T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/503

KARAR NO   : 2019/635      

KARAR TR    : 30/09/2019

 

ÖZET: Davalı Belediyenin sorumluluk alanındaki yolda meydana gelen trafik kazasında uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk

 

 

K A R A R

 

          Davacı                           : İ. K.

          Vekili                             : Av. S. K.

          Davalı                           : Antalya Büyük Şehir Belediye Başkanlığı

          Vekili                             : Av. A. E.

 

          O L A Y                        :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 27/06/2013 tarihinde 07 YDY 81 plakalı kamyoneti ile seyir halindeyken yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesine yolun davalı belediye ekiplerince hatalı sulamasının yol açtığını, ayrıca sulamanın olduğunu gösterir hiçbir ikaz işaretinin de bulunmadığını, müvekkilinin bu kazadan dolayı çok fazla acı ve ıstırap çektiğini, müvekkilinin bu kazadan dolayı muayene ücreti, ilaç giderleri, tedavi masrafları için masraf yaptığını, yine müvekkilinin kazada zarar gören kamyonetinde 10.055,00-TL'lik hasar oluştuğunu, aylık ortalama 3.000,00-TL kazanan müvekkilinin kaza tarihinden bu yana çalışamadığını, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminat ile 10.000,00-TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği tarihten itibaren davalı Belediyeden tahsiline karar verilmesi istemiyle 24/10/2013 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

          Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi: 07.04.2017 gün ve E:2013/475, K:2017/92 sayılı dosyada "Davanın Kabulüne" dair verdiği karar istinaf edilmiştir.

          Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi: 08/09/2017 tarih ve E:2017/890, K:2018/794 sayılı dosyada "18/07/2017 tarih 2017/677 Esas 2017/679 Sayılı Kararı ile " Davanın dayanağının Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yol kenarında orta refüjde yaptığı sulama sırasında sürücüleri uyarıcı, işaret ve levha koymayarak, kazaya, yaralanmaya ve hasara sebebiyet vermesinden kaynaklı tazminat davası olduğunu, uyuşmazlığın belediyenin kamu hizmetinden kaynaklandığından bu davaların idari yargıda görülmesi gerektiği" gerektiği görüşüyle Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı mahalline iade etmiştir.

          ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 22.11.2017 gün ve E:2017/261, K:2017/288 sayılı dosyada bozma ilamı doğrultusunda "Dosya kapsamı dikkate alındığında davanın konusu maddi ve manevi tazminat davası olup, davaya konu olan uyuşmazlığın Belediye’nin kamu hizmetinden kaynaklandığından; bu tür davaların idari yargıda görülmesi gerektiği" görüşüyle "Davacının davasının dava şartı yokluğundan reddine" karar vermiş, istinaf ve temyiz başvurularının reddedilmesi ile karar 11/05/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

          Davacı vekili bunun üzerine idari yargı yerinde dava açmıştır.

          ANTALYA 4. İDARE MAHKEMESİ: 18.07.2019 gün ve E:2019/669 sayı ile "Dava, 27/06/2013 tarihinde davacı tarafından kullanılan 07 YDY 81 plakalı kamyonet ile davalı idarenin sorumluluğundaki yolda yaralamalı ve maddi hasarlı kaza yapması sonucu oluşan zararın yasal faiziyle tazmini istemiyle açılmıştır.

          2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “Kapsam” başlıklı 2'nci maddesinde, bu kanunun trafikle ilgili kuralları, şartlan, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş, 110'uncu maddesinde ise “İşleteni veya sahibi devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” kuralına yer verilmiştir.

          Dosyanın incelenmesinden, 27/06/2013 tarihinde sabaha karşı saat 03:00 sularında davacının 07 YDY 81 plakalı kamyoneti ile Serik Caddesini takiben Altınova (Koyunlar) kavşağında seyir halinde Askeri Havalimanı Kavşağını geçtiği, orta şeritte ilerlediği esnada Deepo AVM önünde yolun sulamadan kaynaklı ıslak olmasından dolayı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen kaza sonucu davacının uğramış olduğu zararlar için Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde E.2013/475 sayılı dosyasıyla tazminat davası açıldığı, anılan Mahkemece yapılan yargılamada kusur oranı ve tazminat miktarına ilişkin alınmış olan bilirkişi raporları doğrultusunda 07/04/2017 tarihli ve K.2017/92 sayılı karar ile kusur oranı ve tazminat miktarına ilişkin alınmış olan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilerek 2.620,66 TL Geçici İş Gücü Kaybı Tazminat Bedeli, 33.904,87 TL Sürekli İş Gücü Kaybı Tazminat Bedeli, 1.025,50 TL Tedavi Giderleri, 3.519,64 TL Araç Hasar Bedeli olmak üzere toplam 41.070,67 TL Maddi Tazminata ve 10.000,00 TL Manevi Tazminata hükmedildiği, davalı idarece yapılan istinaf başvurusu sonucunda Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince 17/07/2017 tarihli ve E.2017/677, K.2017/679 sayılı kararla davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verildiği, bu karar üzerine Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesince 22/11/2017 tarihli ve E.2017/261, K.2017/288 sayılı karar ile idari yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 31/10/2018 tarihli ve E.2018/1005, K.2018/1183 sayılı kararı ile reddedildiği, davacı tarafından red kararına ilişkin olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 31/10/2018 tarihli ve E.2018/1005, K.2018/1183 sayılı kararının Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 11/05/2019 tarihli ve E.2019/635, K.2019/2728 sayılı kararıyla onandığı, bunun üzerine Mahkememizde bakılan işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

          Diğer taraftan, belediye aleyhine idari yargıda açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Kanunun 110'uncu maddesinin birinci fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 08/12/2011 tarih ve E.2011/124, K.2011/160 sayılı ve 08/11/2012 tarih ve E.2012/118, K.2012/170 sayılı aynı içerikli iki kararında, “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun'dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmekledir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir. ” sonucuna varmıştır.

          Bu durumda, 2918 sayılı Kanunun 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110'uncu maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle; Mahkememizin görevine girmeyen ve ilgili adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilen bu davada, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın 2247 sayılı Kanunun 19'uncu maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, süreç tamamlanıncaya kadar dosyanın bekletilmesine" karar vererek her iki dava dosyasını 23.07.2019 tarih ve 2019/669 E. sayılı üst yazı ile Mahkememize göndermiş, başvuru 01.08.2019 tarihinde kaydedilmiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 30/09/2019 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının, ekindeki adli yargı dosyası bilgileri ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava,davalı idarenin sorumluluk sahasında kalan yolda meydana gelen kazada yaralanan davacının maddi ve manevi tazminat istemiyle açılmıştır.

          2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

          Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

          Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

          2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

          Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

          Bu durumda,2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Antalya 4 İdare Mahkemesinin Başvurusunun Kabulü ile Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.11.2017 gün ve E:2017/261, K:2017/288 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

          S O N U Ç :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Antalya 4 İdare Mahkemesinin Başvurusunun Kabulü ile Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin22.11.2017 gün ve E:2017/261, K:2017/288 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA 30/09/2019 gününde üye Ahmet ARSLAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                                TUNÇ                          TOPUZ                            ARSLAN  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun'da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum.30.9.2019

 

                                                      ÜYE

                                            Ahmet ARSLAN