Hukuk Bölümü 2003/32 E., 2003/61 K.

  • KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ ALEYHİNE AÇILAN DAVA
  • KADASTRO TESBİTİ
  • PATİKA OLARAK İŞARETLENEN YOL
  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 1027 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 1 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 24 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 25 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 26 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 41 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY: Davacı vekilince, müvekkilinin 13.10.2000 tarihinde iktisap ettiği İzmir- Konak İlçesi, Kavacık Köyündeki 36 parsel sayılı taşınmazı üzerinde konut inşa etme isteğinin, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünce, sözkonusu parselin yola cephesi olmadığı nedeniyle reddedildiği; oysa, parseli ana yola bağlayan, motorlu taşıtların geçtiği kamu yolu niteliğinde bir yol olmasına rağmen tescil edilmeyip, kadastral çapta patika olarak işaretlendiğinden bahisle, sözkonusu yolun normal kamu yolu olarak düzeltilmesine ve bu şekilde tesciline karar verilmesi istemiyle, Kadastro Müdürlüğü aleyhine, 11.6.2002 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    İZMİR KADASTRO MAHKEMESİ; 10.7.2002 gün ve E: 2002/3, K: 2002/6 sayı ile, davanın konusunun Kadastro Yasası'nın 41. maddesi ve diğer ilgili maddeleri gereğince Kadastro Müdürlüğü tarafından halli gereken idari bir işlem niteliğinde olduğu; davanın konusu gereği kadastro mahkemesinin görev alanına giren dava ve işlerden olmadığının saptandığı gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı vekilince, aynı istekle yapılan başvurunun, Konak Kadastro Müdürlüğünce, 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi kapsamında kalan hataların, kadastrosu kesinleşmiş taşınmaz mallarda vasıf ve mülkiyet ( sınırlandırma, tespit ) değişikliği dışında kalan ölçü, tersimat ve hesaplamadan doğan fenni ( teknik ) hatalar olup, sözkonusu parselin ölçümünde herhangi bir teknik hata yapılmadığı ve kadastrosunun 10.3.1999 tarihinde itirazsız olarak kesinleştiği, bu nedenlerle istemin uygun görülmediği yolundaki 15.7.2002 günlü işlemle reddi üzerine, bu kez, sözüedilen işlemin iptali istemiyle, 19.8.2002 gününde idari yargı yerinde dava açılmıştır.

    İZMİR 4. İDARE MAHKEMESİ; 30.12.2002 gün ve E: 2002/1044, K: 2002/1253 sayı ile, 3402 sayılı Yasa'nın 25. maddesinde, Kadastro Mahkemesinin, taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı aynı haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara, sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakacağı hükmüne yer verildiği; olayda, davalı müdürlükçe 1999 yılında kadastrosu yapılmış olan yerde bulunan davacıya ait taşınmazın yanından geçen ve kadastro sonucu patika olarak işaretlenen yolun aslında motorlu taşıtların geçtiği kamu yolu olduğu ileri sürülerek Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca hatanın düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan bu davanın görüm ve çözümünün, anılan Yasa hükümleri uyarınca adli yargı yerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar da, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Yalçın ACARGÜN'ün Başkanlığında, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 29/9/2003 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR'ün davada adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    Davacı, taşınmazını ana yola bağlayan yolun motorlu araçların geçtiği kamu yolu niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek, kadastroca patika olarak yapılan hatalı tespitin düzeltilerek tapuya kamu yolu şeklinde tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.

    3402 sayılı Kadastro Kanununun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, kadastral topoğrafik haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek ve bu suretle Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmak olduğuna işaret edilmiş; "Uyuşmazlıkların Kadastro Mahkemesinde Çözümlenmesi" başlığını taşıyan Beşinci Bölümde yer alan 24. maddede "Genel mahkemelere ait olup da bu Kanunun uygulanması ile ilgili dava ve işlere, belirlenen usul ve esaslara göre bakmak üzere her kadastro bölgesinde tek hakimli veya Asliye Mahkemesi sıfatını haiz yeter sayıda kadastro mahkemesi kurulur" denilmiş; 25. maddenin birinci fıkrasında da, Kadastro Mahkemesinin, taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara, sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakacağı hükme bağlanmış; aynı Yasanın "Teknik hataların düzeltilmesi" balıklı 41. maddesinin birinci fıkrasında ise, "Kadastroları kesinleşmiş taşınmaz mallarda vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re'sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz mal malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan 30 gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir." hükmüne yer verilmiştir.

    Öte yandan, 22.11.2001 tarih ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun, Eşya Hukukuna ilişkin Dördüncü Kitabının Üçüncü Kısmının "Tapu Sicili" başlığını taşıyan İkinci Bölümü - "E. Terkin ve Değiştirme" alt bölümünde yer alan "Düzeltme" başlıklı 1027. maddesinin birinci fıkrasında "İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir." hükmüne yer verilmiş; ikinci fıkrasında ise "Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir." denilmiştir.

    Belirtilen yasal duruma göre ve olayda taşınmazın kullanım durumunu etkileyen kadastro tespitinin ve bu tespite dayalı olarak tapuya yapılan kaydın düzeltilmesinin istenilmiş olması karşısında, uyuşmazlığa konu edilen tapu kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

    Bu noktada, uyuşmazlığa konu edilen davaya 3402 sayılı Yasa'nın "Zaman bakımından görev ve yetki"yi düzenleyen 26. maddesine göre Kadastro Mahkemesinde bakılamaması halinde, iş bölümü esasına göre davada hangi mahkemenin görevli ve yetkili olduğunun tespitinin adli yargı düzeninin kendi iç sorunu olduğunu belirtmek gerekir.

    Açıklanan nedenlerle, İzmir Kadastro Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir Kadastro Mahkemesi'nin 10.7.2002 gün ve E: 2002/3, K: 2002/6 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 29.9.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.