T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

BAŞKANLIĞI

CEZA BÖLÜMÜ

 

 

Esas                : 1983/60

Karar               : 1983/417

Karar Tarihi    : 27.6.1983

 

Davacı             : K.H.

Sanık               : M.T.

K O N U          : Karşıyaka Sulh Ceza Mahkemesi’nin 10.9.1981 gün ve 1979/1015 Esas, 1981/598 karar sayılı ve sonuç olarak sanığın TCK.nun 536/2. maddesi uyarınca iki yıl süre ile hafif hapis ve 4000 lira para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin ka­rarı ile, İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askerî Mahkemesi'nin 1.12.1981 günlü, 1981/207 Esas, 1981/338 Karar sayılı sonuç olarak sanığın 10 ay hafif hapis cezasıyla cezalan­dırılmasına ilişkin mahkûmiyet kararları arasında oluştuğu ileri sürülen hüküm uyuşmazlığının giderilmesi istemidir.

OLAY  : Sanıklar M.T.ve A.E.Ç.’ın  18.12.1979 günü saat 0.3 sıralarında İzmir’in Salhane semtinde duvarlara “Kahramanmaraş katliamının hesabını soracağız, TKP/ML, önder Staline şan olsun, Devrimci Halkın Birliği, TKP/ML” yazılarını yazarlarken zabıtaca yakalandıkları, Karşıyaka C. Savcılığı’nca iddia olunarak, eylemlerine uyan TCK.nun 536. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle haklarında Sulh Ceza Mahkemesi’ne kamu davası açılmıştır.

A) Karşıyaka Sulh Ceza Mahkemesi,10.9.1981 günü, Esas 1979/1015, Karar  1981/598 sayı ile; yaptığı yargılama sonucunda, sanık A.E.Ç.’ın” bulunamaması nedeniyle hakkındaki davanın geçici olarak durmasına, diğer sanık M.T.'ın eylemine uyan TCY.nın 536/2. maddesi gereğince bir yıl müddetle hafif hapsine, 2000 lira hafif para cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın TKP/ML olarak kurulan yasa dışı derneğin mensu­bu olduğunun anlaşılması nedeniyle yukarıdaki cezaların iki katı uygulanarak sonuçta iki yıl hafif hapsine, 4000 lira hafif para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

Sanıkların olay geçesi (18.12.1979) saat 0.3 sıralarında kimlikleri saptana­mayan diğer arkadaşları ile birlikte olay yerinde kamu ve özel teşebbüse ait binaların duvarlarına "Kahramanmaraş Katliamının Hesabını Soracağız, THKP/ML Hareketi, Önder S. Şan olsun, Devrimci Kalkın Birliği, İbolar Ölmez" yazılarını yazdıkları sırada yakalandıkları, bu suretle memleket içinde kurulu iktisadi ve sosyal temel nizamlardan birini devirmek ve devletin hukuki ve siyasi yapısını topyekün yok etmek için propaganda yaptıkları, İzmir C.Savcılığı'nca iddia olunarak eylemlerine uyan TCY.nın 142/1. maddesi uyarın­ca cezalandırılmaları istemiyle haklarında Ağır Ceza Mahkemesi’ne kamu davası açılmış­tır.

B) İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi 4.4.1980 günü, 1980/35 Esas,1980/130 karar sa­yı ile sanıklara atılı suçun hür demokratik düzeni ortadan kaldırmaya yönelik suçlardan olduğu İzmir’de de 20.2.1980 günü sıkıyönetim ilan edildiği, sıkıyönetim askerî mahkeme­lerinde görülmekte olan davalarla bağlantılı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı ve­rerek dosyayı sıkıyönetim askerî mahkemesine göndermiştir.

