Hukuk Bölümü         2013/1649 E.  ,  2013/1862 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                 Davacı     : M. Özel Sağlık Hiz.ve Tıbbi Malzeme San. ve Tic. Ltd. Şti. (Özel M. Tıp Merkezi)

                Davalı      : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (İzmir Sosyal Güvenlik İl  Müdürlüğü)

                Vekili      : Av. R.A. & Av. V.S. 

                O L A Y  : Davacı ile davalı kurum arasında 12.01.2009 tarihinde, Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi imzalanmıştır.

                Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce 24.01.2011 gün ve B.13.2.SGK 4.35.20.02/803 sayılı yazısı ile davacı tıp merkezinin sözleşmenin ilgili hükümlerine aykırı hareketi nedeni ile (5) iş günü içinde savunma istenmiş, savunmanın ardından davalı idare tarafından 23.08.2011 tarih B.13.2.SGK 4.3520.02/16648452 sayılı yazı ile “… Medula kayıtları ve merkezinizden alınan belgeler dahilinde Müdürlüğümüzce inceleme yapılmış olup; inceleme neticesinde, Temmuz 2009-Aralık 2009 arasında toplam 42 hastaya yapılan işlemlerin Girişimsel Artroskopi olduğu ve bunların Girişimsel Artroskopi olarak kurumumuza fatura edildiği ancak 7 (yedi) hastanın işlem bedelinin kesildiği,… SGK Özel Sağlık Hizmeti Sunucularında Özel Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 5.1.12 maddesinde belirtilen “ sağlık hizmeti sunucusunun, kuruluş ve faaliyeti ile ilgili tabi oldukları mevzuat hükümlerine uymadığının tespit edilmesi halinde 10.000,00 TL( onbin),cezai şart uygulanır..” hükmüne aykırı hareket ettiği anlaşıldığından, her dönem için 20.00 TL olmak üzere 70.000TL cezai işlem uygulandığı, ayrıca sözleşmenin 5.8  numaralı maddesinde belirtilen fiiller nedeniyle Kurumca yapılan yersiz ödemeler, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsil edilir, maddelerine istinaden söz konusu fiiller nedeniyle Merkeze yapılan yersiz ödemeler, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle Merkeziniz alacağından tahsil edileceği” davacı tarafa bildirilerek, belirtilen cezai şart ve yapılan ödemeler tahsil edilmiş, davacı tarafın bu işlemlere karşı yaptığı itiraz ise  zımnen reddedilmiştir.

                Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; yasa, yönetmelik ve diğer mevzuata aykırı ve uygulamada olmayan bir genelgeye dayanılarak yapılan cerrahi işlemlerden ötürü sözleşme gereği ceza uygulanmasının hukuken korunamayacağı gerekçesiyle davalı idarenin 23.08.2011 tarih ve B.13.2.SGK.4.35.20.02/16648652 sayılı ceza işleminin iptali istemiyle idari yargıda dava açmıştır.

                 Davalı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen işlemin 6183 sayılı Kanuna tabi olan prim veya idari para cezasına ilişkin bir cezai işlem olmayıp davacı ile yapılan sözleşme gereğince ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle kesilen cezai şarta dayalı bir işlem yani para alacağını ilgilendiren bir işlem olduğundan kurumca yapılan işlemin kamu hukukundan değil, özel hukuktan kaynaklanan bir işlem olması nedeniyle 2577 sayılı Kanunun 14/3-a ve 15/1-a maddeleri gereğince davanın görev yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.

                İZMİR 4. İDARE MAHKEMESİ: 07.11.2012 gün ve E:2011/2363 sayılı kararında özetle; davacı şirket ile davalı idare arasında yapılan Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin kamu hizmetinin yürütülmesine yönelik, taraflarından birisi kamu kurumu olan ve bu kuruma özel hukuk yetkilerini aşan yetkilerin tanındığı idari bir sözleşme niteliğinde bulunduğu sonucuna varıldığından, idari sözleşmeden kaynaklanan cezai şart uygulamasına ilişkin uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddine karar verilmiştir.

                Davalı idare vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdikleri dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Yargıtay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

YARGITAY BAŞSAVCILIĞI: “… Davanın konusu, taraflar arasında, 2009 yılında yapılan, özel sağlık hizmeti satın alınmasına dair sözleşme hükümlerine aykırılık nedeniyle davalı idare tarafından sözleşme hükümlerine göre hesaplanan cezai şarta ilişkin bildirimin iptaline ilişkindir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı " başlıklı 2.maddesinin değişik (l/c), bendinde, "Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi İçin yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar." idari davalar arasında sayılmıştır.

