T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          CEZA BÖLÜMÜ

          ESAS     NO  : 2016 / 1

          KARAR NO  : 2016 / 2

          KARAR TR   : 15.02.2016

 

ÖZET: Asker kişi sanık  hakkında “silahlı tehdit” suçu nedeniyle  açılan kamu davasının, suçun askeri suç olmaması, askeri suça bağlı bulunmaması ve sanığın yargılama aşamasında terhis edilmesiyle askeri mahkemede yargılan-mayı gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk.                                                                                

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

 

            Davacı            : K.H.

            Sanık               : R.K.

 

OLAY                        : Bingöl/Adaklı  İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde görevli sanık J.Er R.K.  ile  aynı Komutanlık emrinde görevli  J.Er B.K.’ın,  16.1.2014 günü,  00.00 - 01.00 saatleri arasında  nöbet  tutmak üzere görev yerleri olan mevziilere doğru giderken, J.Er B.K.’ın,  sanığın  nöbet tuttuğu  4 nolu  nöbet kulübesine,  burada bulunan kürklerden almak amacıyla gittiği ve burada bulunan kürklerden birini alacağı sırada sanığın izin vermemesi üzerine aralarında  çıkan tartışma sırasında, sanığın  “sizin kürkler 2 nolu mevziide git oradan al, s….  git buradan” dediği, bunun üzerine  J.Er B.K.’ın  “ağzını topla, yoksa ağzını ben toplarım, ağzına s…..” şeklinde karşılık verdiği  ve  kendi nöbet yeri olan 3 nolu nöbet mevziine  gittiği, aradan yaklaşık  yirmi dakika  geçtikten sonra sanığın  kendisine zimmetli G-3 piyade tüfeğini eline alarak  tam dolduruşa  getirip havaya bir el ateş ettiği, aynı mevziide birlikte nöbet tutan J.Er R.K.’ın santrale telefon ile durumu bildirmesini müteakip sanığın santrale çağırıldığı ve  elinde kendisine zimmetli  G-3 piyade tüfeği ile santrale giderken, 3 nolu nöbet mevziinin yanından geçtiği sırada,  J.Er B.K.’a hitaben “3 nolu 3 nolu silah sesini duydunuz mu? Bu mermiler sabah üzerinize yağacak” şeklinde konuştuğu ve oradan hizmet binasına gittiği belirtilerek;

Her ne kadar J.Er R.K. ile J.Er B.K.’ın 16.1.2014 günü aralarında gerçekleşen olay sonucu “hakaret  ve tehdit ” suçlarını işlediklerinden bahisle haklarında soruşturma açılması isteminde bulunulmuş ise de; olaydan sonra  alınan ifadelerinde birbirlerinden şikayetçi olmadıklarını  beyan ettikleri  ve Türk Ceza Kanunu’nun 131. maddesi gereğince  “hakaret” suçunun; 106. maddesi gereğince de “tehdit” suçunun soruşturması ve kovuşturulmasının şikâyet şartına bağlı olduğu ve  şikâyet şartının gerçekleşmediğinin anlaşıldığı  açıklanarak, bu suçlar nedeniyle sanık ve J.Er B.K.’ın  hakkında ayrı ayrı kovuşturmaya yer olmadığına;

J.Er R.K.’nun kendisi üzerine zimmetli olan G-3 piyade tüfeği ile psikolojisinin bozulduğunu  gerekçe  göstererek  havaya bir el ateş ettiği, netice itibariyle 0.90 TL’lik hazine zararına sebep olduğu belirtilerek,  “askeri eşyayı kasten tahrip etmek” suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan  1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 130/1. maddesi uyarınca cezalandırılması, meydana gelen 0.90 TL’lik hazine zararının aynı Kanun’un 130/3. maddesi gereğince sanıktan tazminen tahsili istemiyle  8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 22.04.2014 gün ve E:2014/254, K:2014/237 sayılı  iddianamesiyle kamu davası açılması üzerine;

 