1- Sanıklar D.D., N.K., K.A., C.M., A.Ö., A.E.Ü., E.G., THKP/ML hareketi "Devrimci Halkın Birliği" yasa dışı silahlı örgütün mensubu oldukları, E.G. ve A.E.Ü. dışındaki sanıkların ayrıca mensubu bulundukları örgüte parasal olanak sağlamak amacıyla iddianamede etraflıca anlatıldığı şekilde birçok silahlı gasp eylemlerini gerçekleştirdikleri, sanıkların polis­teki itirafları, ele geçirilen örgüte ait silah ve mermiler, örgüte ait dokümanlar, yazı malzemeleri, sol içerikli kitap ve gazeteler çalıntı mücevherat, yer gösterme tutanakları, tanık mağdur beyanları ve teşhisleri ile dosya içeriğinden anlaşıldığı, İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Savcılığı’nca ileri sürülerek eylemlerine uyan TCK.nun 168/2., 173/3., 497/1., 497/2. ve 1402 sayılı yasa'nın 17/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle haklarında kamu davası açılmıştır.

2- İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Savcılığınca sanık A.E.Ç. hakkında da adı geçen THKP/ML hareketi Devrimci Halkın Birliği örgütü mensubu bulunduğunun anlaşılması nedeniyle TCY.nın 168/2., 173/3. ve 1402 sayılı Yasa'nın 17/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle ek iddianameyle kamu davası açılmıştır.

C) İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı 1 nolu Askerî Mahkemesi: Sanık A.E.Ç. ve M.T. hakkında TCY.nın 142/1. maddesine göre cezalandırılmaları iste­miyle İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan ve görevsizlik kararı ile gelen dava ile Askerî Savcılığın iddianamesi ile açılmış bulunan kamu davalarını 20.10.1981 günlü, 1981/207 esasında birleştirmiştir.

Yargılamayı sürdüren Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askerî Mahkemesi 1.12.1981 günü, 1981/207 Esas, 1981/338 Karar sayı ile; sanıklardan Erzat Gür’ün beraatine diğer sanıkların mahkumiyetine, sanık M.T.’ın,

a) Komünizmi övmek suçundan sabit olan eylemine uyan TCY.nın 142/1-4. maddesi gereğince bir sene ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, ikrarı göz önüne alınarak cezasının TCY.nın 59. maddesi gereğince 1/6 indirilerek on ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCY.nın 173/son maddesi uyarınca üç ay on gün süre ile Kars ilinde ikametle genel güvenlik gözetimi altında bulundurulmasına,

b) Sanığın duvarlara yazı yazmak suçundan sabit olan eylemine uyan TCY.nın 536/2. maddesi gereğince 1 sene hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına, ikrarı lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek cezasının TCY.nın 59. maddesi gereğince 1/6 indirilerek sonuç olarak on ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında hükmedilen cezaların TCY.nın 74. maddesi uyarınca ayrı ayrı infazına, sanığın 17.1.1980-24.12.1980 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği sürelerin 353 sayılı Yasa’nın 251. maddesi gereğince mahkumiyetinden indirilmesine karar vermiştir.

Sanık M.T.’ın Sıkıyönetim Askerî Mahkemesi kararında belirtilen 17.1.1980 gününden 24.12.1980 gününe kadar tutuklulukta geçirdiği sürelerin Karşıyaka Sulh Ceza Mahkemesinin 10.9.1981 günlü kararı ile verilen iki yıl hafif hapis cezasızdan mahsup edilmesine dair talebi üzerine Karşıyaka Sulh Ceza Mahkemesi: 20.1.1982 günü, 1982/1 müteferrik sayılı kararı ile Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Kolu Askerî Mahkemesinin 1.12.1981 günlü, 1981/207-338 sa­yılı ilâmı ile adı geçen hükümlünün TCY.nın 142/1-4. ve 59. maddesine göre on ay ağır hapis cezasına ve TCY.nın 536. maddesine göre de on ay hafif hapis cezasına mahkum edildiği, sanığın 17.1.1980-24.12.1980 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği sürelerin 353 sayılı Yasa'nın 251. maddesi gereğince mahkumiyetinden indirilmesine karar verildiği, bu durumda mahkemelerince mahsubu gereken tutuklulukta geçen süre bulunmadığı, bahsedilen tutukluluk süresinin askerî mahkemenin karar ve hükmü ile ilgili bulunduğu, askerî mahkemece TCY.nın 536/2. maddesi ile verilen kararla ilgili eylem ile mahkemelerinin  TCY.nın 536/2.maddesine göre verilen kararla ilgili suçun aynı suç olduğu, İzmir Sıkıyönetim Ko­mutanlığınca daha önce bu davaya ait iddianamenin gönderilerek haberdar edildiği, ancak dosyanın sıkıyönetim askerî mahkemesince istenmemesi üzerine davanın sonuçlandırıldığı, askerî mahkeme kararı ile ilgili iddianamenin incelenmesinden bu mahkemede TCY.nın 536. maddesine göre açılmış bir davanın bulunmadığı, buna rağmen hükümlülük kararı verildiği askerî mahkeme ilâmına karşı yazılı emir yoluna gidilmesi gerektiğinin bildirilmesine karar vermiştir.

