T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO      : 2018 / 233

          KARAR NO  : 2018 / 264

          KARAR TR   : 20.04.2018

ÖZET : Maddi hasarlı trafik kazası akabinde Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Değerlendirme Komisyonunca tespit edilen kusur oranının hatalı olduğunun tespitine ilişkin istemin ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

  

K  A  R  A  R

 

Davacı     : F.D.

Vekili     : Av. E.A. 

Davalı  lar : 1-A. Sigorta A.Ş. 2-A.T. Sigorta A.Ş  3-V.Oto Ltd. Şti.

Vekili         : Av. B.B.D.  (A.T. Sigorta A.Ş)

 

O L A Y   : Davacı vekili adli yargı yerine verdiği dava dilekçesinde özetle; 07/12/2015 tarihinde müvekkili davacının yönetimindeki 41 DE... plakalı araç ile 34 VT... plakalı aracın, İstanbul Boğaz Köprüsünde hasarlı trafik kazası yaşadıklarını, trafik kazası sonucunda taraflarca düzenlenen tutanaktaki bilgilere göre 34 VT... plaka sayılı aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, ancak sonradan tanzim edilen komisyon tutanağında %100 kusurun 41 DE... plaka sayılı aracın sürücüsünde olduğunun bildirildiğini, bariz ve sehven bir hata yapıldığını, her iki araç sigortaların kusura göre ödeme yaptıklarını öğrendiklerini, açık hatanın düzeltilmesi gerektiğini, bu nedenlerle maddi hasarlı trafik kazası sonucu Komisyon tarafından tutulan tespitin iptali ve 41 DE... plaka sayılı aracın sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İSTANBUL (ANADOLU) 8.SULH HUKUK MAHKEMESİ: 23.11.2016 gün ve E:2016/830, K:2016/730 sayı ile "Dava, trafik kazası sonucu düzenlenen kaza tespit tutanağının yanlış düzenlenmesi nedeniyle iptali talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.

Dosya kapsamı ve tüm delil durumu incelendiğinde; davacının talebinin trafik kazası sonucu düzenlenen kaza tespit tutanağının düzeltilmesine ilişkin olduğu ve bu talebin idare tarafından düzeltilmesi gerektiği, HMK 114/c maddesi gereğince Mahkememizin görevli olmadığı, İdare Mahkemesinin görevli olduğu" gerekçesiyle verdiği görevsizlik kararı istinaf edilmemesi sebebiyle 30/01/2017 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bunun üzerine aynı istemle idari yargı yerine müracaat etmiştir.

İSTANBUL 13.İDARE MAHKEMESİ: 10.01.2018 gün ve E:2018/22, K:2018/39 sayı ile "2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Dava dilekçesi ve eki belgelerin incelenmesinden; davacının maliki bulunduğu 41 DE... plakalı araç ile 34 VT... plakalı aracın karıştıkları 07.12.2015 tarihli trafik kazası neticesinde belirlenen kusur oranına itiraz ve davacının kusursuzluğunun tespiti istemi ile İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/830 E., 2016/730 K. sayısında kayıtlı davanın açıldığı, İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine mezkur kaza neticesinde belirlenen kusur oranının iptali ve yeniden kusur oranı belirlenmesi istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Maddi hasarlı kaza tespit tutanağı ve tarafların kusur durumlarını gösterir raporlar, kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümüne esas olacak ve trafik zabıtasınca düzenlenecek bir belge olup, idari işlem niteliği de bulunmayan bu belgenin, adli yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görümü sırasında o mahkemelerce değerlendirilecek olduğundan, maddi hasarlı kaza tespit tutanağına yönelik davanın idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin pek çok kararında da (Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 2015/221-205 E.-K, 2014/1107-1055 E.-K., 2014/1165-1121 E.-K. sayılı kararları.) kaza tespit tutanağına karşı açılan davaların adli yargı yerinde (Sulh Ceza Mahkemesi'nde) görülmesi gerektiği belirtilmiştir.

Öte yandan görevli yargı yerince (Sulh Ceza Mahkemesince) verilen görevsizlik karan üzerine değil de bir başka görevsiz yargı yerince (Sulh Hukuk Mahkemesince) verilen görevsizlik kararı üzerine Mahkememizde açılan davada, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması da mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi uyarınca Görev Yönünden Reddine" dair verdiği kararın 02/03/2018 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacı vekilinin oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının Mahkememizce çözümü için İdare Mahkemesine verdiği 19/03/2018 havale tarihli dilekçe İstanbul 13. İdare Mahkemesinin 21/03/2018 tarih, 2018/22 Esas sayılı üst yazısı ve her iki dava dosyasıyla birlikte gönderilmiş, başvuru 29/03/2018 tarihinde kayıt altına alınmıştır

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Birgül KURT ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 20.04.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:   Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası akabinde kazanın taraflarınca düzenlenerek imza altına alınan trafik kazası tespit tutanağındaki bulgulara dayanarak Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Değerlendirme Komisyonunca tespit edilen kusur oranının hatalı olduğu iddiasıyla yeniden kusur oranı tespiti talebiyle açılmıştır.

Dava dosyalarının incelenmesinden; 07/12/2015 tarihinde davacının yönetimindeki 41 DE... plakalı araç ile başka bir şahıs yönetimindeki 34 VT... plakalı aracın, İstanbul Boğaz Köprüsünde hasarlı trafik kazası geçirdikleri, kaza sonucunda olay yerine trafik ekibi çağırılmayarak tarafların kendi aralarında tutanak düzenledikleri, bu tutanaktaki bilgilere dayanarak Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Değerlendirme Komisyonunca tespit edilen kusur oranına davacı vekilinin itiraz ettiği ve yeniden kusur oranı tespit edilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.

1 Nisan 2008 tarihinden bu yana trafikte en az iki aracın yalnız maddi hasarlı bir kazaya karışmaları sonucu, tarafların anlaşarak sigorta şirketi ya da polise gerek kalmadan, aralarında kaza tespit tutanağı düzenlemeleri mümkün hale gelmiştir.

Kaza sonrası kazaya karışan tarafların doldurduğu Kaza Tespit Tutanakları, sigorta şirketlerinin hasar departmanına iletilir. Sigorta şirketleri en geç takip eden iş günü sonuna kadar tutanağı ve varsa fotoğrafları elektronik ortamda Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM)'ne iletir.

Tutanakların, SBM sistemine girilmesini takip eden 3 iş günü içinde her bir sigorta şirketi kendi kusur oranı değerlendirmesi yapar. Bu oranlar kazaya karışan her bir araç için %0, %50 ve %100 şeklindedir. Eğer şirketler arasında mutabakata varılır (tüm şirketler tarafından aynı kusur oranları verilirse) ise dosya sonuçlanır.

3 iş günü içerisinde mutabakata varılamaz ise (en az bir şirket tarafından farklı kusur verilirse) dosya, Kaza Kusur Değerlendirme Komisyonu'na iletilir. Komisyon, 3 iş günü içerisinde ilgili dosyayı sonuçlandırır.

Davada davalı sıfatını taşıyanların tamamı idare kurumu olmadığı gibi kusura konu kaza tespit tutanağı trafik ekibi tarafından değil kazanın taraflarınca düzenlenmiştir. Kusur oranı konusunda sigorta şirketleri arasında mutabakat olmadığı için taraflarca düzenlenen tutanak 5684 sayıl Sigortacılık Kanunu 31/B maddesi uyarınca kurulan Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdindeki Kusur Değerlendirme Komisyonu'na iletilerek kusur oranı tespiti yapılmıştır. Ortada idari bir işlem bulunmadığı gibi kamu gücü kullanılmamıştır. Kaldı ki trafik ekibince düzenlenen kaza tespit tutanağında belirlenen kusur oranına itirazın adli yargı yerinde görüleceği Mahkememizin yerleşik içtihatlarındandır. Bu sebeplerle kusur oranının tespiti istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, İstanbul (Anadolu) 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23.11.2016 gün ve E:2016/830, K:2016/730 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul (Anadolu) 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23.11.2016 gün ve E:2016/830, K:2016/730 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.04.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Birgül

KURT

 

Üye

Turgay Tuncay Varlı