T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           HUKUK BÖLÜMÜ

           ESAS    NO : 2017/523

          KARAR NO : 2017/633

          KARAR TR : 23.10.2017

 

ÖZET: Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesinde 9.6.2001 tarihinde vefat eden kızı yerine Hastane tarafından kendisinin ölmüş gibi bildirilmesi sonucu Nüfus İdaresince nüfus kayıtlarına ölü kaydı girilmesi nedeniyle oluştuğu öne sürülen maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı            : A.Ç.

Vekili              : Av. M.G.P.

Davalılar         : 1- Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi

Vekili              : Av. U.Ö.K.

                         2- Adana Valiliği Nüfus Hizmetleri Müdürlüğü

Vekili              : Av. T.K.

 

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kızı Y.Ç.'in 9.6.2001 tarihinde vefat ettiğini, ancak davalı hastanece nüfusa sehven müvekkilinin ölümünün bildirildiğini, davalı Nüfus Hizmetleri Müdürlüğü tarafından ölüm kaydının nüfusa işlendiğini, müvekkilinin kayıtlarda ölü olarak gözükmesinin telafisi güç ve imkansız zararlar verdiğini, müvekkilinin ölüm kaydının Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/133 E. 2014/403 K. Sayılı ilamı ile düzeltildiğini, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılana kadar resmi ve özel işlemlerinde mağduriyetler yaşadığını önesürerek 50.000.-TL manevi, 1.000.-TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi istemi ile idari yargı yerine dava açmıştır.

ADANA 2. İDARE MAHKEMESİ: 24.06.2015 gün ve E:2015/1203, K:2015/1644 sayı ile, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 38. maddesinden sözederek, görülmekte olan davanın Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesinde 9.6.2001 tarihinde vefat eden davacının kızı yerine Hastanece kendisinin ölmüş gibi bildirilmesi sonucu Nüfus İdaresince nüfus kayıtlarına ölü kaydı girilmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu, nüfus kayıtlarının hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat davalarının görüm ve çözümünde ise adli yargının görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi: 29.12.2015 gün ve E:2015/220, K:2015/953 sayı ile, davacının kaydın hatalı olduğunu anladığı anda düzeltilmesi imkanı varken düzeltmeyerek aynı kaydı yıllarca kullandığı, davacının mahkemece kayıt düzeltilene kadar oluştuğunu iddia ettiği maddi ve manevi zararını sunduğu delillerle ispatlayamadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. 

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi : 24.05.2016 gün ve E:2016/4247, K:2016/6849 sayı ile, görev sorununun, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınacağı, mahkemece, davalı Çukurova Üniversitesi yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği; bozulması gerektiği gerekçesiyle, temyiz edilen kararın, davalı Çukurova Üniversitesi yönünden bozulmasına; davacının davalı Adana Valiliği Nüfus Hizmetleri Müdürlüğüne yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermiştir. 

ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 1.3.2017 gün ve E:2016/562, K:2017/112 sayı ile, bozma kararına uyarak davalı Çukurova Üniversitesi yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili idari ve adli yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 23.10.2017 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı kararının kesinleşme şerhli örneğinin adli yargı dosyası ile birlikte 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, “Davalı Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi yönünden” görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesinde 9.6.2001 tarihinde vefat eden kızı yerine Hastane tarafından kendisinin ölmüş gibi bildirilmesi sonucu Nüfus İdaresince nüfus kayıtlarına ölü kaydı girilmesi nedeniyle oluştuğu öne sürülen 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır

4712 sayılı Medeni Kanun’un “Kişisel Durum Sicili” Başlıklı İkinci Bölümünün Sorumluluk Başlıklı 38. maddesinde; “Kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla, Devletçe tazmin edilir. Tazminat ve rücu davaları, kişisel durum sicilinin tutulduğu yer mahkemesinde açılır.” hükmüne;            

Aynı Kanun’un “Sicil” Başlıklı 36. maddesinde; “Bu sicilin tutulmasına ve zorunlu bildirimlerin yapılmasına ilişkin esaslar, ilgili Kanunda gösterilir.” hükmüne yer verilmiş;

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3/y maddesinde; Nüfus olayının, doğum, ölüm, evlenme, boşanma, evlat edinme, tanıma, kayıt düzeltme, soybağının düzeltilmesi, gaiplik gibi kişisel durumlarda değişiklik meydana getiren olayı ifade edeceği; aynı Kanun’un 7/d maddesinde ise; evlenme, boşanma, soybağının kurulması veya reddi, ölüm, vatandaşlığın kazanılması veya kaybedilmesi gibi kişisel durumda meydana gelen değişiklik veya yetkili makamlarca yapılan düzenlemelerin aile kütüklerinde bulunması gereken kişisel bilgilerden olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2 nci maddesinin 1'inci bendinde de; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davanın, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesinde 9.6.2001 tarihinde vefat eden kızının kimliği olmadığından, babası davacının kimlik bilgilerine istinaden Mernis ölüm tutanağı düzenlenmesi gerekirken; sehven davacı babanın adına Mernis ölüm tutanağı düzenlendiği; böylece davanın vefat eden kızı yerine Hastanece kendisini ölmüş gibi bildirilmesi sonucu Nüfus İdaresince nüfus kayıtlarına ölü kaydı girilmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.

Olayda, her ne kadar, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesinin husumetiyle görülmekte olan bir dava söz konusuysa da, hastanenin bir işleminden yada eyleminden kaynaklanan bir zararın tazmininin istenilmediği ancak; Üniversite Hastanesinin hatalı kaydıyla başlayıp, Nüfus Müdürlüğünü yanlış yönlendirmesiyle devam eden ve nihai olarak kişisel durum siciline yanlış işlenen kayıtla sonuçlandığı ileri sürülen bu süreçte Üniversite Hastanesinin işleminin tek başına hukuksal düzende bir etki yaratmaya katkıda bulunmadığı ve bu nedenle de nihai işlem oluşturmadığı düşünülecek olsa dahi Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesinin düzenlediği Mernis ölüm tutanağının da, Nüfus Müdürlüğünce yapılan kayıttan ayrı düşünülemeyeceği açıktır.

Dolayısıyla kamu kurumunun kamu görevinin ifası sırasında bu görevden doğan bir zararın ve bu zararın tazmini sözkonusu ise de; Kanunların öngördüğü bazı durumlarda kamu hizmetinin özelliği ve gerekleri gözetilerek yine Kanunlarla istisnalar getirilmiş ve Devlete bu gibi durumlarda da özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluk yüklemiştir.

Bu itibarla davanın kişisel durum sicilinin yanlış tutulmasından doğan zararın giderilmesi istemiyle açılan bir tazminat davası olduğu gözetildiğinde, devletin özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluğunu düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 38. maddesinin açık hükmü karşısında davanın görüm ve çözümünün adli yargının görevine girdiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 1.3.2017 gün ve E:2016/562, K:2017/112 sayılı görevsizlik kararının davalı Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi yönünden kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 1.3.2017 gün ve E:2016/562, K:2017/112 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ davalı Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi yönünden KALDIRILMASINA, 23.10.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

 

 

Üye

Birgül

   KURT