T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO     : 2014 / 606

          KARAR NO  : 2014 / 658

          KARAR TR   : 2.6.2014

 

ÖZET : Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle başka kuruma nakledilen davacının, maaş nakil ilmuhaberinin düzeltilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : A.H.A.

            Vekili                : Av. Ç.B.

            Davalı                          : Türk Telekomünikasyon AŞ.

Vekili               : Av. S.A.

İhbar Olunan : Maliye Bakanlığı (Adli Yargıda)

Vekili                : Av.E.Y.

 

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kurum nezdinde Teknisyen ünvanı ile çalışmakta iken Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na atandığını, eski işveren Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından düzenlenen maaş nakil bildirim cetvelinde 5473 sayılı kanuna göre karar alma yetkisine sahip Yüksek Planlama Kurulu Kararlarına aykırı olarak hesapladığını, bunun üzerine müvekkilinin 22 Ekim 2010 tarih ve 17995 sayılı dilekçesi ile davalı işverene başvurduğunu, 5473 sayılı yasaya göre maaş nakil bildirim cetvelinin yeniden düzenlenmesini ve kendisine ödenmesi gereken ek ödemelerin yapılmasını talep ettiğini, talebine işverence cevap verilmediğini, Yüksek Planlama Kurulu’nun 08.05.2006 tarihli ve 2006/T-17 sayılı kararıyla 375 sayılı yasanın ek 3.maddesi çerçevesinde, kamu iktisadi teşebbüsleri ile bağlı ortaklıklarında çalışan sözleşmeli ve kapsamdışı personele her ay 01.01.2006-30.06.2006 tarihlerinde 40 TL, 01.07.2006 tarihinden itibaren ise 80 TL ek ödeme yapılmasının öngörüldüğünü, 406 sayılı yasanın Ek 29.maddesi gereğince başka kurumlara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilecek personelin 4046 sayılı yasanın 22.maddesine göre eski görevleriyle yeni görevleri arasındaki parasal farkın ödenmesi sırasında Türk Telekom Yönetim Kurulunca bu personelin diğer kamu görevlilerine yapılmış zamlar uygulanarak hesaplanmış maaş tutarının esas alınmasının öngörüldüğünü, buna rağmen davalı işveren Yüksek Planlama Kurulu kararlarını dikkate almadan maaş bildirim cetvelinin düzenlendiğini, bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maaş nakil bildiriminin Yüksek Planlama Kurulu kararına uygun olarak düzenlenmesine, geçmiş dönemlere ilişkin maaş artış farkı olarak şimdilik 500 TL’sinin yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davacı vekili 03.07.2012 tarihli dilekçesi ile; mahkemeye sunulan bilirkişi raporuna göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maaş nakil ilmuhaberinin artış oranı dikkate alınarak düzenlenmesine, 500 TL olarak talep edilen denge tazminatı alacağının 7.278,10 TL’na yükseltilmek suretiyle davanın ıslahına, yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

            İzmir 7.İş Mahkemesi: 18.02.2013 gün, 2011/404 Esas, 2013/88 Karar sayılı kararı ile; “…406 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davalı şirkete hak sahibi personeli Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesi, bildirim ile beraber personelin nakledileceği kamu kurumundan yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere memur maaş nakil ilmühaberi düzenlenmesi, personelinin ilişiğinin kesilmesi gibi işlemler yapıldığı, bu işlemler idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerinin, özlük ve parasal haklarını belirlediği, söz konusu işlemlerini kamu personeli hakkında ve idare hukuku alanında tesis edilmiş birer idari işlem niteliğinde olduğu, idari işlemlerle ilgili olduğu…” gerekçe gösterilmek suretiyle, HMK.nun 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle aynı yasanın 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermiş, karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi; 22.04.2013 gün ve 2013/8012 Esas, 2013/8482 Karar sayılı kararı ile; temyiz olunan kararın hüküm kısmındaki yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davanın reddine ifadesinden sonra gelen ve vekalet ücreti ile diğer yargılama giderinin yer aldığı, 2. 3. 4. 5. ve 6.bentlerin hükümden çıkarılmasına, hükmün bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermiş; bu şekilde karar, 1086 sayılı Yasa’nın Geçici 2. ve 6100 sayılı Yasa’nın Geçici 3.maddesi gereğince halen yürürlükte olan 1086 sayılı Yasa’nın 440.maddesi gereğince 11.07.2013 tarihinde kesinleşmiştir.

