T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

            ESAS NO    : 2020 / 602

            KARAR NO: 2020 / 621

            KARAR TR : 26.10.2020                  

 

 

 

ÖZET :Davacı şirket tarafından sigortası yapılan taşıtın geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan hasar sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin davalının kusuruna karşılık geldiği belirtilen miktarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde, ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğundan bahisle, haksız itirazın, iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

                                                            KARAR

 

 

          Davacı      : A. Sig.A.Ş.

          Vekilleri : Av. Ü. K. - Av. D.Ş.B.

          Davalı   : Karayolları Genel Müdürlüğü

          Vekili     : Av. E.K.

 

          O L A Y                        :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete kasko sigortalı 34 ... 4982 plakalı aracın 22.12.2013 tarihinde Bigadiç'ten Sındırgı istikametine seyir halinde iken Değirmenedere mevki kavşağına geldiğinde yol düz devam ediyor gibi göründüğü ve yolda güvenli seyir için herhangi bir uyarı ve işaretleme bulunmadığından asfaltın bittiğini fark etmeyerek yol bitimindeki tarlayı aşarak dereye yuvarlandığı, trafik kazası tespit tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde davalı kurumun %50 kusurlu bulunduğu, müvekkili şirketin 11.268,43 TL tazminat ödemesi yaptığı, davalı kurumun %50 kusurlu olduğundan kusura isabet eden 5634,21 TL'nin tahsili için haiz olduğu yasal hallefiyete binaen ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle kurumdan tahsili için Bigadiç İcra Müdürlüğü'nün 2015/556 sayılı dosyasında ilamsız takip yaptıkları, ancak takibe yapılan itiraz ile takibin durduğundan bahisle, haksız itirazın, iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesi istemleriyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

          BİGADİÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: E:2016/298 sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne dair verdiği 17.5.2018 gün ve K:2018/184 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nceyargı yolu bakımından Adli yargınıngörevsiz bulunması nedeniyle dava dilekçesinin yargı yolu caiz olmadığından usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle istinaf başvurusunun kabulüne, Asliye Hukuk Mahkemesinin söz konusu kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine 26.12.2019 tarihinde kesin olarak karar verilmiştir.

          Bigadiç Asliye Hukuk Mahkemesince E:2020/12 sayı ile kaydedilen dosyada "... davalı Karayolları Genel Müdürlüğü adına açılan eldeki davanın, İdari Yargı yerinde (tam yargı davası ile) görülmesi gerektiğine mahkemizce kanaat getirilmiş, davanın yargı yolunun caiz olmaması (HMK 114/1-b) sebebi ile davanın usulden reddine ..." dair 26.2.2020 gün, K:2020/104 sayılı kararı 1.7.2020 tarihinde kesinleşmiştir.

          Davacı vekili,aynı yöndeki istemle bu kez idari yargı yerine müracaat etmiştir.

          BALIKESİR 2. İDARE MAHKEMESİ: E:2020/612 sayılı dosyasında, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğundan bahisle, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyasının Mahkememize gönderilmesine ve işin incelemesinin bu konuda Mahkememizce karar verilinceye kadar ertelenmesine 25.9.2020 günü karar vermiş, E:2020/612 sayılı yazı ile Mahkememize müracaat etmiş, başvuru 9.10.2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

          İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Burhan ÜSTÜN’ün Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 26.10.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Burak Cenk İLHAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Davanın; davacı şirket tarafından sigortası yapılan taşıtın geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan hasar sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin davalının kusuruna karşılık geldiği belirtilen miktarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde, ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğundan bahisle, haksız itirazın, iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemleriyle açıldığı anlaşılmıştır.

          2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun "İlamsız takip" başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Kanunda iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. madde: "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır" hükümlerini taşımaktadır.       

Anılan Kanun'un değişik 1. maddesinin 1. fıkrasında, "Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur" denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen "mahkeme" ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Kaldı ki davanın idarenin hizmet kusuru sonucu oluşan trafik kazasından kaynaklanan rücuan tazminat davası olarak kabulü halinde de, Mahkememizin yerleşik içtihatları gereği 2918 sayılı Kanun uyarınca açılan her türlü sorumluluk davalarında adli yargı görevlidir.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Balıkesir 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Bigadiç Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.2.2020 gün ve E:2020/12, K:2020/104 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasıgerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Balıkesir 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Bigadiç Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.2.2020 gün ve E:2020/12, K:2020/104 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.10.2020 gününde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Burhan                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

      ÜSTÜN                          BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                         Nurdane                          Bilal

                                                TUNÇ                           TOPUZ                     ÇALIŞKAN