8. Kolordu Komutanlığı Adli Müşavirliğinin  2.5.2014 gün ve AD.MÜŞ.:86506152-2014/246 Sor. ve  “Karar Tebellüğü ve Karara İtiraz” konulu yazısı  ile, “tehdit” suçunun  5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlendiğini ve maddenin birinci  fıkrasında “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte  ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.” dendiği,  madde metninden açıkça anlaşıldığı üzere, kişilerin hayatına yönelik tehdit ifadelerinde maddenin birinci  fıkrasının birinci cümlesinin uygulanacağı ve  bu cümlede düzenlenen “tehdit” suçunun   şikayete  tabi olmadığı, şikayete tabi olan kısmın yalnızca maddenin birinci  fıkrasının ikinci cümlesindeki mal varlığına yönelik ya da basit tehdit içeren düzenleme olduğu, ayrıca maddenin ikinci fıkrasında da, tehdidin silahla işlenmesi halinde cezanın arttırılacağı düzenlemesinin yer aldığı belirtilerek, sanık  J.Er  R,K,’nun, nöbet esnasında kendisine zimmetli G-3 piyade tüfeği ile havaya bir el ateş ettiği, bu olaydan sonra 3 nolu nöbet mevziin yanından geçtiği sırada  J.Er  B.K.’a karşı “3 nolu silah sesini duydunuz mu, bu mermiler sabah üzerinize yağacak” şeklindeki sözleri söylediğine dair deliller bulunmasına rağmen şüpheli hakkında Türk Ceza Kanunu’nun  106/2-a  maddesi  uyarınca  “silahla tehdit” suçundan kamu davası açılması gerekirken ve bu suçun şikayete bağlı  olmadığı  dikkate alınmadan  J.Er  B.K.’ın şikayetçi olmadığı gerekçe gösterilerek tehdit suçundan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğunun değerlendirildiği açıklanarak, şüpheli J.Er R.K. hakkında “tehdit” suçu ile ilgili olarak tesis edilen  8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 22.04.2014 gün ve E:2014/254, K:2014/237 sayılı “Kovuşturmaya Yer Olmadığı” kararının “tehdit” suçu yönünden kaldırılmasına karar verilmesi istenmiştir.   

 

2. Ordu Komutanlığı  Askeri Mahkemesi’nin  21.5.2014 gün ve 2012/A-12-189 sayılı kararı ile, sanık  J.Er R.K.’ nun kendisine zimmetli G-3 piyade tüfeğiyle tehdit içerikli sözleri söylediği, böylece 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a maddesindeki silahlı tehdit suçuna vücut verecek bir eylemi gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı belirtilerek, 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 22.04.2014 gün ve E:2014/254, K:2014/237 sayılı “Kovuşturmaya Yer Olmadığı” kararının  kaldırılmasına, sanık J.Er R.K.’ nun  eylemi nedeniyle, eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a maddesindeki silahlı tehdit suçundan hakkında kamu davası açılmasına, soruşturma dosyasının 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderilmesine karar verilmesi üzerine;

 

