Hukuk Bölümü         2013/1650 E.  ,  2013/1863 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi

Vekili      : Av. H.L.P.

Davalı      : Burdur Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. Ö.Ö.Ö. & Av. M.Ş.               

O L A Y : Davacı şirket vekili dava dilekçesinde; davacı şirket tarafından 112650406 2-1 nolu kasko sigortalı 07 EZ 059 plakalı aracın, 30.07.2010 tarihinde, Burdur, Şehit Rıza Çelik Caddesi, Fevzi Çakmak Mahallesi üzerinden Göl istikametine seyir halinde iken, Kredi Yurtlar Kurumu önüne geldiği esnada yolda yapılan çalışma sonucu, denetim eksikliği ile yola bırakılan toprak yığınına çarpması sonucu maddi hasara uğradığını, olay mahallinde tutulan trafik tespit tutanağına göre, bu kazanın oluşumundu davalı idarenin 8/8 oranında asli kusurlu olduğunu, söz konusu olay nedeniyle sigortalı aracın tam zayi olması nedeniyle araç sahibine 01.02.2011 tarihinde 15.700,00TL ödendiğini açıklayarak, davalı Burdur Belediye Başkanlığı’nın eylemi ve kusuru sonucu oluşan 8.379,00TL maddi zararın, davalıya başvuru tarihi olan 03.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ISPARTA İDARE MAHKEMESİ: 21.02.2012 gün ve E: 2011/634 K: 2012/ 210 sayılı kararında özetle; 2918 sayılı Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği,6099 sayılı Kanunun 14. Maddesi ile yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 19.01.2011 tarihinden sonra 30.05.2011 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu açıklanarak verilen görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu defa aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

BURDUR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 19.02.2013 gün ve E:2012/463, K:2013/74 sayılı kararında özetle; kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı Burdur Belediye Başkanlığının 2918 sayılı Kanunun 10/b maddesinde yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak, karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek görevleri verildiğinin, bu görevin 2918 sayılı Yasada verilmiş olmasının, bunun ihlali nedeniyle oluşacak zararlardan dolayı idarenin özel hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucu çıkartılamayacağı, hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden, idare aleyhine tam yargı davasının idari yargıda açılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, verilen görevsizlik kararı Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30.05.2013 gün ve E:2013/6264, K: 2013/8008 sayılı onama kararıyla kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Bahri Aydoğan, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan Akarsu ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, dava dosyalarının 15.maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından 112650406 2-1 nolu kasko sigortalı 07 EZ 059 plakalı aracın, 30.07.2010 tarihinde, Burdur, Şehit Rıza Çelik Caddesi, Fevzi Çakmak Mahallesi üzerinden Göl istikametine seyir halinde iken, Kredi Yurtlar Kurumu önüne geldiği esnada yolda yapılan çalışma sonucu, denetim eksikliği ile yola bırakılan toprak yığınına çarpması sonucu maddi hasara uğradığı, söz konusu olay nedeniyle sigortalı aracın tam zayi olması nedeniyle araç sahibine ödenen tazminatın olayda kusurlu olduğu trafik kaza tutanağı ile belirlenen davalıdan tahsili istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 08.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı, 08.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayı ve 28.05.2013 gün ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.

Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” Kararına varmıştır.

Nihayet, aynı konuda Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararıyla; yasakoyucunun “haklı neden” ve “kamu yararı” gerekçesiyle idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargı organına bırakabileceği, davanın somutunda da 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile bu görevin adli yargıya bırakılmasında Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, maddenin iptal isteminin oy birliğiyle reddine karar vermiştir. Anayasa’nın 158. inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararı, yasakoyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, 2918 Sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin bu nedenle Anayasa’ya aykırı olmadığına dair olup, esası itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasanın 158 inci maddesi uyarınca başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin  19.02.2013 gün ve E:2012/463, K:2013/74 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 30.12.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.