Davanın çözümü taraflar arasında cezai şart öngören hizmet alım sözleşmesinin idari sözleşme mi yoksa özel nitelikte bir sözleşme mi olduğunun tespiti gerekmektedir. İdari sözleşmeler, konusu bir kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bulunan ve hüküm ve koşullan itibariyle idareye üstün hak ve yetkiler tanıyan; dolayısıyla idarenin kamu gücüne dayalı, resen ve tek yanlı hareket edebilme yetkilerini içeren sözleşmelerdir. Bu nitelikte olmayan diğer sözleşmeler ise, genelde özel hukuk alanda özel hukuk kurallarına göre düzenlenir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 68. maddesinin 7. fıkrası "Değişik fıkra: 25/06/2009-5917 S.K./40.mad) Katılım paylarını, gelir veya aylık alan kişilerin gelir veya aylıklarından, çalışanların ücret veya maaşlarından mahsup edilmek suretiyle veya eczaneler ile diğer kurum ve kuruluşlar aracılığı ile tahsile ve katılım paylarının ödenme usulünü belirlemeye Kurum yetkilidir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına, tahsil ettikleri katılım payı düşüldükten sonra kalan tutar ödenir." hükmüne göre davalı kurumunun özel şirketlerden sağlık hizmeti satın almak için protokol yapabileceği belirlenmektedir. 5510 sayılı yasanın 101. maddesine göre de, Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.

Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olup özel hukuk kurallarına uygun olarak sağlık hizmeti alanında ticari faaliyet gösteren davacı şirketin ticari faaliyet yapabilmesi için davalı idare ile sözleşme imzalaması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak davalı SGK sigortalılarına ücretini daha sonra davalı kurumdan tahsil etmek şartı ile sağlık hizmeti satışına aracılık etmesi için sağlık alanında hizmet veren davacı şirket ile davalı SGK arasında yapılmış olan ve sözleşme hükümlerine uymayı kendi rızaları ile kabul eden taraflar arasındaki sorunlarında özel hukuk hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. Dosyada bulunan hizmet sözleşmenin taraflara karşılıklı olarak çeşitli hak ve yükümlülükler getirdiği ve özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, davalı kurum tarafından hazırlanmış bir imtiyaz sözleşmesi niteliğinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 04/05/2009 günlü ve 2008/104 E, 2009/103 K numaralı emsal sayılabilecek kararma göre de, İdare ile eczane arasında, indirimli ilaç satışına ilişkin sözleşme uyarınca verilen ilaçların bedelinin ödenmesi istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğine karar verilmiştir.

Danıştay 10. Dairesinin 11/04/2005 günlü ve 2004/12712 E, 2005/1612 K sayılı kararı ile de, eczaneler ile kamu kuram ve kuruluşları arasında özel hukuk hükümleri çerçevesinde yapılan anlaşmaların uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu kararına varılmıştır.

Yukarıdaki açıklamalara göre taraflar arasındaki sağlık hizmeti alımını öngören sözleşme ve eki ceza hükmünün uygulanmasından doğan davanın, özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi…”  gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.   

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan Akarsu ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, özel sağlık hizmeti satın alınmasına dair sözleşme hükümlerine aykırılık nedeniyle, davalı idare tarafından cezai şarta ilişkin yapılan bildirimin iptali  istemiyle açılmıştır.

Bir kamu hizmetinin yürütülmesi için ihtiyaç duyulan mal veya hizmet temini sırasında, "idarede kanunilik" ilkesi gereğince idarenin belirli usul ve esaslara uyması zorunlu olup; işin sözleşmeye bağlanmasından önce geçen bu süreçte tesis edilen işlemlerin, kamu gücüne dayalı, re'sen ve tek yanlı olması nedeniyle idari işlem niteliğini taşıması karşısında, yargısal denetiminin idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerlerince yapılacağı tartışmasızdır. Ancak, işin sözleşmeye bağlanmasından sonraki işlemlerin hangi hukuki rejime tabi olacağının tespiti için,  yapılan sözleşmenin konusu ile içerdiği hüküm ve koşulların niteliğinin ayrıca incelenmesi gerekecektir.

İdari sözleşme, idarenin kamusal yetkisine dayanarak, kamu hizmeti gerekleri ve kamu yararı nedeniyle yaptıkları sözleşmelerdir. Bunlar idarenin ayrıcalıklı ve üstün hak ve yetkilerini içerirler. İdare, bu sözleşme hükümlerinde tek yanlı değişiklik yapabilir ya da sözleşmenin feshine gidebilir, Bu nitelikte olmayan diğer sözleşmeler ise, genelde özel hukuk alanında, özel hukuk kurallarına göre düzenlenir.