Bingöl/Adaklı  İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde görevli sanık J.Er R.K.’nun, 16.1.2014 günü,  00.00 - 01.00 saatleri arasında  nöbet tuttuğu 4 nolu nöbet kulübesine gelen aynı Komutanlık emrinde görevli olup olay sırasında 3 nolu nöbet kulübesinde nöbet tutan  J.Er B.K.’ın,  sanığın nöbet tuttuğu  4 nolu nöbet kulübesinde  bulunan  kürklerden almak istediği ancak  sanığın buna izin vermemesi üzerine aralarında tartışma çıktığı ve  tartışma sonrasında J.Er B.K.’ın  kendi nöbet yeri olan 3 nolu nöbet mevziine gittiği, aradan yaklaşık  yirmi dakika geçtikten sonra sanığın  kendisine zimmetli G-3 piyade tüfeğini eline alarak  tam dolduruşa getirip havaya bir el ateş ettiği, aynı mevziide birlikte nöbet tutan J.Er R.K.’ın santrale telefon ile durumu bildirmesini müteakip sanığın santrale çağırıldığı ve  elinde kendisine zimmetli G-3 piyade tüfeği ile santrale giderken, 3 nolu nöbet mevziinin yanından geçtiği sırada,  J.Er B.K.’a hitaben “3 nolu 3 nolu silah sesini duydunuz mu? Bu mermiler sabah üzerinize yağacak” şeklinde konuştuğu ve oradan hizmet binasına gittiği, böylece sanığın elinde kendisine zimmetli G-3 piyade tüfeği ile J.Er B.K.’a hitaben “3 nolu 3 nolu silah sesini duydunuz mu? Bu mermiler sabah üzerinize yağacak” şeklinde konuşmak suretiyle “silahlı tehdit” suçunu  işlediği  ileri sürülerek, eylemine uyan 5237 sayılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun  106/2-a maddesi uyarınca cezalandırılması  istemiyle 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 16.6.2014 gün ve E:2014/548, K:2014/361 sayılı  iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

8. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 24.9.2014 gün ve E:2014/481, K:2014/512 sayıyla; sanığa yüklenen suçun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun  106/1,2-a maddesinde düzenlendiği  ve askeri suç olmadığı, sanığın 14.8.2014 tarihinde, mağdurun da 12.8.2014 tarihinde terhis edilerek  asker kişi sıfatlarını kaybetmeleri nedeniyle, atılı suçtan sanığı yargılama görevinin  adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Kiğı Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 

KİĞI ASLİYE CEZA MAHKEMESİ:  3.4.2015 gün ve E:2015/39, K:2015/69 sayıyla; sanığa yüklenen eylemin Türk Ceza Kanunu’nun  106/2-a maddesinde  düzenlenen silahlı tehdit suçunu oluşturmayacağı, zira silahlı tehdit suçunun oluşabilmesi için failin mağduru hedef alarak ve silahın korkutucu gücünden istifade ederek tehditte bulunması gerektiği, olayımızda ise mağdur ile sanığın tartışmalarının üzerinden yirmi dakika gibi bir zaman geçtiği ve olayın sıcaklığını yitirdiği, bununla beraber sanığın bulunduğu 4 numaralı nöbet kulübesi ile mağdurun bulunduğu 3 numaralı nöbet kulübesi arasında fazlaca bir mesafe bulunduğu, sanığın eyleminin silahlı tehdit suçunu değil, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş bulunan ve özel bir düzenleme olan “mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek” suçunu oluşturacağı, nitekim sanığın nöbet talimatlarına aykırı hareket ettiği ve silahını ateşleyerek sarf ettiği 7,62 mm çaplı tüfek mermisinin de mazarrat olarak kabul edilmesi gerektiği açıklanarak, sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, Bingöl Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik  kararı vermiş,  dava dosyası,  Kiğı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

 

Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 28.9.2015 gün ve E:2015/28,  K:2015/26  sayılı karar  ile adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden dava dosyası Mahkememize gönderildiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde  belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, dosyadaki eksiklik giderilip, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Şuayip ŞEN, Kenan YUMUŞAK, Osman ATALAY, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU ve Sevilay TEMİZYÜREK BATIR’ın katılımlarıyla yapılan 15.02.2016 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli  yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Kadir ALBAYRAK’ın, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Anayasanın  “askeri yargı” yı düzenleyen 145 nci maddesinde asker kişilerin “askeri mahallerde” işledikleri suçlara bakmanın askeri mahkemelerin görevinde olduğu belirtilmişken; 12.9.2010 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilip, 23.9.2010 gün ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5982 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile yapılan değişiklik ile maddenin birinci fıkrasında, “Askeri yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür.  Bu   mahkemeler;  asker   kişiler   tarafından   işlenen  askerî  suçlar  ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.

Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz” denilmek suretiyle  “askeri mahallerde” unsuru madde metninden çıkarılmıştır.