Karşıyaka C. Savcılığı’nca sıkıyönetim komutanlığı askerî savcılığına yazılan 26.1.1982 günlü 1982/893 sayılı yazı ile yazılı emir isteğinde bulunulması gerektiği belirtilerek, yazılı emir sonuna kadar ilâmın infaza verilmemesinin uygun görüldüğü belirtilmiştir.

Milli Savunma Bakanlığı 20.12.1982 gün, 1982/1877-3 sayı ile 353 sayılı Sıkıyö­netim Yasası'nın 243. maddesi uyarınca sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün bozdurulması için Askerî Yargıtay Başsavcılığı’na yazılı emir vermiştir.

Konuyu inceleyen Askerî Yargıtay 3. Dairesi;

"Aynı sanık hakkında aynı fiilden dolayı iki ayrı kesin hüküm olduğuna göre, usulüne uygun olarak kamu davası açılıp, açılmadığının tartışılması yazılı emir yolu ile dosyanın incelenmesi şartına bağlı olduğundan, öncelikle incelemenin bu yolda yapıl­ması gerektiği, ortada aynı sanık hakkında aynı suçtan dolayı biri Adlî Yargı’ya, diğeri Askerî Yargı’ya ait olmak üzere iki kesin hüküm bulunduğu, temyiz inceleme mercilerinin ayrı olması nedeniyle ihtilâfın yazılı emir yolu ile çözülmesinin mümkün olmadığı, ortada oluşmuş bir hüküm uyuşmazlığı bulunduğundan, ihtilâfın Uyuşmazlık Mahkemesi’nce çözüm­lenmesi gerektiği gerekçeleri ile yazılı emir yolu ile bozma isteminin reddine karar vermiştir.

İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Savcılığı oluşan hüküm uyuşmazlığının çözümü için dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesi’ne göndermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE           : Türk Ulusu adına yargı yetkisini kullanan Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü; Servet Tüzün’ün Başkanlığı’nda, İsmail Oğuz, Nevzat Doğan, Ali Suat Erkoç, Yaşar Çiftçioğlu, Ergun Argon ve Nail Yücel’in katılmaları ile yaptığı, 27.6.1983 günlü toplantıda, geçici raportör Hakim Tulez Barutoğlu’nun raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya, Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Yardımcı Durmuş Ganioğlu ile Askerî Yargıtay Başsavcısı yerine katılan Yardımcı Yavuz Öğüt’ün hüküm uyuşmazlığının oluştuğu ve davanın Askerî Yargı yerinde çözümü gerektiği biçimindeki   sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

Adlî ve Askerî Yargı yerleri arasında doğduğu ileri sürülen hüküm uyuşmazlığı­nın çözümü için, öncelikle hüküm uyuşmazlığının oluşup, oluşmadığı belirlenmeli, hüküm uyuşmazlığı oluşmuş ise bunun ne yolda çözümlenmesi gerektiği ortaya konulmalıdır.

2247 sayılı Yasa’nın 2592 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesinde öngörülen ceza alanındaki hüküm uyuşmazlığından bahsedebilmek için "Adlî, İdarî ve Askerî Yargı mercilerinden en az ikisi tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, birbirine uymayan kararlar bulunması; sanığın, fiilin ve maddi olayların aynı olması gerekir.

