Hukuk Bölümü         2005/11 E.  ,  2005/27 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : S. Ç.vd.

Vekilleri         : Av. Dr. İ. P.

Davalı           : Milli Savunma Bakanlığı 

            OLAY             : 15. Füze Üs Komutanlığı emrinde görevli Hv. Bçvş. S. Ç.’in eşi K. Ç., 21.4.2003 tarihinde Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesinde Dz. Tbp. Yzb. E. Ö. tarafından gerçekleştirilen ameliyatın ardından iyileşemeyerek 10.6.2003 tarihinde GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesinde ölmüştür.

Müteveffanın asker olan eşi ve çocukları ile annesi, babası ve kardeşi tarafından bu olay nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların karşılanması istemiyle Milli Savunma Bakanlığına 10.7.2003 tarihinde yapılan başvuru cevap verilmeyerek reddedilmiştir.

Davacılar vekilince, uğranılan maddi zarar ve duyulan elem ve üzüntünün giderilmesi amacıyla askeri idari yargıda maddi-manevi tazminat davası açılmıştır.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ; 17.3.2004 gün ve E:2003/1023, K:2004/245 sayı ile, Anayasa’nın 157 ve 1602 sayılı Yasanın 20. maddelerine göre, bir davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevine girebilmesi için dava konusu idari işlem ya da eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması ve asker kişiyi ilgilendirmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği; dava konusu eylemin askeri hizmet veren sağlık kurumunda gerçekleştiği, her ne kadar davacı eş S. Ç. asker kişi ise de diğer davacıların asker kişi sıfatını taşımadığı, eylemin asker kişiyi ilgilendirmesinden amacın, eylemin bir asker kişiye yönelmesi, zararlı sonucu bizzat asker kişinin beden ve/veya mal varlığı alanında meydana getirmesi olduğu, somut olayda zarara yol açan idari eylemin doğrudan davacılara değil, sivil kişi olan K. Ç.’ye yöneldiği, eylemden zarar görenin asker kişi olmadığı ve eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi koşulunun dava konusu olayda gerçekleşmediği görülmekle davada genel idari yargının görevli olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesi ile dava görev yönünden reddedilmiş, anılan karar yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir.

Davacılar vekilince bu kez, 2.000.000.000.-TL maddi,190.000.000.000.-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle 16.4.2004 tarihinde genel idari yargıda dava açılmıştır.

İSTANBUL 3. İDARE MAHKEMESİ; 30.4.2004 gün ve E:2004/854; K:2004/859 sayı ile Anayasa’nın 157. maddesi ile 1602 sayılı Yasanın 20. maddesinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, askeri olmayan makamlarca kurulmuş olsa bile asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin yönetsel işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimi yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu hükmünün yer aldığı, 1602 sayılı Yasanın 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde, bu Yasanın uygulanmasında asker kişiden amacın, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan ya da hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar olduğu, anılan Yasanın 21. maddesinde ise 20. maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin yönetsel işlem ve eylemlerden dolayı açılacak iptal ve tam yargı davaların doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenip karara bağlanacağı hükmünün yer aldığı, davaya konu yönetsel eylemin gerçekleştiği askeri hastanenin Türk Silahlı Kuvvetlerinin kuruluş ve kadrolarında yer alan askeri hizmet ifa eden bir askeri kurum olduğu, bu hastanenin askeri personeli ve bunların hak sahibi yakınlarını muayene ve tedavi ettiği sırada ifa ettiği hizmetin de askeri hizmete ilişkin bulunduğu, bu hastane personelinin asker kişileri ve hak sahibi yakınlarını muayene ve tedavisinin askeri hizmeti düzenleyen kurallara ve askerlik hizmetinin gereklerine göre yapıldığı, bu bakımdan asker olan davacının eşinin muayenesinin de bir askeri hizmet olduğu ve olayın bir askeri hizmetin görülmesi sırasında doğduğu, ayrıca davacıların yakını K. Ç.’nin askeri hastanede muayene olabilmesinin nedeninin de davacı eş S. Ç.’nin asker kişiliği olduğu, bu muayene sırasında meydana gelen ölüm olayından davacıların doğrudan zarar gördüğü, ölüm olayının davacı askerin kişiliğine bağlı bir eylemden doğduğu, olayla ilgili ceza davasının askeri mahkemede görüleceği, bu bakımdan uyuşmazlığın konusu idari eylemin asker kişileri ilgilendirmesi koşulunun da gerçekleştiği, davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davayı görev yönünden reddetmiş, anılan karar  temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE   : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün Cafer ŞAT’ın Başkanlığında Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK,  Serap AKSOYLU, Esen EROL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 4.4.2005 günlü toplantısında;

I- İLK İNCELEME  :Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, genel ve askeri idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idare mahkemesine  ait dosyanın 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının  istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği; usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Murat H. YURDAKÖK’ün davanın  çözümünde genel idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan;

            - İlgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün davada genel idari yargının; AYİM Savcısı Fikret ERES’in ise, askeri idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

Dava, asker eşinin askeri hastanede gerçekleştirilen ameliyat sonrasında iyileşemeyerek ölmesi nedeniyle uğranılan maddi zarar ile duyulan  elem ve üzüntünün giderilmesi amacıyla yakınları tarafından açılan maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, askeri olmayan makamlarca kurulmuş olsa bile, asker kişileri ilgilendi­ren ve askeri hizmete ilişkin yönetsel işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkla­rın yargı denetimi yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğuna; ancak, as­kerlik yükümlüğünden do­ğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması koşulunun aranmayacağına işaret edil­miş, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun değişik 20. maddesi­nin birinci fıkrasında da aynı hükme yer verilmiştir.

Buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin bir davaya bakabilmesi için; dava konusu yönetsel işlem veya eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.

1602 sayılı Yasanın değişik 20. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu Ka­nunun uygulanmasında asker kişiden maksat: Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsu­bay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır.” denilmektedir.

Olayda, eylemin askeri hizmete ilişkin olduğunda tartışma bulunma­maktadır. Ancak, davacılardan astsubay olan eş, 1602 sayılı Yasanın uygulan­ması bakımından asker kişi ise de; Yasada öngörülen “idari işlem veya eyle­min asker kişiyi ilgilendirmesi” koşulu bakımından, davacının asker kişi olmasında zorunluluk bulunma­masına karşılık, idari işlemin asker kişi hak­kında tesis edilmesi ya da idari eylemin asker kişiye yönelik bulunması ve zarar doğurucu etkilerini onun beden bütünlüğü ya da mal varlığı üzerinde göstermesi gerekli ve zorunlu bulunmaktadır.

Bu duruma göre ve zarar doğuran idari eylemin davacıların sivil kişi olan yakınına yönelik bulunması karşısında, olayda eylemin “asker kişiyi ilgi­lendirmesi” koşulu gerçekleşmediğinden uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümü görevi, Askeri Yüksek İdare Mahkemesine değil, genel idari yargı yerine ait bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen görev­sizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.           

            SONUÇ  : Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nin 30.4.2004 gün ve E:2004/854, K:2004/859  sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 4.4.2005 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.