 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun “Askeri Mahkemelerin Görevleri” başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan “Genel Görev” başlıklı 9. maddesinde; “Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler” denilmekte iken, maddenin “….askeri mahallerde….” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 26.6.2012 tarih ve 28335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15.3.2012 gün ve E:2011/30, K:2012/36 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

“Askeri suç” ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

 

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu  davası  açılmamış

olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin “... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ...” tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

 

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

 

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, sanığa yüklenen eylemin Türk Ceza Kanunu’nun  106/2-a maddesinde  düzenlenen silahlı tehdit suçunu oluşturmayacağı, zira silahlı tehdit suçunun oluşabilmesi için failin mağduru hedef alarak ve silahın korkutucu gücünden istifade ederek tehditte bulunması gerektiği, olayımızda ise mağdur ile sanığın tartışmalarının üzerinden yirmi dakika gibi bir zaman geçtiği ve olayın sıcaklığını yitirdiği, bununla beraber sanığın bulunduğu 4 numaralı nöbet kulübesi ile mağdurun bulunduğu 3 numaralı nöbet kulübesi arasında fazlaca bir mesafe bulunduğu, sanığın eyleminin silahlı tehdit suçunu değil, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş bulunan ve özel bir düzenleme olan “mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek” suçunu oluşturacağı açıklanarak,  bu nedenle sanığı  yargılama  görevinin  askeri yargı  yerine  ait  olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de; iddianamede anlatılan ve sanığa yüklenen eylemin açıkça belirtilerek, olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasının “böylece sanığın elinde kendisine zimmetli G-3 piyade tüfeği ile J.Er B.K.’a hitaben “3 nolu 3 nolu silah sesini duydunuz mu? Bu mermiler sabah üzerinize yağacak” şeklinde konuşmak suretiyle “silahlı tehdit” suçunu  işlediği”  denilmek suretiyle, sanığın mağduru hedef  alarak ve elinde silah olduğu halde belirtilen sözlerin söylenmesinin tehdit suçunu oluşturduğu ileri sürülerek  açılmış olduğu ve  adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında bahsedilen “havaya bir  el ateş etmek” eylemi ile ilgili olarak,  sanık  hakkında  “askeri eşyayı kasten tahrip etmek” suçunu işlediği ileri sürülerek, 1632 sayılı  Askeri Ceza Kanunu’nun 130/1. maddesi uyarınca cezalandırılması, meydana gelen 0.90 TL’lik hazine zararının aynı Kanun’un 130/3. maddesi gereğince sanıktan  tahsili istemiyle  ayrıca askeri yargı yerinde açılmış bir kamu davasının  bulunduğu anlaşıldığından,  askeri yargı yerince verilen görevsizlik kararının gerekçesinde, sanığa yüklenen suçun  5237 sayılı Türk  Ceza  Kanunu’nun  106/1,2-a maddesinde düzenlendiği  ve askeri suç olmadığı, sanığın  14.8.2014  tarihinde  terhis edilerek  asker  kişi sıfatını kaybetmesi nedeniyle, atılı suçtan   sanığı   yargılama  görevinin  adli yargı yerine  ait olduğunun  değerlendirildiği  gözetildiğinde

8. Kolordu  Komutanlığı Askeri  Mahkemesince verilen görevsizlik kararı hukuka uygun bulunmuştur.

 

Bu durumda, sanığa yüklenen eylemin Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendiği, Askeri Ceza Kanunu’nda bu suça  ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle “askeri suç” olmadığı kuşkusuzdur. Sanığın  yargılama  aşamasında  terhis edildiği de dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

 

353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle  daha  önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değiş-meyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanığa yüklenen eylemin askeri suç olmadığı anlaşıldığından, 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Kiğı Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Kiğı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 3.4.2015 gün ve E:2015/39, K:2015/69 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 15.02.2016 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

           Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

                           

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

Üye

Kenan YUMUŞAK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU      

 

Üye

Osman ATALAY

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Sevilay TEMİZYÜREK BATIR