Hukuk Bölümü         2013/357 E.  ,  2013/443 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : B.S. mirasçısı O.A.S. 

Vekili      : Av. R.D.   

Davalılar  : 1- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. E.Y.

                  2- İstanbul İl Özel İdaresi 

Vekili      : Av. M.B.

                  3- Büyükçekmece Belediye Başkanlığı 

Vekili      : Av. S.A.                                 

O L A Y  : Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, Pamuktarla Mevkii, 1290 Parselde kayıtlı taşınmazın hissedar olarak maliki olduğunu ve mahkeme sözkonusu taşınmazın imar planında okul, cafe ve park ile oto park alanı olarak ayrıldığını, sözkonusu taşınmazın Büyükçekmece Belediyesince kamulaştırıldığını ve mahkeme kararı ile taşınmazın belediye adına hükmen tescil edildiğini, taşınmazda mülkiyet hakkına son verildiğini, taşınmazla ilgili olarak kendilerine herhangi bir bedel ödenmediğini taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalılar İstanbul İl Özel İdaresi ve Büyükçekmece Belediye Başkanlığı vekilleri süresi içinde verdikleri dilekçede özetle, taşınmaza fiilen el atılmadığını, dava konusu taşınmazın Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.4.1988 gün ve E:1987/95, K:1988/323 sayılı kararı ile kamulaştırılıp tescilinin sağlandığını imar planına dayalı olarak açılan tazminat davalarının görüm ve çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 2.11.2012 gün ve E:2012/870 sayı ile, görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalılar İstanbul İl Özel İdaresi ve Büyükçekmece Belediye Başkanlığı vekilleri idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dosya örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı, dava dilekçesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku olmadığı, ancak; bu sonuç ya sonuçların genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planından kaynaklandığı, bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka bir anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarenin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı, idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini talepleri ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 12 ve 13. maddeleri uyarınca idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan Yasa hükümlerinin gereği olduğu, bu bakımdan hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi idari yargının görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, hukuki elatma olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla 2577 sayılı Yasanın 2. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, bu nedenle 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca İstanbul İl Özel İdaresi ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı açısından olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Zehra Ayla PERKTAŞ’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ,  Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 11.3.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı İstanbul İl Özel İdaresi ve Büyükçekmece Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde, her iki davalı vekilince başvuruda bulunulması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, İstanbul İl Özel İdaresi ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı açısından10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmakta ise de, İstanbul İl Özel İdaresi yönünden usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların hissedar olduğu taşınmaza, imar planında okul, cafe ve park ile oto park alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla;  işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL’nin davalı idareden tahsili istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

a) Bölge planları; sosyo-ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.   

Olayda, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parselin imar planında okul, cafe ve park ile oto park alanında kaldığı ve kamulaştırıldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile bu tür yerlerin bedelinin ödeneceğine karar verildiği, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı İstanbul İl Özel İdaresi vekili görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı İstanbul İl Özel İdaresi vekilinin GÖREV İTİRAZININ, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2.11.2012 gün ve E:2012/870  sayılı REDDİNE İLİŞKİN KARARININ KALDIRILMASINA, 11.3.2013 gününde Üyelerden Mustafa AYSAL ile Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYLARI VE OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

                                                                                                                                                                            KARŞI OY

Somut uyuşmazlıkta;

Davacı, imar planında okul-cafe ve park ile otopark olarak ayrılan taşınmazının davalı belediyece kamulaştırıldığını, mahkeme kararı ile taşınmazın hükmen Belediye adına tescil edildiğini, taşınmazda mülkiyet hakkına son verildiğini, ancak kamulaştırma bedelinin kendilerine ödenmediğini, taşınmazına kamulaştırılmasız el atıldığını ileri sürerek adli yargı yerinde tazminat davası açmış,

Davalılar vekili taşınmazın idarece kamulaştırıldığını, hükmen idare adına tescil edildiğini, imar planına dayalı açılan tazminat davalarının çözüm yerinin idari yargı olduğunu bildirerek yargı yolu itirazında bulunmuş,

Adli yargıca görev itirazının reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmış,

Yüksek Mahkemece, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile görev itirazının

reddine ilişkin Adli Yargı kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Sayın çoğunluğun, Uyuşmazlıkta İdari Yargıyı görevli kabul eden görüşüne katılamıyoruz.

Kamulaştırma tarihinden yürürlükte bulunan mülga 2942 sayılı kamulaştırma yasasının 10. maddesinde İdarece kamulaştırma bedelini tesbit etmek üzere kıymet takdir komisyonlarının oluşturulacağı,

Yasanın 11. maddesinde kamulaştırılan taşınmazın kıymet takdirinin ne şekilde yapılacağı,

Yasanın 13. maddesinde kamulaştırma belgeleri ile tesbit edilen kamulaştırma bedelinin milli bankalardan birine yatırıldığı, açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği hususlarının ilgiliye tebliğ edilmek üzere kamulaştırma belgelerinin notere tevdii edileceği,

Yasanın 14. maddesinde tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde malik tarafından takdir olunan bedele karşı Adli Yargıda dava açılabileceği,

Yasanın 17. maddesinde tebliğ edilen kamulaştırma işlemine karşı İdari ve Adli Yargıya başvurulmadığı veya bu konuda açılan davaların kesin olarak sonuçlandığı ancak taşınmaz mal sahibinin ferağ vermediği hallerden takdir edilen ve arttırılan bedelin tamamının milli bankalardan birine yatırılarak makbuzun ilgili belgelerle birlikte mahkemeye verilmesi durumunda mahkemenin tarafları davet edilerek kamulaştırma usulüne ilişkin uygun şekilde tamamlanmış ise taşınmaz malın kamulaştırma yapılan idare adına tesciline karar vereceği,

Yasanın 37.maddesinde de Kamulaştırma Kanunundan doğan tüm anlaşmazlıkların Adli Yargıda çözümlenmesi gerekenlerinin taşınmaz malın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemelerinde basit yargılama usulü ile görüleceği ön görülmüştür.

Dava konusu taşınmazın davalı İdarece kamulaştırıldığı, taşınmazın hükmen davalı Belediye tescil edildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Uyuşmazlık taşınmaz bedelinin (Kamulaştırma-Kamulaştırmasız el atma) ödenmemesinden kaynaklanmaktadır.

Açıklanan Yasal düzenlemeler karışsında imar planına dayalı bir talebin söz konusu olmadığı, kamulaştırma işleminin iptalinin istenmediği, fiili el atmanın ötesinde kamulaştırılan ve davalı idare adına tescil edilen taşınmaz bedelinin tazmini davasının Adli Yargıda görülmesi gerektiği düşüncesiyle, uyuşmazlıkta İdari Yargıyı görevli kabul eden Sayın çoğunluk görüşüne karşıyız. 

   KARŞI OY                                                                                   KARŞI OY

Mustafa AYSAL                                                                        Eyüp Sabri BAYDAR