Hukuk Bölümü         2013/1591 E.  ,  2013/1742 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar : 1- F.Ş. 2- A.K. (E:2012/19 sayılı dosya bakımından)

Vekilleri  : Av. Ö.F.Y. & Av. E.Ç.

                  3- M.Ç.

                 (Birleşen E:2012/142, K:2012/223 sayılı dosya bakımından)

Vekili      : Av. K.E.

Davalı      : Çankaya Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. D.B.                                              

O L A Y  : Davacılar vekili 09.01.2012 günlü dava dilekçesinde F.Ş.ile A.K.’yı davacı, Sağlık Bakanlığı ile Çankaya Belediye Başkanlığı’nı davalı olarak göstermek suretiyle özetle; davacıların Ankara İli, Çankaya İlçesi, Karakusunlar mevkiinde kain, 27511 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın hisseli maliki olduklarını, taşınmazın imar planında “sağlık alanı” olarak ayrıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL’nin faizi ile birlikte, davalı idarelerden tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmış olup, dava dilekçesi Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/19 sırasına kaydedilmiştir.

Davacılar vekili 09.03.2012 günlü dava dilekçesinde M.Ç.’i davacı, Sağlık Bakanlığı ile Çankaya Belediye Başkanlığı’nı davalı olarak göstermek suretiyle özetle; davacının Ankara İli, Çankaya İlçesi, Karakusunlar mevkiinde kain, 27511 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın hisseli maliki olduğunu, taşınmazın imar planında “sağlık alanı” olarak ayrıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL’nin faizi ile birlikte, davalı idarelerden tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmış olup, dava dilekçesi Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/142 sırasına kaydedilmiş olmakla, Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.05.2012 gün, E:2012/142, K:2012/223 sayılı kararı ile dosyanın Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/19 sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

Davalı Sağlık Bakanlığı vekili Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/19 sayılı dosyasında süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde özetle, görev itirazında bulunmuştur.

Davalı Çankaya Belediye Başkanlığı vekili Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/19 sayılı dosyasında 1.celsede süresi içerisinde beyanen özetle, görev itirazında bulunmuştur.

Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi; 24.05.2012 gün ve 2012/19 sayı ile, davalılar Çankaya Belediye Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı vekillerinin görev itirazlarının reddine karar vermiştir.

Davalılardan Sağlık Bakanlığı vekilinin, Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/19 sayılı dosyasında idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiş olup, Danıştay Başsavcısı 04.10.2012 gün, E:2012/530 sayılı kararı ile 2247 sayılı Kanun’un 10.maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar vermiştir. Bu karara istinaden dosya Mahkememize gelmiş olmakla, Uyuşmazlık Mahkemesi 24.12.2012 gün, E:2012/497, K:2012/419 sayı ile, “Davanın çözümünde İdari Yargının görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.05.2012 gün, E:2012/19 sayılı kararının kaldırılmasına karar vermiştir.

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kararının tebliğinden sonra, Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi, 02.04.2013 gün, E:2012/19 sayı ile; ‘’Davalı Çankaya Belediye Başkanlığı aleyhine açılan asıl ve birleşen davanın bu dosyadan tefriki ile mahkememizin ayrı bir esasına kayıt edilmesine…’’ karar vermiştir. Bu aşamadan sonra Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/19 sayılı dosyası, birleşen Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/142 sayılı dosyası ile birlikte Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2013/178 sırasına kaydedilmiştir.

Davalı Çankaya Belediye Başkanlığı vekili Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2013/178 sayılı dosyasında 1.celsede beyanen özetle, görev itirazında bulunmuştur.

Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi: 10.05.2013 gün ve E:2013/178 sayı ile özetle, davalı Çankaya Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Danıştay Başsavcısı; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13.maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem’’, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın, taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 11.11.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa uyarınca yapılan incelemeye göre, Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/19 sayılı dosyasında davalılar Sağlık Bakanlığı ve Çankaya Belediye Başkanlığı vekillerince anılan Yasa’nın 10/2.maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak görev itirazında bulunulduğu, görev itirazının reddi üzerine davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin 12/1.maddede belirtilen süre içerisinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısınca davalı Sağlık Bakanlığı bakımından 2247 sayılı Yasa’nın 10.maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 24.12.2012 gün, E:2012/497, K:2012/419 sayılı kararı ile, “Davanın çözümünde İdari Yargının görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.05.2012 gün, E:2012/19 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiği, bu aşamadan sonra Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 02.04.2013 gün, E:2012/19 sayılı ara kararı ile; Davalı Çankaya Belediye Başkanlığı aleyhine açılan asıl ve birleşen davanın bu dosyadan tefriki ayrı bir esasa kaydına karar verilmesi üzerine Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/19 sayılı dosyası, birleşen Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/142 sayılı dosyası ile birlikte davalısı sadece Çankaya Belediye Başkanlığı olacak şekilde Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2013/178 sırasına kaydedilmiş olup, Davalı Çankaya Belediye Başkanlığı bakımından birleşen Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/142 sayılı dosyasında birleşme kararından önce 2247 sayılı Yasa’nın 10/2.maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak görev itirazında bulunulduğu, birleşme aşamasından sonra da Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2013/178 numarasını alan yeni dosyada mahkemece 10.05.2013 gün, E:2013/178 sayı ile görev itirazının reddine karar verildiği, sonrasında davalı Çankaya Belediye Başkanlığı vekilince 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunulması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, davalı Çankaya Belediye Başkanlığı açısından 2247 sayılı Yasa’nın 10.maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmış olup, netice itibariyle usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların hisseli taşınmazına, imar planında sağlık alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL’nin davalı idareden tahsili istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.   

