T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO      : 2020 / 88

            KARAR NO  : 2020 / 187

            KARAR TR   : 27.4.2020

ÖZET :  Davalı Üniversiteye bağlı Hastanede Profesör olarak Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanlığı görevini yürütürken istifa ile iş akdini sonlandıran davacının, kıdem tazminatı, yıllık izin alacağı, fazla mesai ücretleri, genel tatil(pazar mesai)alacağı, milli ve dini bayram mesaisi alacağının davalıdan tahsili istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : İ. S.

Vekili            : Av. G..A.

Davalı           : T.C. İstanbul Bilim Üniversitesi Rektörlüğü

Vekilleri        : Av. Z. Y.,  Av. Ö.Ö.

 

O L A Y        : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, Grup F. N. Hastanesinin Şişli şubesinde kalp damar cerrahı olarak Mart 1996 da işe başladığını; Hastane 09.10.2011 tarihinden itibaren İstanbul Bilim Üniversitesinin tıp fakültesi hastanesi olarak hizmet vermeye başlayınca, çalışan personelin özlük haklarının davalı Üniversiteye devredildiğini;  Davalının, davacının ve diğer personelin geçmiş kıdemlerinden, diğer alacaklarından sorumlu olduğunu belirterek,  tüm haklarının korunacağını, görevlerine devam etmelerini bildirdiğini; müvekkilinin ve diğer hekimlerin maaşlarının SGK primlerinin Ekim 2011 itibaren davalı tarafından ödenmeye başlandığını;  müvekkillinin  profesör olduğunu,  Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanlığı görevini ifa ettiğini;  müvekkillinin iş akdinin de sona erdiğini,  müvekkillinin Mart 1996-31.10.2013 tarihleri arasındaki kıdem tazminatı ve tüm alacaklarından davalı üniversitenin sorumlu olduğunu;  müvekkilinin haftanın 6 günü 08-19 arası çalıştığını,  ancak ayda en az 3 Pazar yine hastaneye çağrıldığını, yine hafta içi en az 3 gün gece 24’e kadar  çalışmak zorunda kaldığını, acil ameliyatlarda sürekli göreve geldiğini, yıllık izinlerinin de kullandırılmadığını, buna rağmen davalı Üniversitenin fazla mesai ücretlerini ödemediğini; ayrıca Unkapanı Sosyal Güvenlik Merkezinden müvekkilline 28.10.2013 tarihinde, 1475 sayılı İş Kanununun 14.maddesinin 1 fıkrası 5.bent gereği 5795 prim gün ödeme sayısını doldurduğuna dair belge verildiğini; buna göre, 3600 prim gün sayısını dolduran işçinin,  kendi isteği ile işyerinden ayrılırsa kıdem tazminatı almaya hak kazanacağını;  müvekkilinin bu belgeyi de işverene verdiğini, fazla mesaileri de ödenmediği, yıllık izinleri de kullandırılmadığı için iş akdini fesih ettiğini; davalı işverenin müvekkilline kıdem tazminatını ödeyeceğini belirttiğini ancak herhangi bir ödeme yapmadığını ifade ederek; fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin  a)Kıdem tazminatından 1500,00TL, d) Yıllık izin alacağı           200,00TL, c) Fazla mesai ücretleri 500,00TL, d) Genel tatil(Pazar mesai)alacağı 300,00TL, e) Milli ve dini bayram mesaisi 500,00TL olmak üzere toplam 3000,00TL’nin, Kıdem tazminatının akdin fesih tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile, diğer alacakların yasal faizle birlikte  davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İstanbul 11.İş Mahkemesi: 8.6.2015 gün ve E: 2013/772, K:2015/789 sayı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 24/01/2019 tarih ve E:2015/28778, K:2019/2292 sayı ile, uyuşmazlıkta İdari Yargının görevli olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.

 İSTANBUL 11.İŞ MAHKEMESİ: 20.3.2019 gün ve E:2019/90, K:2019/303 sayı ile, “(…)Mahkememiz önceki ilamı "Anayasa’nın 31. maddesi düzenlemesi ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu hükümleri dikkate alındığında, özellikle kadroların akademik yönden belirlenmesi, sözleşmelerin onaya tabi tutulması dikkate alındığında, vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim elemanlarının idari sözleşmelerle çalıştığının kabulü gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 22. Hukuk Dairesi. Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında hareketle 2013 yılında, Vakıf Üniversitesi ile öğretim elemanı arasındaki uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğuna karar vermiştir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 09.12.2013 gün ve 2013/34603 E, 2013/28476 K).

