Hukuk Bölümü         2005/2 E.  ,  2005/23 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : M. Yapı Endüstri Ticaret San. Ltd. Şti.

Vekili              : Av. M.Ş. Ö.

Davalı           : SSK Başkanlığı

Vekili              : Av. S. B.

            OLAY             : Davacı Şirket tarafından yapılan Etlik 5645 ada, 15 parselde kurulu bina inşaatıyla ilgili olarak Sigorta Müfettişince yapılan denetim sonucu düzenlenen raporda, yapılan asgari işçilik değerlendirmesinde işveren şirketin kuruma 325.910.007.-TL eksik işçilik bildiriminde bulunduğu saptandığından, faaliyetin tamamlandığı 1995/3. aya mal edilmek suretiyle ek tahakkuk yapılarak karşılığı primlerin 506 sayılı Yasanın 80. maddesi uyarınca tahsil edilmesi yolunda getirilen öneri üzerine Ankara Sigorta Müdürlüğünce 14.1.2004 günlü, 4332 sayılı işlemi ile davacı Şirkete 1995/Mart ayına ait eksik işçilik bildirimi nedeniyle 325.910.007.-TL matrah üzerinden 115.698.052.-TL ek prim ve 1.523.475.741.-TL gecikme zammı olmak üzere 1.639.173.793.-TL prim borcu tahakkuk ettirilmiş, bu borca bir ay içinde müdürlüklerine itiraz edilebileceği, itirazın reddedilmesi durumunda bildirim tarihinden itibaren yine bir ay içinde yetkili iş mahkemesine itiraz hakkı bulunduğu belirtilmiştir.

Davacı Şirket vekilince anılan prim borcuna Ankara Sigorta Müdürlüğü nezdinde yapılan itiraz anılan Müdürlüğün bila tarih ve 16 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Bunun üzerine davacı Şirket vekilince, ek prim ve gecikme zammı tahakkukuna ilişkin 14.1.2004 günlü, 4332 sayılı işlem ile bu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin bila tarih ve 16 sayılı işlemin iptali istemiyle idari yargıda dava açılmıştır.

Davalı SSK Genel Müdürlüğü vekilince, birinci savunma dilekçesinden davada adli yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

ANKARA 9. İDARE MAHKEMESİ TEK HAKİMİ; 7.6.2004 gün ve E.2004/651 sayılı kararıyla, 2577 sayılı Yasanın 2. maddesinin a ve b bentlerinde, yönetsel eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak iptal ve tam yargı davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı, davanın eksik işçilik bildirimi nedeniyle ek prim ve gecikme zammı tahakkukuna yapılan itirazın reddi yolundaki işlemin iptali istemiyle açıldığı  399 sayılı KHK’nın 3. maddesinin (b) fıkrasında, teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel  idare esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve sürekli görevlerinin, genel müdür, genel müdür yardımcısı, teftiş kurulu başkanı, kurul daire başkanları, müessese, bölge, fabrika, işletme ve şube müdürleri, müfettiş yardımcıları ile ekli (l) sayılı cetvelde kadro unvanları gösterilen diğer personel eliyle gördürüleceği, (c) fıkrasında da, (b) bendi dışında kalan sözleşmeli personelin, teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel idare esasları dışında yürüttükleri hizmetlerinde bu KHK’de belirtilen hukuksal esaslar çerçevesinde akdedilecek bir sözleşme  ile çalışılan ve işçi statüsünde olmayan personel olduğunun belirtildiği, bu durumda eksik işçilik bildirimi nedeniyle ek prim ve gecikme zammı tahakkukuna yapılan itirazın reddi yolunda kurulan yönetsel işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görev itirazını reddederek görevlilik kararı vermiştir.

Davalı SSK Genel Müdürlüğü vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine dava dosyası  Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 506 sayılı Yasanın 3395 sayılı Yasa ile değişik 79. maddesinin 7. fıkrasında “Fiilen veya kayden çalıştığı tespit edilen sigortalılara ait olup bu Kanun uyarınca kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir” hükmünün getirildiği, aynı maddenin 8. fıkrasında da “işveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz tahsilatı durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili mahkemeye başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması prim borcunun tahsil ve takibini durdurmaz.” denildiği, anılan Yasanın 134. maddesinde de bu Yasanın uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceğinin hüküm altına alınması karşısında davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olacağı gerekçesiyle adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış olup, 2247 sayılı Yasanın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinden istemiştir.

Başkanlıkça 2247 sayılı Yasanın 13. maddesinin üçüncü fıkrasına göre Danıştay Başsavcısı’nın yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 134’üncü maddesinde, bu Yasanın uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği kuralına yer verildiği, aynı Yasanın 4958 sayılı Yasayla değişik 140’ıncı maddesinde ise, bu maddeye göre verilen idari para cezalarına karşı, idare mahkemesinde dava açılabileceğinin öngörüldüğü, dosyanın incelenmesinden, davacı şirkete, eksik işçilik bildiriminde bulunulduğu ileri sürülerek ek prim ve gecikme zammı tahakkuku ile birlikte para cezası da kesildiğinin, davacı Şirketçe bu işlemlere itiraz edildiğinin ve itirazın reddi üzerine, sadece ek prim ve gecikme zammının iptali istemiyle dava açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, sözü edilen 134’üncü madde ile görevli yargı yeri özel olarak belirlenmiş uyuşmazlıklardan olan, ek prim ve gecikme zammı tahakkukunun iptaline ilişkin olarak açılan davanın görüm ve çözümünde, bu maddede belirtilen mahkemelerin görevli olduğu sonucuna ulaşıldığı, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet  Başsavcısının 2247 sayılı Yasanın 10. maddesine göre yapmış olduğu başvurunun kabulü gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE   : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün Cafer ŞAT’ın Başkanlığında Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Esen EROL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 4.4.2005 günlü toplantısında;

I- İLK İNCELEME  : : Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı SSK Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. 

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Murat H. YURDAKÖK’ün davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve Danıştay Başsavcısının davada adli yargının görevli bulunduğuna ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün yazılı düşünceleri doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, eksik işçilik bildirimi nedeniyle sigorta idaresince re’sen tahakkuk ettirilen prim borcu ve gecikme cezasının kaldırılması   isteminden ibarettir.

            506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun “Prim belgeleri” başlıklı 79. maddesine 4958 sayılı Yasanın 37. maddesiyle eklenen onüçüncü fıkrada, “Sigorta müfettişi tarafından, Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgari işçilik tutarı üzerinden Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri bu Kanunun 80 inci maddesi de nazara alınarak işverene tebliğ olunur. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde, işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.” hükmü yer almıştır.

            Olayda, idari para cezası tahakkuk ettirilmesinden doğan bir dava bulunmadığına göre, 506 sayılı Yasanın 79. maddenin uyarınca re’sen tahakkuk ettirilen prim borcundan doğan uyuşmazlıklara bakmakla görevli mahkemenin 79. maddenin onüçüncü fıkrasında işaret edilen iş mahkemesi olduğunda kuşkuya yer yoktur.

            Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü gerekmektedir. 

            SONUÇ :  Davanın çözümünde, ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 9. İdare Mahkemesi Tek Hakimi’nce verilen 7.6.2004 gün ve E:2004/651 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 4.4.2005 tarihinde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.