            Davacı vekili bu kez aynı istemle; idari yargı yerinde dava açmıştır.

            İzmir 5.İdare Mahkemesi: 23.08.2013 gün ve 2013/540 Esas, 2013/102 Karar sayılı kararı ile; İzmir 7.İş Mahkemesince 18.02.2013 tarih ve E:2011/404, K:2013/88 sayılı kararın Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’nin 22.04.2013 tarih ve E:2013/8012, K:2013/8482 sayılı kararı ile düzeltilerek onanması üzerine aynı tarihte kesinleşerek, davanın 02.08.2013 tarihinde açıldığını, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra 30 gün içinde dava açılması gerekirken çok sonra 02.08.2013 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle inceleme olanağı bulunmadığını belirterek, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. ve 15/1-b bendi uyarınca süreaşımı nedeniyle reddine karar vermiş, karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.

            İzmir Bölge İdare Mahkemesi; 03.12.2013 gün ve 2013/6777 Esas, 2013/6649 Karar sayılı kararı ile; İzmir 7.İş Mahkemesi kararının Yargıtay 22.Hukuk Dairesince düzeltilerek onandığı kararın verildiği günün değil, taraflara tebligat yapıldığı günün süre başlangıcına esas alınması gerektiğinden, 27.7.2013 tarihinde tebliğ edilen karardan sonra 30 gün içinde açılan dava süresinde olduğundan aksi yöndeki idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığına, itirazın kabulüne, itiraz konusu kararın bozulmasına karar vermiştir.

            İzmir 5.İdare Mahkemesi: 24.02.2014 gün ve 2014/163 Esas sayılı kararı ile; davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmenin olanaksız olduğu, uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, mahkemelerinin görevine girmeyen ve adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilen bu davada, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Ertuğrul ARSLANOĞLU, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 2.6.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinden 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

Diğer davalı Maliye Bakanlığı’nın, davacı vekilinin idari yargıda açtığı davada hasım olarak gösterilmemesi ve yargılama sonrasında da davaya dahil edildiğine dair dosyasında bir bilgi ve belge olmaması nedenleri ile; bu davalı yönünden oluşan bir görev uyuşmazlığı bulunmadığından, mahkememizce değerlendirme yapılmamıştır.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül Yiğit’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Türk Telekom A.Ş.'nde teknisyen statüsünde çalışmakta iken kurumun özelleştirilmesi nedeni ile başka kuruma atanan davacının, hatalı düzenlenen maaş nakil ilmuhaberinin  ek ücretler yer verilmek sureti ile yeniden düzenlenmesi ile   yanlış düzenlenen maaş nakil ilmuhaberi nedeni ile davacının uğradığı zararın davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

            1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasa’yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise, “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Şirket)” tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır.

27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa’nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilât ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır” denilmiş; anılan fıkra hükmü, 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır”; Ek 29. maddesinin 3.7.2005 gün ve 5398 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır…” denilmiştir.

Öte yandan; 406 sayılı Yasa’nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde, “Türk Telekom; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31.12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür” denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede, “Ancak, Türk Telekom’daki kamu payı %50’nin altına düştüğünde, Türk Telekom’un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur” denilmiş; 4502 sayılı Yasa’nın Geçici 3. maddesi ile de Türk Telekomünikasyon A.Ş., 233 sayılı KHK’nin ekindeki “B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır.

Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı   “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)’nin  % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılmıştır.

Bu sürece paralel olarak Türk Telekom personelinin durumu incelendiğinde:

            Türk Telekom A.Ş., 4502 sayılı Yasa’nın 29.1.2000 tarih ve 23948 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, 29.1.2000 tarihi itibariyle 233 sayılı KHK kapsamı dışında kalmış ve anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış olması nedeniyle, Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi  teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu yolundaki İlke Kararı kapsamı dışında değerlendirilmesi gerekmektedir.         