İnceleme konusu olayda hüküm uyuşmazlığının oluşması için maddede öngörü­len koşulların var olup olmadığına gelince Adlî ve Askerî Yargı yerlerince verilen mah­kûmiyet kararlarına konu olan davada sanık aynı olup, her iki yargı mercii kararında mad­di olay, sanığın duvarlara yazı yazmasından ibarettir.

Fiilin aynı olup olmadığına gelince; Olay günü sanık diğer arkadaşları ile birlikte duvarlara yazı yazarken görevlilerce yakalanmıştır. Karşıyaka C. Savcılığı sanık ve arkadaşı A.E.Ç. hakkında duvarlara yazı yazmaktan TCK.nun 536/. Maddesi ile Sulh Ceza Mahkemesine yazı içeriği ile komünizm propagandası yapıldığı iddiası ile TCK.nun 142. Maddesi ile ağır ceza mahkemesine kamu davaları açmıştır. Ancak Sıkıyönetim Komutan­lığı Askerî Mahkemesi Ağır Ceza Mahkemesinden görevsizlik kararı ile gelen dosyayı Dev­rimci Halkın Birliği Örgütü sanıklarına ilişkin dava ile birleştirmiş, sonuçta sanık M.T.’a duvarlara yazı yazmak eyleminden dolayı on ay hafif hapis cezası vermiştir.

Bu duruma göre 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde yer alan fiilin aynı olması koşuluda olayda gerçekleşmiştir.

Sonuç olarak, Adlî ve Askerî Yargı yerlerinin mahkûmiyete ilişkin ve birbirlerine uymayan kararları arasında her iki hükme konu olan sanık, fiil ve maddi olayın aynı olması nedeniyle 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesindeki tüm koşullar gerçekleşmiş ve iki yargı yerinin kesinleşmiş kararlan arasında hüküm uyuşmazlığı oluşmuştur.

Uyuşmazlığın ne yolda çözümleneceği konusunda ise; 2247 sayılı Yasa’nın 25. maddesinin 2. fıkrasının gözönünde tutulması sorunu açıklığa kavuşturacaktır. Söz konusu 25. madde "Ceza alanındaki hüküm uyuşmazlıklarında Uyuşmazlık Mahkemesi CMUK.nun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerini uygular ve esasa ilişkin bir karar vermeksizin sadece o  davayı hangi ceza mahkemesinin görüp karara bağlaması gerektiğini belirtmek suretiyle çözer, kazanılmış haklar saklı tutulur hükmünü taşımaktadır. Anılan maddeye göre ceza alanındaki hüküm uyuşmazlıklarının çözümünde Uyuşmazlık Mahkemesi'nin görevi hukuk ala­nındaki uyuşmazlıkların aksine davanın hangi yargı yerinde çözülüp karara "bağlanması ge­rektiğini belirtmekten ibarettir.                                                          

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin ceza alanındaki hüküm uyuşmazlıklarında esasa girmeyip, 2247 sayılı Yasa'nın 25/2. maddesi uyarınca uyuşmazlığın hangi yargı yerinde esas­tan karara bağlanması gerektiğini göstermesi, ceza ve ceza usûl hukukunun niteliğinde özellikle ceza hukukumuzda vicdani delil sisteminin cari olmasından ileri gelmekte, bu suretle işin esasını çözüme bağlayacak görevli mahkemenin delilleri değerlendirmesine imkân tanınmaktadır. Bunun için de Uyuşmazlık Mahkemesi çelişkili kararları kaldırmak, esasasen karar verecek mahkeme de bu kararlara konu olan dava dosyalarındaki delilleri yeniden yargılama yaparak değerlendirmek zorundadır. Durum böyle olunca, sanık M.T. hakkında Karşıyaka Sulh Ceza Mahkeme­since verilen 10.9.1981 günlü, Esas 1979/1015, Karar 1983/598 sayı ve İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askerî Mahkemesince verilen 20.12.1981 günlü, Esas 1981/207, Karar 1981/338 sayılı ve çelişen mahkûmiyet kararlarının kaldırılması gerekmektedir.