Somut uyuşmazlıkta, Vakıf Üniversitesinde öğretim elemanı olarak çalışan davacının Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi idari sözleşme ile çalıştığı, uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğu anlaşıldığından, davanın 6100 sayılı HMK.un 114 ve 115. maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile usulden reddi yerine esastan karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir."gerekçesiyle bozulmakla, bozmaya uyularak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM :

1-HMK 114, 115 maddeleri uyarınca idari yargı görevli olması nedeni ile davanın usulden reddine(…)” karar vermiş; temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9.Hukuk Dairesince,  15.10.2019 gün ve E:2019/5531, K:2019/18141 sayı ile onanan karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; 48.331,05TL kıdem tazminatı alacağının iş akdinin fesih tarihi olan 31.10.2013 den itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile, davalıdan tahsiline, 47.294,62TL yıllık izin ücret alacağının temerrüd tarihi olan 31.10.2013 den itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle idari yargıda dava açmıştır.

İSTANBUL 8. İDARE MAHKEMESİ: 25.11.2019 gün ve E:2019/2641 sayı ile, “(…)Anayasa’nın “Yükseköğretim Kurumları” başlıklı 130. maddesinin ikinci fıkrasında; “Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir.” hükmü ile Devlet üniversitelerinin dışında Vakıf üniversitelerinin kurulmasına da imkân tanınmıştır.

Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Öğretim elemanları” başlıklı 23. maddesinde; "Öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, seçilenlerin uygun görülen akademik unvanlarla görevlendirilmeleri ve yükseltilmeleri yürürlükteki kanun ve yönetmelik hükümlerine uyularak vakıf yükseköğretim kurumunun yetkili akademik organlarınca yapılır. Öğretim elemanlarının atamalarında, devlet yükseköğretim kurumlarındaki atamalarda aranan şartlara ilaveten vakıf yükseköğretim kurumunun akademik yönden gerekli gördüğü şartlar da aranabilir. Vakıf meslek yüksekokullarında özellikle uygulamalı derslerde görevlendirilecek öğretim elemanlarının atanmasında çalışma deneyimine sahip olması gözetilir. Vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esasları 2547 sayılı Kanunda devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabidir. Bu personelin aylık ve diğer özlük hakları bakımından ise 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanır." yönünde düzenlemeye yer verilmiştir.

Olayda; davalı Üniversitede, iş/hizmet sözleşmesi kapsamında, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre istihdam edilen davacının, iş akdinin feshedilmesi nedeniyle çalıştığı döneme ilişkin olarak kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretlerinin ödenmesi yönünde ortaya çıkan mevcut uyuşmazlığın görüm ve çözümünde özel hukuk hükümleri çerçevesinde adli yargının görevli bulunduğu sonucuna varılmaktadır.                  

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarih ve E:2016/203, K:2016/242 sayılı kararı da bu doğrultudadır.

Açıklanan nedenle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesi hükmü uyarınca görevli yargı merciinin belirlenebilmesi amacıyla İstanbul 11. İş Mahkemesi nezdinde açılan E:2019/90 sayılı dava dosyası da temin edilmek suretiyle dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suat ARSLAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 27.4.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı Üniversiteye bağlı Hastanede Profesör olarak Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanlığı görevini yürütürken istifa ile iş akdini sonlandıran   davacının, kıdem tazminatı, yıllık izin alacağı, fazla mesai ücretleri, genel tatil(pazar mesai)alacağı, milli ve dini bayram mesaisi alacağının  davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

 Anayasanın “Yükseköğretim Kurumları” başlıklı 130. maddesinin birinci fıkrasında, “Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.”; ikinci fıkrasında, “Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir.”; onuncu fıkrasında “Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir.” hükmüne yer verilmiş;

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na 5772 sayılı Kanun ile eklenen ve vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları ile ilgili düzenlemeler getiren Ek Madde 2'de, “Vakıflar; kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında, akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla, Yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını ya da bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın, ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda yüksek nitelikli işgücü yetiştirmek amacıyla, bu Kanun hükümleri çerçevesinde kalmak şartıyla meslek yüksekokulu kurabilir. Bu meslek yüksekokulu, kamu tüzel kişiliğini haiz olup, Cumhurbaşkanı kararı ile kurulur. Kurulacak meslek yüksekokullarına, meslek ve teknik eğitim bölgesinde gereksinim duyulması esastır.(1)  ((1) 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı KHK’nin 135 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.)” denilmiş; Ek Madde 5'de, “(Ek madde: 17/08/1983 - 2880/32 md.) (Değişik fıkra:28/12/1999-4498/1 md.) Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçilir, süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Mütevelli heyet üyeleri kendi aralarından bir başkan seçer.

Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir. Yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylar ve uygulamaları izler, ayrıca vakıfça hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür.

Mütevelli heyetin toplantı nisabı ve karar alınması ile ilgili hususlarda bu Kanunun 61 inci maddesi hükmü uygulanır.” kuralına; aynı Yasadaki Ek Madde 8'de ise, “(Ek madde: 17/08/1983-2880/32 md.) Vakıfça kurulacak yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar, Devlet yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenlenir ve onların görevlerini yerine getirir. Öğretim elemanlarının nitelikleri Devlet yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının niteliklerinin aynıdır. Devlet Yükseköğretim kurumlarında çalışmaları yasaklanmış veya disiplin yoluyla bu kurumlardan çıkarılmış kişiler, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alamazlar.” kuralına yer verilmiştir.

Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Öğretim elemanları” başlıklı 23. maddesinde ise, “Öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, seçilenlerin uygun görülen akademik unvanlarla görevlendirilmeleri ve yükseltilmeleri yürürlükteki kanun ve yönetmelik hükümlerine uyularak vakıf yükseköğretim kurumunun yetkili akademik organlarınca yapılır. Öğretim elemanlarının atamalarında, devlet yükseköğretim kurumlarındaki atamalarda aranan şartlara ilaveten vakıf yükseköğretim kurumunun akademik yönden gerekli gördüğü şartlar da aranabilir. Vakıf meslek yüksekokullarında özellikle uygulamalı derslerde görevlendirilecek öğretim elemanlarının atanmasında çalışma deneyimine sahip olması gözetilir.

Vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esasları 2547 sayılı Kanunda devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabidir. Bu personelin aylık ve diğer özlük hakları bakımından ise 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanır.” kuralı yer almıştır.

Davalı İstanbul Bilim Üniversitesi de anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde 2809 sayılı “Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu”nun Ek 71. maddesi ile vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlere tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip olarak kurulmuştur.

İdari rejime dayalı olarak düzenlenmiş bulunan Türkiye'nin idari yapısında, kamu tüzel kişiliği idari yargının görev alanının belirlenmesinde kullanılan ölçütlerden birisidir. Kamu tüzel kişilerinin kuruluş amacı kamu yararı, faaliyet konuları ise kamu hizmetidir. Bu bağlamda, Kamu Tüzel Kişileri, özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahiptirler ve tek taraflı işlemlerle yeni hukuki durum yaratabilirler. Bu nedenle de personeli kamu hukukuna tabidir.

Kanunla kurulma ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmanın yanı sıra, Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi Vakıf Üniversitelerinin de Anayasal güvence altına alınmış olan "Bilimsel Özerkliğe sahip olmaları” bir diğer ayrıcalığıdır. Üniversitelerde bilimsel özerklik ilkesi benimsenirken güdülen amaç, yükseköğretimin çeşitli siyasal çevre ve baskı grupları ile düşünce kümelerinin etkisinin dışında tutarak, bilimsel amaç, hedefler ve gereksinimlerine bağlı olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle de, bilimsel faaliyetin asli unsurları olan yükseköğretim elemanlarının, görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri gibi özlük haklarının kanunla düzenleneceği konusu, anayasal teminat altına alınmıştır.

 Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde; davalı Üniversitenin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı davacının; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu açıktır.

Olayda, davacının istifa etmek suretiyle iş akdini feshettiğinden bahisle, bir kısım tazminat ve alacaklarının davalı kurumdan tahsili istemiyle dava açıldığı görülmüştür.

Bu bağlamda, davacının sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat isteminin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. Maddesinin b fıkrasında belirtilen; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

 Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan; İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 25.11.2019 gün ve E:2019/2641 sayılı başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 25.11.2019 gün ve E:2019/2641 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 27.4.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Suat        

    DURSUN                   BOZER                             AKSU                           ARSLAN           

 

 

 

                                            Üye                                 Üye                                   Üye                    

                                         Aydemir                          Nurdane                            Ahmet

                            TUNÇ                            TOPUZ                           ARSLAN