Anılan 4502 sayılı Yasa’nın 13. maddesi ile 406 sayılı Yasa’ya eklenen Ek 22. maddenin (a) bendinde, “a) Personelin statüsü: Telekomünikasyon hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler telekomünikasyon alanında sekiz yıl tecrübeye sahip ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş bir genel müdür ile kadro, unvan, derece ve sayıları Yönetim Kurulunun önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yüzseksen gün içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kadrolarda istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Bu personel hakkında bu Kanunda öngörülen hükümler saklı kalmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır. Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmüne yer verilmiş; bu bent hükmü, 4673 ve 5189 sayılı Yasalarla yapılan değişiklikler sonucunda; “a) Personelin statüsü: (Ek ibare: 12.5.2001-4673/6. md.) Türk Telekomdaki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartları aranır. (Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16.6.2004-5189/12 md.) Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmünü almış; aynı maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında da iş mevzuatına tabi olan Türk Telekom çalışanlarının aylık ücretlerinin kendilerini atamaya yetkili olan Yönetim Kurulu tarafından tespit olunacağı kurala bağlanmıştır.

406 sayılı Yasa’nın anılan Ek 22.maddesi uyarınca, Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne ait asli ve sürekli kadrolar belirlenerek 4.4.2000 tarih ve 24010 (Mükerrer) sayılı R.G. de yayımlanan 31.3.2000 tarih ve 2000/331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede: merkez teşkilatı için 100 ve taşra teşkilatı için 100 (6 Bölge Müdürü, 12 Bölge Müdür Yardımcısı ve 82 İl Telekom Müdürü) kadro ihdas edilmiş; öte yandan, aynı Yasa maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan “Türk Telekomünikasyon A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği” adı altındaki düzenleme, Yönetim Kurulunun 31.8.2000 tarih ve 407 sayılı kararıyla kabul edilmek suretiyle yürürlüğe konulmuştur.

Kanunla, Kurumda görev yapan personelden asli ve sürekli görev yapacak olanları kadro unvanı itibariyle belirlemek konusunda Bakanlar Kurulu'na yetki verildiği açıktır. Bu yetki 4502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 29.1.2000 tarihi ile 5189 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 2.7.2004 tarihleri arasında geçerli olmuştur.

Anayasa’nın 128. maddesinde, “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” denilmiştir.

406 sayılı Yasa’nın Ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır…” denilerek, yasakoyucu tarafından Türk Telekom’da 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personel, kamu personeli sayılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı nezdinde sözleşmeli teknisyen statüsünde çalışmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilen ve sonrasında başka bir kamu kurumun emrine atanan davacı tarafından, maaş nakil ilmühaberinin dava konusu artış ve zamlar dikkate alınarak yeniden tespiti ile almaktan mahrum kaldığı ek ödenekler nedeni ile uğradığı zararın tazmini istemiyle; İzmir 7.İş Mahkemesi’ne dava açtığı, İzmir 7.İş Mahkemesi’nin 18.02.2013 gün ve 2011/404 Esas 2013/88 Karar sayılı kararı ile davanın görev nedeni ile reddine karar verdiği ve kararın taraflar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 22.04.2013 tarih ve 2013/8012 Esas, 2013/8482 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek onandığı, kararın kesinleştiği; bunun üzerine davacının aynı istemle İzmir 5.İdare Mahkemesi’ne dava açtığı, İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin 23.08.2013 tarih ve 2013/540 Esas, 2013/102 Karar sayılı kararı ile davanın süreaşımı nedeni ile reddine karar verdiği, davacı vekilinin itirazı üzerine kararın, İzmir Bölge İdare Mahkemesi’nin 03.12.2013 tarih ve 2013/6777 Esas, 2013/6649 Karar sayılı kararı ile bozulduğu, İzmir 5.İdare Mahkemesi’nin 24.02.2014 tarih ve 2014/163 Esas sayılı ara kararı ile 2247 sayılı kanunun 19. maddesi koşullarına uygun olarak dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdiği anlaşılmaktadır.

Mahkememizce yapılan değerlendirme neticesinde;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

            “a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

            c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, iptali istenilen işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan, uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile İzmir 7.İş Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 5.İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, İzmir 7.İş Mahkemesi’nin 18.02.2013 gün, 2011/404 Esas, 2013/88 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.6.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Ertuğrul

ARSLANOĞLU

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT