Hukuk Bölümü Hüküm Uyuşmazlığı Olmadığına Dair         1996/16 E.  ,  1996/67 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı              : Kocaeli Kültür Müdürlüğü

Davalı               : İzmit Belediye Başkanlığı

 OLAY: Davacı, mülkiyeti İzmit Belediyesine ait Ömerağa Mahallesi, 278 ada, 52 parsel taşınmazda İzmit Belediyesince yapılan otopark inşaat harfiyatı sıra­sında ortaya çıkan antik kalıntılar nedeniyle, İstanbul 2 Numa­ralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 25.1.1992 gün ve 2795 sayılı olan ve makine ile harfiyat yapılmaması, kazının elle yapılarak antik kalıntının ortaya çıkarılması ge­rektiğine ilişkin kararı ile Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin inşaatın durdu­rulması yönünde verdiği, ihtiyati tedbir kararlarına rağmen inşaata devam edildiğini ileri sürerek, muarazanın men’ine, inşaatın durdurulmasına, tarihi eser olarak ko­runmasının sağlanma­sına karar verilmesi istemiyle, 14.2.1992 tarihinde adlî yargı yerinde dava açmıştır.

Kocaeli Asliye Birinci Hukuk Mahkemesi; 9.3.1992 gün ve 105-109 sa­yıyla, hakem sıfatıyla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın idari nitelikte gö­rüldüğü gerekçesiyle tedbir kararını kaldırarak 3533 sayılı Yasa’nın 6. mad­desi uyarınca karar veren Hâkime itiraz hakları bulunduğu kaydıyla, görev­sizlik kararı vermiş; kararın temyizi istemi, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 26.10.1992 gün ve 8102-12426 sayılı kararı ile mahalli mahkemeye başvu­rulması gerektiği gerekçesiyle reddedilmiş; mahkemeye yapılan itiraz da Mahkemenin 16.11.1992 tarihli kararı ile reddedilerek karar kesinleşmiştir.

Davacı, eylemin durdurularak müdahalenin men’ine karar verilmesi iste­miyle 7.6.1993 tarihinde idari yargı yerine başvurmuştur.

Sakarya İdare Mahkemesi; 23.6.1994 gün ve E.93/714, K.94/698 sayıyla; 2577 sayılı Yasanın değişik 2. maddesinde idari dava türlerinin sayıldığı, davacının müdahalenin meni talebinin 2. maddede sayılan iptal veya tam yargı davası ya da genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için ya­pılan her türlü sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlık niteliğinde olmadığı, bu nedenle belediyenin mülkü olan arazide yaptığı harfiyatda ortaya çıkan antik kalıntılara yapılan tecavü­zün önlenmesi dava­sının özel hukuk hükümleri uyarınca adlî yargı yerinde çözüm­lenmesi ge­rektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, bu karar temyiz edilmeye­rek kesinleşmiştir.

Davacının, meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi iste­mine ilişkin 9.11.1994 tarihli dilekçesi üzerine idare mahkemesi dosyası, Başkanın 30.1.1996 sayılı yazıları ekinde Uyuşmazlık Mahkemesine gönde­rilmiştir.

Böylece, adlî ve idari yargı kararları arasında 2247 sayılı yasanın 14. madde­sinde öngörüldüğü şekilde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.

İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Selçuk Tüzün’ün Başkanlığında, O. Hulusi Mustafaoğlu, Ülkü Aydın, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, Ertuğrul Taka ve Halit Karabulut’un katıl­maları ile yaptığı 20.5.1996 günlü toplantıda, Raportör-Hâkim Ayten Anıl’ın raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet Gökalp ile Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı Sinan Yörükoğlu’nun adlî yargı yerinin görevli olduğu yolun­daki yazılı düşünceleri doğ­rultusundaki sözlü açıklamaları da alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı, belediyeden makine ile harfiyat yapılmaması, kazının elle ya­pılarak antik kalıntıların ortaya çıkarılması yolundaki, Kültür ve Tabiat Var­lıklarını Ko­ruma Kurulu kararına uyulmasını istemektedir. Gerek adlî yar­gıda açılan muarazanın men’i davası, gerekse idari yargıda açılan eylemin durdurulması ve müdahalenin men’i davası yukarıda adı geçen kurulun açıklanan kararının gerekle­rine uyulmaksızın yapılan otopark inşaat harfiyatının ve inşaata devam edilmesinin önlenmesine, inşaatın durdurul­ması ve kamu malı olan buluntuların (tarihi eserin) korunmasına yöneliktir. Olayda belediyenin belli koşullara uymadan gerçekleştiği faaliyetin durdu­rulması söz konusudur.

2576 sayılı, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahke­melerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasanın 3410 sayılı Ya­sayla değişik 5. maddesinde, idare mahkemelerinin: a) iptal davaları, b) tam yargı davaları, c) genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin dava­ları, d) diğer kanunlarla verilen işleri ve özel yasalarda idare mahkemeleri­nin görevli olduğu bildirilen davaları çözümleye­ceği belirtilmiş, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 4001 sayılı Yasayla değişik 2. madde­sinde de: a) idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yön­lerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için, çevre, ta­rihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını ya­kından ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere, kişisel hakları ihlal edi­lenler tara­fından açılan iptal davaları, b) idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleş­melerden dolayı taraflar ara­sında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır. (2577 sayılı yasanın 4001 sayılı yasayla deği­şik 2. maddesinin 1-a bendi Anayasa Mahkemesinin 21.9.1995 günlü ve E.1995/27, K.1995/47 sayılı kararı ile iptal edilmiştir).

Kocaeli Kültür Müdürlüğünce açılan dava, bir idari işlemin iptali is­teği de­ğildir. Bir eylemin durdurulması istemidir. Bu istem niteliği itibariyle tam yargı davası konusu da değildir. Bu davada 2576 sayılı Yasanın yukarıda açıklanan 5. maddesinde öngörülen ve idare mahkemelerine verilen diğer görevler arasında da yer almamaktadır.

İdari dava türleri arasında yer almayan, dolayısıyla idare mahkemele­rinin gö­rev alanına girmeyen bu davada, davacı ve davalının kamu kurumu olmaları davaya idari nitelik kazandırmayacağından, muarazanın giderilmesi istemiyle açılan dava­nın görüm ve çözümünün adlî yargıya ait olduğu sonu­cuna ulaşılmaktadır.

Esasen harfiyata devam edilmesi halinde meydana gelebilecek zararın ön­lenmesi için ihtiyati tedbir kararı da adliye mahkemesince verilmiş bu­lunmaktadır.

Öte yandan 3533 sayılı, Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Beledeyiye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İh­tilafların Tahkim Yoluyla Halli Hakkında Kanunun 1. maddesinde; yukarıda sayılan idareler arasında çıkan anlaşmazlıklardan adlî yargının görevine girenlerin bu yasada belirtilen tahkim usulüne göre çözümleneceği belirtil­miştir.

Kaldı ki 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasasının 65. ve 71. maddelerinde, bu yasanın 9. maddesine aykırı hareket edenlerin (izinsiz müda­hale ve kullanma), ağır hapis ve ağır para cezası ile cezalandırılacakla­rına ilişkin hükümler mevcuttur. Bunlar dahi davanın adlî yargı yerinde çö­zümlenmesi gerekti­ğini göstermektedir.

Açıklanan nedenlerle anlaşmazlığın çözümü adlî yargı yerinin göre­vine gir­diğinden Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın adlî yargı yerinde gö­rül­mesi gerektiğine, bu nedenle Kocaeli Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 9.3.1992 günlü ve 105-109 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 20.5.1996 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.