Hukuk Bölümü 2006/297 E., 2007/15 K.

  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI ÇIKARABİLME ŞARTLARI
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 5 ]
  • 3194 S. İMAR KANUNU [ Madde 32 ]
  • 3194 S. İMAR KANUNU [ Madde 42 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y: Muratpaşa Belediyesi Encümeni'nce 28.10.2005 gün ve 1115 sayılı karar ile, Kervansaray Otel'i tarafından izinsiz ve kaçak olarak yapılan yapılar nedeniyle, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 20. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca kaçak ve izinsiz yapıların yıktırılmasına, 3621 sayılı Kanun'un 21. maddesi ve 3194 sayılı Kanun'un 42. maddesi uyarınca davacının para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve para cezası için Muratpaşa Belediyesi'nce 16.11.2005 gün ve 21 sıra no'lu ceza ihbarnamesi düzenlenmiştir.

    Davacı vekili, söz konusu Encümen kararının ve ceza ihbarnamesinin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

    ANTALYA 2. İDARE MAHKEMESİ; 29.12.2005 gün ve E: 2005/ 1788; K: 2005/2116 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesinden söz ederek, bu hüküm uyarınca birden fazla işleme karşı tek dilekçe ile dava açabilmek için maddi birlik yanında hukuki bağlılığında bulunmasının zorunlu olduğu, hukuki bağlılıktan söz edebilmek için, dava konusu işlemlerin yargısal denetiminin aynı yargı yerinin görev ve yetkisi içinde bulunması gerektiği, dava konusu olayda, davanın, davacı şirkete ait otelde kaçak ve izinsiz yapılan kısımların 3194 sayılı Yasa'nın 32. maddesi uyarınca yıktırılması ile davacı şirkete aynı Yasanın 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin Belediye Encümeninin 28.10.2005 günlü, 1115 sayılı kararı ile para cezasının tahakkuk ettirilmesine ilişkin 16.11.2005 günlü, 21 sayılı ceza ihbarnamesinin iptali istemiyle açıldığı, ancak, para cezasının iptali istemiyle açılan davanın, adli yargının; yıkım ve ceza ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan davanın ise, idari yargının görevinde olduğunun görüldüğü, bu nedenle, 2577 sayılı Yasa'nın 5/1. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Yasanın 14/3-g ve 15/1-d maddeleri uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içinde yıkım ve ceza ihbarnamesinin iptali istemiyle ayrı, para cezasının iptali için ayrı dava açılmak üzere reddine karar vermiştir.

    Davacı vekili, bunun üzerine, idari para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

    ANTALYA 3. SULH CEZA MAHKEMESİ ; 8.8.2006 gün ve D. İş E: 2006/ 37; D. İş K: 2006/ 120 sayı ile, Anayasa Mahkemesi'nin 1.3.2006 gün ve 2005/108 Esas, 2006/35 Karar sayılı kararı ile, Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesinin iptal edildiği, bu iptal kararı ile idari para cezalarına karşı başvuru yolu konusunda 1 Haziran 2005 tarihi öncesindeki uygulamaya büyük oranda geri dönüldüğü, buna göre, idari para cezasının kaynağı olan yasada, kişiler hakkında idare tarafından verilen idari para cezalarına karşı itiraz yolu açık biçimde sulh ceza mahkemeleri olarak belirlenmemiş ise, idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin hukuksal denetimini yapmakla görevli mahkemelerin(Anayasamızın ilgili hükümleri ve İdare Mahkemelerinin Kuruluşu Hakkındaki Kanun hükümlerinden yola çıkılarak), idare mahkemeleri olduğu hukuksal sonucuna ulaşılabileceği, itiraz eden hakkında düzenlenen idari para cezasının dayanağı olan 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre, idare tarafından verilen idari para cezalarına karşı itiraz merciinin özel olarak açık biçimde sulh ceza mahkemesi olarak gösterilmediğinin anlaşıldığı, Kabahatler Kanunu'nun 3.maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin yukarıda anılan kararı ile iptal edilmesi de dikkate alınarak ve mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olduğundan ve yargılamanın her aşamasında dikkate alınabileceğinden, resen görev yönü ile itiraz dosyasının ele alınıp incelendiği, yapılan inceleme sonucu, itiraz eden hakkında uygulanan idari para cezasının dayanağı olan özel Yasada Mahkemeleri özel olarak görevlendirilmediğinden, yapılan itirazı değerlendirme ve sonuçlandırma görevinin idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, karara itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Ahmet VELİOĞLU, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK'in katılımlarıyla yapılan 05.02.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

    Davacı vekili, adli ve idari yargı kararları arasında olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunu ileri sürerek bu uyuşmazlığın giderilmesini istemiş ise de; İdare Mahkemesi kararı, görevsizlik kararı olmayıp, para cezasının iptali istemiyle açılan davanın, adli yargının; yıkım ve ceza ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan davanın ise, idari yargının görevinde olduğu gerekçesiyle 2577 sayılı Yasa'nın 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Yasanın 14 ve 15. maddeleri uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içinde yıkım ve ceza ihbarnamesinin iptali istemiyle ayrı, para cezasının iptali istemiyle ayrı dava açılmak üzere reddine ilişkindir. Kısacası, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmamaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

    SONUÇ: 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 05.02.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.