Sözkonusu kararlar kaldırıldığına göre 2247 sayılı Yasa'nın 25/2. maddesi uyarınca davaya hangi yargı merciinde bakılacağının saptanmasına gelince bunun için 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası'nın göreve ilişkin maddeleri özellikle suçun İzmir’de 20.2.1980 günü il Sn edilen sıkıyönetimden önceki üç ayın dışında işlenmesi nedeni ile aynı yasanın 13. maddesi gözönünde tutulmalıdır. İncelenen dosya içeriğinden, sanığa atılı suçun siyasal ve ideolojik amaçlı olduğu, yazdığı yazıların içeriğinin incelenmesi, dosyada yer alan ken­di anlatımı ile diğer ifade ve belgelerden belirlenmekte, atılı suç bu yönü ile sıkıyönetim ilanına neden olan olaylara ilişkin bulunmaktadır. Suçun 1402 sayılı Yasa'nın 13/a maddesinde öngörülen süre dışında işlenmesine karşın gerek adlî, gerekse Askerî Yargı yer kararlarında sanığın TKP/ML Devrimci Halkın Birliği adlı yasa dışı örgütün bir militanı olduğunun kabulü ile ceza tayin edilmesi, ayrıca dosyada yer alan sanık ve tanık anlatım­larının da bu görüşü doğrulaması ve anılan örgüt davalarına sıkıyönetim askerî mahkeme­since elkonulması karşısında 1402 sayılı Yasa'nın 13/b. maddesinde yer alan ve Uyuşmaz Mahkemesi Ceza Bölümü'nün 4.5.1981 günlü, 1/1 sayılı ilke kararında öngörülen organik ve örgütsel bağlantı koşulunun gerçekleşmesi nedeni ile davanın Askerî Yargı yerinde gö­rülmesi gerekir.

Bu nedenle, Karşıyaka Sulh Ceza Mahkemesi ile İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı Kolu Askerî Mahkemesi’nin kararlan arasında, 2247 sayılı Yasa'nın 2592 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi nedeni ile, aynı yasanın 25/2, maddesi gereğince Karşıyaka Sulh Ceza Mahkemesi'nin 10.9.1981 günlü, Esas 1979/1015, Karar 1981/598 sayılı, İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askerî Mahkemesi'nin 1.12.1981 günlü 1981/207 Esas,1981/338 sayılı mahkumiyet kararlarının kaldırılmasına sanığın yasa dışı Devrimci Halkın Birliği adlı örgütün üyesi bulunması sebebi ile atılı suça ilişkin davanın  Askerî Yargı yerinde kazanılmış hakları saklı tutulmak sureti ile karara bağlanması gerektiğine karar verilmelidir.

SONUÇ : Karşıyaka Sulh Ceza Mahkemesi ile,İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı Kolu Askerî Mahkemesi kararları arasında 2247 sayılı Yasa'nın 2592 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesinde hüküm uyuşmazlığının varlığı için öngörülen koşullar gerçekleştiğinden başvurunun kabulüne ve aynı Yasanın 25/2. maddesi gereğince gerek Karşıyaka Sulh Ce­za Mahkemesi'nin 10.9.1981 günlü, Esas 1979/1015, Karar 1981/598 sayılı ve gerekçe İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askerî Mahkemesi'nin 1.12.1981 günlü, Esas 1981/207, Karar 1981/338 sayılı mahkûmiyet kararlarının kaldırılmasına ve anlaşmazlığın niteliğine göre davanın Askerî Yargı yeri ceza mahkemesinin görüp, kazanılmış haklar saklı tutularak ka­rara bağlanması gerektiğine ve dava dosyalarının İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askerî Mahkemesi'ne tevdi edilmek üzere iş bu Komutanlık Askerî Savcılığı'na gönderil­mesine, 27.6.1983 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi”.