Ceza Bölümü 2006/18 E., 2006/18 K.

  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 9 ]
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 134 ]
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 17 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y: Gelibolu 2. Kr. IV. Kademe Komutanlığı emrinde görevli sanıklar Tbp. Tğm. Mustafa Koray Akay, Ord. Er Erkan Özkaya, Ord. Onb. Ozan Yolcu, Shh. Çvş. Ayhan Bulut ve Ord. Onb. Yalçın Karaköy'ün, 1.1.2000-31.12.2000 tarihleri arasında aynı Komutanlık revirinde görevli oldukları sırada, sanıklardan Mustafa Koray Akay'ın, diğer sanıklar adına hasta olmadıkları halde fazla miktarda reçete ile ilaç yazdığı ve bu ilaçların adlarına yazılan kişiler tarafından mal edinildiği, izinlerinde beraberlerinde götürdükleri, ayrıca sanıklardan Erkan Özkaya'nın, Tbp. Tğm. İbrahim Koç ile Tbp. Tğm. Mustafa Şencan'ın kaşelerini ihtiva eden boş reçetelerden 17 adedini kendisi doldurup, bu kişilerin imzalarını taklit ederek Gelibolu 100 Yataklı Askeri Hastanesinde onaylatmak suretiyle reçete muhteviyatını mal edindiği, böylece, tüm sanıkların resmi evrakta sahtekarlık, bu suça iştirak etmek ve dolandırıcılık suçlarını işledikleri ileri sürülerek, sanıkların eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 64/1, 339/1, 80. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle 5.3.2002 gün ve E:2002/340, K:2002/37 sayılı iddianame ve yine eylemlerine uyan aynı Kanun'un 504/7, 522, 80. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle 20.5.2002 gün ve E:2002/340, K:2002/37 sayılı ek iddianame ile Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, kamu davası açılmıştır.

    ÇANAKKALE AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 28.12.2004 gün ve E:2002/60, K:2004/377 sayıyla; sanıklara yüklenen sahte resmi evrak tanzim etmek suçunun, tüm sanıkların asker kişi olmaları ve olay yerinin askeri mahal olması nedeniyle Askeri Ceza Kanunu'nun 134. maddesinde düzenlenen suçu oluşturup, askeri suç olduğu, dolandırıcılık suçunun da askeri suça bağlı suç olduğu, bu durumda askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesinin askeri mahkemenin görevini değiştirmeyeceği, yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, 2. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

    2. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ : 29.3.2005 gün ve E:2005/947, K:2005/86 sayıyla; sanıklara yüklenen eylemin askeri bir hizmet ya da görev ile ilgisi bulunmadığından Askeri Ceza Kanunu'nun 134. maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı, eylemin Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen sahte resmi evrak tanzim etmek suçunu oluşturduğu nedeniyle yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, sanıklardan Mustafa Koray Akay ve Erkan Özkaya tarafından temyiz edilen karar, bu sanıklar yönünden Askeri Yargıtay 4. Dairesi'nin onama kararı ile diğer sanıklar yönünden temyiz edilmeyerek, kesinleştikten sonra, dava dosyası, 2. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca, Mahkememize gönderilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Hasan DENGİZ, M.Sadık LİMAN, Nuri NECİPOĞLU'nun katılımlarıyla yapılan 10.7.2006 günlü toplantısında;

    I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ'nin adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Sevilay BATIR'ın, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

    "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

    a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

    b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

    c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

    Aynı Yasa'nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4191 sayılı Yasa'yla değişik 17. maddesinde; "askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer" denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

    Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

    1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun "Hizmet ve vazifenin ihlali", başlıklı "Hakikata muhalif rapor layiha sair evrak tanzim ve ita edenler" başlığı altında düzenlenen 134. maddesinde, "Hizmete veya tevdi edilen bir vazifeye mütaalik olarak kasten hakikata muhalif rapor veya takrir veya layiha ve sair resmi evrak tanzim eden ve veren veyahut bunların hakikata muhalif olduğunu bilerek mafevklere takdime delalet eden altı aydan üç seneye kadar hapis ile cezalandırılır" denilmektedir.

    Maddede yazılı suçun oluşumu için, asker kişinin, askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak rapor, takrir, layiha vesair resmi evrakı hakikate muhalif olarak düzenlemesi veya bu şekilde düzenlendiğini bildiği belgeleri üstlerine takdim etmesi gerekmektedir. Olayda, askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olmayan suça konu reçetelerin, tamamen hastaların muayene ve tedavilerine yönelik belgeler oldukları anlaşılmıştır. Bu nedenle, sanıklara yüklenen eylemin Askeri Ceza Kanunu'nun 134. maddesinde düzenlenen suçla bir ilgisinin bulunmadığı, Türk Ceza Kanunu'nun 339. maddesinde düzenlenen suça uygun olduğu kanısına varılmıştır.

    Sanıkların, yargılama aşamasında terhis edildikleri dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, yüklenen suçun askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması, sanıkların terhis edilmeleriyle askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi'nin 28.12.2004 gün ve E:2002/60, K:2004/377 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 10.7.2006 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.