.10.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.