Ceza Bölümü         2002/59 E.  ,  2002/67 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : K.H.

 Sanık             : K.D.

             O  L  A  Y       : Sivil kişi sanık K.D.’nın, sahipliğini ve sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptığı, İstanbul İlinde aylık olarak basım ve yayımı yapılan “Köz” isimli gazetenin Temmuz 2000 tarihli 3. sayısının incelenmesinde, “ordu içinde çalışma üzerinenin hatırlattıkları” başlıklı yazıda, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine yayın yolu ile propaganda yapmak suçunun işlendiği ileri sürülerek, sanığın eylemine uyan 3713 sayılı Yasa’nın 8/1-2-son. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 1.8.2000 gün ve E:2000/817, K:2000/817 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

             İSTANBUL 2 NOLU DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ: 31.1.2002 gün ve E:2000/209, K:2002/8 sayıyla; sanığa yüklenen eylemin Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, 353 sayılı Yasa hükümlerine göre bu suçtan yargılama görevinin ise askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

             GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 4.6.2002 gün ve E:2002/268, K:2002/173 sayıyla; suça konu yazıda, askerlikten soğutmak, uzaklaştırmak, kışkırtmak yolunda herhangi bir ibarenin bulunmadığı, dolayısıyla bu suçtan bahsedilemeyeceği, ancak “Kürdistan” olarak tabir edilen bölge ile ilgili görüş, düşünce ve telkinlerin açıklandığı ve bu sözlerin de 3713 sayılı Kanun’un 8. maddesine muhalefet etmek suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nca Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler; Cengiz ERDOĞAN, Refik DİZDAROĞLU, Keskin KAYLAN, Necmettin ÖZKAN, Ahmet ALKIŞ, Tamer KORKMAZ'ın  katılımlarıyla yapılan 18.11.2002 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’ in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Haluk ULUGÖL'ün, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 USULE İLİŞKİN İNCELEME :

            Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

 ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

353 Sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.  

Sanığın sivil kişi olması nedeniyle 353 sayılı Yasa'nın, asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen 11. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

             353 sayılı Yasa'nın 11. maddesinin (A) bendinde, asker olmayan kişilerin, Askeri Ceza Kanunu’nun 55, 56, 57, 58.........................................., 101 ve 102. maddelerinde yazılı suçlarına ilişkin davalara askeri mahkemelerde bakılacağı düzenlenmiştir. 

1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 58. maddesinde, “Her kim, Türk Ceza Kanununun 153, 161 inci maddelerinde yazılı suçlardan birisini ve 155 inci maddede yazılı halkı askerlikten soğutmak yolunda neşriyatta ve telkinatta bulunmak ve nutuk irat etmek fiillerini işleyecek olursa millî mukavemeti kırmak cürmünden dolayı mezkûr maddelerde gösterilen cezalarla cezalandırılır.” hükmü yer almaktadır. 

            3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’nın 27.10.1995 gün ve 4126 sayılı Yasa’yla değişik 8/1. maddesinde, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ülkesi Ve Milletiyle Bölünmez Bütünlüğünü bozmayı hedef alan yazılı ve sözlü propaganda ile toplantı, gösteri ve yürüyüş yapılamaz. Yapanlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz milyon liradan üçyüz milyon liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur. "denilmekte: yine bu Yasa'nın "Görevli Mahkeme" başlığını taşıyan 9. maddesinde: "Bu Yasa kapsamına giren suçlarla ilgili davalara Devlet Güvenlik Mahkemelerinde bakılacağı ve bu suçları işleyenler ile bunların suçlarına iştirak edenler hakkında, bu Yasa ve 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş Ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa hükümlerinin uygulanacağı" öngörülmektedir.  

            Somut olayda, görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, sanığın, halkı askerlikten soğutmak yolunda telkinatta bulunduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, bu suçun oluşması için, sanığın, halkı askerlik hizmetinden soğutmak maksadıyla hareket etmesi, askerlik yapmanın doğru ve gerekli olmadığı yolunda sözler sarfederek askerlik hizmetini kötülemesi ve halkı bu şekilde yönlendirme çabası içine girmiş olması gereklidir. Bu nedenle askerlik hizmetinin işleyişi ile ilgili olan, ancak genel olarak askerlik hizmetinden kaçınılmasını telkin etmeyen sözlerin bu suçu oluşturmayacağı açıktır. Suça konu yazının incelenmesinde, yazarın mensup olduğu örgütün askere gidilmemesi yönünde propaganda yaptığından, bir süre geciktirdikten sonra kendisinin askere gittiğinden, askerdeyken aynen dışarıda olduğu gibi değişik siyasi  görüşlere  mensup  insanlarla  karşılaştığından,  kendi  ideolojik  görüşüyle

 örtüşen kitap, dergi okuduklarından, şarkı türkü söylediklerinden, askerde yaşantısının değişmediğinden, sivil hayatta bir işe girebilmek için askere gitmek gerektiğinden bahsettiği, “Kürdistan” olarak tabir edilen bölge ile ilgili görüş, düşünce ve telkinlerin açıklandığı görülmektedir. Yüklenen eylemin sübutu halinde 3713 sayılı Yasa’nın 8. maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceği ve bu suçun da 353 sayılı Yasa’nın 11. maddesi kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır. 

Açıklanan nedenlerle, sanığa yüklenen eylem, 353 sayılı Yasa'nın, asker olmayan kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen 11. maddesi kapsamında bulunmadığından, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve İstanbul 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

SONUÇ         : Davanın çözümünde ADLi yargı yerinin görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin 31.1.2001 günlü, E:2000/209, K:2002/8 sayılı görevsizlik KARARININ kaldırılmasına, 18.11.2002 günü KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.