Olayda, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parselin imar planında sağlık alanında kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, taşınmazın imar planında “dere mutlak koruma alanı”nda kalması nedeniyle taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanması nedenine dayalı olarak davacının Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açtığı tazminat davasında, bu Mahkemece 4.11.1983 günlü, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6 ncı maddesinin kimi fıkralarının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz başvurusunda; Anayasa Mahkemesi 25.9.2013 tarih ve E: 2013/93, K: 2013/101 sayılı kararında ”… Davacının mülkü üzerinde tasarruf etme hakkının kısıtlanması, idarenin bir eyleminden değil, idari bir işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olan imar planından kaynaklanmaktadır. Olayda, idarenin fiili el koyma niteliği taşıyan bir eylemi henüz bulunmamakta, aksine kanunen yapması gereken kamulaştırma işlemlerini yapmamak biçiminde tezahür eden bir eylemsizliği söz konusudur. Öte yandan kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerekmektedir. Oysa, mahkemede görülen davaya konu olayda olduğu gibi imar kısıtlamaları’nda taşınmaz zilyetliği malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kalması söz konusu olmaktadır. Sonuç olarak, davacının taşınmazının imar planlarında “ dere mutlak koruma alanı”nda bırakılması nedeniyle, tasarruf hakkının kısıtlanmasının kamulaştırmasız el atma sonucu olduğu ve tasarruf hakkının kısıtlanması sebebiyle doğan zararın ancak idari yargıda açılacak bir tam yargı davasına konu edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla bakılmakta olan dava, itiraz başvurusunda bulunan mahkemenin görev alanına girmemektedir. Nitekim, Anayasanın 158. maddesi ile, adli, idari ve askeri yargı merciileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili kılınan Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar bulmuş içtihatları da bu yöndedir…” gerekçesiyle, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvurusu, başvuran mahkemenin yetkisizliği nedeniyle oybirliğiyle reddedilmiştir. Yine taşınmazı imar planında “spor alanı” olarak ayrılan davacının Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat davasında, davalı idarelerin görev itirazları nedeniyle Danıştay Başsavcılığınca çıkartılan olumlu görev uyuşmazlığında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce olumlu görev uyuşmazlığı talebinin kabulü ile ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması yolunda verilen karar nedeniyle, anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümünce 18.9.2013 tarihinde verilen kararda (Başvuru No: 2013/1586) “…Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde, iddiaların özünün Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibariyle yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama, Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından usul şartlarına ve hukuka uygun olarak gerçekleştirilmiş olup, başvurucu derece mahkemelerinde kendi delillerini ve iddialarını sunma fırsatını bulmuş ve bunlar Uyuşmazlık Mahkemesi’nce gereği gibi değerlendirilmiştir… Açıklanan nedenlerle, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarının kanun yolu şikayeti niteliğinde olduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi kararının bariz bir şekilde keyfilik de içermediği anlaşıldığından, başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin ‘açıkça dayanaktan yoksun olması’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir…” gerekçesiyle, davacının başvurusu oybirliğiyle reddedilmiştir. (Resmi Gazete, 30.10.2013, Sayı:28806) Son olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.10.2013 tarih ve E.2013/603, K.2013/1503 sayılı kararıyla, imar planındaki kısıtlamalardan kaynaklanan ‘hukuki el atmalardan’ kaynaklanan tazminat istemli davaların idari yargının görevinde olduğu hüküm altına alınmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın, başvurusunun kabulü ile, davalı Çankaya Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın, BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Çankaya Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10.05.2013 gün ve E:2013/178 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 11.11.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.