31.05.2006 tarih 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun  2. Maddesinde:

“ Bu Kanun; sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortasından yararlanacak kişileri, işverenleri, sağlık hizmeti sunucularını, bu Kanunun uygulanması bakımından gerçek kişiler ile her türlü kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve tüzel kişiliği olmayan diğer kurum ve kuruluşları kapsar.” şeklindeki düzenleme  ile “sağlık hizmet sunucuları” nın 5510 sayılı Kanun kapsamında olduğu,

73. Maddesinde:

“ Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır.

Kurum, sağlık hizmet sunucularının sözleşme başvurularının değerlendirilmesinde, sonuçlandırılmasında ve uygulanmasında sağlık hizmeti sunucuları arasında; sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi aşamasında ise genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler arasında tarafsızlık, hakkaniyet ve açıklık ilkelerine uymak ve bunun uygulandığının izlenebileceği bir sistem kurmak ve tıbbî etik ve deontoloji kurallarına uygunluğu aramak zorundadır.

Kurum, provizyon işlemlerini yürütmek üzere sağlık hizmeti sunucularının mahallinde provizyon merkezi açabilir ve personel çalıştırabilir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, bu amaçla Kuruma uygun bağımsız mekân tahsis etmek zorundadır.

Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden sözleşmeli olduğu sağlık hizmetleri için otelcilik hizmetleri ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri dışında, herhangi bir fark ödemesi talep edemez. Otelcilik hizmeti ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden alınabilecek fark ödemesi, 72 nci maddeye göre belirlenen tutarın iki katını geçemez. Bu farkın alınabilmesi için, kişilerin fark ödemeyi kabul ettiğinin yazılı olarak belgelenmesi zorunludur. Otelcilik hizmeti ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri dışında veya belirlenen tavanın üzerinde fark alınması halinde, sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının sözleşmeleri bir yıl süreyle feshedilir.

Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından acil hallerde alınan sağlık hizmeti bedeli, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedeller esas alınarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere fatura karşılığı ödenir. Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucuları, acil hallerde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden veya Kurumdan herhangi bir fark talep edemez.

70 inci maddedeki hükümlere uyulmak şartıyla, sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedellerin % 70'i fatura karşılığı ödenir. 70 inci madde hükümlerine uymaksızın sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedellerin % 50'si fatura karşılığı ödenir.

Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın alınan sağlık hizmeti bedelinin bu maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarına göre Kurumca ödenebilmesi için; Sağlık Bakanlığı veya ilgili kamu idareleri tarafından ödenecek sağlık hizmetine ilişkin sağlık hizmeti sunucularına ruhsat veya izin verme uygulamasının olması halinde ruhsat veya izin alınmış olması, ayrıca Kurumca sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucusunun şartlarının sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusunda aranan şartlara uygun olduğunun kabul edilmesi şarttır.

Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmaya müstahak olup olmadığını, Kurumun elektronik veya diğer ortamlarda sağlayacağı yöntemlere uygun olarak kontrol etmek ve belgelemek zorundadır.

Sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinin hazırlanması ve akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” denilmek suretiyle sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesine ilişkin düzenlemelere  yer verilmiş,

  Ayrıca aynı Kanunun 101. maddesinde de:

“ Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” şeklindeki düzenleme ile de bu Kanundan doğan uyuşmazlıkların çözüm yerinin adli yargı olduğu belirlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden;  davacı ile davalı idare arasında 12.01.2009 tarihinde, 1 yıl süreli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi düzenlendiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü 24.01.2011 gün B.13.2.SGK.4.35.20.02/803 sayılı yazı ile sözleşme hükümlerine aykırı hareket edildiği gerekçesiyle savunma istendiği, savunmanın ardından 23.08.2011 gün ve B.13.2.SGK.4.35.20/16648452 sayılı yazı ile “… SGK Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 5.1.12 maddesine aykırılıktan dolayı toplam 70.000,00TL cezai işlem uygulandığı, ayrıca sözleşmenin 5.8 maddesine istinaden söz konusu fiiller nedeniyle Merkeze yapılan yersiz ödemelerin yasal faiziyle tahsil edileceği bildirilmesinin ardından da hem 70.000,00TL cezai işlem hem de Merkeze haksız olarak ödendiği iddia edilen alacak tahsil edilmiştir. Davanın 23.08.2011 gün ve B.13.2.SGK.4.35.20/16648452 sayılı cezai işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, “SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ÖZEL SAĞLIK HİZMETİ SUNUCULARINDAN SAĞLIK HİZMETİ SATIN ALMA SÖZLEŞMESİ ” hükümleri incelendiğinde; sözleşmenin taraflarının Sosyal Güvenlik Kurumu ve M. Özel Sağlık Hizmetleri ve Tıbbi Malzemeler Sanayi Ticaret  Limited Şirketi( Özel M. Tıp Merkezi) olduğu; konusunun, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık yardımları karşılanan ve bu sözleşmenin (2) numaralı maddesinde belirtilen kişilere, “Branş Listesi”nde (EK 1) yer alıp ruhsatında /faaliyet izin belgesinde bulunan tüm branşlarda veya “Kısmi Branş Listesi” ( EK-5 ) de yer alıp ruhsatında / faaliyet izin belgesinde bulunan tüm branşlarda vermeyi kabul ve taahhüt ettiği hizmetlerle sınırlı olmak üzere, sağlık hizmeti sunucusu tarafından sağlık hizmetlerinin sağlanmasının usul ve esasları ile karşılıklı hak ve yükümlülüklerin belirlenmesidir olarak belirtildiği; protokolün (2) numaralı maddesinde,  protokole göre hizmet alacak kişilerin sayıldığı; 3.maddede, genel idari hükümlerin yer aldığı; 4. Maddede, ödeme  şartları ve zamanı hususlarına, 5. Maddede cezai şartlara ilişkin hususlarına;( dava konusunu oluşturan) 5.1.12 kısmında “Sağlık hizmeti sunucusunun, kuruluş ve faaliyetiyle ilgili tabi oldukları mevzuat hükümlerine uymadığının tespit edilmesi halinde 10.000,00.-TL (Onbin),”, 5.8 kısmında “Bu sözleşmenin (5.1) numaralı maddesinde belirtilen fiiller nedeniyle Kurumca yapılan yersiz ödemeler, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsil edilir.”, protokolün 6. Maddesinde sözleşmenin feshine ilişkin hükümler, 7. Maddesinde sözleşmeye ilişkin usul ve esaslar, 8. Maddede yetkili mahkeme, 9. Maddede sözleşmenin kapsamı, 10. Maddesinde, sözleşmenin 12.01.2009 tarihinden 31.12.2009 tarihine kadar geçerli olduğu, “Yürütme” başlıklı 11. maddesinde;  sözleşmenin yürütümü, (EK 4)’de belirtilen Kurum taşra teşkilatı tarafından yapılır. Ancak; bu sözleşmenin (6) numaralı maddesindeki hükümler Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü tarafından yürütüleceği hususlarına yer verildiği görülmüştür.

Davacı şirketin, mesleklerini icra edebilmeleri için Kurum ile sözleşme imzalaması gibi bir zorunluluk bulunmadığı; ancak olayda olduğu gibi, davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının sigortalılarına sözleşmede belirtilen hükümler çerçevesinde sağlık hizmeti sunmayı kendi rızaları ile kurumla karşılıklı sözleşme imzalayarak kabul edebilecekleri de açıktır.

Sözleşmenin,  taraflara karşılıklı olarak çeşitli hak ve yükümlülükler getirdiği, tarafların serbest iradelerine dayandığı, ticari nitelikli olduğu,  Kamu Hukukunun ve dolayısıyla kamu gücünün bu sözleşmede yerinin bulunmadığı; tarafların karşılıklı fesih yetkilerinin bulunduğu

gibi hususlara yer verildiği görülmektedir.

Bu durum karşısında, sözleşme kamu hukuku ağırlıklı değil, tarafların serbest iradesi ile oluşmaktadır. İdarenin sözleşmedeki fesih ve diğer yetkilerinin karşı taraftan fazla bulunması, bu sözleşmenin özel sözleşme niteliğini etkilemediği gibi;  kamu hizmetine ilişkin bulunsa da idarenin üstün yetkilerle donatıldığı sonucunu doğurmamaktadır. Yapılan protokol, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık yardımları karşılanan kişilere özel sağlık hizmeti sunucuları tarafından verilecek sağlık hizmetlerinin koşullarını belirlediğine göre; taraflar arasındaki sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlığın anılan sözleşme hükümleri ve özel hukuk kuralları uyarınca adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan Yargıtay Başsavcısının Başvurusunun kabulü ile, davalı vekilinin görev itirazının İzmir 4. İdare Mahkemesince reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı vekilinin GÖREV İTİRAZININ İzmir 4.İdare Mahkemesi’nin 07.11.2012 gün ve E:2011/2363 sayılı REDDİNE İLİŞKİN KARARININ KALDIRILMASINA, 30.12.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.