T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 271

            KARAR NO : 2016 / 309

            KARAR TR   : 09.05.2016

 

ÖZET: Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle başka kuruma nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : Ö.K.

Vekili              :Av.A.B.              

Davalı             : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

            Vekili              : Av. M.K.        (Adli Yargıda)         

 

            O L A Y         : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Türk Telekom’da çalışmakta iken kurumun özelleştirilmesi nedeniyle 406 sayılı Yasa’nın Ek 29. maddesi gereğince önce davalı ile İş Yasası kapsamında iş akdi imzalayan, daha sonra hizmet sözleşmesi sona erdirilerek 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesi ve 406 sayılı Yasa’nın Ek 29.maddesi gereğince memur olarak bir kuruma atanan davacının, 375 sayılı KHK’ya 5473 sayılı Yasa ile getirilen Ek 3. madde gereğince ödenen ek ödeme artışlarından yararlandırılmadığını belirterek; müvekkiline Türk Telekom’da çalıştığı dönemde ücret ödenmesinde 5473 sayılı Yasa’dan kaynaklanan ek ödemelerin hesaplanmaması nedeniyle alamadığı parasal haklara ilişkin olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 1.500,00TL’ nin yasal faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsili istemiyle adli yargıda dava açmıştır,

Ankara 13. İş Mahkemesi:  09.07.2015 gün ve E:2012/288 K:2015/757 sayı ile, “(…) özelleştirmeden önce statü hukuku hükümlerine tabi davacı niteliğindeki personel, özelleştirme sonrası belirli bir süreliğine davalı ile özel hukuk hükümlerine tabi iş sözleşmesi kapsamında çalıştırılmakta, nakledildiğinde tekrar statü hukuku kapsamına girmektedir. Davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde davalı şirkete davacının ücreti konusunda artış oranının kamudaki memur maaş artış oranında olacağı yönünde yükümlülük getirildiği gibi, 406 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı şirkete hak sahibi personeli Devlet Personel Başkanlığına bildirmesi, bildirim ile beraber personelin nakledileceği kamu kurumunda yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere memur maaş nakil ilmühaberi düzenlenmesi ve personelin ilişiğinin kesilmesi gibi işlemlerin yapıldığı dikkate alınarak yapılan işlemlerin idari işlem olduğu ve bu idari işlemlerle ilgili uyuşmazlığın Adli Yargıda çözümlenmesinin mümkün olmadığı dikkate alınarak konunun İdari Yargıda ele alınıp çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından Ankara 8. İş Mahkemesinin benzer mahiyetteki Yargıtay incelemesinden geçen dava dosyası dikkate alınarak bu durumda Mahkememizde açılan davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle aynı kanunun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekli görülmüştür.(…)” şeklindeki gerekçe ile görevsizlik kararı vermiş; karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 13. İdare Mahkemesi:14.12.2015 gün ve E:2015/2686 K:2015/1815 sayı ile, “(…)2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14/3-a maddesinde; dilekçelerin "görev ve yetki" yönünden de inceleneceği, 15/1-a maddesinde; idari yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği, 15/4. maddesinde de; davanın görev ve yetki yönünden reddine ilişkin olarak verilen kararlara karşı temyiz/itiraz yolu kapalı olduğu, hüküm altına alınmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 33/3. maddesinde ise; "Kamu görevlilerinin görevle ilişkisinin kesilmesi sonucunu doğurmayan disiplin cezaları ile ilerleme, yükselme, sicil, intibak ve diğer özlük ve parasal hakları ve mahalli idarelerin organları ile bu organların üyelerinin geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmalarıyla ilgili davalarda yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir'' hükmü yer almıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, Bursa İli Osmangazi İlçesi BTSO Gürsu Mesleki ve Teknik Lisesinde görev yapmakta olan davacı tarafından, Türk Telekom'da çalıştığı dönemde 5473 sayılı Yasa'dan kaynaklanan ek ödemenin hesaplanmaması nedeniyle alamadığı parasal haklara ilişkin olarak 1.500,00-TL'nin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan işbu davaya konu uyuşmazlığın, kamu görevlisi olan davacının parasal haklarına ilişkin olması nedeniyle davanın görüm ve çözümü, 2577 sayılı Kanun'un 33/3 maddesi uyarınca davacının davanın açıldığı tarihte görev yaptığı yerde bulunan Bursa İdare Mahkemesi'nin yetkisine girmektedir.(…)”şeklindeki gerekçe ile 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1/a bendi uyarınca davanın yetki yönünden reddine karar vermiş; karar Bursa İdare Mahkemesine gönderilmiştir.

Bursa 3. İdare Mahkemesi : 14.04.2016 gün E:2016/103 sayı ile, “(…)dava konusu tazminat istemine ilişkin işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır.(…)” şeklindeki gerekçe ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için adli yargı dosyası da temin edilerek dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 09.05.2016 günlü toplantısında:

İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacının; 5473 sayılı yasadan kaynaklanan ek ödemenin hesaplanmaması nedeniyle, alamadığı parasal haklarına ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500,00.TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; 5473 sayılı yasadan kaynaklanan ek ödemenin hesaplanmaması nedeniyle, müvekkilinin alamadığı parasal haklarına ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500,00.TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle 11.05.2012 tarihinde dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle Bursa 3. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 13. İş Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 3. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ankara 13. İş Mahkemesinin 09.07.2015 gün ve E:2012/288 K:2015/757 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 09.05.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN